4 kisilik bir ailenin reisiyseniz...
Cebinizden durup dururken
126 TL alındı.
Birilerine verildi.
Nasıl mı?
Atatürk Havalimanını 2 yıl erken kapattırdı ya hükümet...
4 kisilik bir ailenin reisiyseniz...
Cebinizden durup dururken
126 TL alındı.
Birilerine verildi.
Nasıl mı?
Atatürk Havalimanını 2 yıl erken kapattırdı ya hükümet...
Kılıç Yarası Gibi - Ahmet Altan |
Üniversite yıllarında...
Ahmet Altan'ın 'Sudaki İz' romanını okumuştum
Allah Allah bu nasıl roman ya demiştim.
Bir daha da adamın romanlarına dönüp bakmamıştım
Daha sonra birçok roman yazdı adam
Gençtik bilmiyorduk belki de deyip
Bugünlerde yanılıp yazılıp 'Kılıç Yarası Gibi' ile devamı niteliğindeki
'İsyan Günlerinde Aşk'ı okudum
Belki farklı birşey yapmıştır umuduyla...
Çocukluğum - Maksim Gorki |
Maksim Gorki özyaşam öyküsünü, baş yapıtı olarak da nitelenen üç kitapta anlatmıştı:
Çocukluğum
Ekmeğimi Kazanırken
Benim Üniversitelerim
Peşkov olan soyadını bırakıp 'acı, elem' anlamına gelen Gorki'yi kullanan yazar, bu kitaplarında sahip olduğu müthiş gözlem ve bunu çok yaratıcı betimlemelerle anlatabilme becerisi ile insanı avucunun içine alıyor ve bırakmıyor.
(Tıklayınız) OKUDUĞUM KİTAPLAR / HARRY POTTER ZÜMRÜDÜANKA YOLDAŞLIĞI / J. K. ROWLING
1) IŞİD
2) İD
3) ISIL
4) ISIS
5) IS
6) DAİŞ
7) Daeş
8) Daesh
9) Da'esh
10) DEAŞ...
10 tane ismi var... Çıkışı, yaşamını sürdürebilmesi ve destekleyenleri gibi.. Çok boyutlu ve kolay anlaşılmaz bir örgüt...
(Tıklayınız) DEVLET GİBİ EKONOMİK KAYNAKLARA SAHİP BİR TERÖR ÖRGÜTÜ: IŞİD
Kur Korumalı TL Vadeli Mevduatı basın açıklaması |
Güven ve garanti sözcüklerinin ilginç bir korelasyonu var.
Güven ne kadar çok ise garantiye daha az ihtiyaç duyulur.
TR'de her şeye ve herkese Hazine (vergi ödeyenler) kesesinden öyle garantiler veriliyor ki, insan güvenin tam tersi demek olan endişenin giderek arttığını anlıyor.
(Bu yazı 20 Aralık 2021 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır.)
Türkiye'de sinemanın yaygınlaştığı yıllar...
Temel, bu yenilikten ve sinemalarda oynayan aşk filmlerinden haberdar olmuş.
Bir gün kasabaya vardığında paraya kıyıp sinemaya gitmiş.
Oynayan aşk filminde yakışıklı oğlan, kıza soruyormuş:
"Söyle bana aşkım, gözlerimde neler görüyorsun?"
Güzel kız da cevaplıyormuş:
"Aşkımın ışığını, sevgimin çiçekli bahçesini, hayatımın manasını, ruhumun aynasını, geleceğimin hoş gölgesini..."
Sert görüntüsünün altında ipek kadar yumuşak bir yürek taşıyan Temel bu sahneden çok etkilenmiş tabii ki...
Bence MB kur farkını para basıp öderse, muhasebesel olarak bunu zarara yazmak isteyecektir. Burada esas mesele zarar değil, kur farkı ödemesi olarak piyasaya sürülecek paranın enflasyonist etki yaratmasıdır.
Kur garantili mevduatın 3 ay vadede yoğunlaşmasını bekliyorum. Bu, büyük bir meblağ olursa kur farkı ödemesini sterilize edebilmek için 3 ay sonra yani Mart-2022 gibi süper bono gibi bir çözüm gerekebilir.
Adamın biri, Pejo marka bir minibüs alır.
Sonraki gün yolcu taşımaya çıkar. Minibüs tıklım tıklım,
tutar kasabanın yolunu ve gittikçe hızlanır.
Yolculardan biri:
-Kaptan yavaş, bir yere çarpacağız! der.
Şoför:
-Sen Pejo'yu biliyor musun? der.
Yolcu:
-Hayır! der.
Şoför:
-O zaman sus der ve devam eder.
Minibüs hızlanmaya devam eder..
Temel biyologdur. Pire üzerine araştırma yapmaktadır. Yaptığı deneyi de sürekli olarak not almaktadır.
Pirenin dört bacağından birini koparır ve pireye atla der; pire atlar, zıpla der; pire zıplar. Temel notunu alır:
"Üç bacaklı pire hopluyor ve zıplıyor."
Bülent AKARCALI |
Cahit UYANIK
Yaklaşık 30 yıl önce Sağlık ve Turizm Bakanlığı yapan Bülent Akarcalı:
''Millet madem Dolar almak istiyor, o zaman Merkez Bankası ile Türk Doları basalım" demiş.
Saçmalamamış ama elin gavurunun yüzlerce yıl önce bulduğu bir finansal sistemi kendi kafasına göre yeniden keşfetmiş.
Bu konuya birazdan geleceğim ama...
Evet Bülent Akarcalı'nın benim yaşamımda ilginç bir yeri vardır.
1988 yılı Mart ayında girdiğim Anadolu Ajansının yarışma sınavında...
Sağlık Bakanı olarak Akarcalı'nın, sigara yasaklarına ilişkin sözlerinin yer aldığı bir basın bültenini verip
"Hadi bakalım habere çevirin" demişlerdi.
Haberi iyi yazmışım ki AA'ya kabul etmişlerdi beni...
Gelelim Akarcalı'nın 'Türk Doları' basma önerisine...
Buna finans literatüründe veya merkez bankacılığında Para Kurulu Sistemi denilir.
Sömürgecilik yıllarında... Sömürge ülkelerinde...
İngiliz Merkez Bankası için sterlini korumak büyük problemdi.
Sömürgelere nakit transferi veya sömürgelerden nakit transferi yelkenli gemilerle yapılıyordu.
DİSK, "Asgari ücret net 5.200 TL olsun" diyor |
Türkiye 13-19 Aralık 2021 haftasında ekonomi açısından çok kritik 2 karara sahne olacak. 2022 yılı asgari ücreti ilan edilirken, Merkez Bankasının Eylül ayında başlattığı faiz indirim sürecinin devam edip etmeyeceği de belli olacak. Yurt dışında ise ABD Merkez Bankası tahvil alımı azaltım programını (tapering) hızlandırıp hızlandırmayacağı konusundaki kritik kararını açıklayacak.
Vahdet VURAL
Cahit UYANIK
Bugün alışverişe giderken...
Başıma gelecekleri iyi bildiğim için...
Aklıma bir şarkı düştü
Bizim gençliğimizin ünlü arabesk
Eserlerinden biriydi:
"Dert Çekmeye Gidiyorum"
Siyasi adamın biri diyor ki:
"Almanya'da enflasyon yüzde 2'den yüzde 5'e çıktı, yani yüzde 150 enflasyon artışı var"
Peki adamın dediği doğru mu?
1) Yüzde, yüzdeyle kıyaslanmaz. Olsa olsa artış oranı değil, artış hızı hakkında fikir verir. (Neden kıyaslanmaz? Zaten kıyaslamalardan elde edilmiş rakamlardır bunlar)
2) Enflasyonda ideal yıllık rakam yüzde 2'dir. Bunu 21 derecelik ideal oda sıcaklığı gibi düşünün. Sıcaklık, 22'ye çıktığı zaman (Enflasyon yüzde 5 olduğunda) evet sıcaklık artmıştır, ama insanı rahatsız etmez.
Ekonominin “Altın Kalem”leri belirlendi
(Külliyen yanlış bir başlık)
"Merkez Bankası'nın enflasyon ve dolar beklentisi düştü."
(Doğru başlık önerisi)
"Merkez Bankası anketinde enflasyon ve dolar beklentisi düştü."
Yıllardır bu hal...
Bunu doğru yazmak çok mu zor Allah aşkına?
(Bu yazı 09 Aralık 2019 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)
O ZAMAN MGK NEREDEYDİ?
Cahit UYANIK
Günlerdir Türkiye'de Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) rolü ve fonksiyonu üzerinde bir tartışmadır gidiyor. Ama çoğunun içi boş. Tartışma Öztürkçe deyimiyle takımerki'nin kayıkçı kavgası boyutunu aşamıyor. Bir an durup düşünelim: 2003 yılının 16 Haziran günü itibarıyla yani bugün ülkemizi en fazla tehdit eden şey ne? Yunanistan mı? Geçiniz. AB mi? Geçiniz. PKK-KADEK mi? Geçiniz. Anadilde yayın mı? Geçiniz. Bize küsüp cezalandırmayı kafasına koyan ABD mi? Geçiniz. SARS mı? Geçiniz. Peki bütün bunların hiç birisi önemli bir tehdit değilse, neden hiç rahat değiliz? Nedeni herkes biliyor ve Halkın Öncelikli Sorunları Anketlerinde de görülüyor.
Türkiye'nin önündeki en büyük iç ve dış tehdit, bozuk ekonomik yapılanma ile onun eşlik ettiği yolsuzluk, talan ve israftır. Elbette bunun sonucunda oluşan yüksek enflasyon, büyük iç ve dış borç stoku, giderek artan işsizlik bu tehditi her gün yakından hissetmemizi sağlıyor. Belki bu tehditten daha büyük olan tehdit ise kötü ekonomik yapı ve yolsuzluklarla mücadele etmeye yönelik olarak kendi iç dinamiklerimizle bir şey yapmamamızdır. IMF ve Dünya Bankasından bir şey beklememizdir.