Cahit UYANIK
IMF ile 5'inci Gözden Geçirme kapsamındaki ikinci tur görüşmeler dün sonuçlandı. Uzun zamandır ilk kez bir Ekonomiden Sorumlu Bakan ile bir IMF Masası Şefi yanlarına Merkez Bankası Başkanı ve Hazine Müsteşarını alarak, aynı zamanda IMF Türkiye Temsilcisinin de katıldığı ortak basın toplantısı düzenleyip ekonomiye ilişkin olumlu mesajlar verdiler.
Unutanlar çıkabilir, IMF ile 2000 yılında program başladığında bu tip ortak basın toplantıları düzenlenir ve kimse yadırgamazdı. Ama daha sonra program kötüye doğru gitmeye başlayınca 'Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna' felsefesi ile ayrı ayrı mesajlar verilmeye başlandı.
Günlerce IMF Heyeti ile alt alta üst üste güreş tutar havasında pazarlıklar yapan siyasetçiler, nedense aynı mikrofona konuşmaktan kaçınır oldular. Oysa programın sorumluluğü ortaktı. Hava ılımlı iken ortaklık, hava bozulunca 'karakter atma' manzaraları pek hoş kaçmıyordu. Şimdilik AKP Hükümeti eski modaya dönüş yapmışa benziyor. Ne zaman ki ayrı ayrı açıklamalar yapılmaya başlanır; bilin ki o zaman işler sarpa sarmaya başlamıştır.
Dünkü basın toplantısının en olumlu haberlerinden birisi kamu borçlarının milli gelire oranının yüzde 70'lerin altına düşecek olmasıydı. Daha 2 yıl önce bu rasyo yüzde 92 düzeyinde bulunuyordu. Sırf bu rakam bile neden ekonomide her şey iyiye gitmesine rağmen rahatlama hissetmediğimizi gösteriyor. Bu rahatlığı söz konusu rasyo yüzde 55'ler düzeyine inmeden pek hissedeceğimiz de yok. Çünkü geçmiş deneyimler Türkiye gibi hızlı çoğalan, az üreten ve dolayısıyla az tasarruf eden bir ülkenin borçlanma kapasitesinin yüzde 50'ler düzeyinde olduğunu gösteriyor.