Başkentten Yansımalar/
DEPREM SONRASI
Cahit UYANIK
Türkiye, 1 haftadır resmen şokta... Bu şok, deprem öncesinde bazı gazetelerin ve alacalı-bulacalı televiyon haberlerinin yarattığı suni şoklara hiç benzemiyor değil mi? Falancanın sevgilisi filancanın kocasıyla kaçmış. Şok haber! Feşmekanca televole yıldızının silikonu patlamış. Şok haber! Aklıevvelzedelerden Zübük Bey'in, Eliuzungillerden Abuzittin Bey hakkındaki açıklamaları. Şok haber!
Depremde 12 bin kişi öldü. Ölü sayısının 30 bini bulması bekleniyor. Alın size işte gerçek şok haber! Bir adam çıkmış, 21 sene matbaacılıktan sonra, aklı esmiş müteahhitlik yapmaya başlamış. Kimse ona sen kimsin, necisin dememiş. Peynir ekmek gibi satılan müteahhitlik karneleri ne güne duruyor. Bastırmış parasını satın almış. Adam, emekli cenneti Yalova'yı parsel parsel satıyor. Binalara 'kalitesiz' demek bile hakaret. Deniz kumu yığını.
Medya ise uyuyor. En az 20 milyara mal olacak apartman daireleri nasıl oluyor da 8-9 bin liraya satılıyor diye sormuyor. Sadece matbaacı bozuntusu müteahhit müsveddesinin ilanlarını okuyup geçiyor. Bu ilanlar büyük televizyon kanalları ve yüksek tirajlı gazetelerde boy boy yayımlanıyor. Habercilik orada bağıra bağıra medyayı çağırıyor; ama televole muhabirleri daha muteber. İğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batıralım. Medyanın aklı başına deprem sonrası geldi. Deprem sonrası performansımız mükemmele yakın. Ama yazılı ve görsel medyanın da bu felaketten çıkaracağı dersler olmalı. 'After day' değil 'Before day' refleksimizi biraz gözden geçirmemiz kaçınılmaz.