Cahit UYANIK
Kemal Derviş, kendisine yakışanı biraz gecikmeli de olsa yaptı. İstifa etti ve bunu yaparken halka önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği seçim ittifakları konusunda net mesajlar verdi. Derviş'in kafasındaki devletin siyasi yönetim modeli, aslında seçim ittifaklarına dayanıyor.
Derviş geçmiş konuşmalarında hep İtalya'nın Türkiye için bir model olabileceğini söyleyip durmuştu. Ancak bunun sadece devletin bürokratik ve hukuki yapılanması ile bağlantılı olduğu tahmin ediliyordu. Zaten IMF ve Dünya Bankası ile üzerinde çalışılan şeffaf ve güçlü devlet modeli de bunu doğruluyordu. Derviş, ülkenin gündemine birden bire seçim oturunca ne yapacağını şaşırdı. Yine karşısına İtalyan Modeli çıktı.
İtalya'daki irili ufaklı birçok sol parti, bundan bir önceki seçimde şimdilerde AB Komisyonu Başkanı olan Romano Prodi'nin başkanlığında ittifak yapmış ve başarılı olmuştu. O dönemde İtalyan halkı da yolsuzluklar nedeniyle bunalmış durumdaydı ve devletine güvenini yitirmişti. Tıpkı Türkiye gibi... Devletin dürüst insanlar tarafından deyim yerindeyse 'rektefiye edilme' işlemine ihtiyacı vardı. İşte Prodi, Zeytin Dalı İttifakını kurarak İtalya'yı eski bir bisikletin sırtında köy köy, kasaba kasaba gezip İtalyanların derdini birinci ağızdan dinledi.