Cahit UYANIK
Geçen hafta çok yoğun siyasi tartışmalar sürerken Yüksek Seçim Kurulu ve Devlet İstatistik Enstitüsü arasında Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren bir protokol imzalandı. İmza sonrasında yapılan açıklamada Türkiye'nin Şubat ayından itibaren seçim yapabilir hale geleceği ifade edildi. Bu açıklama Refahyol Hükümeti devrilmezden önce muhalefet partilerinin üzerinde uzlaştıkları seçim takviminin bir unsurunun daha tamamlandığını gösteriyordu. Önce Nüfus Tespiti Yasası, şimdi de 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim Yasası çıkarıldı. Geride kala kala dokunulmazlıkların kaldırılması var ki, bu konuda yaşanan 'yol kazası'nın Ekim'de Meclis açılır açılmaz telafi edileceği anlaşıldı.
Bu noktada Türkiye'nin 24 Mart 1998'den sonraki 1 veya 1,5 ay içinde bir genel seçim yaşayacağını söylemek sanırım safdillik olmaz. Bu öngörüyü çeşitli gerekçelere dayanarak yapıyorum. İlk gerekçem 8 yıllık kesintisiz eğitimin hemen uygulamaya konulmasına ilişkin karardan kaynaklanıyor. Hatırlarsanız Anasol-D'nin ilk günlerinde 8 yıllık eğitimin gelecek yıl yani 1998-1999 yılı eğitim öğretim döneminde uygulanmaya başlanacağına ilişkin değerlendirmelerden hiç ses seda yok. Bu erteleme havası; hükümetin önümüzdeki ilkbaharda yapılacak bir seçimde 8 yıllık eğitim konusunu, RP'nin 'İmam hatipleri kapattılar' söylemine karşı ciddi bir seçim kozu olarak kullanmaya hazırlandığını gösteriyor.
İkinci hareket noktam 24 Mart 1998'de yerel seçimlere 1 yıl kalacak olması... Bu tarihten sonra alınacak herhangi bir milletvekili seçimi kararı, anayasa gereğince iki seçimin birleştirilmesini zorunlu kılıyor.