8 Ekim 2025 Çarşamba

İHRACATÇI DEVLETTEN ŞİKAYETÇİ... TİM'DEN SEKTÖR SEKTÖR İHRACATÇININ SORUNLARI RAPORU...

Sorunsuz ihraç sektörü yok / 

İHRACATÇI ÇÖZÜM BEKLİYOR 

İhracatçılar devletin piyasaya müdahalesinden şikayetçi... Sektörler; yüksek girdi fiyatları, mevzuat engelleri, yüksek oranlı fon ve vergi kesintileri, yüksek tutarlı liman hizmetleri ve taşıma bedelleri gibi konulardan hoşnut değil.

Cahit UYANIK 

Türkiye, 2000'li yıllara 25 milyar dolarlık ihracat hedefiyle girmeye hazırlanırken ihraç sektörlerinin hemen hepsinde ciddi ve özgül sorunlar var. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan rapor, sorunların çözümünün hemen hepsinde devletin inisiyatif kullanmasının kaçınılmaz olduğunu ortaya çıkardı. 

TİM'in ihraç sektörlerindeki araştırmaları sonucu hazırlanan rapora göre ihracatçılar genellikle devletin piyasaya müdahalesinden şikayetçi. Sektörler yüksek girdi fiyatları, mevzuat engelleri, yüksek oranlı fon ve vergi kesintileri, yüksek tutarlı liman hizmetleri ve taşıma bedelleri gibi konulardan hoşnut değil. Bu şikayetlerin hepsinde devlet 'başrol'de bulunuyor. TİM'in raporuna göre ihraç sektörlerinin sorunları ve önerdikleri çözümler ana hatlarıyla şöyle:

Hazır Giyim, Konfeksiyon, Tekstil: Sektör dünya fiyatlarından girdi sağlamakta güçlük çekmektedir. Yeni teknoloji içeren yatırımlar, düşük maliyetli kredilerle ve seçici biçimde desteklenmelidir. Gelinen noktada tekstil ve konfeksiyon sanayisinin iç talebin yetersizliği nedeniyle ihracat yapma zorunluluğu artık bir yaşam şartı halini almıştır. Çünkü sektör, üretiminin yüzde 80'ini ihraç etmek durumundadır. Sektörün en önemli hammaddesi pamuktur. Ancak pamuğu, yaşanan spekülasyonlar nedeniyle yıllardır dünya fiyatlarından satın almıştır. Pamuk üretimi açısından dünyada 6. sırada bulunan Türkiye'nin sıkıntısının temelinde tutarlı bir sanayi politikası izlenmemesi yatmaktadır. Türkiye'yi dünyanın önde gelen hazır giyim tedarikçisi haline getirmek, teşviklerin alt sektörlerde de (örme, boya, apre, baskı gibi) yoğunlaştırılmasına bağlıdır.

Demir ve Demir Dışı Metaller: Sektörde enerji başta olmak üzere girdi fiyatları uluslararası seviyelerinin çok üzerindedir. Bu girdilerin maliyetinin düşürülmesi sektörün rekabet gücünü artıracaktır. 1994 yılında sektöre sağlanan yüzde 11,9'luk efektif desteğin, 1995'te en az yüzde 9,8 oranında devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu sayede ihracat 2,5 milyar dolara ulaşabilir. Sektör açısından büyük önemi bulunan İran pazarı, Türk Eximbank'ın sigorta kapsamına alınmamıştır. Bu yapılmazsa Türkiye İran pazarını kaybedebilir. Ayrıca Çin'de liman ve boşaltma hizmetlerinde sorunlar yaşanmaktadır. Devletin uluslararası projeler için düşük faiz-uzun vadeli krediler açması durumunda dünya pazarlarına daha kolay girme ve girdi sağlanması olanağı doğacaktır.

Elektrik ve Elektronik Sanayisi: Uzak Doğu, Afrika ve Orta Doğu sevkiyatlarında uygun fiyatlarla ve zamanında parsiyel taşıma (Aynı güzergahta yer alan birbirinden farklı müşterilerin eşya, ürün ya da yüklerinin aynı taşıma aracı ile taşınması) için araç bulunamamaktadır. Taşıma sorunu Uzak Doğu ülkelerine sevkiyat yapan gemi acentelerinin düzenli seferlerde 20 fit'lik konteynerlerin belli miktarını parsiyel yükler için ayırması ile çözülebilir. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin tv tüpü üreticilerinin ülkemiz radyo-tv imalatçılarına satış yapmama eğilimi içine girmeleri üretimi etkilemektedir. Bu tekelci yaklaşım Türkiye'nin girişimlerde bulunmasını gerektirmektedir.

Kimyevi Maddeler ve Ürünleri: Sektörün temel ürünlerinin satıcısı durumunda bulunan KİT'lerin ihraç fiyatları ile yurt içi satış fiyatları arasında ciddi farklar vardır. KİT ürünlerinin iç piyasa fiyatlarının yüksek olması ihracatçı firmaları ithalat yapmaya zorlamaktadır. Sektör yatırım ve ihracat teşviklerinden yeterince yararlanamamaktadır. Devletin ürettiği tinkal, tuz, üre, amonyak gibi maddeler firmalara mutlaka ihraç fiyatından satılmalıdır. Sektörün Uzak Doğu ve ABD'ye ihracatında navlun bedellerinin sübvanse edilmesi rekabet gücünü önemli ölçüde artıracaktır.

Yaş Meyve Sebze ve Ürünleri: Sektörde karşılaşılan en önemli sorun, bu ürünlerin çabuk bozulabilir olma özelliğinden kaynaklanıyor. Karayolu ile ihracatta geçiş belgelerinin yetersizliği, gümrüklerde yeterli kapasitede soğuk hava deposu bulunmaması, kargo uçağı teminindeki güçlükler sorunu körüklemektedir. Türkiye'de üretilen yaş meyve-sebzenin ancak yüzde 5'i ihraç edilmektedir. Bu nedenle borsa tescil beyannamesi ibrazı şartı ihracatı güçleştirmektedir. Bu olmuyorsa ihraç sonrası fatura üzerinden borsa tescili yapma imkanı getirilmelidir. Sektörde dış pazar araştırmaları da yetersizdir. 

Otomotiv Yan Sanayisi: Yürürlükteki mevzuat otomotive girdi sağlayan yan sanayiyi değil ithalatı teşvik etmektedir. Otomotiv üreticileri bu teşvikin daha iyi uygulandığını ve çıkarlarına uygun olduğunu gördüklerinden, yan sanayicilerden kendilerine serbest bölge üzerinden ihracat yapmalarını istemektedir. Sektörün finansman maliyetleri düşürülmelidir. Otomotivde yeni model araç üretenlere CKD (Complete Knock Down-Demonte parçalardan oluşan bir aracın yurt dışından getirilerek içeride montajının yapılması) getirme hakkı veren kararnameyle sağlanan imkanlar, bir ölçüde yan sanayiye de tanınmalıdır.

Deri ve Deri Ürünleri Sanayisi: Türkiye'nin toplam ihracatı içinde 500 milyon dolarla yüzde 2,7 paya sahip olan deri ve deri ürün ihracatçıları günümüzde kaliteli hammadde bulamama sorunu yaşamaktadır. Sektörü ilgilendiren doğayı koruma önlemleri tam bir karmaşa içinde uygulanmaktadır. Bir bölgede yaptırımlar uygulanan çevre yasaları, bir başka yerde görmezden gelinmektedir. Bu durum firmalar arasında haksız rekabete neden olmaktadır. Çevre konusu siyasete alet edilmemeli, yaptırımların yerel yönetimlerce yerine  getirilmesi için hükümet nezdinde çok sıkı bir baskı uygulanmalıdır.

Fındık ve Ürünleri: Türkiye fındık üretim ve ihracatında dünyanın bir numaralı ülkesidir. Ancak ihracatta yaşanan haksız rekabet fiyatları düşürmektedir. Sektördeki en temel sorun bazı kuruluş ve firmaların (Fiskobirlik ve bayilerinin) zararı devlet bütçesinden karşılandığından, piyasa maliyetin altındaki fiyatlardan ürün pazarlayarak haksız rekabet yaratmasıdır. Fiskobirlik bayilik örgütü iç tüketime yönelik olarak kurulmuştur. Yapılan sözleşmelerde bayilik sıfatı ile alınan fındıkların ihraç edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Ancak bayiler, aldığı fındığın tamamını ihraç etmektedir. Fındık ihracatındaki yüzde 1'lik KDV sıfırlanmalıdir. Ayrıca Karadeniz limanlarının yüklemeye uygun hale getirilmemesi, fındık ihracatçıları için kentalde (100 kg) 5 dolar ek masrafa neden olmaktadır. Bu nedenle Karadeniz limanları konteyner yüklemelerine uygun hale getirilmelidir.

Çimento ve Toprak Ürünleri: Devlet Demir Yolları İşletmesinin (TCDD) taşıma ve liman hizmetlerinde uygulanan ücret tarifesi oldukça yüksektir. İstenilen standartlarda da hizmet alınamamaktadır. Liman hizmetleri yeterli düzeyde değildir. İlgili mevzuata göre limanda tartı işlemi yapılması şarttır. Bu, zaman kaybına neden olmaktadır. Günlük yükleme hızını ve miktarını artırıcı silobas (Çimento vb. malzemeleri taşımak ve boşaltmak için kullanılan özel üretim TIR'lar) filo kurulması için imalatçılara ucuz kredi tahsis edilmesi, tartı işlemleri konusunda mevzuatta esneklik sağlanması gerekmektedir.

Canlı Hayvan ve Su Ürünleri: İhracatçılar önemli ölçüde büyük alıcı durumundaki Suudi Arabistan'ın formalitelerinden, Suriye'nin canlı hayvan geçişine getirdiği yasaklardan, stopaj vergisinden ve su ürünleri avcılığını düzenleyen kuralların uygulanamamasından şikayetçidir. Gereksiz bürokratik işlemlere maruz kalan barsak ihracatçıları, teminat uygulaması dışında bırakılmalıdır.  Stopaj uygulaması canlı hayvan ve su ürünleri ihracatına büyük yük getirmektedir ve kaldırılmalıdır.

Madencilik: Sektörün sorunlarının başında limanların yetersizliği, Madencilik Fonunun işlerliğini yitirmesi, Türk Eximbank'in vade uygulamasının ihtiyaca yanıt vermemesi gelmektedir. Türk Eximbank'ın sevk öncesi ihracat kredilerinde vade, maden üretiminin ve sevk öncesi hazırlıkların uzun olması nedeniyle 180 güne uzatılmalıdır. Madencilik ürünlerinin yüklemesinin yapıldığı Güllük, İskenderun, Antalya, İzmir, Bandırma, İstanbul, Küre, Fethiye ve Dikili limanlarının alt yapıları güçlendirilmelidir. Limanlarda yükleme-boşaltma bedelleri ihracatçıyı finansman sıkıntısına sokacak boyutlardadır. Bu bedeller, madencilik ürünlerinde indirimli olarak belirlenmelidir. Ürünlerin limana taşınmasında TCDD yetersiz kalmakta ve yeterli sayıda vagon bulunamamaktadır. Madencilik Fonundan ihracatçıya destek verilmelidir.

Ağaç ve Orman Ürünleri: En önemli sorun vergi ve fonlardır. Stopaj, limanlarda alınan tahliye ücretinin yüksekliği, İl Özel İdareleri Fonu, Bakanlık Fonu hammaddenin dünya fiyatları üzerinden satılmasına neden olmaktadır. Orman tali ürünlerinde stopaj kaldırılmalı, limanlarda alınan tahliye ücreti ton başına 3 dolara düşürülmelidir. Türkiye'de işlenme olanağı kalmayan meyan kökü ihracatındaki Destekleme ve Fiyat İstikrarı Fonu (DFİF) priminin ton başına 50 dolara düşürülmesi gerekmektedir.

Tütün: Tütünün devlet destekleme alımına konu olması ve geniş bir kesimi ilgilendirmesi nedeniyle, uzun yıllar ekici piyasalarında yüksek fiyat politikası izlenmiş ve bunun sonucunda da tütün üretimi; iç tüketim ve ihracatla ters orantılı hızlı bir büyüme göstermiştir. Sektörde halen stok problemi yaşanmaktadır.

Halı: Halı ihracatı önemli oranda vergi ve işçilik başta olmak üzere üretim maliyeti sorunlarıyla karşı karşıya bulunmaktadır. El halılarının üretim ve tedarik aşamasında alınan bazı vergiler, el halısı ihracatımızın maliyetini yükselterek uluslararası pazarlarda rekabet gücünü düşürmektedir. Dış piyasada rakiplerimiz Çin, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerde ise işgücü ve ücretler hem düşük hem de ücretler üzerinden vergi alınmamaktadır. Hükümetin ekspertiz sorunlarına çözüm bulması gerekmektedir.

(Bu haber haftalık İntermedya Ekonomi dergisinin 18-24 Haziran 1995 tarihli, Yıl: 2, Sayı: 20'de yayınlanmıştır.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder