Cahit UYANIK
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Türkiye'de iktidarın ateşten gömlek olduğunu giderek anlıyor. Seçim sonrasının o cicim günleri bitti. Nema ödemeleri, Nereden Buldun Yasasının iptali, Duble Yol Projesi konusunda ortaya çıkan gerçekler, IMF'nin Türkiye'ye geldiğinde nasıl bir tavır takınacağının belli olmayışı, İhale Yasasındaki sürpriz değişiklik çabaları, ABD'nin Irak konusundaki ölçüsüzlüğe varan baskıları, Tayyip Erdoğan'ın şahsı için yapılan anayasal düzenlemelere gösterilen tepki AKP Hükümetini zorlamaya başladı. Bu sorunlar listesinin önümüzdeki günlerde daha genişleyerek büyüyeceğini söyleyebiliriz.
Ortaya çıkan ilk verilere göre AKP Hükümeti dağınık ve koordinasyonsuz bir görüntü veriyor. Bazıları buna 'Tek başına koalisyon modeli' diyor. Gerçekten de AKP'nin değişik fikir ve ideolojileri bünyesinde barındıran yapısı hükümette karışıklık şeklinde ortaya çıkıyor. Üstelik kabineye alınmayan milletvekilleri de pek rahat durmuyorlar. Birçok bakanlıkta AKP'li milletvekillerinin egemenliği gözlenmeye başladı. Bürokrasi ise bu durumdan hayli rahatsız. AKP'nin RP, ANAP, DYP ve MHP'li yapısı yavaş yavaş ülkeye bazı maliyetler çıkartıyor.
Oysa AKP'nin beyin takımını oluşturan isimler, kendilerinin iktidara hazırlıklı olduklarını söylemişlerdi. Görülüyor ki bu hazırlıklar pratikten çok siyasi hamasete yönelikmiş. AKP'nin bu dağınık yapısının geri planında acaba Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olmaması mı var? Bu soruya bir ölçüde 'evet' demek mümkün. Ama her fırsatta planlı-programlı bir parti olduğunu söyleyen ve Başbakan Gül'e 'Kardeşim' diye seslenen Erdoğan'ın yokluğunun bu kadar etkili olmaması gerekir.