21 Ağustos 2019 Çarşamba

TÜRKİYE'DE İSMİ EN FAZLA BİLİNEN GİRİŞİMCİLERDEN KÂMİL KOÇ KİMDİR?


Kamil Koç; 1901 yılında Bilecik'in ilçesi olan Pazaryeri'nde doğdu. Babasının İnönü ve Sakarya Meydan Muharebeleri'nin sürdüğü yıllara denk gelen vefatı nedeniyle öğrenimini Rüştiye ikinci sınıftan terk edip zorlu mücadelesine başladı.
1922 -1924 yılları arasında vatani görevini, Bilecik Kumandanlığı santralinde yaptı. Ticari düşüncelerini kumandanına açarak yüreklendirildi.
Gelişmek, teknolojiyi takip etmek, yenilenmek istiyordu. Askerlik dönüşü kardeşlerine, çiftçiliği daha modern araç gereçlerle yapma önerisini sundu. Bu öneriyi kardeşleri onaylamayınca, o yılın mahsul gelirinden payına düşeni alıp Bursa'daki sürücü kurslarına katıldı. 1926 yılında bir Fiat araba alarak Bursa - Bilecik/ Karaköy arasında yolcu taşımacılığı sürecine ilk adımı atmış oldu.
Sebatkar ve kararlıydı. "BORÇLANMAKTAN KORKMAM, FAKAT BORÇLANDIKTAN SONRA ALLAH'TAN KORKAR GİBİ BORÇTAN KORKARIM" diyerek atılımcılığını gösterdi.


İş değişikliğine itibar etmedi. Kendi sektöründe niçin kaldığını "UN DEĞİL, ÜN PEŞİNDEYİM" sözleriyle anlatırdı. Austin Oto Bayiliğinden yüklü gelir elde edeceğini bildiği halde, 1943-1951 yılları arasında Ereğli Kömür İşletmeleri'ne Zonguldak ve Devrek dolaylarından maden direği, yine İzmit Kağıt Fabrikasına da Bartın'dan tomruk sevkıyatını da üstlenerek nakliyeciliği sürdürdü.
İleriki yıllarda, sabun ve tütün alım satımıyla bir süre ilgilendiyse de, duayenliğini üstlendiği şehirlerarası yolcu taşımacılığını daha çok genişletmeyi, ilerletmeyi hedefledi; başardı. "SİZ MERCEDES'E BİNMEYİN, YOLCULARINIZI BİNDİRİN" öğütleri, Onun iş ahlakının ve kanaatkârlığının çocuklarına, torunlarına yansımasıydı. Onun tasarruf edilmesi, dışa bağımlı olduğumuz kıt kaynakların tüketilmemesi için gösterdiği çaba yadsınamayan özelliklerindendi.
"AŞAĞI BAKIP GERİNMEYİN, YUKARI BAKIP YERİNMEYİN" sözleri mütevazılığını, çalışkanlığını anlatan en iyi örneklerdendir.Son derece iyiliksever ve cömertti, geleni asla geri çevirmezdi. Kaba kuvvetten, şiddetten hiç hoşlanmayan bir yapıya sahipti.
1975 yılında aramızdan ayrıldı. Türkiye çapında adını duyurduğu bu sektörde yol aldığı yıllar boyunca ilerici, önünü gören bir yönetim anlayışını, ilkelerini çocukları ve torunlarına miras bıraktı. 

Kamil Koç-Özyaşam (İkinci versiyon):

1901 yılında Bilecik'in Pazarcık (Pazaryeri) ilçesinde doğan Kâmil Koç, İnönü ve Sakarya Meydan muharebeleri yıllarında babasını kaybedince Rüştiye ikinci sınıfı terk edip zorlu mücadelesine başlıyor. Kâmil Koç askere gidinceye kadar kardeşleriyle birlikte çiftçilik yapıyor. Askerden döndüğünde araçsız, teknolojisiz başarılı olamayacağını görünce komutanının da tavsiyelerini dikkate alarak, o yılın mahsul parasıyla Fiat şase alıyor, üstünü ahşap ve tente kaplatarak yolcu taşımacılığına başlıyor.

Geniş yüreğiyle yaşam boyunca kendini büyük bir mücadelenin içinde bulan Kâmil Koç, bir takım değerlerin peşinde koşarken sonunda büyüyen kalbinin durmasıyla aramızdan ayrılıyor.
Bir başarı öyküsü nasıl yazılır diyenlere, Kâmil Koç doğruluktan şaşmamaktan yanaydı diyoruz. Bunu, “Al gömlek alarır, ya yeninden çıkar ya yakasından.” diyerek dile getirirdi. Aile bağlarına çok önem verirdi. Kaba kuvvetten hiç hoşlanmazdı. Haramdan çok korkardı. “Doğru sendeler, yıkılmaz; haram yedi sülaleden çıkar.” diyerek bu korkusunu sıkça dile getirirdi. Ona göre “Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz.” idi. Çevresindekilerin gurura girmesinden hiç hoşlanmaz “Aşağıdakine bakıp gerinmeyin, yukarıdakine bakıp yerinmeyin.” diyerek “Feleğin gözünün tek ve tepede.” olduğunu hatırlatırdı.
Bir dönem (1943), Austin Oto Bayiliğinden yüklü gelir elde ederek, Ereğli Kömür İşletmelerine, Zonguldak ve Devrek dolaylarından maden direği sevkıyatı ile İzmit Kâğıt Fabrikasına, Bartın'dan tomruk sevkıyatını sürdürmesine rağmen “Un değil ün peşindeyim.” diyerek karayoluyla yolcu taşımacılığını sürdürmekte karar kıldı. Bu gün O, hala bir önder. 
Çalışkan insanlara katıksız hayranlık besleyen Kâmil Koç, zor durumlarda “Taş olun, baş yarın, bir baltaya sap olun.”, kolaylıkla bir şeylere sahip olmaya kalkışıldığında ise “Yiğit at yemini kendi arttırır.” diyerek çevresindekileri uyarırdı. 
Ona göre “At binenin, kılıç kuşananın.” idi. 
Borçlanmaktan hiç korkmazdı; ama borcuna da sadıktı. “Dağa çıkan kurdu görür.” diyerek işlerini genişletti. 
Üç kız evladı olduğu için “Bu iş benimle kaim.” derdi. 
Bayraktar öldü, ama bayrak ayakta kaldı. Ona son yolculuğunda da “İyi yolculuklar!” diliyoruz.
(Kaynak: Kâmil Koç İnternet sitesi)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder