ALTININ YILDIZI, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA DA PARLAMAYA DEVAM EDECEK
Cahit UYANIK
Denizcilikte güvenli liman; “Bir geminin buraya ulaşması
gerektiği anda, burada kalması gerektiği sürede ve buradan ayrılmasının umulduğu
anda, tüm bu işlemleri güvenli bir şekilde yapabildiği yer” anlamına geliyor.
“Güvenli liman” öte yandan, finans sektörünün denizcilikten ödünç aldığı ve piyasalarda
işlem yapanların sıkça kullandığı gündelik bir deyim. Geçmişten bu yana hep, güvenli
liman olarak tanımlanan altına ise şu dönemde yatırımcılar ve dünya finans
piyasalarında oldukça büyük bir teveccüh gösteriliyor.
Peki altın neden güvenli bir liman? Çünkü altın nadir
bulunan, doğadan zor çıkarılarak zahmetli şekilde işlenebilen bir metal olması
sebebiyle değerini (dolayısıyla ona yatırılan tasarrufları) hep koruyor. Altının
onsu 2001 yılında 271 dolar iken, şu anda 1.500 dolara yaklaştı. Yani 18 yılda
5,5 kat arttı. Altın, merkez bankaları ve önemli finans kuruluşlarınca çeşitli risklere
karşı rezerv olarak tutuluyor ve bu eğilim (Türkiye’de olduğu gibi) giderek
artıyor. Altın, her zaman ve her şartta (savaş, Brexit gibi olağanüstü siyasi
gelişmeler, ekonomik kriz, kıtlık, doğal afetler vb.) paraya veya başka bir
mala kolaylıkla çevrilebiliyor. İnsanlar ve özellikle kadınlar, neredeyse 3 bin
yıldır altını ziynet yani süslenme aracı olarak kullanıyor ve bundan
vazgeçeceğe pek benzemiyorlar.
Altın fiyatları ons bazında 2011 yılında (bir süreliğine de
olsa) 1.921 dolara kadar yükselmiş; 2012 yılında 1.669 dolar ortalama yıllık
fiyat gerçekleşmesiyle rekor kırmıştı. Altın fiyatları bugünlerde henüz bu rekorları
kıramasa da, gerilemiyor ve gözünü yükseklerden ayırmıyor. Deyim yerindeyse,
altının yıldızı parlak görünüyor.