Cahit UYANIK
18
Ağustos 2019 tarihinde ünlü İngiliz pazar gazetesi Sunday Times’ı açanlar, 10
hafta sonra yaşamaya başlayabilecekleri bir kaosu adeta kağıt üzerinde gözleriyle
gördüler. 1821 yılında kurulan, 198 yaşındaki Sunday Times gazetesi; Boris
Johnson Başbakan olduktan sonra, hükümetin hazırlattığı “Anlaşmasız Brexit”
senaryosunu yayınlamıştı. Belki de Başbakan Johnson’un sarı ve dağınık
saçlarına atıfla “Sarı Çekiç
Operasyonu” adı verilen senaryoya göre, İngiltere 31 Ekim 2019 tarihinde Avrupa
Birliğinden (AB) anlaşma olmadan ayrılırsa, bir dizi önemli krizle boğuşmaya
başlayacaktı.
23 Haziran 2016 tarihindeki Brexit referandumunda ‘ayrılık’
yönündeki düşünceyi destekleyen Sunday Times’ın ‘emsali görülmemiş bir sızıntı’
nitelemesiyle yayınladığı İngiltere'yi bekleyen “kaos senaryosu”nda şu
ayrıntılar bulunuyordu:
(Ne ilginçtir ki, Sunday Times’ın kız kardeşi olarak bilinen,
aynı çatı altında yayınlanan 231 yaşındaki The Times gazetesi ise referandumda tam
tersi yönde düşünceyi yani AB’de kalınmasını desteklemişti.)
* İngiltere'nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda
Cumhuriyeti arasında fiziki sınır oluşturulacak. Bu, bölgede protesto
eylemlerini tetikleyecek ve İngiltere, özerk yönetimi olan bölgeye “doğrudan
müdahale”ye mecbur kalacak.
* AB sınırlarında yaşanacak gümrük gecikmeleri ülkeye petrol
girişini aksatacak. Bundan başta Londra olmak üzere ülkenin güneydoğusu olumsuz
etkilenecek. Fransa üzerinden İngiltere'ye gelen kamyonların yüzde 85'i gümrüğe
takılacak, iki günü aşan gümrük gecikmeleri yaşanacak. Limanlarda gümrük
işlemlerinde önemli gecikmeler yaşanacak.
* AB havalimanlarında, İngiltere ile AB arasındaki tren
seferlerinde, kara yolu geçişinde ve taraflar arasında feribot seferlerinden
rötarlar yaşanacak.
* İngiltere'ye giren ilaçların 4'te 3'ünün AB üzerinden gelmesi
nedeniyle ilaç tedarikinde uzun gecikmeler oluşacak. Bazı ilaçlar için stoklama
yoluna gidilebilse bile, kısa ömürlü ilaçlarda sıkıntı yaşanmasının önüne
geçilemeyecek. İlaç tedarikindeki aksamalar ülkedeki hayvancılığı da
etkileyecek. Anlaşmasız Brexit, baş gösterebilecek salgın hastalıklarla
mücadeleyi de zorlaştıracak.
* Taze gıda tedarikinde
yaşanacak sıkıntılar fiyat artışlarını beraberinde getirecek, bu da toplumun
yoksul kesimini olumsuz etkileyecek. Brexit tarihinin sonbahara gelmesi de
ülkenin kendi üretim sezonunun sona ermiş olması nedeniyle taze gıda tedarikini
olumsuz etkileyecek.
* Büyük şirketler anlaşmasız Brexit planlamasını yapmış olsa da küçük ve
orta boy işletmelerin hazırlık düzeyi düşük olduğundan, bu senaryodan en fazla
onlar olumsuz etkilenecek.
* İngiltere çapında yaşanabilecek protesto gösterileri, ülkenin polis
gücünün önemli bir kısmının bu olaylara sevk edilmesine yol açacak."
Sunday Times, haberde, görsel olarak boş süpermarket rafları ve hizmet
dışı bırakılmış bir benzin pompasını da kullanmıştı. Ortalama bir İngiliz
vatandaşının pazar kahvaltısını boğazına dizecek ayrıntılardı bunlar… Hele ki
AB’de kalınması yönünde oy kullandıysanız ve 3,5 yıldır uzayıp giden Brexit
sürecinin ve sonrasının getiri-götürüsünü yakından izlediyseniz… İngiliz Parlamentosunun
‘Anlaşmasız Brexit’ olmayacağı yönündeki kararına rağmen, bu tezi savunan bir
siyasetçinin İngiltere Başbakanı olarak görev yapmaya başladığını hayretle izlediyseniz…
Brexit süreci hep; referandum öncesi uzun yıllar (Buna
‘neverendum’ yılları da deniliyor), referandum günleri ve referandum sonrası birkaç
yılda koyu bir belirsizlik ortamında nasıl devam ettiyse, önümüzdeki haftalarda
da benzeri bir şekilde yaşanacağa benziyor. Belki de İngiliz Hükümeti kurum
binalarının toplandığı Whitehall’da hazırlanan “Sarı
Çekiç Operasyonu” adlı belgenin aşırı negatifliği de bunun bir yansımasıdır.
Peki bundan sonraki 8-10 haftada Brexit
sürecinde yaşanacağı belli olan ve karar verici dediğimiz kurumların takvimleri
neler? BBC Türkçe’nin haberine göre
halen yaz tatilinde olan İngiliz Parlamentosu 3 Eylül'de yeniden toplanacak. 13 Eylül'den 8 Ekim'e
kadar İngiltere'de partilerin yıllık olağan konferansları
tamamlanacak. 17 Ekim'de Brexit öncesi son AB Zirvesi yapılacak ve yeni seçilen Avrupa Komisyonu 1 Kasım 2019’da göreve başlayacak. Yani 31 Ekim 2019’daki Brexit’in
‘Apocalypse’ yani ‘Büyük
yıkıma ve şiddetli değişime yol açan bir olay’ olup olmadığı anlaşılacak. Boris
Johnson, ‘ne olursa olsun’ İngiltere’yi AB’den 31 Ekim 2019 tarihinde çıkarma
sözü vererek başbakan olmuştu. Johnson ancak, AB ile Brexit için yapılan
anlaşmayı yenileyeceğini de ifade etmişti. Ama AB tarafı buna hiç de sıcak
bakmıyor. İngiltere’ye 6 aylık ek süre verilen 11 Nisan 2019 tarihindeki AB
Zirvesi sonrasında, yeni bir anlaşma olmayacağı güçlü şekilde vurgulanmış; Johnson
Başbakan seçildikten sonra da bu tutum tekrarlanmıştı.
Fakat gelinen noktada AB, “Anlaşmasız Brexit” olmasını istemiyor
ve böyle bir durumu “Herşeye hazırlıklıyız ama felaket yaşanır, özellikle
İngiltere için” diye tanımlıyor. Bunu çok iyi bilen Boris Johnson’un basına
sızdırdığı “Sarı Çekiç Operasyonu” belgesi de, bu felaketin boyutlarını gözler
önüne seriyor. Bu, damarlarında Türk kanı da dolaşan Johnson’un önümüzdeki
haftalarda, AB’ye yönelik olarak Türkçedeki “Ölümü gösterip, sıtmaya razı
etmek” sözüyle tanımlanabilecek stratejiyi izleyeceğinin bir işareti olarak
algılanıyor.
Diğer yandan İngiliz basınındaki haberlere göre, Johnson'ın liderliğindeki Muhafazakar Parti içindeki
muhalif milletvekilleri ile muhalefet partileri; “Anlaşmasız Brexit”i engellemek için çeşitli senaryolar üzerinde
çalışıyor. Buna göre, muhalif blok bir güvensizlik oylamasıyla Johnson
hükümetini devirecek. Üzerinde anlaşılacak bir ismin kuracağı geçici hükümetle
önce Brexit tarihi ertelenecek, ardından da ülke erken seçime götürülecek. Ancak Johnson'ın güvensizlik oylamasını kaybetmesi durumunda istifa etmeyi
reddedebileceği yorumları da
var. Johnson'ın istifa etmek yerine Brexit
tarihinden sonraki tarih için erken seçim kararı alabileceği ve ülkeyi AB'den
fiili durum oluşturarak ayırmayı planladığı iddiası da güçlü şekilde konuşuluyor. Yani 31 Ekim
2019’da Brexit’in gerçekleşemeyebileceği ve 2020 yılına kalabileceği de ileri
sürülüyor.
Bu senaryolardan hangisinin gerçek olacağını ve “Anlaşmasız
Brexit”in yaşanıp yaşanmayacağını önümüzdeki günler gösterecek. Brexit’in,
nasıl ve hangi yolla gerçekleşirse gerçekleşsin, Sunday Times’ın haberinde
belirttiği kısa vadeli etkilerin yanı sıra orta ve uzun vadede önemli ekonomik
etkiler yaratacağı ise kesin. Dünyanın en güçlü ekonomilerini çatısı altında
toplayan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) bu konuda bir çalışma
yaptı. OECD’nin bu çalışmasına İktisadi Kalkınma Vakfının (İKV) yayınladığı, Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi
Dr. Naib Alakbarov’un “Brexit’in Politik Ekonomisi” adlı kitabında tüm
ayrıntılarıyla yer verildi:
*
Birleşik Krallık (BK) Brexit kararı ile artan belirsizlik dönemi yaşayacak ve
bu da belirsiz kararlar alınmasına sebep olacak ve risk primini artırmaya devam
edecek. Bu sebeple yatırım maliyetleri artacaktır.
*
BK’dan yüksek sermaye çıkış tehlikesi vardır ve bu da cari işlemler açığının
finansmanın yüzde 7’ye kadar kesintiye uğrama riskini doğurabilecektir.
*
BK’nın Brexit kararıyla AB Ortak Pazarı’na girişi engellenecektir. Buna ilave
olarak BK AB’nin ticaret anlaşması imzaladığı 52 AB üyesi olmayan pazarlara da
girişini kaybedecektir. Böylelikle Brexit AB 27 ülkeleriyle BK arasındaki dış
ticaret hacmini düşürecektir.
*
Kanada-AB Ticaret Sözleşmesine benzer bir ticaret anlaşması, BK-AB27
ilişkisinin yeniden yapılandırılması için yararlı olabilir.
*
BK, AB üyesi olmayan ülkelerle ticaret yaptığında birtakım tarife dışı engeller
ile karşılaşacaktır. Bu engellerin üstesinden gelmek için BK, yüksek seviyede
pazarlık yapma sürecine ihtiyaç duyacaktır.
*
2005-2014 yılları arasında BK’da ekonomik büyümenin yüzde 0,5’ine sebep olan
göç, iki milyondan fazla yeni istihdam yarattı. BK’ya göç uzun vadede azalacak
ve bu ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilecektir.
*
Brexit ayrıca, birçok ülke para biriminin değer kazanmasıyla BK açısından
finansal şok etkisi oluşturacaktır.
*
Tüm bu etkiler sonucunda Brexit, 2020’ye kadar BK’nın ekonomik büyümesinin
yüzde 3’ten fazla gerilemesine neden olabilir. Bu da BK’da hanehalkı başına
2.200 İngiliz sterlini azalma anlamına gelmektedir. Diğer taraftan AB 27’deki
reel gelir azalışı yüzde 1 civarında olacağı tahmin edilmektedir.
*
Özellikle AB ülkelerinden doğrudan yatırım akışının azalması, inovasyon ve
yatırım dinamiğini azaltabilir.
*
Göçün azalması nedeniyle potansiyel büyümenin azalması ve daha düşük doğrudan
yatırım girişi bağlamında yönetim kalitesinin azalması yaşanabilir.
*
Brexit kararının oluşturacağı etkiler daha fazla serbestleşmeyle giderilebilir.
Bununla birlikte, çoğu pazarlarda düzenleme yoğunlukları halihazırda zaten
nispeten düşüktür ve bu nedenle burada sadece küçük pozitif gelir etkilerine
neden olunabilir.
*
BK’nın GSYH’sının yüzde 0,3-0,4’ü AB’den ayrıldıktan sonra Brüksel’e katkı
olarak AB’ye ödenmeyeceğinden, BK açısından mali konsolidasyon etkileri ortaya
çıkacaktır. Bununla birlikte, Brexit ile reel gelirin azalması sebebiyle BK’nın
mali pozisyonunda iyileşme olasılığı düşüktür.
*
Orta vadeli senaryoya göre 2030’da, AB üyeliğinden kaynaklanan reel gelir
düşüşü yüzde 5’ten fazla olabilir. Bu da hane halkı gelirinde (cari fiyatlarla)
3.200 Sterlin tutarında gerileme anlamına gelmektedir. Biraz daha karamsar
senaryoda ise, hane başına gelirde 5.000 sterlin düşüş öngörülmektedir;
*
Brexit nedeniyle 2030 yılında orta vadede özel sektörün net servetinin yüzde 4
azalacağı öngörülmektedir.
Evet
tüm dünyanın sonbahar aylarında hemen her gün konuşacağı, gerçekleşsin veya gerçekleşmesin
çok önemli etkiler yaratacak olan “Birleşik Krallık-Avrupa Birliği Boşanması” adlı
destanın Brexit-2019 Episodu’nun ismi aynen böyle konulabilir: “Kıyamet ve Kaos
Senaryolarının Gölgesinde Son Hamleler”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder