13 Ocak 2018 Cumartesi

MAHKEMELERİMİZ VE YABANCI SERMAYE


Cahit UYANIK

Elimde İstanbul Sanayi Odasının (İSO) yaptırdığı bir araştırma var: Uluslararası Doğrudan Yatırımlar ve Türkiye. Türkiye'nin önde gelen şirketleri ve onlarca yıldır Türkiye'deki yatırımlarını sabırla ve inatla koruyan bazı yabancı firmaların desteği ile hazırlanan raporun ilk tespiti şu: Yabancı sermayenin bir ülkeye gelmesi için ön koşul, hukuki güvenliktir. Peki bu ne demek? Raporu yazanlar, meramlarını açıkça ifade etmişler:

"Bir ticari alacağın tahsil edilemediği, adaletin çok yavaş işlediği, kanunların ve alınan mahkeme kararlarının etkin bir şekilde uygulanamadığı, kişilerin eylem ve işlemlerinden hakkaniyete uygun bir şekilde hukuken sorumlu tutulamadığı, doğal hakim ilkesinin ve evrensel hakların ihlal edildiği, uluslararası standartlara uygun olmayan kuralların işlediği, kanunların sık sık değiştiği ve geriye yürür kanunların çıkarıldığı bir ülkenin hukuk devleti olduğunu iddia edebilmek ne kadar zor ise o ülkenin uluslararası sermaye açısından bir cazibe merkezi olması da o derece zordur."

Bu tespiti bir yana koyup da IMF'ye ve Dünya Bankasına söz verdik diye Yatırım Promosyon Ajansı, Yatırımcı Konseyi, özel endüstri bölgeleri, yabancı sermayenin bütün bürokratik işlemlerini bir haftada tamamlayacağı yapıyı kurmak ne ola ki?

Türkiye'nin 1950 yılından bu yana bir Yabancı Sermaye Kanunu var ama Türkiye'nin bir türlü bitmek bilmeyen evrensel hukukla mücadelesi de var. Evrensel hukuk Türkiye'nin penceresinden bacasından içeri girerken, yöneticilerimiz kapıya mahkeme mübaşiri dikiyorlar. Davacı: Evrensel hukuk ve insan hakları. Davalı: Türkiye Cumhuriyeti. 

Çek senet mafyasının 25-50 bin kişi istihdam ettiği ülkede, yabancı sermayeye gel deseniz gelir mi? 100 yıllık arsa-arazi davalarının sürdüğü, buna karşılık trafik canilerinin birkaç ayda hapisten kurtulduğu bir ülkede "Bizim mahkemelerimiz geciken adaletin yanlış adaletten daha tehlikeli olduğuna inanıyor" diyebilir misiniz? Milletvekili ve bürokratlara  yargılanma zırhı verilen bir ülkede insanların eşitliğinden nasıl söz edersiniz?

Peki biz bu kadar kötü bir hukuk sistemi içinde nasıl yaşayabiliyoruz? Onun da cevabını geçen Cuma günü TESEV tarafından yapılan araştırmada bulabilirsiniz: Hukuk sisteminde ortalama rüşvet tarifesi 738 milyon TL. Türkiye, yıllardır yabancı sermaye konusunda tam bir aymazlık içinde. Hukuk sistemini kanunlardan tutun da mahkeme koridorlarına kadar rehabilite etmeden Türkiye'ye yabancı sermayenin geleceği yok, gideceği var.
(Bu yazı, 18 Nisan 2002 tarihli Finansal Forum gazetesinde Başkentten Yansımalar köşesinde yayınlanmıştır.)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder