TİSK, yan ödemeler nedeniyle sendikalı iş yerindeki işçinin işverene maliyetinin 1.156 TL daha fazla olduğunu belirterek
yeni bir asgari ücret sistemine geçilmesini önerdi.
Cahit UYANIK
yeni bir asgari ücret sistemine geçilmesini önerdi.
Cahit UYANIK
Belki inanmayacaksınız ama
patronlar da asgari ücretten şikayetçi...
İşveren sendikalarının çatı
örgütü konumundaki Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), asgari ücretin yükünün sendikalı iş yerlerinde,
sendikasız iş yerlerine göre işçi başına 1.156 TL daha fazla olduğunu
belirtiyor. TİSK, bu adaletsizliğin yaşanmaması için öneriler de getiriyor.
Ayrıntısına bakalım...
TİSK, toplu iş sözleşmesi
uygulanmayan bir iş yerinde, bir işçinin işletmeye aylık maliyetinin 1.411 TL olduğunu belirtiyor... Toplu iş sözleşmesi uygulanan iş yerlerinde ise -işçilere
yapılan yan ödemeler de hesaplamaya girdiğinden- bir işçinin maliyeti 2.567 TL... Arada 1.156 TL fark var ki, TİSK bunun sendikasız-sendikalı iş yerlerinin
maliyetleri açısından 'ciddi bir haksız rekabete yol açtığını' söylüyor.
TİSK, devletin işçilere yapılan
tüm yan ödemeler ile sosyal yardımları SGK primine tabi tuttuğunu; ancak
bunları ücret kabul etmediğini (eğer ücret yani gider kabul edilseydi, işveren
daha az vergi ödeyebileceğini anlatmaya çalışıyor) bunun da bir başka haksız
rekabet unsuru olduğunu ifade ediyor.
TİSK'in önerdiği çözüm ise iki
seçenekli:
1) AB'de olduğu gibi sendikalı
iş yerlerinde yasal asgari ücret uygulanmasın ve asgari ücret işçi-işveren
arasında müzakere ile belirlensin...
2) Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ücreti; sendikalı ve sendikasız iş yerlerine göre farklılaştırsın...
TİSK, devlet memurlarına
uygulanan asgari ücret tanımının işçilere de uygulanması ile devamlılık
arz eden tüm nakdi ödemelerin asgari ücret sayılmasını (dolayısıyla vergi
matrahı oluşumunda dikkate alınması) istiyor.
Asgari ücret konusu Nasrettin Hoca fıkrasına benziyor:
Sen de haklısın (işçiler), sen
de haklısın (sendikalaşmaya izin veren işverenler)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder