30 Ağustos 2025 Cumartesi

ANKARA NOTLARI / DİKKAT! GÜMRÜK BİRLİĞİNE 19 AY KALDI

Cahit UYANIK 

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Gümrük Birliği süreci giderek yakınlaşıyor. Geçen yıl sonunda tartışılmaya başlanan 'Gümrük Birliği 1 Ocak 1995'te mi yoksa 31 Aralık 1995'te mi başlayacak?' sorusu ise gündemden düştü. Çünkü ne AB ne Türkiye 1995'in ilk günlerinde başlayacak Gümrük Birliğine sıcak bakıyor. Katma Protokol'de yer alan '...in 1995' tarihi Türkiye'de 'gelecek yıl sonunda' olarak yorumlanıyor. AB ise bunu resmen '1995'in başı değil daha sonraki ayları' şeklinde formüle ediyor.

Ancak Türkiye'de şu anda Gümrük Birliği, ekonomik gündemin en alt sıralarına düştü. Burada iki önemli etken var. İlki Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz... Yaşanan iflas, tasfiye ve toplu işten çıkarmalar birçok sanayi kuruluşunun rekabet gücünü zayıflattı. Bunların yeniden hayata döndürülmesi ve rekabet edebilecek hale getirilmesi bir hayli zaman alabilir. Üstelik Uluslararası Para Fonu (IMF) ile stand by sürecine girilmiş olmasının Gümrük Birliğini nasıl etkileyeceği de zihinleri meşgul eden önemli bir başka soru... 

İkinci önemli etken ise Yunanistan'ın AB Dönem Başkanlığı... AB'ye başkanlık ederken giriştiği uygulamalarla diğer üye ülkelerin de tepkisini çeken Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesiminin tam üyelik başvurusunu Komisyon'a havale etmek için elinden geleni yaptı. Ayrıca Kıbrıs Görüşmelerine bir AB gözlemcisi atanmasını da sağladı. Ancak Türkiye bu temsilciyi tanımıyor. Zaten Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Gümrük Müsteşarlığındaki tüm Gümrük Birliği hazırlık çalışmaları da 'Yunanistan'ın yapacağı aksiliklere göre' ayarlandı.

Şimdi gözler 1994-Kasım ayında Almanya’nın başkanlığında yapılacak Bakanlar Konseyi toplantısında... Çünkü burada Gümrük Birliği nihai belgelerini hazırlama çalışması gözden geçirilecek. O nedenle önümüzdeki aylarda peşpeşe gerçekleşecek Yönlendirme Komitesi toplantılarında bu nihai belgelerin hazırlanması üzerinde durulacak. 

Gümrük Birliğine ilişkin teknik düzeydeki çalışmalar da sürüyor. Hazine'de gümrük mevzuatında tarife dışı engeller oluşturulması için teknik hazırlıklar var. Ayrıca ihraç mallarının AB ile standart uyumunun sağlanması için yasal düzenleme hazırlığı da sürüyor. DPT'de ise Mevzuat Uyumu Sürekli İhtisas Komisyonu oluşturuldu ve hükümete neler yapılması gerektiğini anlatan bir rapor hazırlıyor. Hükümet bu rapora göre Meclis'te bazı yasalar çıkaracak veya mevcut yasalarda değişikliğe gidecek. 

DPT'deki hassas sektör belirleme çalışmalarında da hayli yol alındı. TOBB'un hassas sektör belirleme anketi de sonuçlanmak üzere... Gümrük Müsteşarlığında ise elemanların eğitimi için AB'den gelen uzmanların verdiği 36 haftalık program sona erdi. Bundan sonra Türkiye'nin yapması gereken şey, kuruluş çalışmaları süren ihtisas gümrüklerini yaygınlaştırmak olacak.

Bu arada Türkiye'nin tam üye olmadan Gümrük Birliğine gidecek tek ülke olması, bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Türkiye'nin AB'nin karar alma sürecine nasıl katılacağı tartışılıyor. Özellikle 'Ortak Gümrük Tarifesi (OGT)' denilen ve AB'nin üçüncü ülkelerle gümrük ilişkilerini düzenleyen sistemine ilişkin karar alma sürecine Türkiye'nin nasıl dahil olacağı belli değil.  Hal böyle olunca Türkiye'nin 13 AB ülkesiyle Gümrük Birliğine gitmesi halinde, üçüncü ülkelerle ithalat rejimi kararları karşısındaki durumu belirsizliğini koruyor. Türkiye'nin üçüncü ülkelerden ithalat konusunda kendi kararını verebileceği gibi, OGT'nin kabul edilmesi sonucu AB'nin ithalat rejimine uymak durumunda kalabileceği de düşünülüyor. Ancak bu önemli ayrıntı, henüz netleşmiş değil. 

Tam üyelik ne zaman?

Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği ise ancak 2000 yılının ötesinde gündeme gelecek gibi görünüyor. Çünkü Norveç, İsveç, Finlandiya ve Avusturya ile tam üyelik müzakereleri 1995'te başlayacak. Yani ileriki bir zamanda gündeme gelecek tam üyelik konusunda Türkiye, 4 ülkeyi daha ikna etmek zorunda kalacak. Ayrıca bu ülkelerin Gümrük Birliğine nasıl etkide bulunacağı da tartışılması gereken unsurlardan...

AB'nin 'bekleme odası'nda şu anda Türkiye'nin yanı sıra Polonya, Macaristan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta oturuyor. Yakın bir gelecekte Çek Cumhuriyeti ile Slovakya'nın da tam üyelik başvurusu yapması bekleniyor. Eğer bütün bu başvurular kabul edilirse AB'nin üye sayısı 23'e çıkacak. AB'nin bu kadarlık bir büyüklüğü kaldıramayacağı herkesçe biliniyor ama gidişat yine de bu yönde ilerliyor. Bu kalabalıklaşan bekleme odası ortamında; tam ve düzenli olarak işleyecek bir Gümrük Birliği uygulaması Türkiye'ye tam üyelik yolunda büyük bir avantaj sağlayabilir. 

Tam üyelik yolunda Türkiye'nin başını ağrıtacak şey ise insan hakları meselesi. Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinde insan hakları ihlali yaşanmaması Türkiye'nin negatif puanını daha ön plana çıkarıyor. Ayrıca Türkiye'de ekonomideki rekabet koşullarının yasal düzenlemeler ile yeterince disipline edilmemiş olması 'ikinci negatif puan' olarak görülüyor. 

Gümrük Birliğine doğru gidilirken genel manzara böyle... Türkiye'nin ekonomik krizin ilk yıkıcı ve zayıflatan etkilerini atlatır atlatmaz, büyük bir hararetle Gümrük Birliğine hazırlanması gerekiyor.

(Bu köşe yazısı haftalık Ekonomik Trend dergisinin 29 Mayıs - 04 Haziran 1994 tarihli, Yıl: 2, Sayı: 22'de yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder