17 Aralık 2019 Salı

ANALİZ: HER ŞİRKET BİR İŞSİZİ İŞE ALIRSA İŞSİZLİK SORUNU ÇÖZÜLÜR MÜ?



ERDOĞAN'IN TOBB'DAN 1,3 
MİLYON İSTİHDAM TALEBİNE 7 ENGEL

Cahit UYANIK/Analiz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan'a giderken uçakta TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile yaptığı sohbette 1,3 milyon üyesinin her birinin 1 kişiyi işe alması durumunda işsizlik sorununun çözülme yoluna gireceğini söyledi. Peki Erdoğan'ın bu önerisi pratikte uygulanabilir mi? Erdoğan'ın aslında yıllardır sık sık tekrarladığı bu öneri, iş dünyası tarafından neden dikkate alınmıyor? 

Bu talebin gerçekleşmesinin olanaksızlığının başında TOBB'un tüm üyelerinin, yanında işçi çalıştıran işletmeler olmaması geliyor. Ayrıca Türkiye'deki kayıt dışılık sorunu, istihdam maliyetlerinin yüksekliği ve kalifiye eleman sıkıntısı; engeller arasında yer alıyor. Bu önerinin niye hayata geçemeyeceğine ilişkin, gerek TOBB'un gerekse Türkiye'deki işsizliğin yapısı açısından çeşitli etkenler bulunuyor. Bu etkenler şöyle:

1) TOBB'un halen 1 milyon 320 bin üyesi var. Bu üyeler 181 ticaret ve sanayi odası, 113 ticaret odası, 57 ticaret borsası, 12 sanayi odası, 2 deniz ticaret odası olmak üzere 365 ayrı birim halinde Türkiye çapında örgütlü. Söz gelimi Gaziantep ve ilçelerinde TOBB'un 5 ayrı yapılanması bulunuyor. Ancak TOBB'un üyeleri küçük bir şahıs şirketinden, Koç ve Sabancı gibi dev üretim yapılarına kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. TOBB'un tüm üyeleri, yanında işçi çalıştırabilecek işletmeler değil. Özellikle Anadolu'ya gidildikçe ve büyük şehirlerdeki küçük ölçekli şirketlerde; yakın ve uzak aile üyelerinin istihdam edilmesi eğilimi oldukça fazla. Bunun sebebi ise istihdam maliyetlerinden tasarruf etmek. TOBB Yönetiminin üyelerine böyle bir telkinde bulunması halinde bile şirketlerin parasal gerekçelerle bu çağrıya uyması mümkün görünmüyor.

(Tıklayınız) ILO: DÜNYA İŞGÜCÜ PİYASALARININ BİLGESİ VE HAMİSİ 100 YAŞINDA


2)  Türkiye'de kayıt dışı çalışma oranı oldukça yüksek. TOBB üyesi firmalar istihdam maliyetlerini azaltmak için yanlarında kayıt dışı veya part-time eleman çalıştırma yoluna gidebiliyorlar. TÜİK, kayıt dışı çalışanları da iş gücü istatistiklerinde "işi var" olarak değerlendiriyor. Şirketlerde zaten kayıt dışı çalışma yoluyla, işsizlik sorunu ile dolaylı bir mücadele ortaya konuluyor. Bunun üzerine konulacak 1 işçi bile şirketin genel dengesini bozabilir. İktisat kitaplarındaki Marjinal Verimlilik Kanunu da bunu doğruluyor. Buna göre, bir işletmede çalışan sayısı açısından doyuma ulaşıldığında, üstüne eklenecek her bir kişi işletmenin genel verimliliğini düşürebilir.

3) Türkiye'de işçiliğin yanı sıra ham madde, enerji, ulaştırma gibi maliyetler çok yüksek olduğu için işletmeler emekten yana tasarrufa gidiyor. İşletmeler bunun yanı sıra işçi verimliliğini de artırmaya çalışıyorlar. Fazladan adam almak yerine çalıştırdıkları kişiden daha çok verim sağlamak için ek eğitimler aldırıyor, fazla mesai ödüyor veya maaşlarını artırmayı tercih ediyorlar. Merkez Bankasının son yaptığı araştırmaya göre Türkiye ekonomisindeki büyümenin kaynakları içinde sermaye ve emek verimliliğinin payı giderek yükseliyor. Bu nedenle Başbakan Erdoğan, iş dünyasındaki genel işçi istihdam etme eğiliminin tam tersine bir istekte bulunuyor ve uygulanması mümkün görünmüyor.

4) Türkiye'deki işsizlerin çoğunun kalifiye düzeyinin düşük olduğu biliniyor. Nitekim Türkiye'deki eğitim düzeyi yükseldikçe işsiz kalma oranı da azalıyor, kalifiye düştükçe işsiz kalma oranı artıyor. TOBB üyelerinin böyle bir öneriyi kabul etmeleri halinde, yanlarında çalıştıracakları kalifiye düzeyi yüksek işçi bulma ihtimalleri çok az. Zaten iş dünyası da zaman zaman, ellerinde verecek işin olduğunu ancak o kalitede işçi bulamadıklarını dile getiriyorlar. 

5)  Hükümet son yıllarda IMF'ye sunduğu niyet mektuplarında işlerinden emeklilik, istifa, ölüm sebepleriyle ayrılan kamu çalışanlarından daha az sayıda çalışanı istihdam etme sözü verdi. Yani kamuda eleman açığı oluşmaya başladı. Söz gelimi Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde öğretmen açığını 140 bin kişi olarak ilan etti. Sağlıkta, adalette, güvenlik hizmetlerinde de eleman açığı bulunuyor. KİT'lerde ise bu yıl nitelikli eleman azalması nedeniyle, yeni işe alımların gündeme geleceğine yönelik çalışmalar bulunuyor. Yani devlet, ihtiyaç duyduğu halde yeni eleman almama politikası izliyor. Bu ortamda Başbakan'ın isteği, devletin izlediği insan kaynakları politikası ile çeliştiği için iş dünyasınca samimi bulunmuyor.

6) Türkiye'de işçi çalıştırmanın yasal yükümlülükleri fazla. TİSK'in araştırmalarında OECD içerisinde yükümlülükler açısından Türkiye hep ilk sıralarda çıkıyor. İşçi çalıştırmanın maaş ve diğer sosyal haklar dışında çeşitli başka yükümlülükleri var. Kıdem tazminatı yükü, sigorta primi borcu bulunanların ihalelere girememesi vb. bunların başında geliyor. Bu tür yükümlülükler Başbakan Erdoğan'ın iyi niyetle yaptığı önerinin dikkate alınmasını engelliyor.

7) TOBB yasal olarak üyelerine "Her biriniz ekstradan 1 kişiyi çalıştıracaksınız" deme yetkisine sahip değil. Ancak Erdoğan, Ak Parti üyesi iş adamlarına böyle bir öneride bulunup uygulatabilirse, diğer iş adamlarına da örnek olup bu yönde ağırlığını koyabilir.
(Bu haber-analiz 27-28 Kasım 2008 tarihli Referans Gazetesinde yayınlanmıştır) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder