İSTANBUL'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI İÇİN STRATEJİ VE EYLEM PLANI HAZIR
Cahit UYANIK
Cahit UYANIK
Bu sayfaları geçmişten beri izleyenler,
İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olup olamayacağı konusu üzerinde
titizlikle durduğumuzu hatırlayacaklardır. Bu konuda yaptığımız araştırmalar
veya yapılmış araştırmaları dikkatle incelediğimizde İstanbul'un 'bölgesel
ölçekli' bir finans merkezi olabileceği sonucuna ulaşmıştık. Bu bir anlamda Londra
veya New York gibi dünyanın dört bir yanından sermaye akımlarını çekebilen
'uluslararası finans merkezi' olabilme yolunda bir 'aşama' gibi görülüyordu.
Yani İstanbul'un öncelikle 'bölgesel ölçekte bir finans merkezi olabilmeyi
başarması', bunun ardından 'uluslararası finans merkezi olmaya gözünü dikmesi
gerektiği' sonucuna ulaşmıştık.
(Tıklayınız) İSTANBUL GLOBAL DEĞİL, BÖLGESEL BİR FİNANS MERKEZİ OLABİLİR
(Tıklayınız) İSTANBUL GLOBAL DEĞİL, BÖLGESEL BİR FİNANS MERKEZİ OLABİLİR
Hükümetin de yıllardır, İstanbul'un bir
finans merkezi olup olamayacağı, böyle bir merkez olmak için ne gibi
çalışmaların ortaya konulması, neler yapılması gerektiği üzerinde durduğu
yakından biliniyor. Bu hedeften hareketle 9. Kalkınma Planı'nda İstanbul’u
uluslararası bir finans merkezi haline getirme yönündeki politika açıkça yer
almıştı. Bunun ardından ise 2009-2011 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da
bu politikayı gerçekleştirme yönünde adımlar atıldı. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın bizzat verdiği talimatla Türkiye Bankalar Birliği (TBB), İstanbul’un
uluslararası finans merkezi olma potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu
dönüşümü sağlayacak yol haritasının hazırlanması için kapsamlı bir rapor
hazırlatmıştı. Daha sonra 2008 yılında, özel sektör temsilcileriyle İstanbul
Uluslararası Finans Merkezi (İFM) konusunda çeşitli toplantılar yapıldı. Bu
görüşmelerin sonucunda 2009 Yılı Ekonomik Programı'nda “Finansal Sistemin
Geliştirilmesi” başlığı altında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM)
projesinin uygulamaya konulması bir 'öncelik' olarak yer aldı.
İFM projesine ilişkin strateji
dokümanının oluşturulması için koordinasyon görevi ise Devlet Planlama Teşkilatına
(DPT) verildi. İFM Stratejisi ve Eylem Planı'nın oluşturulması için DPT geçen
yılın (2008) Kasım ayında çalışmalarına başladı. Bu planının uygulanabilir olması ve
ilgili taraflarca sahiplenilmesi açısından katılımcı bir çerçevede çalışmaların
yapılması da benimsendi. İstanbul’u uluslararası finans merkezi haline getirmek
için öne çıkan hususlar ise başlangıçta "1) Uluslararası standartlarda
işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulması, 2) Çeşitlendirilmiş finansal
ürünlerin sunulması, 3) Fiziki ve iletişim altyapı sorunlarının çözülmesi, 4)
Vergi sisteminin basitleştirilmesi ve etkinleştirilmesi, 5) Düzenleyici ve
denetleyici çerçevenin uluslararası standartlarla tam uyumlu olacak ve güçlü
bir koordinasyonu mümkün kılacak şekilde geliştirilmesi, 6) Nitelikli insan
kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının sağlanması, 7) Dünya
ölçeğinde tanıtım ve izleme yapacak bir organizasyon yapısının
oluşturulması" olarak sıralandı. Bu hedeflere ulaşabilmek için strateji
belirlemek amacıyla 9 adet çalışma grubu kuruldu: Hukuk, finansal ürün ve
hizmet, vergi, düzenleyici ve denetleyici çerçeve, altyapı, İFM organizasyon,
tanıtım ve imaj, insan kaynakları ve mevcut durum analizi.
Bu çalışma gruplarına 80’in üzerinde kamu
ve özel sektör kurumu ile sivil toplum kuruluşu ve üniversite temsilcileri
dahil edildi ve yaklaşık 300 kişi çalışmalara katıldı. 2009 yılı Mayıs ayı sonu
itibarıyla çalışma grupları raporlarını tamamlayarak DPT'ye teslim etti. Bu
raporlar ışığında, sınırlı sayıda kurum temsilcisinin katılımıyla Haziran ayı
başında bir çalıştay düzenlendi. Burada taslak bir Strateji ve Eylem Planı
hazırlandı ve ilgili kuruluşların görüşlerine sunuldu. Strateji ve Eylem Planı
Taslağı, Eylül-2009'da toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda ele alındı.
Burada dile getirilen görüşler doğrultusunda taslağa son hali verildi, 29 Eylül
2009 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu kararıyla onaylanarak 2 Ekim tarihli
Resmi Gazete'de yayımlandı.
İFM Stratejisi ve Eylem Planı'nda vizyon;
'İstanbul’un öncelikle bölgesel, nihai olarak da küresel bir finans merkezi
olması' biçiminde tespit edildi. Bu hedefe ulaşabilmek için hukuk, finansal
ürün ve hizmet çeşitliliği, vergilendirme, düzenleyici ve denetleyici çerçeve,
altyapı, teknoloji, organizasyon, insan kaynakları ve tanıtım/imaj konuları ön
plana çıkıyor. Bu çerçevede uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk
altyapısının oluşturulmasına öncelik verilecek. Finansal alanda ihtisaslaşmış
mahkemeler kurulması, mahkemelerde görev yapacak hakimler ile bu alanda
çalışacak savcı ve kolluk personelinin uzmanlaşmaları sağlanacak. İkinci olarak
ise İstanbul’da bağımsız ve özerk yapıya sahip kurumsal bir tahkim merkezinin
kurulması, uyuşmazlıkların mahkemeye başvurulmadan, kısa sürede çözülmesi için
arabuluculuk sisteminin de geliştirilmesi öngörülüyor.
Stratejide bir finans merkezinin tercih
edilmesindeki en önemli etkenlerden birinin 'sunulan ürün ve hizmetlerin
çeşitliliği ile koşulların cazip olduğuna' dikkat çekiliyor. İstanbul’un
finansal ürün çeşitliliği ve finansal hizmet kalitesinin artırılarak bölgesel
ve küresel sermayenin çekim merkezi haline gelmesi hedefleniyor. Finansal
ürünlerin çeşitlendirilmesi sektör düzenlemelerinde prensip bazlı
yaklaşıma geçilecek. Ödünç menkul kıymet ve türev işlemleri gibi bazı finansal
işlemler Türkiye’de yapılabiliyor ancak rekabet üstünlüğü nedeniyle yurt dışı
piyasalara kaymış durumda. Buralara yatırım yapanları yurt içi piyasalara
çekebilmek için mevzuat hükümleri gözden geçirilecek. Stratejiye göre yurt içi
piyasalarda sunulmayan veya yeterli işlem hacmine ulaşamamış finansal ürün ve
hizmetler için gerekli altyapının oluşturulması bir diğer önemli konu. Ayrıca
karbon piyasası, elmas ve kıymetli taş piyasası ile ürün ihtisas borsaları
oluşturulması, özel sektör borçlanma araçları ve yerel yönetim borçlanma
araçlarına işlerlik kazandırılması, tezgah üstü türev ürünler piyasasına
ilişkin gerekli altyapı oluşturulması amaçlanıyor.
Küresel finans merkezi olabilmek için
basit, anlaşılır, öngörülebilir bir vergi sistemine sahip olmak son derece
önemli. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gözden
geçirilecek. Finansal işlemlerin Türkiye’de yapılmasını teşvik edecek şekilde,
dar mükellefiyete tabi olanların (yabancı yatırımcıların) Türkiye’de işlem
yapmasını engelleyici uygulamalardan kaçınılacak, uluslararası fonların Türkiye
merkezli işlem yapmaları konusunda vergi alandaki belirsizlikler giderilecek ve
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) başta olmak üzere aracılık
faaliyetleri üzerindeki mali yükler, kamu dengeleri ve ekonomik gelişmeler göz
önüne alınarak uygun bir zamanlamayla kademeli olarak düşürülecek. Ortadoğu
ülkelerindeki sermayeyi Türkiye'ye çekmek için, geliştirilecek olan finansal
ürünlerin vergileme karşısındaki durumları, benzer nitelik taşıyan finansal
ürün ve işlemlere göre düzenlenecek. Bunların yanı sıra, finansal kurum ve
yatırımcılar açısından belirsizliğin giderilmesini sağlamak amacıyla
özelgelerin (vergi sorunlarında Maliye'nin verdiği resmi görüş-mukteza) İdare
bünyesinde finansal sektör konusunda uzman bir birim tarafından verilecek.
Şirketlerin halka açılmalarının ve halka açıklık oranlarının artırılmasının
teşvik edilmesi amacıyla vergi de dahil olmak üzere her türlü önlem alınacak.
Finansal merkez olma hedefi bağlamında
düzenleyici ve denetleyici otoriteler arasındaki koordinasyonun sağlanması ve
sistemik riskin yönetilmesine ilişkin mevcut yapıyı daha da güçlendirmek
gerekiyor. Uluslararası standartların oluşum süreci yakından takip edilerek, bu
standartlara uyum düzeyinin belirli periyotlarla gözden geçirilmesini
sağlanacak. Küresel kriz sonrasında finans sektöründeki düzenleyici yapı
konusundaki uluslararası gelişmeleri izlemek gerekiyor. Böylelikle Türkiye'deki düzenleme ve denetim otoritelerinin
kurumsal yapılanması AB müktesebatına uyum çerçevesinde değerlendirilmiş
olacak. Uluslararası dinamik süreçlerin gerektirdiği esnekliği gösterebilmesi
için İMKB ve İstanbul Altın Borsasının hukuki statüleri netleştirilecek ve kamu mali yönetimi ile ilgili mevzuat
kapsamından çıkarılacak.
İFM Projesi çerçevesinde şehrin belirli
bir bölgesine odaklanılmayacak. Yaşam alanları, güvenlik ve ulaşım imkanları
ile teknoloji alanında kalite ve standartların yükseltilmesi için İstanbul
genelinde yapılacak tüm çalışmalar İFM Projesini de destekleyecek. Ulaşımın
iyileştirilmesi kapsamında havaalanı-kent merkezi bağlantıları farklı ulaşım
sistemleriyle entegre edilecek. Ayrıca yabancılara yönelik sağlık, eğitim,
eğlence, konaklama ihtiyaçlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılacak.
Teknolojik altyapının güçlendirilmesi kapsamında, piyasalar için ortak yazılım,
donanım ve iletişim hizmeti sunacak ortak bir teknoloji platformu
oluşturulacak. Bunun yanı sıra finansal piyasalara yönelik olarak yeni yazılım
ve donanım üretecek, bilişim işgücünü, altyapısını, güvenliğini ve işlerliğini
destekleyecek teknoparklar geliştirilecek ve desteklenecek. Türkiye’nin
finansal piyasalarda kullanılan bilgi teknolojilerine ilişkin olarak
geliştireceği uygulama ve çözümlerin bölge ülkeleri başta olmak üzere diğer
ülkelere de teknik bilgi transferi ve hizmet ihracı yoluyla taşınması
amaçlanıyor.
Bu projeye yönelik çalışmaların bundan
sonraki aşamasında siyasi iradenin ve paydaşların desteğinin devamını
sağlayacak ve İFM Stratejisi ve Eylem Planında belirlenen amaç, hedef ve
faaliyetlerin izlenmesini ve değerlendirilmesini gerçekleştirecek şekilde bir
yapı kurulacak. Bu yapıda üstte siyasi iradeyi temsilen İFM Yüksek Konseyi yer
alacak. Bu konseye bağlı olarak çalışacak üst düzey ekonomi bürokratları, özel
sektör temsilcileri ve meslek örgütü yöneticilerinden oluşacak İFM Danışma
Kurulu oluşturulacak. Gerekli teknik çalışmaları yürütmek üzere ise 8 ayrı
çalışma komitesi kurulacak. Çalışma komiteleri hukuk, piyasalar ve
enstrümanlar, vergi, düzenleyici
ve denetleyici çerçeve, altyapı, teknoloji, tanıtım ve imaj ile insan
kaynakları komitelerinden oluşacak. Ayrıca İFM Yüksek Konseyi, Danışma Kurulu
ve çalışma komiteleri arasındaki eşgüdümü sağlamak ve tanıtım faaliyetlerini
gerçekleştirmek üzere İFM Koordinatörlüğünün oluşturulması öngörülüyor.
İFM Koordinatörlüğü, ayrıca Strateji ve Eylem Planında yer alan
eylemlerin gerçekleşme durumunu izleyecek, küresel finans merkezi olmaya
yönelik göstergeler geliştirecek ve 6 aylık periyotlar halinde düzenli olarak
gelişim raporları yayınlayarak finans merkezi olma yolunda kat edilen
gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacak. Nitelikli işgücünün İstanbul’a
çekilebilmesi için finans alanında çalışacak
yabancıların çalışma izinlerinin alınma sürecinin kolaylaştırılması ve
hızlandırılması, finans sektöründe faaliyet gösteren firmaların sosyal
güvenliği tamamlayıcı nitelikteki sigorta primlerinde teşvik olanaklarının ele
alınması ve İstanbul’un finans konusunda yüksek lisans ve doktora merkezi
haline getirilmesine yönelik çalışmalar uygulanacak.
İFM’ye yönelik olarak
doğru tanıtım stratejisinin belirlenmesi için öncelikle hedef kitle
belirlenerek, bu hedef kitlenin İstanbul’a yönelik algısı ortaya konulacak.
İFM’nin tanıtım faaliyetleri kurulacak olan İFM Koordinatörlüğü tarafından
yürütülecek. Strateji ve Eylem Planı çerçevesinde yapılacak tüm çalışmalar ülke
genelinde geçerliliği olacak. Yani 'serbest bölge gibi' bir anlayış olmayacak.
Ayrıca İstanbul’un belli bir bölgesi de finans merkezi olarak belirlenmedi.
Finans sektörü; muhasebe, hukuk büroları ve benzeri yardımcı tüm destek
hizmetleriyle beraber, uygun gördükleri bölgelerde hizmetlerini yürütecek ve
hatta belki de maliyet avantajları çerçevesinde bazı hizmetlerini ülkemizdeki
başka şehirlerden yürütme yoluna gidebilecek.
(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard Dergisinin Kasım-2009 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder