30 Mart 2018 Cuma

EKONOMİ HİKAYELERİ: HZ. MUSA, KAVMİNİ CEP TELEFONU MARİFETİYLE KIZILDENİZ'DEN GEÇİRMİŞ!

İsrail’de bir anne okuldan eve dönen çocuğunu sevinçle karşılar. Onu ihtiyaçlarını karşılayıp rahatlattıktan sonra karşısına alıp sevgiyle sorar:
“Yavrucuğum, bugün okulda neler öğrendin? Öğretmenin neler anlattı?”
Çocuk ne diyeceğini bilmeyen şaşkın bir tavırla anlatmaya başlar: 
“Vallahi anneciğim, öğretmenin anlattıklarını iyice anlamadım ama sana elimden geldiğince anlatmaya çalışayım. Bundan binlerce yıl önce Mısır’da bir firavunla Musa adlı bir Yahudi yaşıyormuş. Firavun zalim biriymiş ve Musa ve kavmini istemiyormuş ülkesinde. Musa da kavmi ile birlikte Mısır’ı terk etmeye karar vermiş ve yola çıkmışlar. Bunu duyan firavun askerleriyle birlikte onları takip etmeye başlamış. Musa ve kavmi Kızıldeniz’e gelince ne yapacaklarını şaşırmışlar. Denizi geçemiyorlar ve arkalarında firavun kendilerini takip ediyor. 

Musa hemen akıllı telefonu ile İsrail Cumhurbaşkanını arayıp yardım istemiş. İsrail Cumhurbaşkanı hemen gerekli ekibini, araç ve gereçlerini yollamış. Kızıldeniz’in altından hızla bir tünel inşa edilmiş, Musa ve kavmi karşı kıyıya geçmişler. Fakat arkalarına dönüp bakınca Firavun ve askerlerinin de tünele girdiğini görmüşler. Musa hemen yine akıllı telefonu ile İsrail Cumhurbaşkanını aramış ve durumu bildirip yardım istemiş. İsrail Cumhurbaşkanı da Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nı aramış. Amerika Başkanı silahlı kuvvetlere emir vermiş, Kızıldeniz roketlerle yukarıdan bombalanmış. Tünel tahrip edilmiş ve Firavunla askerleri Kızıldeniz’in sularına gömülüp gitmişler. Musa ve kavmi de sağ salim İsrail topraklarına ulaşmış.”
Anne çocuğunun bu sözleri karşısında şaşırmış. Tabiatıyla öğretmene de çok kızmış. Kızgınlığını belli etmemeye çalışarak hayret dolu bir ifadeyle sormuş çocuğuna: “Yavrum, öğretmenin gerçekten tam böyle mi anlattı? İyi dinledin mi onu?”
Annesinin bu tavrı karşısında, onun anlattıklarına inanmadığını fark eden çocuk biraz da utanarak mahcubiyetle yanıtlar annesinin sorusunu: 
“Anneciğim, biliyorum, söylediklerim inandırıcı gelmedi sana. Ben yine daha inandırıcı olmaya çalıştım. Bir de öğretmenin anlattıklarını aynen anlatsaydım hiç inanmayacaktın.”
(Prof. Dr. Tamer MÜFTÜOĞLU'nun Dünya Gazetesindeki 02 Mart 2018 tarihli "Dünler Uzaklaşıp Yarınlar Yaklaşırken" başlıklı köşe yazısından alıntılanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder