Cahit UYANIK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
bünyesinde 2006 yılından bu yana sektörel gelişmeyi teşvik etmek amacıyla
Türkiye Sektör Meclisleri faaliyet gösteriyor. Meclisler, kamu kurum ve
kuruluşları ile sektörde faaliyet gösteren iş adamlarının kurduğu dernek ya da kuruluşları ve
firmaları bünyesinde barındırıyor. Sayıları şu anda 56 olan sektör
meclislerinden birisi de Sermaye Piyasaları Sektör Meclisi. 2 yıldır çalışan
Meclis, başta İMKB olmak üzere Türkiye'deki sermaye piyasasının sorunları,
çözüm önerileri, gelecek planlarının ne olması gerektiği, hedefleri hakkında
bir rapor hazırladı.
Raporda Türkiye'deki finansal sistemin
bankacılık ağırlıklı işlemesinden kaynaklanan kırılganlık ve risklerin ancak
sermaye piyasasının gelişmesiyle azaltılabileceği ifade edilerek, sektörün
geleceğine yönelik ciddi uyarılarda bulunuluyor ve sorunlara çözüm önerileri
sıralanıyor. Raporda Türk sermaye piyasasının hedeflerinin 'güçlü bir kurumsal
organizasyon, piyasaların daha derin ve likit hale gelmesi, yatırımcı sayısı ve
kompozisyonunda artış, finansal araçların daha fazla çeşitlenmesi' olması gerektiği
vurgulanıyor.
'Bölgesel Menkul Kıymet Süpermarketi' önerisi
73 sayfalık raporda, son
dönemde sermaye piyasası kurumlarının başta İMKB olmak üzere modernizasyonda
sürekliliğin sağlanması ve uluslararası rekabet gücünün devamı açısından bazı
sorunlar yaşadığı belirtilerek, uluslararası gelişmeler incelendiğinde sermaye
piyasasını oluşturan borsalar açısından ölçek ekonomisi ve büyüklüğe olan
güvenin ilgi ve önem kazanacağının görüldüğü anlatılıyor. Bu gelişmeye bağlı
olarak 'Mega Borsalar' yanında küçük ölçekli yerel borsaların bağlantısız olarak
varlıklarını sürdürüp sürdüremeyeceklerinin belirleneceğini bir döneme
girildiğini vurgulanan raporda, "Ülkemizde faaliyet gösteren borsalar için
de, bölge borsalarıyla işlevsel işbirlikleri yoluyla nihai müşteri durumundaki
ihraçcı ve yatırımcılara daha çeşitli araç ve hizmetler sunularak 'Bölgesel
Menkul Kıymet Süpermarketi' oluşturulması daha da önem kazanmış
bulunmaktadır" deniliyor.
Türk sermaye piyasasında faaliyet
gösteren borsaların yerel boyutta kalmasının, bölgesinde kendisinden hızlı
gelişecek rakipleri karşısında avantajlarını kaybetmesine sebep olabileceği
uyarısında bulunulan raporda, kısa vadede olumlu konjonktür ve likidite bolluğunun etkisiyle İMKB ve
diğer daha küçük borsalara yönelen rekabet baskısının etkilerinin sınırlı
kalabileceği, ancak uzun dönemde bunun değişeceği ifade ediliyor. Büyük
borsaların birleşmesinin yaratacağı baskının büyük ve açık uyarı işaretleri
belirince (örneğin likidite azalmaya başlayınca) her şey için geç olabileceği
anlatılan raporda, bu noktada kurumların yeniden yapılanması kadar bireysel ve
kurumsal yatırımcılara sunulan finansal araç ve hizmet çeşitliliğinin de
artırılması gerektiği belirtiliyor.
Özel sektör tahvil ihracı cazip kılınmalı
Raporda gelecekle ilgili olumsuz tabloyu
aşabilmek için; özel sektör tahvillerinin ihracını cazip kılacak yasal ve
vergisel düzenlemelerin yapılması, hisse senedi opsiyonları ve varantlar gibi
türev piyasa araçlarının işleme açılması, bölge ve Körfez ülkelerinde işlem
görecek yeni endeks fonların oluşturulması, gayrimenkule dayalı menkul
kıymetlerin işlem göreceği pazarlar açılması yönünde çalışmalar yapılmasının
yerinde olacağı kaydediliyor.
Bunların yanısıra halen Takasbank bünyesinde
çalışan Ödünç Pay Senedi Piyasası'nın geliştirilmesi, piyasalardaki merkezi
teminatlandırma ve entegre risk yönetim sisteminin oluşturulması, KOBİ
niteliğindeki şirketler için tahsisli satış işlemlerinin yapılabilmesine imkan
veren pazarların kurulması, ürün borsalarında işlem görecek depo sertifikaları
için elektronik işlem platformunun yapılandırılması, Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından
devlet iç borçlanma senetlerinde de kaydi sisteme geçilmesi gibi uygulamaların
piyasaların canlandırılması ve likidite artışına destek vereceği ifade
ediliyor.
Türk sermaye piyasasında özerk yapının
sağlanmasının önemine dikkat çekilen raporda, hızlı karar alınması,
yatırımların zamanında gerçekleştirilmesi ve uluslararası rekabet gücünün
korunması açısından büyük önem taşıdığı anlatılıyor. Raporda bunun için SPK,
İMKB, VOB, İAB, Takasbank, TSPAKB ve MKK üst yönetimi arasında bir 'Türk
Sermaye Piyasası Danışma Kurulu' oluşturulması öneriliyor. Gelişmenin sadece
teknik çalışmalara bağlı olmadığı, sermaye piyasasının halk ve sermaye piyasası
aktörleri arasında hak ettiği itibara ulaşabilmesi amacıyla mümkün olan tüm
platformlarda bir tanıtım ve imaj yenileme çalışması yapılması gerektiği
vurgulanan raporda, yatırımcı bilgilendirme toplantıları düzenlenmesi, görsel
medyada sermaye piyasaları ile ilgili programlar yapılmasının önemi üzerinde
duruluyor.
Yönetim gücünün "altın hisse" ile korunabileceği anlatılmalı
Raporun 'Sektörün yapısal Sorunları ve
Çözüm Önerileri' başlıklı bölümünde öncelikle sektörün arz yönüne ilişkin
sorunlara değiniliyor. Türk şirketlerinin çoğunun yönetimi kaybetme veya borç
altına girme çekincesiyle hisse senedi-tahvil ihracından kaçındığı anlatılarak,
daha çok özkaynaklar veya banka kredisi ile büyüme politikası izlendiği ifade
ediliyor. Oysa şirket sahipleri açısından yönetimin kaybedilmemesi için pek çok
yasal düzenleme yapıldığı vurgulanan raporda, bunlardan birisinin 'oydan yoksun
hisse senedi' ihraç edilmesi olduğu anlatılıyor. Halka açılmak isteyen
şirketlerin, bu işlemden önce ana sözleşmelerini değiştirerek kendilerine
yönetimi kaybettirmeyecek 'altın hisse' sahibi olabildiklerine işaret edilen
raporda "Yönetim gücünü muhafaza etmeye ilişkin sorun, bu hususların açık
şekilde şirketlere anlatılmasıyla çözülür" deniliyor.
1990'lı yıllarda şirketlerin halka
açılmalarını teşvik amacıyla uygulanan vergi istisnasının kaldırıldığı ve
yerine yeni bir düzenlemenin getirilmediği anlatılan raporda, büyük ölçekli
şirketlerin halka açılmalarını teşvik edecek en önemli avantajlardan birisinin
vergi indirimi veya istisnası olacağının düşünüldüğü anlatılıyor. Hisse
senetleri borsada işlem gören şirketlere halka açıklık oranına göre kademeli
vergi indirimi sağlanmasının da bu amaca hizmet edeceği belirtilen
raporda, sermaye piyasasında yeknesak ve
sık değişmeyecek bir vergi sistemi oluşturulması gerektiği bildiriliyor. Halka
açık şirketlerin halka arz ettikleri ve piyasada işlem gören hisse senetlerini
geri almalarına izin verilmediği bildirilen raporda, gerektiğinde kendi hisse
senetlerini piyasadan satın alma (share buy back) imkanın tanınmasının yeni
halka arzları teşvik edici olacağı da ifade ediliyor.
Halka arz deneyimini paylaşacak platformlar oluşturulmalı
Sermaye piyasalarından yararlanma
imkanlarının şirketlere anlatılmasında bilgilendirme ve tanıtım eksikliği
olduğunun gözlendiği vurgulanan raporda, İMKB ve SPK tarafından TOBB ve TSPAKB
gibi meslek kuruluşları ile yakın
işbirliğine girilmesi tavsiye ediliyor ve "Bu kuruluşlarla imzalanacak
protokollerle halka açılma potansiyeli taşıyan şirketleri yönlendirici ve
teşvik edici nitelikte tüm Türkiye'ye yönelik bir pazarlama hamlesi
başlatılmalı" görüşü savunuluyor. TSPAKB önderliğinde sektörde çalışan
aracı kurumların temsilcileri ile halka arzlarda karşılaşılan zorluklar ve
çözüm önerileri konusunda ortak toplantılar yapılması gerektiğine dikkat
çekilen raporda, bir 'Sermaye Piyasası Tanıtım ve Bilgilendirme Komisyonu'
kurulması önerisinde bulunuluyor.
Raporda, şirketleri halka arz öncesi yapılması gereken hazırlık çalışmaları
konusunda bilgilendirmenin de yerinde olacağı anlatılarak, "Bu amaçla daha
önce başarılı halka arz işlemi gerçekleştiren şirketlerin deneyimlerini
paylaşmalarına imkan verecek uygun platformlar oluşturulabilir" ifadesi
kullanılıyor.
Raporda 2006 Temmuz ayında yapılan bir
düzenleme ile yerli ve yabancı yatırımcıların sermaye piyasası kazançlarından
ödeyecekleri stopaj oranının farklılaştırıldığı ve bu durumun özellikle yerli
yatırımcılar açısından olumsuz yönde bir motivasyon yarattığı ifade ediliyor.
Bu düzenlemenin, yerli yatırımcının da yabancı statüsü ile piyasaya gelmesine
sebep olduğu belirtilen ve bunun yerli yatırımcı sayısını azalttığı
belirtilerek "Yerli ve yabancı yatırımcılar arasında farklı stopaj
uygulamasına son verilmeli ve yerli yatırımcıların gelmesi teşvik
edilmeli" deniliyor.
(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard Dergisinin Eylül-2008 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder