28 Ocak 2019 Pazartesi

DÜNYA ARTIK DAHA AZ BORÇLANARAK YAŞAMANIN YOLLARINI BULMALI


 Cahit UYANIK

İnternette sörf yaparken hiç “ülke borç saati” siteleri ile karşılaştınız mı? Söz gelimi; “Usdebtclock” adlı web sitesine girildiğinde Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) borç rakamlarının baş döndüren bir hızla arttığı görülebiliyor. Bu yazının yazıldığı 08 Ocak 2019-Salı günü, dünyanın patronu gözüyle bakılan ABD’nin borçları 21 trilyon 923 milyar dolar düzeyindeydi. Buna benzer web siteleri sırf ABD değil, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir çok ülkenin ulusal borcunu da anlık (real-time) olarak size gösterebiliyor.

Dünyadaki borçların gelişimini düzenli olarak takip eden Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), 2018’in ilk çeyreğinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borçlarının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,1 artarak 247 trilyon dolara yükseldiğini açıkladı. Bu borcun 61 trilyon doları finans sektörüne ait iken, 186 trilyon doları ise hane halkları, finans sektörü dışında kalan şirketler ve devlet borçlarından oluşuyordu. Dünyadaki tüm ülkelerin yıllık üretim tutarları toplamının 80 trilyon dolar civarında olduğunu söylersek, bu dev borç stokunun ciddiyeti iyice anlaşılabilir.


Oysa IIF, 2008 yılında borçların 177 trilyon dolar olduğunu açıklamıştı. Yani son 10 yılda borçlar 70 trilyon dolar artmış görünüyor ki, bu yüzde 44 gibi ciddi bir yükselişi gösteriyor. Buna göre dünyadaki borçlar her yıl yüzde 5’e yakın çoğalmış. Bu, dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızının neredeyse iki katı artışa karşılık geliyor. IIF’nin son verilerindeki yüzde 11’lik artış hızı aynen korunursa, borçların 2019 yılında 270 trilyon dolara çıkması sürpriz olmayacaktır.

Peki bu hale nasıl gelindi? Çoğu kişi, ülke, şirket ve banka; borcunu kapatmıyor ve borcu borçla çevirmeye devam ediyor. Bu da borçları şişirdikçe şişiriyor, faizin faizi ana borca ekleniyor. Bu ortamın oluşmasında 2008 Krizinden çıkmak için kendi ülkesini ve tüm dünyayı sıfır faiz ile paraya boğan başta ABD Merkez Bankası (FED) ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları sorumlu.

Nitekim Merkez Bankası 2004 yılında 64 milyar dolar düzeyindeki Türk özel sektör borçlarının, 2018 yılı Haziran ayında 241 milyar dolar olduğunu bildirdi. Borç, 2014 yılında 278 milyar dolara kadar yükselmişti. Bu, 2004-2014 arasında özel sektör dış borcunun tam 4,4 kat arttığını gösteriyordu.

O zaman şu soru akla geliyor? 300 trilyon dolara doludizgin koşan borçlar için 2019 senesi, “küresel temerrüt” yani borçların geri ödenememesi (default) eğiliminin bir başlangıcı olabilir mi? 2019, muhtemel “küresel temerrüt” için bir çok şartı olgunlaştırabilir ve ödenemeyen borçlar tüm dünyayı bir kâbusa sürükleyebilir. Tüm ülkeler ve iş dünyası artık borcu borçla çevirmeden, daha az borçlanarak yaşamanın yollarını bulmalı.
(Bu yazı Ortadoğu Business Dergisinin Ocak-2019 tarihli 52. Sayısında  yayınlanmıştır) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder