1 Ekim 2019 Salı

İFM'DE NEDEN ATAŞEHİR SEÇİLDİ? 2009'DA İFM İÇİN ŞEHRİN BELİRLİ BİR BÖLGESİNE ODAKLANILMAYACAĞI KABUL EDİLMİŞTİ



İSTANBUL'UN FİNANS MERKEZİ OLMASI İÇİN STRATEJİ VE EYLEM PLANI HAZIR   

Cahit UYANIK

Bu sayfaları geçmişten beri izleyenler, İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olup olamayacağı konusu üzerinde titizlikle durduğumuzu hatırlayacaklardır. Bu konuda yaptığımız araştırmalar veya yapılmış araştırmaları dikkatle incelediğimizde İstanbul'un 'bölgesel ölçekli' bir finans merkezi olabileceği sonucuna ulaşmıştık. Bu bir anlamda Londra veya New York gibi dünyanın dört bir yanından sermaye akımlarını çekebilen 'uluslararası finans merkezi' olabilme yolunda bir 'aşama' gibi görülüyordu. Yani İstanbul'un öncelikle 'bölgesel ölçekte bir finans merkezi olabilmeyi başarması', bunun ardından 'uluslararası finans merkezi olmaya gözünü dikmesi gerektiği' sonucuna ulaşmıştık.

(Tıklayınız) İSTANBUL GLOBAL DEĞİL, BÖLGESEL BİR FİNANS MERKEZİ OLABİLİR

Hükümetin de yıllardır, İstanbul'un bir finans merkezi olup olamayacağı, böyle bir merkez olmak için ne gibi çalışmaların ortaya konulması, neler yapılması gerektiği üzerinde durduğu yakından biliniyor. Bu hedeften hareketle 9. Kalkınma Planı'nda İstanbul’u uluslararası bir finans merkezi haline getirme yönündeki politika açıkça yer almıştı. Bunun ardından ise 2009-2011 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da bu politikayı gerçekleştirme yönünde adımlar atıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat verdiği talimatla Türkiye Bankalar Birliği (TBB), İstanbul’un uluslararası finans merkezi olma potansiyelinin değerlendirilmesi ve bu dönüşümü sağlayacak yol haritasının hazırlanması için kapsamlı bir rapor hazırlatmıştı. Daha sonra 2008 yılında, özel sektör temsilcileriyle İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) konusunda çeşitli toplantılar yapıldı. Bu görüşmelerin sonucunda 2009 Yılı Ekonomik Programı'nda “Finansal Sistemin Geliştirilmesi” başlığı altında İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İFM) projesinin uygulamaya konulması bir 'öncelik' olarak yer aldı.



İFM projesine ilişkin strateji dokümanının oluşturulması için koordinasyon görevi ise Devlet Planlama Teşkilatına (DPT) verildi. İFM Stratejisi ve Eylem Planı'nın oluşturulması için DPT geçen yılın (2008) Kasım ayında çalışmalarına başladı. Bu planının uygulanabilir olması ve ilgili taraflarca sahiplenilmesi açısından katılımcı bir çerçevede çalışmaların yapılması da benimsendi. İstanbul’u uluslararası finans merkezi haline getirmek için öne çıkan hususlar ise başlangıçta "1) Uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulması, 2) Çeşitlendirilmiş finansal ürünlerin sunulması, 3) Fiziki ve iletişim altyapı sorunlarının çözülmesi, 4) Vergi sisteminin basitleştirilmesi ve etkinleştirilmesi, 5) Düzenleyici ve denetleyici çerçevenin uluslararası standartlarla tam uyumlu olacak ve güçlü bir koordinasyonu mümkün kılacak şekilde geliştirilmesi, 6) Nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının sağlanması, 7) Dünya ölçeğinde tanıtım ve izleme yapacak bir organizasyon yapısının oluşturulması" olarak sıralandı. Bu hedeflere ulaşabilmek için strateji belirlemek amacıyla 9 adet çalışma grubu kuruldu: Hukuk, finansal ürün ve hizmet, vergi, düzenleyici ve denetleyici çerçeve, altyapı, İFM organizasyon, tanıtım ve imaj, insan kaynakları ve mevcut durum analizi.

Bu çalışma gruplarına 80’in üzerinde kamu ve özel sektör kurumu ile sivil toplum kuruluşu ve üniversite temsilcileri dahil edildi ve yaklaşık 300 kişi çalışmalara katıldı. 2009 yılı Mayıs ayı sonu itibarıyla çalışma grupları raporlarını tamamlayarak DPT'ye teslim etti. Bu raporlar ışığında, sınırlı sayıda kurum temsilcisinin katılımıyla Haziran ayı başında bir çalıştay düzenlendi. Burada taslak bir Strateji ve Eylem Planı hazırlandı ve ilgili kuruluşların görüşlerine sunuldu. Strateji ve Eylem Planı Taslağı, Eylül-2009'da toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda ele alındı. Burada dile getirilen görüşler doğrultusunda taslağa son hali verildi, 29 Eylül 2009 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu kararıyla onaylanarak 2 Ekim tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.

İFM Stratejisi ve Eylem Planı'nda vizyon; 'İstanbul’un öncelikle bölgesel, nihai olarak da küresel bir finans merkezi olması' biçiminde tespit edildi. Bu hedefe ulaşabilmek için hukuk, finansal ürün ve hizmet çeşitliliği, vergilendirme, düzenleyici ve denetleyici çerçeve, altyapı, teknoloji, organizasyon, insan kaynakları ve tanıtım/imaj konuları ön plana çıkıyor. Bu çerçevede uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulmasına öncelik verilecek. Finansal alanda ihtisaslaşmış mahkemeler kurulması, mahkemelerde görev yapacak hakimler ile bu alanda çalışacak savcı ve kolluk personelinin uzmanlaşmaları sağlanacak. İkinci olarak ise İstanbul’da bağımsız ve özerk yapıya sahip kurumsal bir tahkim merkezinin kurulması, uyuşmazlıkların mahkemeye başvurulmadan, kısa sürede çözülmesi için arabuluculuk sisteminin de geliştirilmesi öngörülüyor.

Stratejide bir finans merkezinin tercih edilmesindeki en önemli etkenlerden birinin 'sunulan ürün ve hizmetlerin çeşitliliği ile koşulların cazip olduğuna' dikkat çekiliyor. İstanbul’un finansal ürün çeşitliliği ve finansal hizmet kalitesinin artırılarak bölgesel ve küresel sermayenin çekim merkezi haline gelmesi hedefleniyor. Finansal ürünlerin çeşitlendirilmesi sektör düzenlemelerinde prensip bazlı yaklaşıma geçilecek. Ödünç menkul kıymet ve türev işlemleri gibi bazı finansal işlemler Türkiye’de yapılabiliyor ancak rekabet üstünlüğü nedeniyle yurt dışı piyasalara kaymış durumda. Buralara yatırım yapanları yurt içi piyasalara çekebilmek için mevzuat hükümleri gözden geçirilecek. Stratejiye göre yurt içi piyasalarda sunulmayan veya yeterli işlem hacmine ulaşamamış finansal ürün ve hizmetler için gerekli altyapının oluşturulması bir diğer önemli konu. Ayrıca karbon piyasası, elmas ve kıymetli taş piyasası ile ürün ihtisas borsaları oluşturulması, özel sektör borçlanma araçları ve yerel yönetim borçlanma araçlarına işlerlik kazandırılması, tezgah üstü türev ürünler piyasasına ilişkin gerekli altyapı oluşturulması amaçlanıyor.

Küresel finans merkezi olabilmek için basit, anlaşılır, öngörülebilir bir vergi sistemine sahip olmak son derece önemli. Bu nedenle Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gözden geçirilecek. Finansal işlemlerin Türkiye’de yapılmasını teşvik edecek şekilde, dar mükellefiyete tabi olanların (yabancı yatırımcıların) Türkiye’de işlem yapmasını engelleyici uygulamalardan kaçınılacak, uluslararası fonların Türkiye merkezli işlem yapmaları konusunda vergi alandaki belirsizlikler giderilecek ve Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) başta olmak üzere aracılık faaliyetleri üzerindeki mali yükler, kamu dengeleri ve ekonomik gelişmeler göz önüne alınarak uygun bir zamanlamayla kademeli olarak düşürülecek. Ortadoğu ülkelerindeki sermayeyi Türkiye'ye çekmek için, geliştirilecek olan finansal ürünlerin vergileme karşısındaki durumları, benzer nitelik taşıyan finansal ürün ve işlemlere göre düzenlenecek. Bunların yanı sıra, finansal kurum ve yatırımcılar açısından belirsizliğin giderilmesini sağlamak amacıyla özelgelerin (vergi sorunlarında Maliye'nin verdiği resmi görüş-mukteza) İdare bünyesinde finansal sektör konusunda uzman bir birim tarafından verilecek. Şirketlerin halka açılmalarının ve halka açıklık oranlarının artırılmasının teşvik edilmesi amacıyla vergi de dahil olmak üzere her türlü önlem alınacak.

Finansal merkez olma hedefi bağlamında düzenleyici ve denetleyici otoriteler arasındaki koordinasyonun sağlanması ve sistemik riskin yönetilmesine ilişkin mevcut yapıyı daha da güçlendirmek gerekiyor. Uluslararası standartların oluşum süreci yakından takip edilerek, bu standartlara uyum düzeyinin belirli periyotlarla gözden geçirilmesini sağlanacak. Küresel kriz sonrasında finans sektöründeki düzenleyici yapı konusundaki uluslararası gelişmeleri izlemek gerekiyor. Böylelikle Türkiye'deki düzenleme ve denetim otoritelerinin kurumsal yapılanması AB müktesebatına uyum çerçevesinde değerlendirilmiş olacak. Uluslararası dinamik süreçlerin gerektirdiği esnekliği gösterebilmesi için İMKB ve İstanbul Altın Borsasının hukuki statüleri netleştirilecek ve  kamu mali yönetimi ile ilgili mevzuat kapsamından çıkarılacak.

İFM Projesi çerçevesinde şehrin belirli bir bölgesine odaklanılmayacak. Yaşam alanları, güvenlik ve ulaşım imkanları ile teknoloji alanında kalite ve standartların yükseltilmesi için İstanbul genelinde yapılacak tüm çalışmalar İFM Projesini de destekleyecek. Ulaşımın iyileştirilmesi kapsamında havaalanı-kent merkezi bağlantıları farklı ulaşım sistemleriyle entegre edilecek. Ayrıca yabancılara yönelik sağlık, eğitim, eğlence, konaklama ihtiyaçlarının iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapılacak. Teknolojik altyapının güçlendirilmesi kapsamında, piyasalar için ortak yazılım, donanım ve iletişim hizmeti sunacak ortak bir teknoloji platformu oluşturulacak. Bunun yanı sıra finansal piyasalara yönelik olarak yeni yazılım ve donanım üretecek, bilişim işgücünü, altyapısını, güvenliğini ve işlerliğini destekleyecek teknoparklar geliştirilecek ve desteklenecek. Türkiye’nin finansal piyasalarda kullanılan bilgi teknolojilerine ilişkin olarak geliştireceği uygulama ve çözümlerin bölge ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelere de teknik bilgi transferi ve hizmet ihracı yoluyla taşınması amaçlanıyor.

Bu projeye yönelik çalışmaların bundan sonraki aşamasında siyasi iradenin ve paydaşların desteğinin devamını sağlayacak ve İFM Stratejisi ve Eylem Planında belirlenen amaç, hedef ve faaliyetlerin izlenmesini ve değerlendirilmesini gerçekleştirecek şekilde bir yapı kurulacak. Bu yapıda üstte siyasi iradeyi temsilen İFM Yüksek Konseyi yer alacak. Bu konseye bağlı olarak çalışacak üst düzey ekonomi bürokratları, özel sektör temsilcileri ve meslek örgütü yöneticilerinden oluşacak İFM Danışma Kurulu oluşturulacak. Gerekli teknik çalışmaları yürütmek üzere ise 8 ayrı çalışma komitesi kurulacak. Çalışma komiteleri hukuk,  piyasalar ve  enstrümanlar,  vergi, düzenleyici ve denetleyici çerçeve, altyapı, teknoloji, tanıtım ve imaj ile insan kaynakları komitelerinden oluşacak. Ayrıca İFM Yüksek Konseyi, Danışma Kurulu ve çalışma komiteleri arasındaki eşgüdümü sağlamak ve tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere İFM Koordinatörlüğünün oluşturulması öngörülüyor.

İFM Koordinatörlüğü, ayrıca  Strateji ve Eylem Planında yer alan eylemlerin gerçekleşme durumunu izleyecek, küresel finans merkezi olmaya yönelik göstergeler geliştirecek ve 6 aylık periyotlar halinde düzenli olarak gelişim raporları yayınlayarak finans merkezi olma yolunda kat edilen gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacak. Nitelikli işgücünün İstanbul’a çekilebilmesi için finans alanında çalışacak yabancıların çalışma izinlerinin alınma sürecinin kolaylaştırılması ve hızlandırılması, finans sektöründe faaliyet gösteren firmaların sosyal güvenliği tamamlayıcı nitelikteki sigorta primlerinde teşvik olanaklarının ele alınması ve İstanbul’un finans konusunda yüksek lisans ve doktora merkezi haline getirilmesine yönelik çalışmalar uygulanacak. 

İFM’ye yönelik olarak doğru tanıtım stratejisinin belirlenmesi için öncelikle hedef kitle belirlenerek, bu hedef kitlenin İstanbul’a yönelik algısı ortaya konulacak. İFM’nin tanıtım faaliyetleri kurulacak olan İFM Koordinatörlüğü tarafından yürütülecek. Strateji ve Eylem Planı çerçevesinde yapılacak tüm çalışmalar ülke genelinde geçerliliği olacak. Yani 'serbest bölge gibi' bir anlayış olmayacak. Ayrıca İstanbul’un belli bir bölgesi de finans merkezi olarak belirlenmedi. Finans sektörü; muhasebe, hukuk büroları ve benzeri yardımcı tüm destek hizmetleriyle beraber, uygun gördükleri bölgelerde hizmetlerini yürütecek ve hatta belki de maliyet avantajları çerçevesinde bazı hizmetlerini ülkemizdeki başka şehirlerden yürütme yoluna gidebilecek. 
(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard Dergisinin Kasım-2009 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder