Cahit UYANIK
Borç, günümüz yaşamının bir gerçeği. İnsanoğlunun parayı icat etmesiyle birlikte, bu kavram yaşamımıza girmiş oldu. Paranın Anadolu toprakları üzerinde icat edildiğini kesin olarak biliyoruz. Para icat olunca borç da onu takip etti. Eskiden kağıt olmadığı için borç-alacak senetleri taş veya kilden tabletler üzerine kazınıyordu. Özellikle Orta Anadolu Bölgesi'ndeki arkeolojik kazılarda böylesine yüzlerce borç-alacak senedi açığa çıkarıldı. Bu tabletler şimdi müzelerde meraklı ziyaretçileri bekliyor.
Günümüz orta yaş kuşağı ise borç kavramını veresiye defterleri ile tanıdı. Her bakkalın, manifaturacının, konfeksiyoncunun, terzinin veya dişçinin bir veresiye defteri mutlaka vardı. Hangimiz çocuklumuzda kulağının arkasından aldığı mürekkepli kurşun kalemi diline dokundurarak, büyük bir dikkat içinde, veresiye defterinin bir sayfasındaki anne veya babamızın isminin karşısına rakamları sıralayan esnafı meraklı gözlerle izlemedi? Artık veresiye defterleri maziye karışmak üzere. O güzelim defterlerin yerini kredi kartı pos aletleri, küçük alışveriş slipleri, kredi kartı hesap ekstreleri aldı.