28 Temmuz 2024 Pazar

BAŞKENTTEN YANSIMALAR / HÜKÜMETİN VE IMF'NİN GELECEĞİ

Cahit UYANIK 

Türkiye ile IMF ilişkilerinde yeni bir noktaya gelindi. 2000 yılı başından bu yana uygulanan ve iki defa köklü değişiklikler yapılan ekonomik programın ne yöne doğru gideceğini önümüzdeki 1 ay gösterecek. 

Türkiye'nin yeni bir stand by anlaşmasını imzalayabilmesi için herşeyden önce 10'uncu Gözden Geçirme sırasında taahhüt ettiği Tütün, İhale ve Kamu Borçlanma yasalarını Ocak ortasına kadar peyderpey Meclis'ten geçirmesi gerekiyor. Yine bir başka önemli nokta ise liderlerin IMF'ye yeni bir taahhüt mektubu sunmaları... Bu iki kritik nokta bayram sonrası ve yılbaşında sıkça tartışılacak gibi görünüyor. 

IMF'nin hafta sonunda, görüşmeler bittikten sonra yaptığı yazılı açıklama; alışılagelenden daha uzun ve ayrıntılıydı. IMF'nin yeni programa güçlü bir başlangıç yapılmasını istemesi, Türkiye'nin 15 Nisan ile 30 Temmuz arasında yaşadığı hızlı günleri akla getirdi. O günlerde Meclis gece gündüz demeden bir sürü yeni yasa çıkarmıştı. Ancak ekonomide bir türlü beklenen iyileşme görülmeyince, iç borcun çevrilip çevrilemeyeceği tartışılmaya başlanmıştı.

Aslında yaşananlar 2002 başında olabileceklerin bir provasıydı. Şimdi bu prova doğrultusunda hem piyasalar hem de hükümet neler olabileceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle tartışmaların fazla sarsıntı yaratmadan ve hükümet ortakları arasında büyük çekişmelere fırsat vermeden yapılması zorunlu. Türkiye yaklaşık 6-7 ay aradan sonra yeni bir 'önden yüklemeli' ekonomik programa girecek. Yani siyasi iktidar yapısal reformlar konusunda iradesini Meclis düzeyinde gösterecek. Diğer aktörler de hesaplarını buna göre yapacak. 

Bu noktada liderlerin vereceği taahhüt mektubu meselesine değinmekte fayda var. Tartışmanın sağlıklı gelişmesi için bu talebin neden yapıldığının bir şekilde ortaya konulması zorunlu. IMF'nin standart bir uygulaması mı yoksa Türkiye gibi ekonomik programları yarıda terk etmek gibi sabıkası bulunan ülkelerden mi böyle bir şey isteniyor; anlatılmalı. 

Türkiye elbette 6 ay öncesinin Türkiyesi değil. İnsanlar artık daha yoksul ve işsiz. Ekonomi daha güçsüz ve rekabete karşı dayanıksız. Bu ortamda seçim tartışmalarının yoğunlaşacağını kolayca söyleyebiliriz. IMF'nin taahhüt talebinin üstü kapalı siyasi boyutları olacak mı? Bütün bunların açıkça ortaya konulması lazım. 

IMF son iki yılda Türkiye'ye büyük kredi kullandırdı. Arjantin Modeli çökerken Türkiye Modeli parlatılmaya çalışıldı. Ancak uygulanan programdaki, özellikle ilk yılda yoğunlaşan siyasi ve bürokratik hatalar halkı fena vurdu. Halk, yeni stand by açıklandığında kendisinin daha yoksullaşacağını düşünmeye başlayabilir. Yeni stand by'ın dozajının iyi ayarlanması ve ilan edilecek hedeflerin tutarlı olması hükümetin siyasi, IMF'nin ise Türkiye'deki geleceğini yakından belirleyecek gibi görünüyor.

(Bu yazı Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde  17 Aralık 2001 tarihinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder