17 Mayıs 2018 Perşembe

AKARYAKIT FİYATINA DEVLET BÜTÇESİNDEN DESTEK: ÖTV, PETROL VEYA DÖVİZ KURU ARTIŞI TUTARINDA AZALTILACAK


Türkiye uzun yılların ardından; genel tüketim amaçlı akaryakıt fiyatlarına bütçe desteği vermeye yeniden başlıyor. Destek, akaryakıt fiyatını sabit tutabilmek için vergi gelirinden vazgeçilmesi şeklinde işleyecek. Hedef; akaryakıt fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısını asgariye indirmek... 

Buna göre akaryakıt ürünlerinin yurt içi rafineri çıkış tutarında, uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı artışlarda ÖTV, gerçekleşen artış tutarı kadar düşürülecek. 

Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı azalışta ise ÖTV, bugün itibarıyla geçerli vergi tutarlarını geçmeyecek şekilde uygulanacak. 

Konuya ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 
Buna göre, benzin, motorin, LPG'nin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) ilan edilen akaryakıt bayi satış fiyatlarına esas alınan yurt içi rafineri çıkış tutarlarında, uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı artışlarda, bu malların tabi olduğu ÖTV, artış tutarı kadar azaltılacak. 
Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı azalış durumunda ise ÖTV, bugün itibarıyla geçerli vergi tutarlarını geçmeyecek şekilde uygulanacak.
Akaryakıt ürünlerinin ithalat yoluyla temin edilmesi halinde, ÖTV de yeni düzenleme esas alınarak belirlenecek. 
Yurt içi rafineri çıkış fiyatı bulunmayan malların ÖTV'si, EPDK tarafından belirlenen baz fiyatlar esas alınarak tespit edilecek.

EKONOMİ FIKRALARI: PATLICAN DALKAVUĞU...


Padişahın biri patlıcan yemeğini çok severmiş. 
Bir gün yemekte; 

- Şu patlıcan ne güzel sebzedir. demiş. 
Dalkavuğu hemen: 
- Haklısınız Sultanım. Bu patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, yemeğe doyamazsınız diye methiyeler düzmüş. 
Derken birkaç gün sonra yemekte yine patlıcan varmış. 

14 Mayıs 2018 Pazartesi

TÜRKİYE YABANCI SERMAYE ÇEKMEK İÇİN PROMOSYON OFİSİ KURUYOR

YABANCI SERMAYEYE 'TASK FORCE'

Cahit UYANIK

Türkiye'de ciddi bir sorun haline gelen yabancı sermaye yatırımı çekilememesi konusuna çözüm arayışlarında yeni bir noktaya gelindi. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde kurulacak olan Yabancı Sermaye Promosyon Ofisi'nin, ülke için yabancı sermaye arayacak bir 'task force' tipi örgütlenmeye gitmesi üzerinde duruluyor. 

Buna göre Hazine'de Türkiye ekonomisini çok iyi tanıyan, aynı zamanda dünya ekonomisindeki genel gidişatı çok iyi bilen uzmanlardan bir grup kurulması gündeme geldi. Bu uzmanlar, dünyada yabancı yatırımların hangi alanlara yatırım yapmak istediğini tespit ederek, Türkiye'de bu ortamın oluşturulması için çalışacak. Daha sonra bu yatırımcıların ayağına kadar giderek Türkiye'nin yatırım alanlarını pazarlayacak. Hazine yetkilileri, projeyi Dünya Bankası ve IMF'nin de desteklediğini belirttiler.

13 Mayıs 2018 Pazar

EKONOMİ FIKRALARI: EN BAŞTAKİ KAOSU KİM YARATTI?



Bir operatör doktor, bir fizikçi ve bir iktisatçı dünyanın en eski mesleğinin hangisi olduğunu tartışıyorlarmış. Operatör demiş ki; "En eski meslek operatörlüktür. Çünkü Tanrı, Havva'yı Adem'in kaburgasından yarattı. Bu bir operasyondur. O nedenle de dünyanın en eski mesleği operatörlüktür."

Fizikçi atılmış: "Adem ile Havva'dan önce en başta kaos vardı. Sonra ışık ortaya çıktı. Bu ışık fiziksel bir olaydır. Dolayısıyla dünyanın en eski mesleği fizikçiliktir." 

İktisatçı başını kaşımış, gülmüş ve "O en baştaki kaosu kim yarattı zannediyorsunuz" demiş.

(Anonim) 

11 Mayıs 2018 Cuma

PETROL 100 DOLAR OLURSA CARİ AÇIK 52 MİLYAR DOLARA ÇIKAR


Cahit UYANIK 

Ham petrol 2008 yılı boyunca 100 dolarlık ortalama fiyattan işlem görürse Türkiye'nin toplam faturası 19 milyar dolara çıkacak.
Türkiye'nin geçen yılki toplam ham petrol faturasının ise ortalama 70 dolarlık fiyattan 13-13.5 milyar dolar düzeyinde kesinleşmesi bekleniyor. 
Bu durumda 100 dolarlık ortalama fiyat gerçekleşirse Türkiye'nin fatura artışı 5.5-6 milyar dolar olacak. Ham petrol faturasındaki artış Türkiye'nin cari açığını olumsuz yönde etkileyecek. 

IMF HANGİ ÜLKEYE, NE KOŞULLARDA, NASIL KREDİ VERİYOR?




ULUSLARARASI PARA FONU BİLGİ BELGESİ (2014)

IMF’nin en önemli sorumluluklarından biri ödemeler dengesi ile ilgili gerçek veya potansiyel sorunları olan üye ülkelere kredi sağlamaktır. Bu finansal yardım, ülkelerin uluslararası rezervlerini yeniden oluşturma, para birimlerini istikrara kavuşturma, ithalat ödemelerine devam edebilme ve güçlü ekonomik büyüme için gerekli koşulları yeniden gerçekleştirebilme çabalarına destek olurken bunların altında yatan sorunları düzeltmelerine yönelik politikaları da ele almaktadır. Kalkınma bankalarının aksine IMF, özel projelere kredi sağlamamaktadır.

Bir ülke IMF’den ne zaman borç alabilir?

Bir üye ülke gerçek anlamda veya potansiyel ödemeler dengesi sorunu ile karşı karşıya ise IMF mali yardımı için talepte bulunabilir. Başka bir deyişle, ileriye yönelik yeterli düzeyde rezerv tamponlarını korurken net uluslararası ödemelerini karşılayacak, ödeyebileceği koşullarda yeterli finansman bulamazsa böylesi bir talepte bulunabilir. Bir IMF kredisi, bir ülkenin ödemeler dengesi sorununu düzeltmek için yapması gereken uyum politikaları ve reformlarını yumuşatan ve güçlü ekonomik büyüme için gereken koşulların yeniden oluşmasını sağlayan bir “yastık” gibi düşünülebilir.

IMF kredilerinin değişen doğası

IMF tarafından sağlanan kredilerin hacmi zaman içerisinde önemli dalgalanmalar sergilemiştir. 1970’lerde yaşanan petrol şokunu ve 1980’lerdeki borç krizini IMF kredilerindeki sivri artış takip etmiştir. 1990’larda Orta ve Doğu Avrupa’da yaşanan geçiş süreci ve yükselen piyasa ekonomilerinde görülen krizler IMF kaynaklarına yönelik talepte sıçramalara neden olmuştur. Latin Amerika ve Türkiye’de yaşanan derin krizler IMF kaynaklarına yönelik talebin 2000’lerin başında da yüksek seyretmesini beraberinde getirmiştir. IMF kredileri 2008’den itibaren tekrar yükselişe geçmiştir.

10 Mayıs 2018 Perşembe

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN DESTEĞİ İÇİN 'ÇİFTÇİ' İLE 'KÖYLÜ' AYRILDI



Cahit UYANIK

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in bir süre önce tartışmaya açtığı "çiftçi" ile "köylü" kavramının birbirinden ayrılması için ilk adım atıldı. Yüksek Planlama Kurulu (YPK), "Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi"ni kabul etti. Strateji, Türkiye'deki kırsal kalkınma faaliyetlerinin bütüncül bir çerçevede oluşturulmasını hedefliyor. Stratejinin pratik ayrıntılarının netleştirilmesi için ayrıca önümüzdeki aylarda bir "Ulusal Kırsal Kalkınma Planı" da hazırlanarak kısa süre içinde uygulamaya konulacak.

Avrupa Birliğine (AB) uyum ve AB'nin kırsal kalkınma desteklerinden yararlanabilmek için önem taşıyan stratejide ana ilke, kırsal kesimde yaşayanların gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin her açıdan yükseltilerek, kırda yaşamaya devam etmelerini sağlamak olarak belirlendi. Kırsal kesimde yaşayanların sadece tarımsal faaliyet değil, başka faaliyetlere de yönlendirilmesini amaçlayan stratejide kırsal alanlar "Nüfusu 20 bin ve daha fazla olan kentsel yerleşmeler dışındaki yerler" olarak tanımlandı.


Stratejide Türkiye'de halen kentsel ve kırsal alanlar arasındaki gelişmişlik farklarının önemini koruduğu belirtilerek, bunun sonucu olarak çalışma çağına giren nüfusun köyleri terk etme eğiliminde oldukları anlatıldı. Marmara Bölgesi, Ankara, Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunan illerdeki köyler göç alırken, ülkenin kalan kısmının  ağırlıklı olarak göç verdiği anlatılan stratejide, tarım sektörünün istihdamdaki payının 1990'da yüzde 46,9 iken 2004'te yüzde 34'e düştüğü ifade edildi. Göç eğilimlerinin kırsal ekonomide işgücü ve sermaye kaybına  neden olduğu, kırsal istihdamın üçte ikisini tarım sektörü çalışanlarının oluşturduğu anlatılan stratejide bu kesimde çalışanların çoğunun gizli işsiz durumunda bulunduğu belirtildi.      

9 Mayıs 2018 Çarşamba

DOLARIN 4,37 TL İLE TARİHİ ZİRVEYE ÇIKMASININ ARDINDAN YAPILAN TOPLANTIDA ALINAN KARARLAR


"MERKEZ BANKASI ELİNDEKİ ARAÇLARI ETKİN ŞEKİLDE KULLANMAYA DEVAM EDECEK"

CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BAŞKANLIĞINDA BEŞTEPE’DE YAPILAN EKONOMİ DEĞERLENDİRME TOPLANTISINA İLİŞKİN AÇIKLAMA
(09.05.2018-Çarşamba)
Toplantıda, hükümetin, para ve maliye politikaları konusundaki hedeflerine ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir. Bu çerçevede;
Ülkemiz ekonomisinin en önemli çıpalarından olan mali disiplinden asla taviz verilmeyecektir.
Harcamalarda ortaya çıkan artışları telafi edecek önlemler hayata geçirilmektedir.
Orta ve uzun vadede kamu maliyesinde bozulmaya yol açmayacak bir yaklaşımla hareket edilecektir.
Faiz ve döviz kuru baskısını azaltmak, bununla birlikte enflasyonla daha etkin mücadele etmek için gereken tedbirler alınacaktır. Bunun için Merkez Bankası elindeki araçları etkin şekilde kullanmaya devam edecektir.

EKONOMİ FIKRALARI: DÜNYANIN EN AKILLI ADAMINI ARAYAN KEŞİŞ VE NASREDDİN HOCA

Keşişin biri dünyanın en akıllı adamını bulmak için, diyar diyar gezerken, Nasreddin Hoca’nın köyüne uğramış ve köylülere sormuş:
- Sizin köyün en akıllı adamı kimdir?
- Nasreddin Hoca, demiş köylüler.
Bunun üzerine keşiş köy meydanında Hoca ile hiç konuşmadan görüşmeye başlamış. Zekasını ölçmek için eline bir çomak almış, yere bir daire çizmiş.
Nasreddin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş. Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş.

7 Mayıs 2018 Pazartesi

ABDULLAH GÜL, AB İLE MÜZAKERE POZİSYONUMUZU BELİRLEYEN ÜNLÜ LÜKSEMBURG ZİRVESİNDE 2 KRİTİK MADDEYİ KABUL ETMEMİŞTİ

Gül'ün 03 Ekim 2015 tarihinde, yani 10 yıl sonra
Lüksemburg Zirvesiyle ilgili paylaştığı tweet 
GÜL'DEN BİRİNCİ VE BEŞİNCİ MADDELERE VETO

Cahit UYANIK-Ankara

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün (AB ile gerçekleştirilen, Müzakere Çerçeve Belgesinin ele alındığı 03 Ekim 2005 tarihli Lüksemburg Zirvesi) tartışmalı geçen görüşmeler boyunca reddettiği öneriler, Müzakere Çerçeve Belgesindeki 2 madde üzerinde düğümleniyor: 1. ve 5. maddeler. 

Avusturya'nın imtiyazlı ortaklık veya onu çağrıştıracak ifadeleri dahil etmek istediği birinci madde belgede "Müzakere Prensipleri" başlığı altında bulunuyor. Bu madde, ağırlıklı olarak 17 Aralık 2004 tarihli zirve kararının bir tekrarı niteliğinde. Avusturya, bu maddeye imtiyazlı ortaklıkla ilgili bir ekleme yapılmasını istiyordu. 

Ancak bu maddede zaten, müzakerelerin açık uçlu bir süreç olduğu ve sonucunun garanti edilemeyeceği belirtiliyordu. Maddede ayrıca Türkiye, üyelik yükümlülüklerinin tamamını yüklenecek durumda değilse, güçlü bağlarla AB'ye bağlanması üzerinde duruluyordu. 

4 Mayıs 2018 Cuma

EKONOMİ HİKAYELERİ: HER ŞEY ASLINA RÜCU EDER

Hükümdarın biri ülkesini iyi idare etmekten aciz kaldığı günlerde halkını toplayıp istişare eder:
"Dertlerinize bir türlü derman bulamıyoruz, acaba nerede yanlış yapıyoruz? Kimse bir yanlışımızı göstermiyor. Hızır gelse de, hatamızı söylese diye düşünüyorum bugünlerde."
Mecliste bulunanlardan fakir bir adam hemen söze karışır:
"Hükümdarım, ben size Hızır'ı getiririm, eğer beni içine düştüğüm geçim sıkıntısından kurtarırsan..." der. Buna çok sevinen hükümdar, fakir adama:
"Buyur" der, "Sana bir kese altın. Rahatını sağla, huzurunu temin et. Bu ailene ömür boyu yeter. Ancak Hızır'ı da getir. Şayet verdiğin sözde durmaz da bana Hızır'ı getirmezsen vereceğim cezanın da çok ağır olacağını unutma."

2 Mayıs 2018 Çarşamba

ENERJİDE KILIÇLAR ÇEKİLDİ, ELEKTRİK DERNEĞİ BASILIRKEN SANAYİCİ SANTRAL KAPATIYOR



Cahit UYANIK 

Enerjide kesintiyle başlayan, özel santralların üretimi durdurmasıyla devam eden kavga büyüyor. Rekabet Kurulu, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in kesintilerden sorumlu tuttuğu özel üreticilerin derneğine baskın düzenledi. Santral kapatan Akenerji Genel Müdürü Önder Karaduman'ın başkanlığını yaptığı Elektrik Üreticileri Derneği, 10 Temmuz günü baskına uğradı.

RK uzmanları, bazı belgelere ve dokümanlara el koydu. Kurulun baskın gerekçesi ise "piyasadaki arzı sanayicilerin kendi aralarında anlaşarak kısıtlamaları" olarak bilinen uyumlu eyleme gidilmesi. Bu durum rekabet ihlali anlamına geliyor ve Kurul bu suçun işlenip işlenmediğini araştırmak için baskını düzenlediğini açıkladı.

30 Nisan 2018 Pazartesi

AB-TÜRKİYE GÜMRÜK BİRLİĞİ, BREXIT SONRASI İNGİLTERE İÇİN MODEL OLABİLİR Mİ?



Cahit UYANIK

Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere neredeyse yarım yüzyıldır yön veren ve 1973 yılından bu yana uygulanan Gümrük Birliği modeli, başka ilişkiler için ilham kaynağı olmaya başladı. Brexit’ten sonra İngiltere’nin AB ile nasıl bir ekonomik ilişki sürdürmesi gerektiğine dair tartışmalarda, Gümrük Birliği modeli artık daha fazla ‘çözüm’ olarak öneriliyor. Oysa İngiltere Başbakanı Theresa May sözcüsü aracılığıyla geçen Kasım ayında AB ile Gümrük Birliği'nden tamamen ayrılacaklarını duyurmuş, şubat ayı başında da bu düşüncesinin değişmediğini tekrarlamıştı. Ancak May’e rağmen İngiltere’de, Brexit sonrasında AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birliğine benzer bir uygulamaya gidilmesi gerektiği yönündeki düşünceler daha üst perdeden dillendirilmeye devam ediyor.

İngiltere'de şirket yöneticilerinin ve girişimcilerin üye olduğu Direktörler Enstitüsü (Institute of Directors-IoD), şubat ayı ortasında Brexit sonrasında AB ile ticaretlerinde Türkiye'yi örnek alan bir model geliştirilmesini önerdi. İngiltere'nin en eski iş dünyası örgütlenmelerinden biri olan 30 bin üyeli IoD’nun önerisi, The Daily Telegraph gazetesinin iş dünyası ekinin manşetinde ve The Times gazetesinde yer aldı. IoD Türkiye'nin AB ile var olan kısmi Gümrük Birliği gibi bir yapının İngiltere'nin ticareti için en iyi sonucu vereceğini belirtti. "Brexit'i Uyarlamak: İngiltere-AB Ticaret Çerçevesi İçin Melez Bir Seçenek" başlıklı raporda IoD, İngiltere'nin belli sektörleri seçerek bu sektörlerde AB ile Gümrük Birliğine gitmesini önerdi. Buna göre İngiltere'nin diğer ülkelerle serbest ticaret anlaşmalarına katmak istediği ürün ve hizmetler ise Gümrük Birliğinde yer almamalı. Böylece İngiltere bu sektörleri kapsayan serbest ticaret anlaşmaları imzalamakta özgür olacak. Böylesi bir anlaşma sayesinde İngiltere'nin AB'ye kritik sektörlerdeki ihracatının etkilenmeyeceğini vurgulayan IoD, Türkiye ekonomisinin Gümrük Birliğinin ardından hızla büyüdüğüne dikkat çekti.

27 Nisan 2018 Cuma

TÜRKİYE-KUZEY KORE İLİŞKİLERİ NE BOYUTTA? EN SON 7 YIL ÖNCE GÖRÜŞTÜK


Cahit UYANIK

Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, Güney Kore'ye giderek Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile buluştu.  Türkiye'nin Güney Kore ile sıcak ilişkileri malum. Peki Türkiye'nin Kuzey Kore ile ilişkileri nasıl? Dışişleri Bakanlığının internet sitesindeki bilgilere göre Türkiye'nin 
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (Kuzey Kore) ile ilişkileri sınırlı. 

Öyle ki diplomatik ilişkilerimizin temelinin 15 Ocak 2001 tarihinde Pekin’de imzalanan Mutabakat Zaptı ile atıldığı ifade ediliyor ve bu Kore Savaşından sonraki 51. yıla denk geliyor. Bu tarihte Türkiye'de Bülent Ecevit başbakan; Kuzey Kore'de ise Kim Jong-il...

İlişkilerimizi Seul Büyükelçiliği yürütüyor

Dışişlerine göre, Türkiye ve Kuzey Kore’deki gerekli hukuki sürecin tamamlanmasının ardından, 27 Haziran 2001 tarihinde iki tarafça eşzamanlı olarak yapılan ortak açıklamayla, iki ülkenin 15 Ocak 2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Büyükelçi düzeyinde diplomatik ilişki kurduklarını duyurmuşlar. Böylece Seul Büyükelçiliğimiz Kuzey Kore’ye, Kuzey Kore’nin Sofya Büyükelçiliği de ülkemize akredite olmuş.  Dışişleri, Türkiye'nin Kuzey Kore’ye zaman zaman, BMGK kararlarını ihlal etmeyecek şekilde insani yardımda bulunduğunu bildiriyor. İki ülke Dışişleri Bakanlıkları arasında bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmak amacıyla son olarak 8 Eylül 2011 tarihinde Ankara’da siyasi istişareler düzenlendiği kaydediliyor. Dışişleri Bakanlığı Kuzey Kore'yi şöyle anlatıyor:  

ÇALIK GRUBU'NA, SAMSUN-CEYHAN BORU HATTINA PETROL BULMASI İÇİN 6 AY SÜRE

Çalık Enerji Yön. Kur. Bşk. Ahmet ÇALIK 

Cahit UYANIK

Çalık Grubu'na Samsun-Ceyhan Ham Petrol Hattı'nı kurup, taşıyacağı ham petrolü ispat edebilmesi için verilen iznin ayrıntıları belli oldu. Buna göre Çalık Enerji ve Sanayi Ticaret A.Ş, 2 Aralık 2006 tarihine kadar boru hattı projesini nasıl finanse edeceğini ve boru hattından taşıyacağı yıllık 74 milyon ton ham petrolü nereden bulacağını Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne (PİGM) ibraz etmek zorunda.

Çalık Enerji'nin ispat edeceği ham petrol, "taşıtıcı firmalarla yapılmış taşıma anlaşmalarını" içerecek. Çalık Enerji'ye, Samsun-Ceyhan için gerekli izin (Petrol hakkına müteallik karar) 2 Haziran 2006 tarihi itibariyle verildiği için, ön iznin gereklerini 2 Aralık 2006 tarihine kadar tamamlaması zorunlu. Çalık Enerji, bu aşamayı da başarı ile geçtiği takdirde Samsun-Ceyhan'ı 30 yıl boyunca işletecek.  

26 Nisan 2018 Perşembe

KAPAK HABERİ / SPOR, AYNI ZAMANDA EKONOMİDİR



Cahit UYANIK

Bu satırlar yazılırken Türkiye A Milli Futbol Takımı, Brezilya ile oynayacağı yarı final maçına hazırlanıyordu. Elbette 70 milyonluk nüfusu ile Türkiye ve Türk insanı da... Bu rakama, diğer Türk cumhuriyetleri ile dünyanın dört bir yanına yayılmış Türk soylu ancak değişik ülkelerin vatandaşlığına geçmiş taraftarlar da dahil... Türkiye kazanınca Almanya, Fransa, Hollanda, Avustralya, Avusturya, Amerika Birleşik Devletleri, Kuveyt, Hong Kong, Afganistan gibi ülkelerde sevinç çığlıkları yükseliyor. Bugün Türkiye A Milli Futbol Takımının dünya çapındaki taraftarlarının yarım milyar kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. Dile kolay, dünya nüfusunun 6 milyar kişi olduğunu var sayarsak, demek ki her 12 kişiden biri Türkiye'yi tutuyor.

Çok değişik, hiç akla fikre sığmayacak ülkelerde Milli Takım'ın futbolcularını Avrupa Kupası veya Avrupa'daki lig maçlarından tanıyan milyonlarca insan var. Uydu teknolojisi, artık futbolculara ve dolayısıyla takımlara binlerce kilometre ötesinden sempatizanlar veya taraftarlar kazandırabiliyor. Futbolun ve sporun evrensel dili, düşmanlıkları törpülüyor, dostlukları canlandırıyor. Nasıl ki Japonya ile Güney Kore arasındaki buzlar, bu şampiyona ile bir nebze olsun eriyebildiyse...