4 Aralık 2024 Çarşamba

EKONOMİ HİKAYELERİ / 1930'LARİN LONDRA'SI VE 'KAPI TOKMAKÇILIĞI' MESLEĞİ

1930'larda Doğu Londra'da "kapı tokmakçısı (knocker upper)" Mary Smith, pahalı fiyatlı çalar saatlere yaygın erişimin olmadığı bir dönemde işçi sınıfı sakinlerinin günlük yaşamlarında benzersiz bir rol üstlendi. İşi basit ama önemliydi: Müşterilerinin savaş öncesi Britanya'nın endüstriyel ortamında fabrikalarda, değirmenlerde veya diğer zorlu işlerde vardiyalarına yetişmesi için zamanında uyanmalarını sağlamak... 

Uzun bir bastonla veya Mary'nin yaptığı gibi bir 'üfleme borusu' ve 'kuru bezelyeler' ile hazırlanmış olarak, sabahın erken saatlerinde Doğu Londra sokaklarını dolaşırdı. Mary, kuru bezelyelerini müşterilerinin yatak odası pencerelerine isabetli bir şekilde nişan alır, uyanana kadar camlara vurup dururdu. Çabaları için hane başına haftada 6 peni kazanırdı; 1930'ların zorlu ekonomik koşullarında yaşayan biri için mütevazı ama hayati bir gelirdi. Sosyal tarihçi John Burnett, "Mary Smith'in 'kapı tokmakçısı' olarak rolü, sınırlı teknolojik ilerleme ve yaygın yoksulluk döneminde işçi sınıfı topluluklarının becerikliliğini örnekliyor" diye yazıyordu.

Kapı tokmaķçılığı mesleği, kentleşme ve sanayileşmenin Britanya'yı dönüştürmesiyle 18. ve 19. yüzyıllarda ortaya çıktı. Fabrika işleri, zaman çizelgelerine sıkı sıkıya bağlı kalmayı gerektiriyordu ve geç kalmak ücret kaybına veya işten çıkarılmaya neden olabiliyordu. Birçok işçi için çalar saat satın almak karşılayamayacakları bir lükstü ve bu yüzden dakik kalmaları için kapı tokmakçılarına güveniyorlardı.

Mary Smith'in Doğu Londra'da aktif olduğu 1930'larda, bu iş özellikle Manchester, Liverpool ve Londra gibi şehirlerde işçi sınıfı mahallelerinin vazgeçilmezi haline gelmişti. Mary'nin kuru bezelyeleri pencerelere üfleme çubuğu ile fırlatması, evdeki diğer insanları bağırmadan veya rahatsız etmeden müşterilerini uyandırmasını sağlayan pratik bir yenilikti. Sistemin zorlukları da yok değildi; kapı tokmağı ustaları genellikle sert hava koşullarında çalışıyor ve sabahın erken saatlerinde uyandırıldığı için bazı kişilerin zaman zaman öfkesiyle karşılaşıyorlardı.  Gazeteci Clare Balding, "Kapı tokmakçılıği mesleği, en basit görevlerin bile insan bağlantısı gerektirdiği, toplumsal bağlılık ve yaratıcılığın olduğu geçmiş bir dönemi yansıtır" diyor. 

1930'larda Doğu Londra, hem canlı bir toplum yaşamı hem de önemli ekonomik zorluklarla içerisinde ve çarpıcı zıtlıkların olduğu bir yerdi. Büyük Buhran Britanya'da iz bırakmıştı, işsizlik ve yoksulluk yaygındı. Mary'nin çalıştığı mahalle gibi yerlerde insanlar birbirini desteklemek ve kapı tokmakçılığı gibi hizmetler için birbirlerine fazlasıyla güveniyorlardı. Kapı tokmakçılığı sadece bir 'insan çalar saati' değildi; ailelerin geçimlerini sürdürebilmelerini sağlayan toplumsal yapının ayrılmaz bir parçasıydı. Mary Smith'in haftalık 6 penilik kazancı bugünün standartlarına göre yetersiz görünebilir ancak birçok kapı tokmakçısı için bu gelir, hanelerini geçindirmede önemli bir fark yaratıyordu. Bu iş genellikle geçimini sağlama ve evlerini geçindirme gibi iki yükü birden omuzlayan işçi sınıfı kadınlarının dayanıklılığının ve yaratıcılığının da simgesiydi.  “Mary'nin rolü, işçi sınıfı Britanyasında günlük yaşamı sürdürmede küçük, genellikle göz ardı edilen işlerin önemini vurgular” diye yazıyor emek tarihçisi Selina Todd.

Çalar saatler daha uygun fiyatlı ve güvenilir olmaya başlayınca ve bu mesleğin modası geçtikçe, 20. yüzyılın ortalarında kapı tokmakçılarının rolü azalmaya başladı. Ancak Mary Smith ve onun gibi diğerleri, teknolojik sınırlamaların bıraktığı boşlukları insan yaratıcılığının ve toplumsal bağların  doldurduğu bir zamanın kalıcı sembolleri olmaya devam ediyor. Bugün kapı tokmakçısı hikayeleri, endüstriyel Britanya'nın sosyal tarihine büyüleyici bir bakış sunarak, toplumun işleyişini sürdürmek için sahne arkasında yorulmadan çalışanların hayatlarına ışık tutuyor. Kültür tarihçisi David Kynaston, “Kapı tokmakçısı Mary Smith'in hikayesi, bize ekonomik zorluklar ve sınırlı kaynaklar karşısında sıradan insanların dayanıklılığını ve yaratıcılığını hatırlatıyor" diye yazıyor.  Fotoğraf ve anekdotlar; yaşanan mirasın unutulmamasına, en mütevazı mesleklerin bile işçi sınıfı topluluklarının tarihini ve kimliğini şekillendirmedeki öneminin bir kanıtı olmaya hizmet ediyor.

(Edebiyat Sevgisi Facebook hesabından alıntılanıp düzenlenmiştir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder