28 Aralık 2023 Perşembe

PETROL FİYATI YÜZDE 10 ARTARSA, BENZİN FİYATI 2 YILDA 3,2 PUAN ZAMLANIYOR

Cahit UYANIK

Türkiye'deki enflasyonla mücadele süreci maalesef, uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarının yükselmeye başladığı döneme denk geldi. Petrol fiyatları 2003 yılına kadar akıllı-uslu giderken, 2004 yılından itibaren yükselmeye başladı. Türkiye'de enflasyonla mücadelede 'ince ayar' dediğimiz, önce yüzde 10'un altına daha sonra da yüzde 5'in altına indirme süreci, işte bu petrol fiyatlarının sürekli yükseldiği döneme denk geldi. 

Türkiye'nin enflasyon hedeflerini son 3 yıldır bir türlü tutturamamasının en önemli sebeplerinden birisi ham petrol ve ona dayalı olarak üretilen ürünlerdeki (başta elektrik ve akaryakıt olmak üzere) fiyat artışları. Söz gelimi bu yıl eylül ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 11,13 olmuştu. Oysa Merkez Bankası (MB) eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 8,5 olacağını öngörmüştü. Yani hedef tutturulamadı. MB'nin açıklamasına göre yüzde 11,13'lük enflasyonun 3,8 puanlık bölümü tek başına enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı. Enerji fiyatlarının çok ağırlıklı olarak petrol fiyatlarından etkilendiğini biliyoruz. Çünkü Türkiye'deki elektrik üretiminin yarısı doğal gaz yakılarak elde ediliyor. Doğal gazın fiyatı ise petrole endeksli...     

Peki uluslararası piyasalarda fiyatı oluşan ham petroldeki artışlar, bizim cebimizi ne zaman ve ne oranda yakıyor? MB, yaptığı araştırmalarda petrol fiyatları ve bunun Türkiye ekonomisine ve ekonomik hedeflere etkilerini ortaya koyuyor. MB'nin 'Petrol Fiyatları Üzerine Ampirik Bulgular' başlıklı araştırmasında döviz kuru, ham petrol ve akaryakıt fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki ilişki sorgulandı. Yani akaryakıt fiyatlarının artışın sebepleri anlaşılmaya çalışıldı. MB'nin araştırmasına göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3,2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak üçte biri yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.

MB, ham petrol fiyatlarından akaryakıt satış fiyatlarına yaşanan bu düşük oranlı geçişkenliğin nedenini, akaryakıt ürünleri üzerindeki vergi yükünün nihai tüketici fiyatları içinde önemli bir paya sahip olmasına bağladı. MB, akaryakıt ürünlerindeki dolaylı vergilerin toplam pompa fiyatı içerisindeki payının, ürün cinsine bağlı olmakla birlikte yüzde 50-65 arasında değiştiğini bildirdi. MB, 2008 yılı ocak-haziran döneminde 95 oktan kurşunsuz benzinin ortalama pompa fiyatı içerisinde toplam dolaylı vergilerin payının yüzde 60 olduğunu (ÖTV'nin payı yüzde 45, KDV'nin payı ise yüzde 15 olmak üzere) belirterek, ürün bedeli ve dağıtım payının yüzde 40 olduğunu bildirdi. MB, ürün bedeli ve dağıtım payının ise 2007 yılı içinde yüzde 37 olduğunu kaydetti.

MB, petrol fiyatlarındaki artışın akaryakıt fiyatlarını etkileme sürecinin gerçekleşmiş fiyat verileri üzerinden de izlenerek teyit edilebileceğini bildirerek, vergi hariç olarak hesaplanan üretici fiyatları endeksinde bu yılın ilk 9 ayındaki petrol fiyat artışının yüzde 24,29 olduğunu anlattı. Bu artışın YTL cinsinden uluslararası ham petrol fiyat artışı olarak var sayılabileceğini belirtilen araştırmada, belirtilen dönemde tüketiciye yansıyan (vergi dahil) akaryakıt fiyat artışının ise yüzde 7,7 olduğu anlatıldı. MB, "Yüzde 24,29 oranındaki ham petrol artışının vergi sonrası tüketici fiyatına yansıması yüzde 7,7 olmuştur. Bu durumda YTL bazında yüzde 10 oranındaki bir ham petrol fiyat artışı, tüketiciye yansıyan akaryakıt fiyatlarındaki yüzde 3,2 oranında bir artışa denk gelmektedir" denildi. Araştırmada ham petrol fiyatlarındaki artışın yurt içi akaryakıt fiyatlarına geçişkenliğinin büyük bölümünün 2 ay gibi kısa sürede tamamlandığı da belirtildi. 

Dolar kurundaki artışlar da akaryakıt fiyatlarını yakından ilgilendiriyor. MB'nin araştırmasında dolar kurundaki yüzde 10'luk artışın yurt içi akaryakıt fiyatlarını 3,8 puan ile ham petrol fiyatlarına kıyasla daha yüksek oranda artırdığı belirtilerek geçişkenliğin ham petrol fiyatlarında olduğu gibi büyük ölçüde 2 ayda tamamlandığı vurgulandı. Araştırmada döviz kurunun geçişkenliğinin daha yüksek olmasındaki temel nedenin akaryakıt dağıtım paylarının ürün bazında döviz cinsinden belirlenmesi olduğu ifade edildi. 

Uluslararası petrol fiyatlarındaki yüzde 10'luk bir artışın 24 aylık dönem sonunda tüketici fiyatlarında 0,43 puanlık bir yükselişe neden olduğu ifade edilen araştırmada, artışın tüketici enflasyonu üzerindeki etkisinin yaklaşık 1 yıl sürdüğü ve etkinin yarısının ilk 3 ayda, yüzde 75'inin ise ilk 6 ayda tamamlandığı belirtildi.

Türkiye, ham petrol ve enerji açısından net ithalatçı bir ülke. Yılbaşında ham petrol fiyatlarındaki artışın 200 dolara kadar çıkacağı ve Türkiye'nin büyük bir cari açıkla karşı karşıya kalacağı korkusu yaşanıyordu. Temmuz ayına kadar 150 dolara kadar tırmanan ham petrol fiyatları, daha sonra dünyadaki krizin etkisiyle baş aşağı inmeye başladı. Şu anda 70 dolar civarında seyreden petrol fiyatları, aslında yıllar önceki 20 dolar seviyesine göre hala yüksek. Ama 'ehven-i şer' diyebileceğimiz düzeyde bulunuyor. Yılbaşında yaşanan petrol kaynaklı cari açık korkularının hiç de yersiz olmadığı ise az sonra okuyacağınız verilerle iyice anlaşılabilir.

Çünkü Türkiye, ham petrol ithalatına bu yılın ilk 6 ayında 2007 yılının tümüne ödediği kadar para ödedi. Türkiye'nin ilk 6 ayda ödediği yüksek fatura, yılın son 5 ayındaki oluşması beklenen düşük fiyatlara rağmen petrol faturasını yine de 20 milyar dolara çok yaklaştıracak. Bu yıl ortalama varil fiyatının 111 dolar düzeyinde olacağı beklenirken, doğal gaz gibi diğer enerji kalemlerinin de etkisiyle cari açığın 15-19 milyar dolar daha yüksek kesinleşeceği hesaplanıyor. Ancak Türkiye, ortalama ham petrol fiyatının 140 dolar düzeyinde ve cari açığın 73 milyar dolara çıkacağı kabus senaryosundan kurtulmuş görünüyor. Türkiye, 2009 petrol fiyat tahminini ise 105 dolar gibi ihtiyatlı bir düzeyde belirledi. Eğer petrol fiyatları gelecek yıl 105 dolardan daha düşük düzeyde oluşursa, bu sefer ilişki tersine dönecek ve petrol faturası hedeflenen cari açığı olumlu etkileyecek.   

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre bu yılın ilk 6 ayında ithal edilen ham petrolün ortalama varil fiyatı 104 dolar oldu. İlk 6 ayda ham petrole 11,4 milyar dolar harcandı ve 83,5 milyon varil ham petrol ithal edildi. 2007 yılında ithal edilen ham petrolün ortalama varil fiyatı ise 69 dolar düzeyinde gerçekleşmişti. Geçen yılın tümü boyunca harcanan para ise 11,8 milyar dolar olmuştu. Bu durumda 2008'in ilk 6 ayında ham petrol için harcanan kaynak, 2007 yılı boyunca harcanan kaynağa çok yaklaşmış oldu. Türkiye'nin bu yıl ham petrole ödeyeceği tutarın 19 milyar doları geçmesi bekleniyor. Bu hesaplama, temmuz ayında ortalama varil fiyatının 120 dolar, yılın son 5 ayında ise 80 dolar olarak gerçekleşeceği varsayımına göre yapıldı. Bu hesaplama gerçekleştiği taktirde Türkiye'nin bu yılki ortalama ham petrol alım fiyatı ise 111 dolar olarak belirlenecek. Bu rakam geçen yıl 69 dolar olmuştu.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), petrol fiyatlarındaki her 1 dolarlık artışın Türkiye'nin enerji ithalat faturasını 530 milyon dolar artırdığını hesaplıyor. DPT, 2008 için cari açık tahminini ortalama 75 dolarlık fiyat üzerinden 39,2 milyar dolar olarak belirlemişti. Eğer 2008 yılında Türkiye'nin ortalama ham petrol ithalat fiyatı 111 dolar olursa, cari açığı 19,1 milyar dolar yukarıya itecek. Bu durumda cari açık 39,2 milyar dolar değil, 58,3 milyar dolar olacak. 

Yapılan hesaplamalara göre ham petrolün ortalama fiyatı 120 dolar olsaydı cari açık 63, 140 dolar olsa 73 milyar dolara kadar çıkabilecekti. Doğal gaz fiyatları, petrol fiyatlarındaki düşüş veya artışları 6-9 ay gecikmeyle izliyor. Bu durumda 2007 sonundaki nispeten düşük doğal gaz fiyatları, bu faturayı bir miktar aşağı çekip cari açığı 50-55 milyar dolara kadar indirebilecek. Ancak doğal gazda, yüksek petrol fiyatlarının olumsuz etkisi ise gelecek yıl başı ile mart ayından itibaren kendini hissettirecek.

2009 bütçesinde ham petrolün varil fiyatının 105 dolar olarak öngörüldüğü belirtiliyor. Bu durumda Türkiye'nin gelecek yıl ham petrole 18-19 milyar dolar ödeyeceği öngörülmüş oluyor. Bu ihtiyatlı tahmin değil de söz gelimi 80 dolarlık ortalama fiyat oluşursa Türkiye'nin faturası 2009 yılında 14 milyar dolara inecek. Yani düşük petrol fiyatının cari açığa olumlu etkisi 5 milyar dolar olacak. Ayrıca Merkez Bankası 31 ekimde yeni Enflasyon Raporunu açıklayacak. Burada da petrol fiyatlarının geleceği ve Türkiye ekonomisine yönelik etkileri ile MB'nin tahminlerinde hangi fiyatı esas alacağını açıklaması bekleniyor.   

(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard dergisinin Aralık-2008 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder