Trump gerçekten Türkiye'ye 100 F35'ten fazlasını vermeyeceğiz dedi mi biz mi yanlış anladık? Bu konuyla ilgili Haziran ayında iletilen mektupta S400 alırsaniz 31 Temmuz itibariyle F35 projesinden çıkarılacaksınız denilmiş ve parça da üretemeyeceğimiz yazılmiştı. Hangisi doğru?
Trump, barış konuşlanmasi formülüne mi güveniyor da böyle konuşuyor? Yoksa Trump CAATSA yaptırımlarını 6 ay erteleme hakkını mı kullanacak? Ki 6 aylık erteleme Şubat-2020 yani bizim S400'lerin ilkinin kurulumunun biteceği zamana denk geliyor. Trump meseleyi zamana yayıyor bence.
S400 konusundaki en güzel yazılardan biri sanırım cumartesi günü Yılmaz Özdil tarafından yazıldı. "Çehov'un Tüfeği" başlıklı bu yazıyı herkesin okumasını öneririm. Çok karmaşık bir meseleyi nasıl oluyor da bu kadar basit şekilde anlatıyor Sn. Özdil? Örnek alınası...
(TIKLAYINIZ) YILMAZ ÖZDİL-ÇEHOV'UN TÜFEĞİ
(Bu yazı 16 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)
17 Temmuz 2019 Çarşamba
16 Temmuz 2019 Salı
S400'LERDE 'BARIŞ KONUŞLANMASI' FORMÜLÜ NİSAN-2020'DE TEST EDİLECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, S400'lerin Nisan-2020'de yerlerine yerleşmiş olacağını söyledi. Bu durumda S400 ile ilgili 'barış konuşlanması' yapılacağı ve radarlarının açılıp açılmayacağı iddialarının doğruluğunun testi gelecek ilkbahara kalmış oldu.
Erdoğan hem Ankara Emniyeti yeni bina açılışı hem de Atatürk Havalimanındaki törende S400'lerin Ruslarla ortak üretileceğini kuvvetle vurguladı. Türkiye savunma sanayi
alımlarında yerli katkı anlamına gelen off-seti hep uyguluyor.
Demek ki 3, 4, 5 veya 6. Parti S400'lerde Türk malı parçalar da olacak. Ortak üretim kararı ABD ile ilişkilerin yakın gelecekte hep soğuk ve mesafeli olacağının işareti. Ayrıca CAATSA yaptırımları da Demoklesin Kılıcı gibi başımızda sallanmaya devam edecek gibi duruyor.
(Bu yazı 15 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)
13 Temmuz 2019 Cumartesi
TÜRKİYE'YE YÖNELİK CAATSA YAPTIRIMLARI HAFİF BAŞLAYIP SONRADAN AĞIRLAŞABİLİR

ABD'nin CAATSA yaptırımlarını inceledim.
12 yaptırımın 10'u doğrudan veya dolaylı ekonomik.
Seçilecek 5 yaptırımdan en az 3'ü ekonomiyle ilgili olacak anlaşılan...
Rusya ile savunma alımı ilişkisi kurduğumuz için CAATSA kapsamına giriyoruz.
S400 ortak üretimi gibi uzun vadeli ilişkiler, başlangıçta hafifler seçilse de, zaman içinde yaptırımları ağırlaştırabilir.
Aslında yaptırımları 'finans ağırlıklı ekonomik' ve 'firmaları etkileyecek ekonomik yaptırımlar' olarak analiz edebiliriz.
Özellikle finans ağırlıklı yaptırımlar dış kaynağa çok bağımlı olan Türkiye'yi zorlayabilir. IMF ve DB gibi kurumlarla anlaşamaz hale geliriz.
(Bu yazı 12 Temmuz 2019 tarihinde Twitter sayfamda yayınlanmıştır)
12 Temmuz 2019 Cuma
S-400'LER TÜRKİYE'YE GELDİ, ABD'NİN YAPTIRIMLARI NE OLACAK, NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Türkiye Rus yapımı S-400 füze savunma sistemlerini almakta, ABD Kongresi de bu durumda Türkiye’ye yaptırım uygulanmasında ısrarlı. Ankara, Başkan Trump’tan muafiyet beklentisi içinde. Peki Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını öngören ve kısa adıyla CAATSA olarak bilinen yasa ne diyor? Türkiye’nin S-400’leri teslim alması halinde sürecin nasıl işlemesi bekleniyor?
Meşhur yasa “CAATSA” ne diyor?
ABD Kongresi’nin Türkiye’ye S-400 füze savunma sistemi alımı sebebiyle yaptırım uygulanması ısrarının arkasında kısa adıyla CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) olarak bilinen yasa var.
2 Ağustos 2017’de Başkan Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların da dayanağı.
CAATSA, “Rusya Federasyonu’nun savunma ya da istihbarat sektörleriyle ya da bunlar adına çalışan kurum ve kişilerle önemli düzeyde alışverişte bulunan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını" öngörüyor. Türkiye’ye Rus yapımı S-400 füze savunma sistemi sebebiyle yaptırım uygulanmasını öngören madde de bu.
ABD Başkanı Trump yasa gereği 70 sayfalık CAATSA metninde listelenen 12 yaptırım kaleminden en az beşini seçmek zorunda. Bu kalemler şöyle sıralanıyor:
(Tıklayın) S-400'LER TÜRKİYE'YE İŞTE BÖYLE GELDİ5 Temmuz 2019 Cuma
ODTÜ'YÜ BİRİNCİLİKLE BİTİREN ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ-İKTİSATÇI... ALİ BABACAN KİMDİR?
4 Nisan 1967'de Ankara'da doğdu. Baba adı Hilmi, anne adı Güner'dir.
İşletmeci ve Endüstri Mühendisi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü birincilikle bitirdi. Yüksek lisansını ABD'de Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'de İşletme Dalında tamamladı.(ALİ BABACAN'IN TBMM YEMİN TÖRENİ VİDEOSU İZLEYEN SAYFADADIR)
(ALİ BABACAN'IN AK PARTİ'DEN İSTİFA MEKTUBU İZLEYEN SAYFADADIR)
1 Temmuz 2019 Pazartesi
ABD-ÇİN EKONOMİ SAVAŞI, CEP TELEFONLARI ÜZERİNDEN TÜM DÜNYAYA YAYILDI
Cahit UYANIK
‘Android’ kelimesi ‘insansı,
insana benzeyen’ anlamına geliyor. Kökeni Eski Yunan’a kadar giden bu sözcüğü
ilk kez 1936 yılında ABD’li bilim kurgu yazarı Jack Williamson “The Cometeers”
adlı hikayesinde kullandı. Bir başka iddiaya göre ise bu sözcük ilk kez Fransız
yazar Auguste Villiers de l’Isle-Adam tarafından 19. Yüzyılda “Yarının Havva’sı”
adlı bilim kurgu kitabında geçti.
‘İnsana yardım eden insansılar’ olarak da tanımlanabilecek ‘Android’
günümüzde, yaygın olarak kullanılan iki akıllı cep telefonu işletim sisteminden
birine adını veriyor. Zaten Android İşletim Sistemi’nin simgesi de, başının iki
yanından antenler çıkan insansı bir robot… (İşletim sistemini, dünyanın dört
bir tarafındaki masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda yoğun olarak kullanılan
Microsoft firmasının Windows programına benzetebiliriz. Telefonunuzu dikkatle
incelediğinizde hangi işletim sisteminin, hangi sürümünü kullandığınızı rahatça
bulabilirsiniz.)
(Tıklayınız) TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR
(Tıklayınız) TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR
Dünyadaki pazarın yüzde 75’ini elinde tutan Android işletim
sistemini yaratan Google, bu ürününü geçen mayıs ayına kadar istisnasız ‘Her
tür cihaz için bir teknoloji platformu’ olarak tanımlıyordu. Ancak ABD Başkanı
Donald Trump’ın Çin’in ünlü Huawei firması ile ABD’li firmaların iş yapmasını
sınırlayan ve hatta yasaklayan kararına kadar… Google, Trump’ın ilan ettiği bu
kararın üzerinden daha bir hafta geçmeden Çinli cep telefonu ve
telekomünikasyon ekipmanı üreticisi Huawei ile ilişkisini ‘sınırlandırdığını’
açıkladı. Çünkü Huawei cep telefonu işletim sistemi olarak Google’ın Android
işletim sistemini kullanıyordu.
27 Mayıs 2019 Pazartesi
ILO: DÜNYA İŞGÜCÜ PİYASALARININ BİLGESİ VE HAMİSİ 100 YAŞINDA
“Si vis pacem, cole justiciam”… Bu Latince cümle,
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) İsviçre-Cenevre’deki genel merkez
binasının temel taşının üstünde yazıyor ve “Barış İstiyorsanız, Adaleti Gerçekleştirin”
anlamına geliyor. ILO, Birinci Dünya Savaşının hemen ertesi yıl 1919’da kuruldu
ve içinde bulunduğumuz günlerde 100’üncü yaşına girdi. ILO, 2019 yılının ilk iş
gününde yaptığı açıklamada, işgücü piyasalarında geride kalan bir asırda
yaşananları birkaç cümle ile şöyle özetledi:
“Hafta sonu tatili, günde sekiz saat çalışma, asgari çalışma
yaşı, hamile veya yardıma muhtaç işçiler için hiç bir korumanın olmadığı bir
dünya düşünün. İşte ILO olmasaydı, böyle bir yerde yaşıyor olurduk. Birinci
Dünya Savaşı’ndan hemen sonra 1919 yılında kurulan ILO, sosyal adalet
mücadelesinde 100’üncü yılını kutluyor. ILO’nun görevinin altında yatan ve
Anayasası’nın Başlangıç’ında özetlenen ‘Evrensel ve kalıcı bir barış ancak
sosyal adalet temeline dayanır’ fikrinin ne derece radikal olduğunu unutmak çok
kolay. ILO kurulurken yapısı da aynı derecede devrimciydi; çalışma
standartlarını belirlemek için hükümet, işçi ve işverenleri bir araya
getiriyordu. Bunu daha sonra ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt ‘rüya’
olarak nitelemişti.”
20 Mayıs 2019 Pazartesi
ATATÜRK'ÜN YAŞAMINDA VE 9 VE 19...
Hiç fark ettiniz mi?
Atatürk'ün yaşamında 9 ve 19'lu rakamların çok özel bir yeri vardır.
Atatürk'ün 9 ve 19 şifresi, ABD'de yaşayan ve "Sayılar insan gibidir" diyen Prof. Aziz Ş. İnan tarafından ortaya atıldı.
Atatürk'ün 9 ve 19 şifresi, ABD'de yaşayan ve "Sayılar insan gibidir" diyen Prof. Aziz Ş. İnan tarafından ortaya atıldı.
BAZI ÖRNEKLER
- 19. yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğdu.
- 19 yaşında Harbiye'ye girdi.
- 9 Ocak 1912'de Trablusgarp'da İtalyanlar'ı bozguna uğrattı.
- 19 Mayıs 1915'te albaylığa yükseldi.
- 9. Ordu Komutanı olarak Erzurum'a tayin edildi.
- 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı.
- 1919'da yani Samsun'a çıktığında iki 19'un toplamına eşit yaştaydı.
- 19 yaşında Harbiye'ye girdi.
- 9 Ocak 1912'de Trablusgarp'da İtalyanlar'ı bozguna uğrattı.
- 19 Mayıs 1915'te albaylığa yükseldi.
- 9. Ordu Komutanı olarak Erzurum'a tayin edildi.
- 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı.
- 1919'da yani Samsun'a çıktığında iki 19'un toplamına eşit yaştaydı.
13 Mayıs 2019 Pazartesi
KEŞKE MERKEZ BANKASI YEDEK AKÇESİ DÖVİZ REZERVİNİ GÜÇLENDİRMEKTE KULLANILSA....
Cahit UYANIK
MB yedek akçesi mevzuu...
Yedek akçe MB zarar ettiği zamanlarda kullanmak için var diye biliyorum.
Bunun Hazineye aktarılması için kanun değişikliği gerek.
Pratikte MB'nin o yedek akçeyi Hazineye borç olarak vermesi, karşılığında kağıt alması şeklinde kanun çıkabilir.
MB zarar ederse, o kağıdı gösterebilir.
Peki karşılıksız aktarım olursa...
Gerçekten.... Kısa vadeli avanstan bile kötü olur.
Oh my god...
30 Nisan 2019 Salı
TÜRKİYE, DÜNYA OTOMOTİV DEVRİMİNİN KAPISINDAN BAĞIMSIZ BİR ÜRETİCİ OLARAK GİREBİLECEK Mİ?
“Dünyada köklü bir devrimin eşiğinde bulunan imalat sektörü
hangisidir?” diye sorulsa; vereceğim ilk cevap tereddütsüz “Otomotiv sektörü”
olur. Yıllardır sabırla hazırlanılan ve artık gerçekleşme sinyalleri veren otomotiv
devriminin iki sürükleyicisi var: 1) Elektrikli araçlar, 2) Otonom (sürücüsüz)
araçlar. Belki bundan 5-6 yıl sonra yollarda bol miktarda “egzozsuz”, “egzozsuz
ve sürücüsüz” otomobil, otobüs ve TIR’la karşılaşabileceğiz.
Nitekim Türkiye’nin şu anda büyük gizlilik perdesi
arkasındaki “yerli otomobil” çalışmalarının da, bu gidişata uygun olarak sürdürüldüğü
ve ‘Türkiye’nin Otomobili’nin elektrikli ve otonom olarak tasarlandığı
geçtiğimiz günlerde resmen açıklandı. Türkiye Otomobili Girişim
Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Gürcan Karakaş, Türkiye'nin küresel anlamda rekabet
edebilecek bir marka oluşturmayı hedeflediğini belirterek “Geldiğimiz noktada
aracın üzerindeki teknik detayları birebir, -ki 900 bine yakın özellik
var- belirliyoruz, bunları tanımladık hatta… Ve 2022'nin ortasında
dış dünyadaki araçlar yavaş yavaş piyasaya girmeye başladığında biz de
elektrikli aracımızı piyasaya sürmeye başlayacağız. Ve buradaki araç 3'üncü
seviyeye hazır otonom bir araç olacak. Ve bir tane yetmez diyerek bir portföy
oluşturmamız lazım dedik… Seçim basketine (sepetine)
girebilmemiz
için hedef kitlelerimize göre yeni modeller üzerinden de çalışmamız lazım. Ve
tabii ki sürdürülebilir bir başarı için ihracat yapacağız. Bu nedenle zaten
küresel anlamda rekabet edebilen bir markadan bahsediyoruz" diye
konuştu.
15 Nisan 2019 Pazartesi
AB-JAPONYA EKONOMİ ANLAŞMASI, TÜRKİYE'YE DE YENİ UFUKLAR AÇABİLİR
Cahit UYANIK
Şubat ayı
başında dünya ekonomisinde gözler, ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakereleri
ile İngiltere’de Brexit’in nasıl gerçekleşeceğine çevrilmişti. Her iki meselede
de uzlaşma umudu pek görünmezken önemli bir anlaşma yürürlüğe girdi: Avrupa
Birliği (AB)-Japonya Ekonomik Ortaklık Anlaşması.
Bu anlaşma
dünyanın en büyük ekonomilerinden AB ve Japonya’nın kurallara dayanan, adil
ticaret için atmış oldukları önemli bir adımdı. Anlaşmanın dünya ekonomisinde korumacılık
eğilimlerinin hız kazandığı bir dönemde gerçekleşmesi önemini daha artırdı.
Anlaşma, Türkiye açısından da ilginç ve önemli sonuçlara yol açabilir. Bir
tesadüf müdür bilinmez; Türkiye de, Japonya ile serbest ticaret anlaşması
imzalamak için adeta gün sayıyor.
AB-Japonya
Ekonomik Ortaklık Anlaşması görüşmeleri 2013 yılında başladı ama hız verilmesi;
dış ticarette korumacılığı savunan ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve geldiği
2017 yılında oldu. Öyle ki, dünya ekonomisinin bu iki önemli lokomotifi 6 ay
görüşüp, 2017 yılı sonunda tamamen anlaşmaya vardıklarını ilan ettiler. Onay
süreçlerini tamamlayıp, anlaşmayı 2019 yılı başında hayata geçirdiler. Böylece
anlaşma yürürlüğe
girdiğinde, dünya GSYH'sinin yaklaşık yüzde 28,5’ine sahip dünyanın en büyük
2'inci ve 4'üncü ekonomisi arasında, 635 milyon nüfuslu bir serbest ticaret
alanı tesis edilmiş oldu.
10 Nisan 2019 Çarşamba
EKONOMİ HİKAYELERİ - İMPARATOR NİNTOKU: HALKIN FAKİRLİĞİ FAKİRLİĞİMİZ, ZENGİNLİĞİ ZENGİNLİĞİMİZDİR.
Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar.
Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur...
Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek "Sen bu halimize zenginlik mi diyorsun?" der...
Nintoku'nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar'ın aklından çıkmaz;
"Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir.
(Anonim)
4 Nisan 2019 Perşembe
IMF, STAND BY'DAN SONRA TÜRKİYE'YE İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM VE KALICI MALİ DENGE İÇİN NELER ÖNERMİŞTİ?
IMF, TÜRKİYE'Yİ EN SON HANGİ KONULARDA UYARDI?
2008 yılında stand by anlaşmasını bitiren ve yeni bir anlaşma yapmayan Türkiye'ye IMF, ekonominin sağlığı için 2010 yılında iki önemli öneride bulunmuştu. 1) Mali açıkları ekonomik aktivite ile ilişkilendiren 'mali kural'a yönelik bir kanun çıkarılması 2) İşsizlikle mücadeleye yönelik bir takım önlemler alınması... Bu yazıda stand by sonrası IMF-Türkiye ilişkileri ile 2 önerinin ayrıntıları yer alıyor.
Cahit UYANIK
Türkiye, bu yılın ilkbahar aylarında
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir stand by anlaşması imzalamayacağını 'resmen'
açıklamıştı. Ancak bu, IMF ile ilişkilerimizin tamamen bitirilmesi anlamına
gelmiyor. Çünkü Türkiye, IMF'nin en eski ortaklarından birisi. Ortaklık
ilişkisi, 1947 yılından bu yana sürüyor. IMF, geçen mayıs ayında Türkiye'ye bir
heyet göndererek "4. madde konsültasyonu" denilen bir faaliyet
gerçekleştirdi ve incelemesinin ardından bir ön açıklama yaptı.
Bu yazımızda önce, 4. madde
konsültasyonunun ne anlama geldiğini açıklayacağız. Çünkü büyük bir aksilik
olmazsa, bundan sonra Türkiye ile IMF arasındaki ilişkiler bu yolla sürüp
gidecek. Daha sonra da, 4. madde incelemeleri ile ilgili ön raporun
ayrıntılarını aktaracağız. Buna ön rapor veya ön değerlendirme diyoruz; çünkü
Türkiye'de inceleme yapan heyet daha geniş bir raporu IMF İcra Direktörleri Kurulu'na
sunuyor. Kurul da bu raporu görüşerek, üyesi olan Türkiye'nin son ekonomik
durumunu dünyaya resmen ilan ediyor.
3 Nisan 2019 Çarşamba
EKONOMİ FIKRALARI: HACI MURAT, KİMDEN SELEKTÖR YAPIP YOL İSTİYOR?
Temel, bir gün otobanda giderken, adını "Hacı Murat" taktığı arabası Murat 124 arıza yapmış, otostop çekmiş ve önünde bir Ferrari durmuş. Gece Temel'in Murat 124'ü bir çekme halatıyla Ferrari'nin arkasına bağlamışlar, karanlıkta çekme halatı gözükmüyormuş. Binmeden önce Temel, Ferrari'nin sahibini uyarmış:
- Aman uşağım, 100'ü geçmeyelim, benim arabanın boyası dökülüyor da!
- Tamam abi!
29 Mart 2019 Cuma
JAPONYA VE AVRUPA BİRLİĞİ (AB), TRUMP'A İNAT DEV BİR EKONOMİK ANLAŞMAYI UYGULAMAYA BAŞLADILAR
Cahit UYANIK
Geçen Şubat ayı
başında dünya ekonomisinde gözler, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin
arasındaki ticaret müzakerelerinin yanı sıra İngiliz Avam Kamarasındaki ‘meydan
muharebelerine benzeyen’ Brexit Anlaşması onay tartışmalarına çevrilmişti. Her
iki meselede de ufukta uzlaşma umudu pek görünmezken; sessiz sedasız önemli bir
anlaşma yürürlüğe girdi: Avrupa Birliği (AB)-Japonya Ekonomik Ortaklık
Anlaşması.
Anlaşmanın
ayrıntılarına birazdan değineceğim ama hemen şunu söyleyelim ki; bu anlaşma dünyanın
en büyük ekonomilerinden AB ve Japonya’nın kurallara dayanan, adil ticaret için
atmış oldukları önemli bir adım niteliğinde değerlendiriliyor. Bu anlaşmanın
korumacılık eğilimlerinin hız kazandığı ve serbest ticaretin Dünya Ticaret
Örgütü (DTÖ) kurallarına aykırı ek vergiler ve korunma önlemleri ile tehdit
edildiği bir dönemde gerçekleşmesi önemini bir kez daha artırıyor. Anlaşma,
Türkiye açısından da (gerek Japonya gerekse AB ile ilişkilerde) ilginç ve
önemli sonuçlara yol açabilir. Bir tesadüf müdür bilinmez; Türkiye de, Japonya
ile serbest ticaret anlaşması imzalamak için adeta gün sayıyor.
28 Mart 2019 Perşembe
EKONOMİ HİKAYELERİ: TÜRKİYE'DE BİR BANKA NEDEN BATTI?
![]() |
Prof. Dr. Salih Neftçi (1947-2009) |
"Türkiye'nin köklü bankalarından birinin patronu beni aradı. Atılım yapmak istediklerini söyledi. Yöneticilerine eğitim vermemi istedi. Doğrusu hiç vaktim yoktu ama, neticede memlekettir, geldim.”
“Bir hafta sürecekti. İstanbul'da küçük bir oteli kampa çevirmişlerdi. Bankanın yöneticileri, Anadolu'daki şube müdürleri, hepsi orada kalıyordu. Otelin restoranı, konferans salonu olarak kullanılıyordu.”
“Kürsüye çıktım. Hani bir zamanlar kösele ayakkabının içine beyaz çorap giyme hastalığımız vardı ya… İlk dikkatimi çeken bu oldu. Hemen hepsi beyaz çoraplıydı.”
“İngilizce bilen var mı diye sordum. Bir iki üst düzey yönetici haricinde, yoktu.”
“Ama istisnasız hepsinin önünde not defterleri vardı. Can kulağıyla dinliyorlardı. Gece çalışıyorlar, ertesi sabah yeni yeni sorularla geliyorlardı. Merak ediyorlardı. Her saniyeyi değerlendirmek için, çaba harcıyorlardı.”
“Bu banka, Türkiye'nin en büyük bankalarından biri oldu. Elbette çok küçük bir parçasıydım ama, kendime gurur payı çıkarıyordum.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)