2 Mart 2017 Perşembe

TÜRKİYE'DE CARRY TRADE'LER SEÇİM VE ENFLASYONA ENDEKSLİ


Cahit UYANIK 

Son günlerin en ciddi tartışma konularından olan ve düşük maliyetli para ile borçlanıp yüksek getirili piyasalara yatırım olarak nitelendirilen "carry trade" işlemleri dış koşullardan çok, o ülkenin iç koşullarına bakılarak belirleniyor. 

Merkez Bankası (MB) carry trade işlemlerinin Türkiye'deki durumu ve hangi şartlarda, nasıl hareket ettiğini araştırdı. MB uzmanları Faruk Aydın ve Vuslat Us tarafından Türkiye'nin yanı sıra Brezilya'daki veriler de değerlendirilerek yapılan araştırmada, carry trade stratejilerinin dış koşullardan çok, o ülkenin iç koşullarına bakılarak belirlendiği tespit edildi.

Yabancıların bono alım stratejileri, MB faizi ile FED faizleri arasındaki fark ve döviz kuru belirsizliğine duyarlı çıkmazken; Türkiye'deki enflasyon hedeflemesi çerçevesindeki sıkı para politikalarının carry trade işlemleri için motivasyon oluşturduğu belirtildi. Araştırmaya göre 2007'de Türkiye özelinde, politik gelişmelerle enflasyon hedeflemesinin göstereceği performansın carry trade işlemlerini belirlemede dış koşullara oranla daha baskın olacağı bekleniyor. 

Rakamlar bilinemiyor 

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) yılda 2 kez yayımladığı TİSK-Akademi dergisindeki araştırmada ise faiz farklarından doğan arbitraj imkanından yararlanılması yoluyla gelişen stratejinin, bireysel yatırımcıların dünya finansal piyasalarına girişinin kolaylaşması ile giderek öneminin arttığı anlatıldı.

Başlangıçta dolar-yen arasında yapılan carry trade'lerin global likidite bolluğu sonucu gelişmekte olan piyasalara doğru yönlendiği belirtilen araştırmada, carry trade işlemlerinin bilanço dışı kalemlerde gözüktüğü ve resmi istatistiklere yansımaması nedeniyle büyüklüğünün tam olarak hesaplanamadığı kaydedildi.

Geçmişte dolar üzerinden yapılan carry trade işlemlerine bakıldığında; faiz farkları, kur belirsizliği ve küresel likidite seviyesine duyarlı olduğunun tespit edildiği belirtilen araştırmada, artık ülkelerin kendi iç dinamikleri ve küresel likidite seviyesinin etkili olduğu anlatıldı.

Araştırmanın sonuç bölümünde ise global açıdan olumlu olarak ifade edilebilecek mevcut koşulların Türkiye'ye gerçekleşmesi beklenen yabancı fon akışı için gerekli ama yeterli olmadığı da vurgulanarak "2007'de Türkiye'ye olan yabancı fon akışını tersine çevirebilecek bir dış gelişme beklenmemektedir" denildi.
(Bu haber, 24 Nisan 2007 tarihinde Referans Gazetesinde yayınlanmıştır.)
MERKEZ BANKASI 2005'TE PİYASADAN 22 MİLYAR DOLAR TOPLADI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder