16 Şubat 2023 Perşembe

17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİNDEN 1 HAFTA SONRA YAYIMLANAN KÖŞE YAZIM

Başkentten Yansımalar/

DEPREM SONRASI

Cahit UYANIK

Türkiye, 1 haftadır resmen şokta... Bu şok, deprem öncesinde bazı gazetelerin ve alacalı-bulacalı televiyon haberlerinin yarattığı suni şoklara hiç benzemiyor değil mi? Falancanın sevgilisi filancanın kocasıyla kaçmış. Şok haber! Feşmekanca televole yıldızının silikonu patlamış. Şok haber! Aklıevvelzedelerden Zübük Bey'in, Eliuzungillerden Abuzittin Bey hakkındaki açıklamaları. Şok haber! 

Depremde 12 bin kişi öldü. Ölü sayısının 30 bini bulması bekleniyor. Alın size işte gerçek şok haber! Bir adam çıkmış, 21 sene matbaacılıktan sonra, aklı esmiş müteahhitlik yapmaya başlamış. Kimse ona sen kimsin, necisin dememiş. Peynir ekmek gibi satılan müteahhitlik karneleri ne güne duruyor. Bastırmış parasını satın almış. Adam, emekli cenneti Yalova'yı parsel parsel satıyor. Binalara 'kalitesiz' demek bile hakaret. Deniz kumu yığını.

Medya ise uyuyor. En az 20 milyara mal olacak apartman daireleri nasıl oluyor da 8-9 bin liraya satılıyor diye sormuyor. Sadece matbaacı bozuntusu müteahhit müsveddesinin ilanlarını okuyup geçiyor. Bu ilanlar büyük televizyon kanalları ve yüksek tirajlı gazetelerde boy boy yayımlanıyor. Habercilik orada bağıra bağıra medyayı çağırıyor; ama televole muhabirleri daha muteber. İğneyi kendimize çuvaldızı başkalarına batıralım. Medyanın aklı başına deprem sonrası geldi. Deprem sonrası performansımız mükemmele yakın. Ama yazılı ve görsel medyanın da bu felaketten çıkaracağı dersler olmalı. 'After day' değil 'Before day' refleksimizi biraz gözden geçirmemiz kaçınılmaz.

Peki deprem sonrası ekonomide neler olabilir? Türkiye, adeta kısa süren ama yıkıcı bir savaştan çıktı. Bundan sonra ekonominin lokomotifi olarak tanımlanan inşaat sektörü canlanacak. Bu canlılık tüm ekonomiyi hareketlendirecek. İnşaat sezonunun sona ereceği Kasım'a kadar ancak tamiratlar bitirilebilir. Ondan sonra inşaat yan sanayileri 2000 yılının Nisan ayında başlayacak yeni sezon için stoğa çalışmaya başlayacaklar. Bu ortamda hükümetin acilen güçlü bir aksiyon planı hazırlaması gerekiyor. Ekonomik canlılıkla birlikte yeni vergi kaynakları yaratıp, vergi oranlarını yukarı çekmesi iç borç sarmalının iyice kördüğüme dönüşmemesi için zorunlu.

Sağlıklı iç gelirlerle desteklenecek dış kaynaklar, 2000 yılında ekonomiyi hızlı büyüyen ama enflasyonu düşen bir ortama götürebilir. Türkiye'nin yaşadığı felaket çok büyük. Çoğu ülke buna kayıtsız kalamaz. Uzun vadeli ve düşük faizli çok miktarda yabancı kaynak Türkiye'ye getirilebilir. Tıpkı kitaplarda okuduğumuz; savaş sırasında ekonomik faaliyetlerin canlanması ve savaş bittiğinde ekonominin yakaladığı yeni üretim düzeyinin devam ettirilmesi ortamı Türkiye'de yaşanabilir. Yaşanabilir ama bu canlılığın deprem fırsatçılarına değil dürüst girişimcilere yaraması gerekiyor. Kazandığı parayı iç borç kağıtlarına değil, fabrikaya yatıran cinsten dürüst girişimcilere...

(Bu yazı 23 Ağustos 1999 tarihinde Finansal Forum gazetesindeki Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder