31 Ekim 2019 Perşembe

MEÇHUL DRONE SALDIRISININ S. ARABİSTAN EKONOMİSİNE MALİYETİ NE KADAR OLDU?



SİHA SALDIRISININ SUUDİ ARABİSTAN  EKONOMİSİNE MALİYETİ 20 MİLYAR DOLARI BULABİLİR   

Cahit UYANIK

Suudi Arabistan’ın ulusal petrol şirketi Saudi Aramco’nun iki ham petrol işleme tesisine 14 Eylül 2019 Cumartesi günü gerçekleştirilen faili meçhul silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırıları, bu ülke için önemli ekonomik kayıplara sebep oldu. Ham petrol fiyatları, spot piyasada varili 60 dolardan 72 dolara yükselerek günlük yüzde 20’ye yakın artış gösterdi. Bu anlık artış 1991’deki 1. Körfez Harekatından bu yana görülen en büyük fiyat zıplamasıydı. Çünkü yapılan açıklamaya göre Suudi Arabistan’ın günlük ham petrol üretimi yarı yarıya azalmıştı. Üretim kesintisinin boyutu 5,7 milyon varildi. Bu kesinti, şimdiye kadarki çeşitli savaşlar ve siyasal gerginlikler sırasında yaşanan üretim kesintileri arasında en büyüğü olarak enerji tarihine geçmişti bile...   

(Tıklayınız) KAŞIKÇI CİNAYETİ İLE MbS'NİN 'VİZYON 2030 PROJESİ' ARASINDA BAĞ VAR MI?

Bu rakamın ne anlama geldiğini gözünüzde canlandırmanız için Türkiye’nin ham petrol ihtiyacı ile kıyaslamak en doğrusu. Türkiye’nin yıllık ham petrol ithalatı 190 milyon varil düzeyinde… Günlük tüketimi ise 520 bin varil… Bu durumda Suudi Arabistan’daki günlük üretim kaybı, Türkiye’nin 11 günlük tüketimine karşılık geliyor. Saldırıların ham petrol işleme tesislerine verdiği maddi zarar henüz açıklanmış değil. Ancak 5,7 milyon varillik kesintinin Suudi Arabistan’a faturası oldukça ağır. Kesintinin 2 ay süreceği varsayıldığında toplam üretim kaybının 342 milyon varil olduğunu görüyoruz. Saldırıdan önceki varil başına 60 dolarlık rakamdan hesapladığımızda, toplam kaybın 20,6 milyar dolara ulaşması mümkün.  


Peki petrol fiyatlarındaki artış, bu zararı ne kadar azaltabilir? Petrol piyasası bundan 30-40 yıl öncesinden çok farklı işliyor. İşlemlerin çoğu New York ve Londra’daki emtia piyasası üzerinden vadeli olarak gerçekleşiyor.  Yani bu emtia piyasalarında saldırıdan bir gün önce varil başına 60 dolardan bir veya iki ay vadeli olarak gerçekleşen işlem, Suudi Arabistan’a artı gelir yaratmıyor. Suudi Arabistan’ın önümüzdeki 2 ayki üretimi, 60 dolar civarında bir fiyattan zaten satılmış ve hatta parası da Saudi Aramco’nun hesaplarına girmiş demek.

Vadeli kağıdın satışını 60 dolardan yaparken, vade sonunda petrol fiyatının 50-55 dolara ineceğini düşünüp 5-10 dolar kar edeceğini hesaplayan broker (Ki saldırıdan önce dünya ekonomisinde resesyon beklentisi sebebiyle, petrol fiyatlarının önümüzdeki aylarda 40 dolara kadar inebileceği tahmin ediliyordu), fiyatların 65-70 dolara yükselmesiyle 5-10 dolar zararı sineye çekmek zorunda kalıyor. Yani zarar varsa, işlemi yapana ait… Suudi Arabistan’ın ikili anlaşmalarla sattığı ham petrol de, (anlaşma fiyatından teslim yükümlülüğü sebebiyle) kendisine bir ek gelir sağlamıyor. Fiyat artışından nemalanabileceği tek yer spot piyasa… Bunun da Suudi Arabistan’a çok önemli bir gelir sağlaması beklenmiyor. Yani petrol fiyatının yükselişinin getirisini hesaplamak kolay değil ve bu artışın zararı kapatabileceği söyleminin ayakları yere basmıyor. Bu durumda Suudi Arabistan’a saldırının maliyetinin 20 milyar doları bulabileceği düşünülüyor.

Saudi Aramco’nun toplam piyasa değerinin yaklaşık 2 trilyon dolar olduğu ve hisselerinin önümüzdeki yıl yüzde 5’nin halka arz edilmesinden 100 milyar dolar elde edileceği düşünülüyordu. Yani Suudi Arabistan, hisse satışından sağlayacağı gelirin neredeyse beşte  birini birkaç dakikalık saldırı sırasında kaybetmiş oldu. Suudi Arabistan, 2019 yılı bütçesini 295 milyar dolar olarak açıklamıştı. Bu durumda, 20 milyar dolarlık üretim kesintisi ve tamirat masraflarının ülke ekonomisine ve devlet bütçesine ciddi bir ek yük getireceği de açık.

Geriye dönüp bakılırsa Suudi Arabistan’a yönelik silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırılarının; Yemen’de İran destekli Husilere karşı giriştiği savaş sebebiyle yıllardır devam ettiği görülüyor. Birçok askeri tesisin yanı sıra, bundan 4 ay önce de Mayıs-2019’da iki ham petrol tesisine yönelik saldırılar gerçekleşmiş, ancak sınırlı zarara sebep olmuştu. Suudi Arabistan’a yönelik saldırıların haricinde, dünya petrol arzı açısından hayli kritik öneme sahip olan Hürmüz Boğazı ve yakın bölgesinde birkaç yıldır ciddi huzursuzluk hakim. Haziran ayı içinde Umman Körfezindeki iki petrol tankerine bombalı saldırı gerçekleşmiş, ancak failleri net olarak belirlenememişti. Aynı ay içinde İran, ABD’nin 120 milyon dolar (2-3 adet savaş uçağı fiyatı kadar) değerindeki ultra-teknolojiye sahip insansız hava aracını vurmuş, ABD Başkanı Donald Trump küplere binmiş ancak karşılık vermekten 10 dakika kala vazgeçtiğini açıklamıştı.

Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018-Mayıs ayında İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan ayrılması ve bu ülkeye yönelik olarak 2019 başından itibaren yaptırımları sıkılaştırması sonrasında huzursuzluk had safhaya ulaşmış görünüyor. Bölgede ABD veya ABD müttefiki ticari hedeflere saldırılar gerçekleştirilerek bir mesaj verilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Her saldırı sonrası İran sorumlu tutulmak isteniyor ama net bir delile ulaşılamıyor. Ancak herkes bu saldırıların son zamanların sıcak çatışma modeli “vekalet savaşları” üzerinden gerçekleştirildiğini de çok iyi biliyor. 

ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan’a yönelik son saldırının ardından ilginç bazı açıklamalar yaptı. Trump, ABD’nin artık petrol ithalatına bağımlı olmadığını, dünyanın en büyük petrol üreticisi haline geldiğini, Körfez Bölgesinde tankerlerinin bulunmadığını ifade etti. Gerçekten de Hürmüz Boğazı ve Körfez Bölgesindeki tanker trafiğinin önemli bir kısmı Çin, Japonya, Hindistan ve bazı Avrupa ülkelerine yönelik çalışıyor. Trump, bu veriye atıfta bulundu ancak “Müttefiklerimizi korumaya devam edeceğiz. Silahlarımız dolu, bekliyoruz” dedi.

Petrol tarihini yakından inceleyenler, Suudi Arabistan ile ABD arasında İkinci Dünya Savaşından sonra üzerinde mutabık kalınmış ve halen geçerli olan bir ‘koruma anlaşması’ olduğunu hemen görürler. İşte Başkan Trump, başkan olduktan kısa süre sonra Suudi Arabistan’da kılıçlı dans eşliğinde 110 milyar dolarlık silah satış anlaşması imzalarken de, “Körfez’le işimiz olmaz ama müttefiklerimizi koruyacağız” şeklindeki açıklamasını yaparken de bu anlaşmaya atıfta bulunuyordu.
Olayın sıcaklığı ile herkes “Saldırıyı kim yaptı?” sorusunun cevabını bulmaya çalışıyor. 

Ancak bundan birkaç hafta sonra meselenin “ABD, Suudi Arabistan’ı korumakta yetersiz mi kalıyor?” sorusuna döneceği kesin gibi… ABD Savunma Bakanı Mark Esper’ın son saldırıları “emsalsiz” olarak nitelemesi bir yana, Orta Doğu’daki etkinliğini iyice artıran Rusya da topa girmekte gecikmedi. Putin, 16 Eylül 2019 tarihinde Ankara’da düzenlenen “Suriye” konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesinin ardından sorular üzerine yaptığı açıklamada ABD’nin Suudi Arabistan’a sattığı silahların bu ülkeyi yeterince koruyamadığını ima etti ve "Eğer S-400 sistemleri almak isterlerse Suudi Arabistan’a yardım etmeye hazırız. Alırlarsa petrol altyapılarını güvenli bir şekilde koruyabilirler. Tabi seçim onların…" diye konuştu. Suudi Arabistan 2017 yılı sonunda Rusya’dan S-400 alacağını açıklamıştı aslında ama bu konu bir daha gündeme gelmedi. Belli ki Suudi Arabistan, ABD’nin baskısıyla bu kararını rafa kaldırmıştı. Putin, belki de bu vazgeçiş ve Suudi Arabistan’a yaşattığı parasal maliyete atıfta bulunuyordu. 

Son SİHA saldırısının dünya petrol piyasalarının “boğa” karakterine yani fiyat artış eğilimine girmesi için bir tetik vazifesi görüp görmeyeceğini ise önümüzdeki haftalardaki siyasi gelişmeler gösterecek. Savaş tamtamlarının daha yüksek sesle duyulur hale gelmesinin, fiyatları 70-90 dolar aralığında tutmaya yeteceği piyasa uzmanlarınca dile getirilmeye başlandı. Ancak dünyadaki resesyon endişeleri sebebiyle bunu kimse istemiyor. Bu durumun gerçekleşmesi halinde ise ham petrol fiyatlarındaki her 5 dolarlık artışın ödediği faturayı 1 milyar dolar şişirdiği başta Türkiye olmak üzere, petrolde dışa bağımlı tüm ülkeleri pek çok yönden olumsuz etkileyeceği ise kesin görünüyor. 
(Bu yazı Diplomatik Gözlem Dergisinin Ekim-2019 tarihli sayısında yayınlanmıştır.) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder