7 Aralık 2017 Perşembe

1969'DAKİ EL AKSA YANGINININ DOĞURDUĞU BİRLİK: İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI (İKT) VEYA İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT-OIC)


1969 yılında Kudüs'teki El Aksa Camisinin kundaklanması, İslam alemini hızla bir araya getirmişti.

Cahit UYANIK

Türkiye, geçen kasım ayı başında İstanbul'da, ekonomi ağırlıklı, önemli ve çok sayıda ülkenin veya uluslararası kuruluşun katıldığı bir toplantıya daha ev sahipliği yaptı: İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 25'inci toplantısı. Türkiye, daha bu toplantıdan 1 ay önce IMF-Dünya Bankası sonbahar dönemi yarıyıl toplantılarına ev sahipliği yapmıştı. Böylece Türkiye ve İstanbul, dev kongre organizasyonları yapma konusundaki becerisini de dünyaya iyice göstermiş oldu. Peki İSEDAK toplantılarının önemi neydi? Bu konuya daha önce az ilgi duymuş veya hiç bilgi sahibi olmayanlar için öncelikle İKT'yi anlatıp, ondan sonra İSEDAK'a geçmekte fayda var.

İKT, günümüzde nüfusunun çoğunluğu veya bir kısmı Müslüman olan ülkelerin üye olduğu, Genel Sekreterliği Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde bulunan ve üye ülkeler arasında politik, ekonomik, kültürel, bilimsel ve sosyal dayanışma ve işbirliğini amaçlayan uluslararası bir kuruluş. Teşkilatın üye sayısı 57. Ayrıca birçok gözlemci üyesi var. İKT, Birleşmiş Milletler'den sonra en fazla üyeye sahip teşkilat. İKT'nin resmi dilleri ise İngilizce, Fransızca ve Arapça. 

İslam ülkelerinin devlet başkanlarının katılacağı bir zirve konferansı tertiplenmesi fikri, İsrail işgali altında bulunan Kudüs'teki El-Aksa Camii'nin 1969 yılı Ağustos ayında kundaklanmasına bir reaksiyon olarak ortaya çıktı ve 1969 yılı Eylül ayında 24 ülkenin katılımıyla Rabat'da Birinci İslam Zirve Konferansı gerçekleştirildi. Böylece, İKT'nın temelleri atıldı.

Bunu takiben 1970 yılı Mart ayında İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları Cidde'de toplandı ve İKT Genel Sekreterliği'ni kurdu. İKT'nin Anayasası (Charter) ise 1971 yılında yapılan İkinci İslam Dışişleri Bakanları Konferansı'nca hazırlandı ve 1972 yılında toplanan Üçüncü Dışişleri Bakanları Konferansı'nca onaylandı. İslami dayanışmanın önemini vurgulayan ve üye ülkelerin Birleşmiş Milletler Anayasasına ve insan haklarına saygılı olduklarını belirten bu Anayasa 1 Şubat 1974 tarihinde de Birleşmiş Milletlerce tescil edildi. İKT'nın faaliyetleri esas olarak Zirve Konferansları, Dışişleri Bakanları Konferansları ve Daimi Komitelerin toplantıları tarafından belirleniyor. Bu toplantılarda İslam ülkelerinin siyasi, ekonomik ve kültürel meseleleri görüşülerek, üye ülkeler arasında dayanışma ve işbirliğini amaçlayan kararlar alınıyor. İKT'nin en üst düzeydeki yöneticiliği olan Genel Sekreterlik görevini ise şu anda bir Türk, Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu yürütüyor.

Türkiye ilk kez, 1975 yılında yapılan 6. Dışişleri Bakanları Konferansı'nda Dışişleri Bakanı düzeyinde İKT'de temsil edildi. Türkiye'nin devlet başkanı düzeyinde katıldığı ilk İslam Zirvesi ise 1984 yılı Şubat ayında Kazablanka'da yapılan 4. İslam Zirve Konferansı oldu. 4. İslam Zirve Konferansı'nda Türkiye, Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK-İngilizce kısaltması COMCEC)başkanlığını Cumhurbaşkanı düzeyinde üstlendi. Yani Türkiye'de cumhurbaşkanı seçilen kişi otomatikman İSEDAK'ın da başkanı oluyor. Şu anda da İSEDAK'ın başkanı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. İSEDAK, öz olarak üye ülkeler arasında çok taraflı ekonomik ve ticari işbirliğinin geliştirilmesi ve koordinasyonu ile görevli. İKT'ye üye 57 ülke, İSEDAK'ın da üyesi. Ayrıca 5 gözlemci üyesi var. Türkiye'de İSEDAK faaliyetleri Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından koordine ediliyor. 

Aslında İSEDAK toplantıları geleneksel olarak İKT üyesi ülkelerin ekonomi ve ticaretten sorumlu bakanlarının katılımıyla gerçekleştiriliyor. Ama 25'inci yıldönümü vesilesiyle bu yılki İSEDAK toplantısı bir 'Ekonomi Zirvesi' biçiminde tasarlandı. Devlet başkanları düzeyinde, ekonomik işbirliği alanında ilk kez düzenlenen 'İSEDAK Ekonomi Zirvesi'nde, 25 yıllık faaliyetler değerlendirildi ve üye ülkeler arasındaki işbirliğinin geleceğe ilişkin somut adımları en üst düzeyde görüşülüp karara bağlandı.

İSEDAK, 25 yıllık tarihi boyunca tercihli ticaret sistemi, ticaretin finansmanı ve teşviki, yatırımların garantisi ve ihracat sigortası, standartların uyumlaştırılması, özel sektör toplantıları, ticaret fuarları gibi pek çok alanda kapsamlı projeler başlattı ya da sonuçlandırdı. Halen sürmekte olan küresel ekonomik kriz karşısında İslam ülkeleri arasındaki sermaye hareketlerinin arttırılması ve üye ülkeler arasındaki gerçek ekonomik faaliyetlerin teşvik edilmesinin ise büyük önem kazandığı düşünülüyor. İstanbul'daki toplantılarda da mutad gündem maddelerine ilaveten küresel ekonomik kriz, enerji konuları ve gıda güvenliği gibi güncel uluslararası sorunlar ele alındı.

İKT ve İSEDAK'ın en göz alıcı projesi ise tercihli ticaret anlaşmasının devreye alınması çabaları. Tercihli ticaret anlaşması devreye girdiğinde, üye ülkeler birbirleriyle daha düşük gümrüklerle mal alıp satabilecekler. Yani İslam ülkelerinin birbirlerinden ticareti daha artacak. Tercihli Ticaret Sistemi Çerçeve Anlaşması, 2002 yılında yürürlüğe girmişti. Ancak bu anlaşmaya işlerlik kazandırmak için İSEDAK Ticaret Müzakereleri rauntları düzenlendi ve 2005 nisan ayında tamamlanan birinci müzakere raundunda 'TPS-OIC Tercihli Ticaret Sistemi Protokolü (PRETAS)' hazırlandı. 2007 eylül ayındaki ikinci rauntta da 'TPS-OIC Menşei Kuralları' tamamlandı. PRETAS'ın yürürlüğe girebilmesi için en az 10 ülke onayı gerekiyordu ve Bangladeş'le bu sayı tamamlandı. Şimdi gözler son aşama olan menşei kurallarına ilişkin düzenlemede 10 imza sayısına ulaşılmasında... 

Geçen ayki toplantıda konuşan İSEDAK Başkanı ve Cumhurbaşkanı Gül de, İKT Tercihli Ticaret Sistemi'nin bir an önce işlerlik kazanması için son aşama olan menşei kuralları anlaşmasında imzaların tamamlanmasını istedi. Gül, 2005 yılında kabul edilen 10 yıllık eylem programıyla 2015 yılında  üye ülkeler arasındaki ticaret hacminin yüzde 20'ye çıkarılmasını hedeflediklerini ifade ederek, "İKT üyesi ülkelerin toplam dış ticaret hacminde İKT içi ticaretin  yüzde 16'lara yükseltilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Öte yandan Türkiye'nin  İKT ülkeleriyle olan ticareti son 8 yılda 5 kat artmıştır. Bu artışın sürmesi  konusundaki kararlılığımızı burada yinelemek isterim. Yürürlüğe girmesi için 10  ülke tarafından onaylanması gereken PRETAS olarak isimlendirdiğimiz Tercihli  Tarifeler Protokolü'nü Bangladeş ve Katar'ın yürürlüğe koyacakları müjdesi bizleri  ziyadesiyle sevindirdi. İKT Tercihli Ticaret Sisteminin bir an önce işlerlik  kazanması bizleri İKT içi ticaretin geliştirilmesinde çok daha ileri noktalara  taşıyacaktır. Bu bakımdan halen 4 ülke tarafından onaylanan Menşei Kurallarının da  en az 6 ülke tarafından daha bir an önce onaylanması gerekmektedir. Bu bağlamda  saygıdeğer devlet başkanlarının gerekli talimatları vermelerinin önemini  vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

Toplantı, benzerleri gibi bir sonuç bildirisi ile bitirildi. Bildiride “Bizler ileriye dönük olarak ticaretin  serbestleştirilmesi ve ülkelerin sermaye piyasası kurumları arasında finansal  işbirliğinin sağlanması, özel sektör arasında doğrudan yatırım ve ortaklığın  artırılması ve yoksulluğun azaltılmasına yönelik olarak çabaların  yoğunlaştırılması sayesinde İKT içi ticaretin artırılması hedefi doğrultusunda  ekonomik ve ticari işbirliğinin geliştirilmesi yönündeki taahhüdü tekrarlıyoruz”  denildi. İKT tercihli ticaret sisteminin uygulanması yönünde yapılan çabalara da değinilen bildiride, üye devletler tercihli  ticaret sistemi protokolü ve menşei kuralları anlaşmasını mümkün olan en kısa  zamanda imzalamaya ve onaylamaya davet edildi. Ayrıca İSEDAK başkanı olan Türkiye'ye üye  devletlere onaylama süreçlerinin hızlandırılması konusunda tavsiyelerde ve  yardımda bulunacak bir misyon tesis etmesi çağrısında bulunuldu.

Enerji konusunda yenilenebilir enerji  kaynaklarının teşvik edilmesi, enerjinin verimli olarak kullanılması ve bu enerji  kaynaklarının keşfi ve üretimine geçilmesi konusunda yatırımların artırılmasını  öngörüldüğü anlatılan bildiride, düşük gelirli ve gıda yoksunu ülkelerde gıda krizinin etkilerinin azaltılması  yönündeki ivedi ihtiyacın altı çizildi. Bildiride  
gıda güvencesi ve tarımsal  işbirliği alanında İKT içerisinde ortak bir eyleme duyulan ihtiyaç yinelenerek,  İSEDAK'ın bu bağlamda aktif bir rol üstlenmesi istendi.
Not: İKT'nin ismi, 2011 Haziran ayında Astana'da düzenlenen 38. Dışişleri Bakanları Konseyinde İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT-OIC) olarak değiştirilmiştir.

(Bu yazı, TSE'nin yayın organı Standart Dergisinin Aralık-2009 sayısında "İslam Dünyasında Türkiye'nin Ekonomi Konularındaki Öncülüğü 25 Yaşına Ulaştı" başlığı ile yayınlanmıştır.)        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder