12 Nisan 2015 Pazar

TÜRKİYE'DEKİ RÜŞVET TARİFESİ, SEZER VE ERDOĞAN

Cahit UYANIK

Türkiye'de yolsuzluk ve rüşvet olayları artık iliğimize kemiğimize işledi. Bunun açık delili, geçen hafta bilimsel araştırma yoluyla bir kez daha ortaya konuldu. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın (TESEV) iş dünyası üzerinde yaptığı "Türkiye'de Yolsuzluğun Nedenleri ve Önlenmesine İlişkin Öneriler" başlıklı çalışmanın 75'incı sayfasında rüşvet tarifesi bulunuyor.

Bu araştırmaya göre en yüksek rüşvet, gümrüklerde yeniliyor. Hediyesi ortalama 1 milyar 420 milyon TL. Tarife liderini belediyeler izliyor ki, orada da iş yaptırmanın kapısı ortalama 855 milyon liradan açılıyor. Rüşvet liginin üçüncü sırasında ne yazık ki, mahkemeler ve hukuk sistemi bulunuyor. Rüşvetle mücadelede en fazla güvenilmesi gereken bu kurumdaki tarife ise ortalama 783 milyon lira.
Tarifenin diğer anlı şanlı elemanları ise 308 milyon TL ile vergi daireleri ve maliyeciler, 187 milyonla trafik polisleri, 183 milyonla tapu daireleri, 142 milyonla elektrik hizmetleri, 140 milyonla devlet hastaneleri ve 128 milyonla trafik dışındaki polisler olarak uzayıp gidiyor.

Aynı araştırmanın 74'üncü sayfasında rüşvetin nasıl alınıp verildiği yani mekaniği araştırılmış. Buna göre trafik polisleri ve diğer polisler açık ve net şekilde kendi ağızları ile rüşvet talep ediyormuş. Bu grubu ise elektrik hizmetleri, maliyeciler, belediyeciler, gümrükçüler izliyormuş. Yani iş dünyasını bir anlamda rüşvet vermeye devletin ete kemiğe bürünmüş sıfatları zorluyormuş. Peki ya iş dünyası? İş adamlarının rüşvet almaya zorladığı kamu görevlileri ise devlet hastaneleri, tapu daireleri ve mahkemelerden çıkıyormuş. En yüksek aracı kullanılan meslek grupları ise tapucular ile hukukçularmış. 

Yıllar önce rüşvet üzerine okuduğum bir kitaptaki analiz hala aklımda. Kitap "Rüşvetin güzel bir yanı vardır ki, iyi işlemeyen kamu hizmetleri konusunda yöneticilere fikir verir. Kamu yönetiminde sorun çözerken, önce o alanlara ağırlık vermek gerekir. O nedenle rüşvet olayları iyi analiz edilmelidir" diyordu. Bu doğru tespitten yola çıkarsak, Türkiye'de gümrüklerin acilen bir rehabilitasyondan geçirilmesi gerekliliği hemen ortaya çıkıyor. Ancak tüm dünyada rüşvet olaylarının en fazla gümrüklerde döndüğünü de kabul etmeliyiz. 

Öyleyse yerel yönetimler seçimini yeni yapmış bir ülke olarak rüşvet dönmesinin pek mübah olmadığı ikinci sıradaki belediyelere ciddi bir şekilde el atmakta fayda bulunuyor. Belediyelerdeki yoğun rüşvet olayları kaçak yapılaşma, arazi talanı ve mafyasını besleyen olayları da açıkça ortaya koyuyor. Mahkemeler ve hukuk sisteminde rüşvetin hayat buluyor olması ise iş dünyası ile devlet arasındaki güvensizliğin en önemli sebeplerden birisi.  Bu alanın aynı zamanda Türkiye'deki yatırım ve yabancı yatırım ortamını da tehdit ettiğini zaten biliyoruz. Vergi dairelerinde yaşanan rüşvet olayları ise kayıt dışı ile etkin mücadele edememe ve vergi hasılatındaki düşüklüğü anlatıyor. Trafik kazalarındaki yüksek can kayıpları trafik polislerine verilen rüşveti, elektrik idarelerinde yüzde 30'lara varan kayıp kaçak oranları da elektrik hizmetlerinde dönen rüşveti açıklıyor. İş dünyasının pek az başvurdukları devlet hastanelerinde bile rüşvet vermeye mecbur kalması, sağlık sistemimizin bir başka yarası olarak görülebilir. 

Lafı fazla uzatmadan araştırmanın bir başka ilginç bölümüyle yazımızı bitirelim. Ankette "Günümüz Türkiyesi'nde devlet ve siyaset adamları arasında rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede en güvenilir kişiler sizce kimlerdir?" sorusu yöneltilmiş. Anketin 2001 sonbaharında yapıldığını belirterek, ilk sırada Sadettin Tantan,  ikinci sırada Ahmet Necdet Sezer ve üçüncü sırada Tayyip Erdoğan çıkmış. Bülent Ecevit ve Kemal Derviş ise daha sonra gelmiş. Ancak ankete katılanlar, bu sorunla mücadelede hiç kimseyi güvenilir bulmadığını da çok yüksek bir oranla belirtmişler. İlk üçe giren isimlerden ikisi, halen çok önemli görevlerin başında bulunuyor. Rüşvetle ve yolsuzlukla mücadelede demek ki Cumhurbaşkanı ve Başbakana önemli görevler düşüyor. 
(Bu yazı, Finansal Forum Gazetesinin 05.04.2004 tarihli sayısında Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.)

SEZER, 6 YILDA TASARRUF ETTİĞİ 40 MİLYON YTL'Yİ MALİYE'YE İADE ETTİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder