Manila'da gecekondu mahallesi bakkalı |
Cahit UYANIK
Yıl 2005... Başkent Manila'ya otobüs yolculuğu ile bir-iki saat uzaklıkta
ıssız, asfalt bir yolda ilerliyoruz. Manila'nın bir köyüne Asya Kalkınma
Bankasının (ADB) yürüttüğü projeyi incelemeye gidiyoruz. Otobüsümüz
yavaşlıyor. Çünkü önümüzde bir cenaze otomobili var. Yavaş yavaş ilerleyen
siyah cenaze otomobilinden bangır bangır bir kilise müziği yükseliyor. Yolun sağında
solunda uçsuz bucaksız bir yeşillik halinde uzanan ovada müzik, hoparlörün gücü
kadar yayılıyor. Filipinli köylüler de yavaş yavaş otomobilin ardından
yürüyorlar sessizce... Terk-i alem eyleyen dostlarının dünyaya 'müzikli
vedası'na eşlik ediyorlar. Bunu ne için yapıyorlar? Neden bangır bangır
müzik eşliğinde bir cenaze töreni düzenlenmiş? Hâlâ bilmiyorum. Anladığım bir
şey varsa, Uzak Doğu'nun uzağındaki Filipinler'de hemen hiç bir şeyin benim
aklıma-mantığıma pek uymaması...
"Uzak Doğu'nun uzağında" dedimse abartı değil... Türkiye'den çıkmadan önce haritadan bakıp "Tayland'ın başkenti Bangkok'tan 1, bilemedin 2 saat uzaklıktadır burası..." diyorsunuz. Bangkok'ta Türk Hava Yolları'nın üst düzey hizmet verilen uçağından inip, Filipinler Havayolları'nın aktarma uçağına binince, "bir hoş" oluyorsunuz. Ayrıntılara girmeyeyim... (Aynı yolculuğu dönüşte Thai Havayolları ile yaptım ve THY kadar kaliteli hizmet verildiğini gördüm.) Ve sonra... Okyanus üzerindeki yol uç uç bitmiyor. 3,5-4 saat sonra Manila'ya iniyorsunuz. Kendinizi 1-2 saate şartladığınız için yol boyunca; Shrek'in bir filmindeki sevimli -sözüm meclisten dışarı- eşek gibi konuşmaya başlıyorsunuz: Gelmedik mi, gelmedik mi, gelmedik mi?