KREDİ GARANTİ SİSTEMİ, KOBİ'LERİN
KREDİ KULLANMASINI KOLAYLAŞTIRABİLİR
Cahit UYANIK
Türkiye'de son haftaların en gözde
tartışma konusu kredi garanti fonu. Çoğu kişinin ilk kez duyduğu kredi garanti
fonu sistemi, küresel finans krizi sonrasında banka kredisi kullanmanın
zorlaşmasıyla, soruna çözüm olarak ortaya atıldı. Sistem, belli şartları
sağlayan KOBİ'lerin kullanacağı kredilere garanti veya bir başka deyişle
kefalet (teminat) sağlanmasını içeriyor. 4 haziran 2009'da Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından resmi olarak açıklanan sisteme göre yıllık cirosu 25
milyon TL'nin altında ve en fazla 250 çalışanı olan, 30 Haziran 2008 tarihinden
önceki 2 yıl içinde takibe düşmüş borcu olmayan ve kamuya vadesi geçmiş borcu
bulunmayan işletmeler kredi garanti desteğinden yararlanabilecekler. Bu
desteğin kapsamına TL veya döviz cinsinden olan, asgari 1 yıl azami 4 yıl
vadeli, mevcut kredilerden yenilenen krediler, ilave sağlanacak krediler ile
yeni sağlanacak krediler girecek.
Kredi garanti sistemi için ihtiyaç
duyulan kaynakla ilgili yasa değişikliği de, bu yazı kaleme alındığında Meclis'te yasalaşmak üzere idi. Tasarı ile
firmalara kredi garantisi sağlamak üzere 1 milyar liraya kadar nakit kaynak
aktarılması ve/veya özel tertip Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ihraç edilmesi için izin alınıyor.
İhraç edilecek özel tertip DİBS için
Hazine Müsteşarlığı bütçesine tertip açmaya ve bu tertibe 1 milyar liraya kadar
ödenek aktarmaya Maliye Bakanı'nın yetkili olacağı belirtiliyor. Tasarı ile
sisteme katılmaları için bankalara bazı özendirici imkanlar da tanınıyor.
Bankacılar, sistemin etkin çalışmasına katkı sağlamak için kredi garantisi veren kredi garanti
kurumlarında, bankaların sahip oldukları paylar çerçevesinde Bankacılık
Kanunu'nun birçok kısıtlamasından istisna ediliyor.
Bankacılık Kanunu'nun
“Genel müdür ve yardımcıları”,
“krediler”, “risk grubu”, “dahil olunan risk grupları ve mensuplara kredi kullandırma koşulları”,
“karşılıklar ve teminatlar”, “kredi
sınırları” ve “ortaklık paylarına ilişkin sınırlamalarla” ilgili
hükümleri kredi garanti sistemine verilecek kaynaklar için uygulanmayacak.
Bunun anlamı ne? Kredi garantisi veren kredi garanti kurumlarında, pay sahibi olacak bankaların genel müdür veya
yardımcıları yer alabilecek. Ortaklık payları, kredi olarak sayılan işlemler
arasında yer almayacak. Bankaların sermaye yeterliliği rasyosu hesaplamalarına,
kredi garantisi için ayırdıkları kaynaklar için üstlendikleri riskler dahil
edilmeyecek. Böylece söz konusu ortaklık payları için bankaların ilave bir
maliyet üstlenmesi önlenmiş olacak.
Başbakan Erdoğan, sağlanacak hazine
desteği ile; kredi garanti kurumunca kredinin yüzde 65'ine kefalet
sağlanacağını, kredi riskinin yüzde 35'inin ise bankalar tarafından
üstlenileceğini açıkladı. Bu çerçevede kredi garanti kurumlarına toplam ilk
etapta 1 milyar TL kaynak aktarılacak. Bu kaynak, en az 10 milyar TL'lik krediye
kefalet sağlanmasına imkan verecek. Peki bu sistem pratikte nasıl işleyecek?
İlk aşama firmanın kredi için bankaya başvurmasıyla başlıyor. Kredi verenler
yani bankalar da, gerekli incelemeler ve kredi riski hesaplamalarını yaptıktan
sonra, oluşturulacak kredi garanti kurumuna kefalet başvurusu yapacak. Kredi
garanti kurumu bu kefalet istemini incelemeye alacak. Bu inceleme, ilgili kanun
Meclis'ten çıktıktan sonra yayınlanacak ayrıntılı yönetmeliğe göre yapılacak.
Kredi garanti kuruluşu, başvuru sahibi gerekli şartları yerine getirmişse
bankaya olumlu görüş bildirecek ve firma için kefalet sağlayacak. Banka da bu
kefaleti aldıktan sonra, krediyi o firmaya verecek. Eğer o kredi batarsa, banka
kredi garanti kurumuna giderek aldığı kefaleti paraya çevirecek. Böylece
bankanın bilançosu bir zarar görmemiş olacak. Eğer alınan kredi zamanında geri
ödenip kapatılırsa, o kredinin boşalttığı kadar kefalet bir başka firma için
kullanılabilecek. 1 milyar TL'lik kefaletin 10 milyar liralık krediye olanak
yaratmasının bu sistem sayesinde mümkün olabileceği düşünülüyor.
Türkiye aslında kredi garanti fonuna çok
da yabancı değil. Türkiye'de 1991 yılından bu yana Kredi Garanti Fonu A.Ş
çalışmalarını sürdürüyor. "Kefil olmak bilgi ister" sloganı ile
çalışan KGF A.Ş, 3 ayrı durumda ortaya çıkarak KOBİ'lere kefalet veriyor. Yeni
ve küçük işletmelerin banka kredisine ulaşmasının çok güçlü bir teminatı
gerekli kıldığı durumlar, KOBİ'lerin uzun vadeli kredi kullanımlarında bankaca
talep edilen yüksek teminatlar ve KOBİ'lerin işlerini büyütürken mevcut kredi
limitlerinin artırılmasında bankaca ek teminatlar talep edildiğinde KGF A.Ş
destek sağlıyor.
KGF A.Ş kefaletlerinde genç ve kadın girişimciliğin
geliştirilmesi temel amaç. Ayrıca yenilikçi yatırımların gerçekleştirilmesi,
ileri teknoloji içeren küçük girişimler, ihracatın desteklenmesi, istihdam
artışı sağlayacak yatırımlar ve bölgesel kalkınma amaçlı yatırımlar KGF
kefaletlerinde öncelikli olarak değerlendiriliyor. KGF A.Ş'de TOBB yüzde 50.99, KOSGEB yüzde
48.54, TESK ise yüzde 0.43 paya sahip. Ayrıca MEKSA, TOSYÖV ve Halk Bankası'nın
sembolik payları bulunuyor. Yani Kredi Garanti Fonu A.Ş, bir kamu kuruluşu
denilebilir. İşte hükümetin kuracağı kredi garanti sistemi, KGF A.Ş'nin
üzerinden ve/veya oluşturulacak benzer kredi garanti kuruluşları üzerinden
kefalet sağlanmasını öngörüyor. Bunun ayrıntılarını Hazine Müsteşarlığı, ilgili
yönetmeliği yayınladığında görebileceğiz.
Kredi garantisinin pratikte nasıl
işlediğini anlamak için yeniden KGF A.Ş'nin sisteminin ayrıntılarını görmekte
fayda var. KGF A.Ş teminatından yararlanabilmek için; sayıları 26 olan
anlaşmalı bankalardan veya finans kurumlarından birine (bankalar, yatırım
bankaları, katılım bankaları ve leasing firmaları) başvurulması gerekiyor.
Oluşturulan dosya o finans kurumunca KGF A.Ş'ye gönderiliyor ve banka
tarafından kredi başvurusu uygun bulunduğu takdirde iletilen kefalet talebi
yaklaşık 2 hafta içerisinde sonuçlandırılıyor. KGF A.Ş kefaletinden
yararlanabilmenin 6 koşulu var. İlk koşul başvuran tarafın KOBİ, esnaf ve
sanatkar, tarımsal işletme, çiftçi, kadın ve genç girişimci olması. İkincisi
KGF kefaletinin kullanılacağı projenin “karlı”, “gerçekleştirilebilir” ve
“yapılabilir” olması. Üçüncü olarak projeyi yürütecek yönetim kadrosunun proje
becerisi ve mesleki deneyime sahip olması gerekiyor. Dördüncü şart projenin
istihdam artışı sağlaması ve istihdamı koruması. Beşinci şart ise projenin
“kabul edilebilir” risklere sahip olması. Son şart ise projenin çevreye karşı
duyarlı ve saygılı olması.
Peki hangi tür kredilere kefalet
veriliyor? İşletme ihtiyacına dönük her türlü kredi için kefalet veriliyor.
Kredi türü konusunda bir sınırlama yok. Bu, uzun vadeli bir yatırım kredisi
olabileceği gibi, borçlu cari hesap şeklinde nakdi bir kredi ya da akreditif ve
teminat mektubu gibi gayri nakdi bir kredi de olabiliyor. Ayrıntısına girmek
gerekirse yeni iş kurma, mevcut tesisin genişletilmesi, ham madde temini, yeni
teknoloji kullanımı, yeni işyerine taşınma, nakit sıkıntısını giderme,
ihracatın finansmanı, ithalatın finansmanı, teminat mektubu amaçlı krediler,
finansal kiralama, KOBİ’lerin kullandığı diğer nakdi ve gayrinakdi krediler
kapsama giriyor.
Kredi alınması kesinleştiğinde, riskin
paylaşımı ilkesine göre çalışan Kredi Garanti Fonu A.Ş, kredinin en çok yüzde
80’ine kadar kefalet veriyor. Peki bu işin maliyeti ne kadar? Kefalet talebinde
bulunan firmaların değerlendirmeye alınabilmesi için, maktu bir inceleme ücreti
alınıyor. Talebin uygun bulunması ve kredinin KGF A.Ş’nin kefaleti ile
kullanılması durumunda da, kredi vadesi boyunca her yıl peşin olarak, kefalet
bakiyesi üzerinden, kefaletin nakdi, gayrinakdi veya diğer özelliğine göre,
yıllık yüzde 1 ile yüzde 2 arasında değişen oranlarda komisyon alınıyor. Bir
KOBİ için kefalet üst limiti ise 750 bin TL; bu KOBİ’nin doğrudan ya da dolaylı
olarak risk grubu oluşturduğu işletmeler için ise kefalet üst limiti 1 milyon
TL olarak belirlenmiş. Bu imkandan sistemin devreye girdiği 1994 yılından 2007
sonuna kadar 2 bin 179 firma yararlanmış. Verilen kefalet ise 150 milyon TL'ye
yaklaşmış.
KGF AŞ'nin 1991'de kurulduğu ve 1994'te kefalet
sağlamaya başladığı düşünüldüğünde sağladığı 150 milyon liralık kefalet,
hükümetin yeni kurmaya çalıştığı 1 milyar liralık yeni sistemle kıyaslandığında
oldukça küçük kalıyor. Çünkü bu haliyle bile hükümet, bir anda mevcut sistemin
6.5 katı büyüklüğünde bir fonu kefalet amacıyla firmaların kullanımına açacak.
KOBİ'lerin mart-2009 itibarıyle bankalardan kullandıkları kredinin büyüklüğü
ise 84 milyar TL düzeyinde ki, bu toplam kredilerin yüzde 23'üne karşılık
geliyor. Şimdi 1 milyar liralık kefaletle 10 milyar liralık kredi imkanı
yaratılması, kredi kullanımlarının bir anda yüzde 15 büyüyebilmesi anlamına
geliyor.
Önümüzdeki günlerde ayrıntılarını daha çok öğrenebileceğimiz kredi
garanti sisteminin çalışma prensiplerinin de üç aşağı-beş yukarı, halen faaliyetlerini
sürdüren KGF A.Ş ile benzeşmesi bekleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder