Cahit UYANIK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), önümüzdeki 4 gün içinde belli olacak. Çoğu konuda olduğu gibi BDDK deyince hepimiz 'sihirli değnek' psikolojisine kolayca giriyoruz. BDDK'nın birçok büyük sorunla başbaşa olan bankacılık sektörünü bir dokunuşla değiştireceğini varsayanlar çoğunlukta...
Oysa BDDK'yı bekleyen ilk şey henüz Resmi Gazete sayfaları arasında nefes alıp veren varlığını, yaşayan bir organizmaya dönüştürmek. Merkez Bankası ve Hazine'den devralacağı mevcut yapıları, BDDK felsefesi ve ruhu içinde yeni bir kurum olarak yoğurup iş yapar hale getirmek. Bu açıdan bakıldığında BDDK'nın ilk başkanı ve üyelerinin tarihi bir misyon üstleneceğini söylemek yanıltıcı olmaz.
Peki BDDK için yeni bir yapının kurulmasıyla at başı gidecek diğer çalışma konuları neler? Çok ayrıntılı analizler yapmak yerine genel manzarayı çizmekte yarar var. Devlet, yaklaşık 150 yıldır bankacılık sektöründe hep öncülük yapıyor. Sektörün geçmişini devletten bağımsız düşünmek olası değil.
Ancak son kabul edilen Bankacılık Yasasının yanı sıra, IMF ve Dünya Bankası ile sürdürülen çalışmalar gereği devlet, bankacılık sektöründe yeni bir role soyunuyor. Sektör, 2000'li yıllarda devletin çizeceği çerçevenin sağlamlığına güvenerek global rekabete hazırlanacak. Devlet, Mithat Paşa'nın kurduğu çiftçi sandıklarıyla Türk insanını finans dünyasıyla tanıştırmıştı. Bundan sonra ise devlet, Türk insanının kurduğu bankaları uluslar üstü ölçeği taşımanın yollarını hazırlayacak.
Sektörün bugünkü gündeminde 5 ana sorun var ki, bunlar BDDK'nın göstereceği performansı yakından ilgilendiriyor. BDDK'nın göstereceği çabayla bu sorunlar kolayca çözülebilir veya sektörde ayak bağı olmaya devam edebilir. Bunlar; 1) Kamu bankacılığının düzenlenmesi, 2) BDDK'nın sektörü uluslararası standartta faaliyet gösterebilir hale dönüştürmesi, 3) Grup kredilerinin disipline edilmesi, 4) TMSF'ye devrolunan 8 bankanın satışı, 5) Sektörün özvarlık yapısının güçlendirilip dış rekabete dayanıklı hale getirilmesidir.
BDDK'nın bu 5 ana sorunu çözmesi için elinde tüm araçlar mevcut. Güçlü bir bankacılık kültürü ile desteklenmiş güçlü bir bankacılık mevzuatı oluşturuldu. Çerçeve yasanın içini dolduracak 'kıldan ince kılıçtan keskin' tebliğleri ve yönetmelikleri hazırlamak ise BDDK'nın görevi...
Türkiye'nin güçlü bir enflasyonla mücadele programı uyguladığı döneme rast gelen bu süreçte, sektördeki bazı oyuncuların canlarının yanması ise kaçınılmaz. BDDK'nın alacağı kararlarda enflasyondan kurtulmuş bir ekonomide reel sektör-finans sektörü ilişkilerini oya gibi işlemesi gerekiyor. Enflasyoncu eğilimlerin ve bu iki yapının birbirini kontrol ederek piyasa ekonomisi kuralları içinde dizginlenmelerinin sağlanması gerekiyor. Velhasıl kelam BDDK karmakarışık bir manzaranın içinde var olmaya başlayacak ve bu manzarayı düzenlemek için ona büyük görevler düşecek.
(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde 27 Mart 2000 tarihinde yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder