Uydurma bir ekonomi fıkrasıymış ama iyiymiş!
Nasrettin Hocaya sormuşlar,
- "Neden eşeğe tersten biniyorsun?"
- "Arkadan gelen riskleri görebilmek için" demiş...
-" Peki ya önden gelen riskler?"
- "Onları eşek de görür" demiş!
Uydurma bir ekonomi fıkrasıymış ama iyiymiş!
Nasrettin Hocaya sormuşlar,
- "Neden eşeğe tersten biniyorsun?"
- "Arkadan gelen riskleri görebilmek için" demiş...
-" Peki ya önden gelen riskler?"
- "Onları eşek de görür" demiş!
Cahit UYANIK
Dünyada ve Türkiye'de özelleştirmenin tarihi çok eski değil. Avrupa ülkelerinde klasik sol politikaların aşınmaya başlamasıyla ortaya atılan özelleştirme, devletin yeniden tanımlanması sürecinin en etkili aracı olma özelliğini taşıdı.
Türkiye hep Avrupa'daki gelişmeleri 10-15 yıllık gecikmelerle takip ederken 1980'in başında bu kez aynı hatayı yapmadı. 24 Ocak 1980 Kararları ile girilen ekonomideki liberalleşme eğilimi, 1983'te ortaya atılan özelleştirme kavramı ile yeni bir boyut kazandı. İngiltere'de 1979'da başlayan özelleştirme uygulamaları 3 yıllık bir gecikme ile Türkiye'de yankılandı. 1982 yılı sonunda yapılan milletvekili seçimleri öncesinde televizyonda yayımlanan bir tartışmada -şimdi ikisi de hayatta olmayan- Turgut Özal ve Necdet Calp'in "Boğaz Köprüsünü satarım-sattırmam" tartışması hala zihinlerdeki tazeliğini koruyor. Biri liberal ekonomiyi savunan diğeri geleneksel ithal ikameci ekonomiye taraftar iki politikacının seçim performanslarını belirleyen Boğaz Köprüsü örneğinin aslında özelleştirme ile uzaktan yakından ilgili olmadığı daha sonra anlaşıldı.
Cahit UYANIK
Cumhurbaskanı Erdoğan seçim kampanyası esnasında, 21 Nisan 2023 tarihinde "Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez. Faiz devamlı düşecektir. Amerika'da faiz yükselebilir, Avrupa'da yükselebilir. Ama Türkiye'de faiz düşecek. Ve göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecek. Türkiye Yüzyılı gibi bir tarihi vizyonu üç-beş karaborsacının hırsının kurbanı etmeyeceğiz" diye konuşmuştu.
Ancak aradan geçen 8 ayda tam tersi oldu ve TCMB faizi yüzde 8,5'tan yüzde 42,5'a yükseltti. Artışın büyüklüğü 34 puan oldu.
YABANCI SERMAYE GÜNLERİ BAŞLIYOR
Cahit UYANIK
Türkiye'de son zamanlarda sıkça tartışılan konuların başında yabancı sermaye geliyor. Bu konuda Türkiye'nin izlediği politikaların başarısız olduğu belirtildikten sonra, yapılması gerekenler sıralanıyor. Tıpkı Avrupa Birliği (AB) gibi yabancı sermayenin de korkulacak, çekinilecek birşey olmadığı konusunda yavaş yavaş bir toplumsal uzlaşma noktasına doğru gidilmeye başlandığı anlaşılıyor. Türkiye, eğer büyük bir aksilik olmazsa yaz başından itibaren bu konuyu çok daha fazla konuşacak.
Şimdilerde kendi içimizde geçen tartışmalara pek yakında, cezbetmeye çalıştığımız yabancı sermaye de bilfiil katılacak. Mesela Temmuz ayı ortasında dünyanın dört bir yanından gelecek önemli yabancı yatırımcılarla Türkiye'nin neden yabancı sermaye çekemediği sorusuna cevap aranacak. Toplantıyla Dünya Bankasının üst düzey yöneticileri bizzat ilgileniyor. Dünyanın en önemli iş adamlarının katılacağı toplantının yaratacağı tartışma ortamının, yabancı sermayenin geleceği açısından büyük önemi var.
Aslına bakılırsa hükümet, IMF ile ortaklaşa yürüttüğü ekonomik programda yabancı sermayenin dikkatini çekebilmek için gerekli adımları yılbaşından itibaren atmaya başladı. Ocak ayında kabul edilen 'Türkiye'de Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Reformu Programı'nda 9 ana reform alanı belirlenmişti. Bunlardan ikisi yabancı sermaye yatırımlarını ilgilendiriyor. Programa göre uygulanmakta olan 1954 tarihli doğrudan yabancı sermaye mevzuatı, zaman içinde yapılan değişiklik ve düzeltmelerle işlevini kaybetmiş durumda. Yani Türkiye'de halen yabancı yatırımları düzenleyen tek ve kapsamlı bir mevzuat yok. Bu çerçevede Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununun Türkiye'deki yatırım ortamının liberal niteliğini yansıtacak daha uygun bir yasa ile değiştirilmesi hedefleniyor. Yeni yabancı sermaye yasa tasarısının önümüzdeki Mayıs ayı sonuna kadar Meclis'e sunulması IMF'ye verilen niyet mektubunda da kabul edildi. Tasarı, Türkiye'nin Dünya Bankası ile birlikte daha önce yaptığı kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarına göre dizayn edilecek.
KARA PARA AKLAMANIN AŞAMALARI |
Suç gelirinin aklanması genelde üç aşamadan oluşan bir süreç içinde gerçekleştirilmektedir. Bu aşamalar kirli bir çamaşırın makinede yıkanmasına benzetilerek açıklanmaya çalışılmıştır: Birinci aşamada çamaşır makineye atılmakta – [Yerleştirme (Placement)] Yerleştirme (Placement) Aşaması Bu aşama suçtan elde edilen gelirin nakit formundan kurtarılarak finansal sisteme sokulması aşamasıdır. Başta uyuşturucu ticareti olmak üzere suçgeliriniı doğuran suçlarda para, genelde nakit olarak el değiştirmektedir. Nakit formundaki paradan neden kurtulmak ve bu para finansal sisteme sokulmak istenmektedir? |
Cahit UYANIK
Biz çocukken hepimizin evinde nüfus deftercikleri vardı. Halen kullandığımız pasaportlara benzeyen nüfus deftercikleri, gri kapağındaki kırmızı ay-yıldızla çoğumuzun belleğine kazındı. Bu deftercikler, kimi zaman annemizin çeyiz sandığında, kimi zaman bir valizin en ücra köşesinde, bazen de evin en güzel yerini işgal eden elektrikli radyoların üzerindeki sağlam ve tartışılmaz yerini yıllarca korudu. Daha sonra bu deftercikler ortadan kayboldu. Yerine kadınlar için pembe, erkekler için mavi renkli 'kart' tipi nüfus cüzdanları verildi.
Bu yeni nüfus cüzdanlarıyla biraz daha 'birey' olduk. Sandıktan, valizden, radyonun üzerinden inen kimliğimiz cebimizdeki cüzdanlara sığdı. Nüfusumuzu ve vatandaşlığımızı ispatlayan bu belgenin kendisi değişti ama Nüfus İdaresi korkusunu üzerimizden bir türlü atamadık. Tozlu büyük defterler, pullu dilekçeler, yazışmalara günler sonra verilen resmi ve anlaşılmaz cevaplar ile uzayıp giden başvuru kuyrukları bizim için hep korkulu rüya oldu. Oysa bir devletin vatandaşıyla ilk ve koparılması mümkün olmayan en güçlü bağını simgeleyen nüfus kayıtlarının sağlıklı, düzgün, anlaşılır şekilde tutulması gerekmez miydi? Bu kayıtlar, değiştirilmesi en zor ama ulaşılması en kolay bilgiler niteliği taşımalıydı değil mi?
İşte kısaca MERNİS diye bildiğimiz 'Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi' 1972 yılında bu düşüncelerle doğdu. Yani tamı tamına 31 yıl önce Türkiye nüfus kayıtlarındaki karmaşanın azaltılması ve nüfus hizmetlerinin kolaylaştırılması için bu projenin temelini attı. Aradan geçen 31 yılda sistem ancak oturtulabildi ve geçen aydan itibaren tam olarak hizmet vermeye başladı. Artık nüfus cüzdanınızı kaybettiğinizde, yeni bir çocuğunuz doğduğunda, bir yakınınız vefat ettiğinde gerekli nüfus işlemleri birkaç dakika içinde bitirilebiliyor.
Cahit UYANIK
Ahaber TV'nin internet sitesi FED'in faiz artışını "skandal" diye yorumlamış...
Herkes kendi türküsünü söyler. FED kendi parasını koruyup kollamakla yükümlüdür.
Ne demişti 71'de ABD Hazine Bakanı: Dolar bizim paramız ama sizin probleminiz...
Beyaz saçlı kadın Yellen'in umurunda mı TL, Türkiye, Tayyip veya Trump...
Merkez Bankası bağımsızlığının bedelini çok ağır şekillerde ödemiş ABD ne yapacaktı?
Bize mi soracaktı?
Cahit UYANIK
Eskiden yaz ayları daha şenlikliydi. Yabancı plakalı arabalarıyla sokakları dolduran "Alamancılar", yeni kıyafetleri ve ellerindeki radyo veya kasetçalarları ile hepimizde başka bir dünyadan gelmiş duygusu uyandırırdı. Türkiye'nin dışa açıldığı 1980 sonrasında büyü bozuldu. Alamancıların valizlerinden ve bagajlarından çıkarak içimizdeki yenilik duygusunu okşayan küçük sürprizler, dükkan vitrinlerine boylu boyunca serildi. Para ve güç yettiği kadar, istenildiği zaman satın alınabilen birer metaya dönüştüler. Geçen zaman içinde Alamancılar, yaz gelince sokakları yine doldurdu ama olan olmuştu. Modern zamanı yakalamak için Alamancıları bekleme dönemi bitmişti.
Aksine toplumun tıpkı 'meslek' gibi algıladığı Alamancılık'tan, içine duygu katılan bir söyleme dönüşen bu ilişkide yeni bir boyuta geçilmişti. Artık gurbetçi vatandaşlarımız, Türkiye'ye geçmiş zaman hatıralarını yad etmek için gelir olmuştu. Valizler küçülmüş ve arabaları ortadan yok olmuştu. Çünkü çoğu artık havayoluyla Türkiye'ye geliyorlardı. Çünkü 1960'lı ve 70'li yıllarda geri dönmek amacıyla gidilen birçok Avrupa ülkesi, onlar için 'ikinci vatan' haline dönüşmüştü. Çünkü Türkiye'nin 1990'lı yıllarda Avrupa Birliği (AB) ile geliştirdiği ilişkiler, Alamancılık ve gurbetçilik çizgisinden bu insanlara yeni bir misyon daha yüklemişti: AB toprakları üzerinde gönüllü ve istekli Türkiye lobiciliği.
AKLAMA SUÇU |
Aklama sürecini kavramak için konu, “öncül suç” ve “suç geliri” kavramları ile birlikte değerlendirilmelidir. Genel olarak aklamadan bahsedebilmek için;
Olması gerekmektedir. Aşağıda aklama ile ilgili temel kavramlar açıklanmıştır: Öncül suç Öncül suç suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suçtur. Hukuki olarak suç gelirine kaynak teşkil eden bu suçlar, benimsenen yaklaşıma göre ülke mevzuatlarında farklı şekillerde belirlenmişlerdir. Öncül suç belirlemede kullanılan yaklaşımlar şu şekilde belirtilebilir:
Ülkemizde 4208 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde öncül suçlar sayma yöntemi ile belirlenmişken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun aklama suçunun düzenlendiği 282. maddesinde “alt sınırı altı ay ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar” şeklinde eşik yaklaşım benimsenmiştir. |
Cahit UYANIK
"1920 yılı yazında Charles Ponzi ve kurduğu Boston merkezli posta cevap kuponu girişimi, ABD'nin en çok konuşulan yatırımıydı. Ponzi, yatırımcılara 45 günde yüzde 50, 90 günde yüzde 100 getiri vaat ediyordu. Bu işin finansal bir mucize değil, iyi tasarlanmış bir dolandırıcılık olduğu ancak 10 bin yatırımcıdan toplanan 9,5 milyon dolarlık balon söndüğünde ortaya çıktı.
TÜRK BORSASININ GELECEĞİ VE KÜÇÜK YATIRIMCILAR
Cahit UYANIK
Türkiye'de artık herkes İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (İMKB) yakından tanıyor. Gazetelerdeki boy boy tablolarda borsada oluşan fiyatlar yayımlanıyor. Yüksek tirajlı gazeteler haftalık ekonomi ekleri vererek okuyucularına borsaya ilişkin bilgi sunuyor. Sayıları 10 'u geçen haftalık ekonomi ve borsa dergisi, yatırımcılara yön göstermeye çalışıyor, yorumlar yapıyor, tavsiyelerde bulunuyor. Borsada hisseleri işlem gören şirketlerin sayısı hızla 300'e doğru çıkıyor. İMKB giderek daha fazla şirketin işlem gördüğü bir yapıya bürünüyor. Bu sayının yakın bir gelecekte 400'ü geçeceği tahmin ediliyor. Firmalar yeni yatırım kararları öncesinde kaynak maliyetini en aza indirgemek için halka açılmayı ciddi bir alternatif olarak değerlendiriyor.
Peki Türkiye'de borsayı ve dolayısıyla borsaya yatırım yapmaya başlayan yatırımcıları nasıl bir gelecek bekliyor? Borsada yeni endeks patlamaları yaşanabilir mi? Borsa orta ve uzun vadede yatırımcısına enflasyon oranı ve alternatif yatırım araçlarına göre daha fazla kar ettirir mi? Her şeyden önemlisi borsada yatırım yapmak isteyen yatırımcı bu işin içine nasıl girmeli? Girdiği dünyada kendisini neler bekliyor? Bu yazıda borsanın geleceği ve borsa yatırımcılığı konusunda 'tüyo' vermeden, "şu hisseyi alın" veya "filanca hisseyi elden çıkarın" demeden genel konuları dile getirmeye çalışacağım.
Cahit UYANIK
1996 yılında yayınlanan kara para konulu kapak haberim, o günlerde büyük ilgiyle karşılanmış, bir çok gazetede alıntı yapılarak geniş kitlelere ulaşmıştı.
Birçok bilimsel makalede de atıf verilen ve blogumda halen yayında bulunan bu dosyam, şimdilerde yine en çok tıklanan yazılar arasına girdi.
Sebep: Kara para aklayan ve bazıları da hapse atılan sosyal medya fenomenleri...
(TIKLAYIN) KAPAK HABERİ: 32 KISIM TEKMİLİ BİRDEN KARA PARANIN MACERASI
![]() |
Hafize Gaye Erkan-TCMB Başkanı |
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Kasım-2023 toplantısında beklentilerin aksine politika faizini 2,5 değil 5 puan artırarak yüzde 40'a yükseltti. Böylece TCMB, 2021-Mart ayından sonra yani 32 ay sonra pro-aktif bir davranış sergilemiş oldu.
Şahinlesen MB'nin, faizi beklentilerden yüksek belirlemesi doğrudan doğruya yerel seçimlerle ilgilidir. Bu aksiyon, MB'nin 2024 boyunca yüzde 42,5 civarında bir faizle yürümek yani uygun düzeyde bir pozitif reel faizle gitmek istediğinin göstergesidir.
Cahit UYANIK
Borç, günümüz yaşamının bir gerçeği. İnsanoğlunun parayı icat etmesiyle birlikte, bu kavram yaşamımıza girmiş oldu. Paranın Anadolu toprakları üzerinde icat edildiğini kesin olarak biliyoruz. Para icat olunca borç da onu takip etti. Eskiden kağıt olmadığı için borç-alacak senetleri taş veya kilden tabletler üzerine kazınıyordu. Özellikle Orta Anadolu Bölgesi'ndeki arkeolojik kazılarda böylesine yüzlerce borç-alacak senedi açığa çıkarıldı. Bu tabletler şimdi müzelerde meraklı ziyaretçileri bekliyor.
Günümüz orta yaş kuşağı ise borç kavramını veresiye defterleri ile tanıdı. Her bakkalın, manifaturacının, konfeksiyoncunun, terzinin veya dişçinin bir veresiye defteri mutlaka vardı. Hangimiz çocuklumuzda kulağının arkasından aldığı mürekkepli kurşun kalemi diline dokundurarak, büyük bir dikkat içinde, veresiye defterinin bir sayfasındaki anne veya babamızın isminin karşısına rakamları sıralayan esnafı meraklı gözlerle izlemedi? Artık veresiye defterleri maziye karışmak üzere. O güzelim defterlerin yerini kredi kartı pos aletleri, küçük alışveriş slipleri, kredi kartı hesap ekstreleri aldı.
bp’nin kuruluşuna öncü olan “Anglo-Persian Oil Company” şirketi, 1912 yılında İstanbul’da bir ofis açarak Lion & Sun ve Palm Tree markalarını tescil ettirdi. İlerleyen dönemlerde Türkiye pazarında 1949 yılına kadar “Steaua Romana” adı altında faaliyetlerini sürdüren bp, ülkemize yaptığı yatırımları bu dönemde artırarak genişletti. 1957 yılında “bp Petrolleri Anonim Şirketi” olarak değişen ünvanımızla, Türkiye’de iz bırakan çalışmalarımızı bir üst seviyeye taşıdık. Ülke ekonomisi için büyük öneme sahip olan, bp’nin de hissesinin bulunduğu Mersin Rafinerisi’nin devreye alınması sayesinde 3,2 milyon ton ham petrol işleme kapasiteli işletmemiz ile Türkiye ekonomisine katkılarımızı sürdürdük.
Dünyanın en başarılı yatırımcılarından biri olan Warren Buffett, verdiği basit ama derin finansal tavsiyelerle ünlüdür. GOBankingRates’in haberinde ise Buffett’ın kariyeri boyunca dikkat çektiği finansal tuzaklar derlendi.
Kişisel gelişimi ihmal etmek
Buffett'a göre, kişinin yapabileceği en iyi yatırım kendine yatırım yapmaktır. Becerileri ve eğitimi geliştirmek, kazanç potansiyelini önemli ölçüde artırabilir. Üstelik bilgi ve yetenekler, kimsenin sizden alamayacağı varlıklardır.
Kredi kartlarına güvenmek
Kredi kartları kullanışlı olabilir, ancak yüksek faiz oranları, bakiyenin tamamını aylık olarak ödemezseniz, avantajlar hızlı bir şekilde kaybolabilir. Buffett, kredi kartı borcuna yol açabilecek gereksiz harcamalardan uzak durulmasını tavsiye ediyor.
Sık sık bar ve pubların ziyaret edilmesi
Barda içki içmek gibi sosyal aktivitelere yapılan harcamalar hızlı bir şekilde birikebilir. Ev buluşmaları gibi daha uygun fiyatlı sosyal etkinlikleri tercih etmek önemli ölçüde tasarruf etmenize yardımcı olur.