Cahit UYANIK
Türkiye'de iktidara gelen siyasi partilerin kendi adamlarını bürokrasinin kilit noktalarına yerleştirmelerine alıştık. Siyasi istikrarsızlık ortamında koltuğunu 1 yıldan fazla koruyabilen yüksek dereceli bürokratlar artık 'Uzun süre görevde kaldı' şeklinde değerlendiriliyor. Değişiklik furyası sadece iktidarların gelip gitmesiyle de sınırlı değil. Aynı bakanlık koltuğuna aynı partiden ama farklı isimler otursa bile üçlü kararnameler hazırlanıyor. İşte o zaman gelsin genel müdürler, gitsin müsteşarlar... Yani kadrolaşma bırakın partiyi, isme göre yaşanmaya başladı bürokraside...
Yalnız politikacıların bu konuda ortaklaşa bir tavırlarına dikkat çekmek istiyorum. Eskiden bürokrasi operasyonları en fazla genel müdür yardımcıları seviyesine kadar inerdi. Daha alt düzeydeki memurların politikacılarla, politikacıların da onlarla ilgileri pek yoktu. Atama, nakil talepleri dışında...
Refah Partisinin iktidara gelmesiyle bu davranış kalıbı kökten değişti. Meslektaşlarımızın yazdığı 'Ahçıya kadar değiştirdiler' başlıklı haberler harfiyen doğru. Söz gelimi Başbakanlık... Yaklaşık 15 yıldır bürokrasinin çok değişik kademelerinde görev yapmış ve son gelişmelerin ardından DYP'nin kontrolündeki bir bakanlığa kapağı atmış bir hanımefendiye göre, Erbakan geldikten sonra Başbakanlık'taki memurlar bile değiştirildi.
Bürokrat hanımefendi 1983'ten beri görev yapan Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller olmak üzere hiç bir başbakanın bu kadar alt dereceli memurlarla uğraşmadığını hayretle anlatıyor. Tabii bu operasyonlar daha çok devlet bakanları kanalıyla yürütülüyormuş.