14 Aralık 2023 Perşembe

MUTLU SONLA BİTEN YILAN HİKAYESİ: MERNİS

Cahit UYANIK 

Biz çocukken hepimizin evinde nüfus deftercikleri vardı. Halen kullandığımız pasaportlara benzeyen nüfus deftercikleri, gri kapağındaki kırmızı ay-yıldızla çoğumuzun belleğine kazındı. Bu deftercikler, kimi zaman annemizin çeyiz sandığında, kimi zaman bir valizin en ücra köşesinde, bazen de evin en güzel yerini işgal eden elektrikli radyoların üzerindeki sağlam ve tartışılmaz yerini yıllarca korudu. Daha sonra bu deftercikler ortadan kayboldu. Yerine kadınlar için pembe, erkekler için mavi renkli 'kart' tipi nüfus cüzdanları verildi. 

Bu yeni nüfus cüzdanlarıyla biraz daha 'birey' olduk. Sandıktan, valizden,  radyonun üzerinden inen kimliğimiz cebimizdeki cüzdanlara sığdı. Nüfusumuzu ve vatandaşlığımızı ispatlayan bu belgenin kendisi değişti ama Nüfus İdaresi korkusunu üzerimizden bir türlü atamadık. Tozlu büyük defterler, pullu dilekçeler, yazışmalara günler sonra verilen resmi ve anlaşılmaz cevaplar ile uzayıp giden başvuru kuyrukları bizim için hep korkulu rüya oldu. Oysa bir devletin vatandaşıyla ilk ve koparılması mümkün olmayan en güçlü bağını simgeleyen nüfus kayıtlarının sağlıklı, düzgün, anlaşılır şekilde tutulması gerekmez miydi? Bu kayıtlar, değiştirilmesi en zor ama ulaşılması en kolay bilgiler niteliği taşımalıydı değil mi?

İşte kısaca MERNİS diye bildiğimiz 'Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi' 1972 yılında bu düşüncelerle doğdu. Yani tamı tamına 31 yıl önce Türkiye nüfus kayıtlarındaki karmaşanın azaltılması ve nüfus hizmetlerinin kolaylaştırılması için bu projenin temelini attı. Aradan geçen 31 yılda sistem ancak oturtulabildi ve geçen aydan itibaren tam olarak hizmet vermeye başladı. Artık nüfus cüzdanınızı kaybettiğinizde, yeni bir çocuğunuz doğduğunda, bir yakınınız vefat ettiğinde gerekli nüfus işlemleri birkaç dakika içinde bitirilebiliyor.

MERNİS'in sağlayacağı yararlara daha sonra dönebiliriz ama bu büyük projenin geçirdiği aşamaları tarihe ışık tutması açısından aktarmakta fayda var. 1972 yılında 1587 sayılı Nüfus Kanununun çıkarılması sırasında ortaya atılan MERNİS Projesi fikri, 1976 yılında DPT tarafından projelendirilmiş. 1980 yılında ODTÜ'ye ihale edilen projenin uygulama çalışmaları 1982 yılında başlamış. Yani fikir aşamasından uygulamaya geçiş 10 yılı almış. Bundan sonra esas zahmetli aşamaya geçilmiş. 1982 ile 1996 yılları arasında kütükleri tarama, kodlama ve veri girişi çalışmaları tamamlanmış. Aynı yıl Dünya Bankası MERNİS Projesine Özelleştirme ve Sosyal Güvenlik Ağı Kredisi kapsamında 5,5 milyon dolar vermiş. 1997 yılında da projeye bütçeden yeni bir ödenek sağlanınca sistemin tam olarak kurulması yolunda son adım atılmış. Bu kaynaklarla ilçelerin tümü için bilgisayar donanımları satın alınmış. Sistem mühendisliği çerçevesinde yazılım ihalesi yapılmış ve pilot ilçe uygulamalarına geçilebilmiş. Bugün MERNİS tam 5 bin 355 adet bilgisayarın birbirine bağlı olduğu bir sistem. Bu konuda 6 bini aşkın personele de eğitim verilmiş durumda. 

Sonuçta 28 Ekim 2000 tarihinden bu yana tüm nüfus cüzdanlarında 'TC Kimlik Numarası' yazılabiliyor. Sistemin tam olarak hizmete geçmesiyle vefat etmiş veya yaşayan 110 milyon kişiye kimlik numarası verildi. Kimlik numarası, son iki rakamı sağlama sayısı olmak üzere 11 rakamdan oluşuyor. Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kimlik numarası ise '100000001-46'. Kimlik numarası, nüfus müdürlüklerine gidilerek veya internetteki 'www.nvi.gov.tr' adresine girilerek kolayca öğrenilebiliyor. Şimdiye kadar numarasını öğrenen kişi sayısının 63 milyon kişiye ulaştığı tahmin ediliyor. MERNİS'teki veri tabanı devletin adalet, emniyet, sağlık, eğitim, savunma ve bazı diğer hizmetlerine sağlıklı bir veri tabanı sağlıyor.

MERNİS sayesinde vergi denetimi ve tahsilatının kolaylaşması, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması kolaylaşacak. Noter, tapu ve banka işlemlerinde kişi bilgilerine ilişkin sahtecilik ortadan kalkacak. Yatırımcı kuruluşlar ise gelecek hesaplarında kullanılmak üzere MERNİS'ten gerçek bilgileri alarak doğru planlamalar yapabilecekler. 

Ayrıca ileride yapılması düşünülen 3 sosyal güvenlik kuruluşunun birleştirilmesi işlemleri için de ciddi bir veri tabanı şimdiden ortaya çıkmış durumda. Bundan sonra seçme ve seçilme yaşına ilişkin listelerin sağlıklı şekilde çıkarılması ile seçimler daha kolay yapılabilecek. Bunun haricinde MERNİS'in güvenlik, askerlik, sağlık, eğitim ve adliye hizmetlerinde de etkinliği artıracağı düşünülüyor. Yani MERNİS, sık sık sözünü ettiğimiz e-devlet uygulamalarına ciddi bir taban sağlayacak. MERNİS'in tam olarak uygulamaya geçmesiyle günde 278 bin adet işlem yapılmaya başlandığı tahmin ediliyor. 

Yaklaşık 31 yıllık yılan hikayesinin mutlu sonla biten öyküsü böyle. Bundan sonra ise hedef ceplerimizdeki nüfus cüzdanlarını uluslararası standartlara uygun, güvenli ve toplumun benimseyeceği bir görünüme getirmek. Nüfus, vergi, sağlık ve askerlik gibi alanlarda merkezi olarak tutulacak bilgilere bu nüfus cüzdanı üzerinde bulunan bilgilerle kolaylıkla ulaşabilmek. Kartlardaki güvenlik unsurlarını da geliştirerek taklit, tahrif ve sahtecilik olaylarını büyük ölçüde önlemek bir başka hedef. Nihayette kişinin kimliği, fotoğrafı ve adresini kapsayan bir bilgi havuzu kurarak fotoğraf değiştirilerek ve imza taklidiyle yapılan sahtecilikleri bitirmek de; Aziz Nesin'in hikayelerine konu olan komik olayların asgariye inmesini sağlayacak. 

Atalarımız azim ve sebatın elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını belirtmişler ve doğru demişler. MERNİS Projesi 31 yıllık geçmişiyle bunun en yeni ve canlı örneğini oluşturuyor. Atatürk boşuna bir konuşmasında "Efendiler. Nüfus konusu bir ülkenin en önemli hayati işlerinden biridir" dememiş. Atatürk'ün bir sözünü 80 yıl sonra da olsa tutmanın verdiği rahatlık ve huzur insanın yüzünü güldürüyor. Demiştim; hep kötü, olumsuz ve bizi rahatsız edebilecek sorunları yazacak değiliz ya... Başardığımız güzel şeyleri de aktarmak boynumuzun borcu.

(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard dergisinin Şubat-2003 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder