5 Ocak 2018 Cuma

KULİS: İLK AĞIZDAN BANKNOT BASMA VE SAHTE PARAYLA MÜCADELENİN SIRLARI


Cahit UYANIK

Sonunda 7 sıfırlı parayı da gördük. Merkez Bankası, yeni 10 milyon liralık banknotu bir basın toplantısı ile tanıttı. Paranın özellikleri ve yetkililerin en güncel sözlerini gazete sayfalarında okudunuz.

Merkez Bankası uzmanları, normal zamanlarda para hazırlama ve baskı teknikleri üzerine konuşmayı pek sevmezler. Belki de bu konulara bir tür "meslek sırrı" gözüyle bakıldığı için ketumiyet içinde davranırlar. 10 milyon liralık banknotun tanıtıldığı basın toplantısında bu geleneğin dışına çıkıldı. Para basma ve sahtecilik konusunda oldukça ilginç bilgiler edindik. Gazetelerde pek yer almayan bu bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum.

* Her şeyden önce dünyada taklit edilemeyecek para yok. Yaklaşık 3 yıl önceki 5 milyon liralık paranın basın toplantısında da bu banknotu taklit etmenin çok zor olduğu belirtilmişti. Oysa bu paranın kalpazanlar açısından ömrü 10,5 ay olabilmiş. 1997 yılı sonunda ilk 5 milyon liralık sahte para ele geçmiş. Geride kalan 3 yılda 30 bin adet daha 5 milyon liralık ele geçmiş. Ele geçen sahte paranın piyasa değeri 150 milyar lira. Bakalım 10 milyonluk banknotun ilk taklidine ne zaman rastlanacak?

* Banknot matbaalarını zorlayan en kolay sahtecilik yöntemi renkli fotokopi makineleri. Bu makinelerin ithal ve kullanımı çok ayrıntılı koşullara bağlanmış olmasına rağmen, yine de fotokopi destekli sahteciliğe karşı özel bir önlem var. Bu banknot, fotokopi ile çoğaltıldığında arka yüzünde yer alan dünya haritası bozuluyor. Buna banknotculuk tekniğinde 'grize' deniliyor.  Merkez Bankası yetkilileri bu yöntemin dünyada ilk uygulandığı paranın 10 milyon liralık banknot olduğunda iddialılar. Ayrıca yetkililer, 10 milyon liralık banknotun kalıplarının tamamen elde hazırlandığını, bilgisayardan yararlanılmadığını kaydediyorlar.

* Banknot matbaacıları da diğer tüm meslek grupları gibi uluslararası bir örgüte sahipler. Banknot Matbaacıları Konferansı 2 yılda bir toplanıp, bu alandaki son teknik gelişmeleri belirliyor. Kalpazanlara karşı izlenecek yolları tespit ediyor. Konferans, sürekli toplantılar yapan alt komisyonları sayesinde ise yaşayan bir organizma gibi hareket edebiliyor. Gündelik bilgi akışı da böylelikle kolayca paylaşılabiliyor.
(Bu kulis yazısı, Bülent Uzungil takma adıyla TİM'in yayın organı Görünüm'ün Kasım 1999 tarihli sayısı Başkentten sayfasında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder