18 Şubat 2017 Cumartesi

27 YIL SONRA GERÇEKLEŞEN BİR HABER: DOĞAL GAZ TUZ GÖLÜNDE SAKLANACAK


Cahit UYANIK 

Doğal gaz mutfaktan ısıtmaya kadar son yıllarda yaşamımıza giren en önemli yeniliklerden biri. Şu günlerde açılan doğal gaz çukurları pek gözümüze hoş görünmese de günler geçecek ve çukurlar kapanacak. Evlerimizde Sibirya kaynaklı doğal gaz kullanacağız. 

Peki uzun ve soğuk geçen bir kış mevsiminde herkesin kaloriferleri son hızla yaktığını ve doğal gazda ani bir talep patlaması olduğunu varsayalım. Nasılsa doğal gaz hava kirliliği de yapmıyor, parasını verir son hızla yakarım diye mi düşünüyorsunuz? İşte yanılıyorsunuz... Şu andaki tek kaynağımız olan Sovyetler Birliği ile yapılan doğal gaz anlaşmaları alımların her yıl belirli miktarlarda yapılmasını şart koşuyor. Bu durumda doğal gaz kaynağından sürekli ve düzenli miktarda bir gaz çekimi zorunlu hale geliyor. 

(Tıklayınız) TUZ GÖLÜ DOĞAL GAZ DEPOSUNU GENİŞLETMEK İÇİN 2,4 MİLYAR DOLAR DIŞ KREDİ

13 Şubat 2017 Pazartesi

FOREKS VE KALDIRAÇ: NASIL KAZANDIRIYOR, NASIL KAYBETTİRİYOR? KİMİN PARASINI KULLANIYORSUNUZ?


Cahit UYANIK
SPK'nın geçen haftaki Foreks Piyasası (kaldıraçlı döviz piyasası) düzenlemesi; bu piyasada işlem yapabilmek için asgari 50.000 TL teminat yatırma şartı getirirken (Eskisi 20.000 TL idi), kaldıraç oranını da 100'den 10'a düşürdü. 
Peki buradaki kaldıraç nedir? İnsanlara "1 koyup 100 katı miktarda işlem yapabilmek" gibi tatlı hayaller kurduran sistem nasıl yürüyor? 1'e 100 kat işlemi kimin parasıyla yapıyorsunuz?  

Sorunun cevabı çok basit: Kullandığınız para, aslında aracı kurumun parası... Sizin paranız adı üzerinde bir "teminat". Sizden o teminatı alarak, kendi parasıyla kaldıraç oranı kadar dövizi satın alıyor. Daha fazla uzatmadan...

9 Şubat 2017 Perşembe

TUZ GÖLÜNÜN ALTINA YAPILAN GAZ DEPOSUNUN ÇEYREK ASIRLIK GEÇMİŞİ VAR


Cahit UYANIK

Sanırım o zaman Mesut Yılmaz başbakan, Turgut Özal Cumhurbaşkanıydı... Kaç hükümet, kaç cumhurbaşikanı, kaç başbakan, kaç enerji bakanı geçti... 
1991-92'de Tuz Gölünün altına gaz deposu yapılacağını ilk haberleştiren gazeteci olmuştum. Yıl 2017. Aradan 25-26 yıl geçmiş.
Cuma günü (yarın) açılışı yapılacakmış. 


6 Şubat 2017 Pazartesi

DEVLETTE TORBA HESAPLARIN DİBİ YOK: 605 TRİLYON LİRA KAYIP

Cahit UYANIK

Devlet, özel sektörü kayıt dışı olmak ve düzgün bir muhasebe sistemi kuramamakla suçlarken, kendisinin de sık sık kayıt dışı işlemlere başvurduğu belirlendi. Devlet muhasebesinde bazı giderlerin gizlenmesi amacıyla "torba hesaplar" tutulduğu belirlendi. Sayıştay'ın 2000 Yılı Raporuna göre torba hesaplar, gizlenmek istenen giderler, kur farkları ve çeşitli nitelikte kayıtlar için işletiliyor. Ancak hesaplar muhasebe ilkelerine aykırı olarak tek taraflı işlendiği için, teknik deyimle devir vermiyor. Sonuçta hiç bir anlam ifade etmeyen bu hesaplar, her yıl başında otomatikman sıfırlanıyor. Üstelik bu tür hesapların açılmasına ilişkin yetki de, her yıl Meclis'te kabul edilen Bütçe Kanunları ile alınıyor.

5 Şubat 2017 Pazar

2,5 DOLAR İÇİN VERGİ AFFI ÇIKARTILIYOR

Cahit UYANIK

Yanlış anlamayın, rakamla değil yazıyla ifade ediyorum: 2,5 dolar için yani yaklaşık 4 milyon TL için vergi affı çıkartılıyor. Çünkü bu satırlar yazılırken hükümetin Meclis'e sunduğu Vergi Barışı Yasa Tasarısının bir maddesi var ki evlere şenlikti. 4 milyon TL'lik vergi borcunun affı için çıkartılan yasa maddesinin öyküsü şuydu:

31 Ocak 2017 Salı

TERÖRÜN TÜRKİYE'YE 35 YILLIK FATURASI 3 TRİLYON DOLARA YÜKSELMİŞ OLABİLİR

Cahit UYANIK

Türkiye, yaklaşık 1,5 yıldır çok yoğun bir terör saldırısı altında. Süreç, 20 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde Irak Şam İslam Devletine (IŞİD) bağlı bir canlı bombanın gerçekleştirdiği saldırı ile başladı ve peşinden PKK’nın saldırıları da buna eklendi. Devam eden bu terör dalgası, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016 tarihindeki kanlı darbe girişimi ile adeta gücünü artırarak tüm Türkiye'yi sosyal, siyasal, hukuksal ve ekonomik açıdan çok olumsuz yönde etkiledi. Bu  dalganın önümüzdeki yıllarda da etkisini devam ettireceği şimdiden görülebiliyor.  

Jandarma Genel Komutanlığının bir çalışmasında; terör eylemlerinin ortak özelliği “Bir ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal ve anayasal yapılarını sarsmak ya da yıkmak amacıyla bilerek ve kasten yapılmış olmalarıdır” şeklinde tanımlanıyor. Bu anlamda Türkiye’nin 1,5 yıldır yaşadığı süreç, ileride “vak’a analizi” olarak ders kitaplarına, yüksek lisans veya doktora tezlerine  konu olabilecek özellikler taşıyor. Ben de bu yazımda; terörün Türkiye’ye ekonomik faturasını geniş bir yelpazede ve yenilikçi bir bakış açısıyla analiz etmeye çalışacağım.

23 Ocak 2017 Pazartesi

TRUMP BAŞKAN: ABD'DE CEKETLERİ İLİKLEME ZAMANI



Cahit UYANIK

Geçenlerde bir belgesele takıldım 10 dakikalığına...

Obama bir yemekte konuşuyor...

(2011 Beyaz Saray Muhabirleri Derneği yemeği)
Trump da misafirler arasında...

Henüz Trump adaylığını açıklamamış...

Ama belli ki Obama, gizli mahfillerde bunun konuşulduğundan haberdar...

Obama, yemekte Trump'ı diline dolamış...

Espri soslu aşağılama modlarında...

"Beyaz Saray'ı lüks rezidansa çevirir başkan olsa..." diyor...
Şovmenliğe soyunmuş Obama... 
White House'u, pembe neonla filan yazdırmış Trump'ı kızdırmak için... 
Onu gösteriyor arkasındaki perdede...
Trump, büyük bir olgunlukla dinliyor...

13 Ocak 2017 Cuma

MUZIR KURULU, 2006 PİRELLİ TAKVİMİNE KIZDI

Cahit UYANIK
2006 Pirelli takviminden "muzır olmayan" bir kare

1986 yılında merhum Turgut Özal'ın ilk başbakanlığı döneminde yasası çıkartılırken büyük tartışmalara sebep olan Muzır Kurulu, halen çalışmalarını sürdürüyor. Kurul, aslında 1927 yılında çıkarılmış "Küçükleri Muzır (Zararlı) Neşriyattan Koruma Kanunu" hükümlerinin 1986'da yeni şartlara uyarlanmasıyla oluşturulmuştu. 

Kurulduktan hemen sonra erotik dergileri poşete sokmasıyla ünlenen Muzır Kurulu, Mart-2006 sayısında 2006 Pirelli Takvimi'ni okuyucularına ek olarak veren bir dergiyi inceledi. Kurul, "Dergi ve ilavesinde yer alan yazı ve fotoğrafların 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğunu" kararlaştırdı. 

10 Ocak 2017 Salı

MECLİS'İN GÖRÜŞTÜĞÜ BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DEMİREL DE İSTEMİŞTİ


DEMİREL BAŞKANLIK MODELİNİ NE ZAMAN AÇIKLAYACAK?

Cahit UYANIK

Türkiye'de zaman zaman alevlenip sonra üzeri küllenen tartışmaların başında "Başkanlık Sistemi" geliyor. Rahmetli Turgut Özal'la birlikte ülke gündemine giren başkanlık sistemi tartışmalarına geçmişte pek sıcak bakmayan Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra fikir değiştirdi. Demirel'in 1993 yılında Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Anayasadaki Cumhurbaşkanlığı müessesesinin güç ve yetkilerini ayrıntılı bir rapor halinde incelettirdiği medyada pek az yazıldı çizildi. Ancak Demirel'in yaklaşık 3 yıl önce başlattığı Devlet Islahat Projesinden artık herkesin haberi var. Demirel bu çalışmayı, Türkiye 5 Nisan Ekonomik Krizi'nden çıktıktan hemen sonra hazırlatmaya başlamıştı. 

8 Ocak 2017 Pazar

TÜRKİYE NÜKLEER ENERJİDE YENİ TEKNOLOJİ ARIYOR

Cahit UYANIK

Üç nükleer santral kurmayı planladığını açıklayan Türkiye, bu konudaki yeni teknolojileri dikkatle izlerken, bor ve toryum gibi yerli maden kaynaklarını da yeni teknolojiler yoluyla nükleer enerji üretiminde kullanmayı planlıyor. Türkiye'nin yeni nesil nükleer enerji sistemlerine yönelik çalışmaların yapıldığı Uluslararası Enerji Ajansı (UAEA) önderliğindeki "Yenilikçi Nükleer Reaktörler ve Yakıt Çevrimleri Projesi" ile "Gaz Soğutmalı Nükleer Reaktörler Teknik Çalışma Grubu"na üye olduğu bildirildi.

6 Ocak 2017 Cuma

TİCARET VE EKONOMİ GAZETELERİNİ ZORA DÜŞÜREN DÜZENLEME DEĞİŞMELİ


Cahit UYANIK

Ticaret, 2012'de 70'inci Yaşını Kutladı
Ekonomi gazeteciliğinin öncülerinden "Ticaret" İzmir'de 1942'den bu yana yayınlanıyor. 

Seda Gök kardeşimiz de sağ olsun bana ulaştırma nezaketini gösteriyor.

Yeni yılla birlikte Ticaret'in sayfa sayısı arttı ve 8'den 12'ye çıktı.

Titizlikle hazırlanan Ticaret'in sayfa artırması beni memnun etti ama "neden böyle oldu?" diye düşünmeden de edemedim...

Malum, artık kağıda basılan gazeteler büyük maliyet baskısı altındalar... 

3 Ocak 2017 Salı

IMF İÇİN EYLÜL AYINI BİR GÜN UZATTIK!

Cahit UYANIK


Sanırım insanın başına gelebilecek en ilginç olaylardan birisi 29 şubatta doğmaktır. İnsan 4 senede bir doğum günü kutlayabildiğine mi üzülsün, dört senede tek yaş ilerleyebildiğine mi sevinsin; şaşırır kalır. Aslında insan her yıl doğum gününü kutlayabilir, herkes gibi günbegün yaşlanır. Ama 29 şubat bir avuntu ve espri malzemesi olarak bu insanların yaşamını renklendirir. 

Bunu ne için yazdım? Daha önce de Uluslararası Para Fonu'na (IMF) sunulan Niyet Mektuplarındaki vahim hatalara dikkat çekmiştim. Özellikle bu mektuplar Türkçeye çevrilirken büyük imla hataları yapılıyordu. IMF'ye sunulan son niyet mektubu 19 Haziran 2002 tarihli. Altında da Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş ve Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin imzası var. Mektubun 16'ıncı maddesi ise tarihe geçecek nitelikte. Çünkü her yıl 30 çeken Eylül ayını 31 Eylül'e uzatmışız! Yani IMF için Eylül ayına 1 gün daha eklemişiz.

31 Aralık 2016 Cumartesi

“TRUMP ÇAĞI” İLK BAKIŞTA TÜRKİYE’NİN ÇIKARLARINA UYGUN

 Cahit UYANIK                                                                   

İngiltere’de Brexit oylaması sonucu Avrupa Birliğinden (AB) ayrılma kararı verilmesinden 5 ay sonra ABD’de de Trump’ın başkan seçilmesi, önümüzdeki yıllarda dünya siyasetinin ve dünya ekonomisinin yepyeni şartlarla karşılaşacağının “büyük alametleri” olarak kendini ortaya koydu. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında bulunan İngiltere ve ABD’de eş zamanlı yaşanan değişimlerin ortak noktası, “liberalizmi savunan sağ eğilimli siyasetçilerin liberalizmi sınırlamaya girişmelerinde” toplanıyor.

Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) büyük inşaat ve otel yatırımlarıyla tanınan iş adamı ve Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump’ın sürpriz şekilde başkan seçilmesi, dünyada ve Türkiye’de önemli tartışmalara yol açtı. 1843 yılında kurulan, güçlü ve isabetli analizleriyle tanınan The Economist Dergisi; seçim zaferinin ardından Trump dönemi değil “Trump Çağı”nın başladığına dair bir kapakla yayınlandı. Oysa aynı derginin uzantısı durumundaki Economist Intelligence Unit (EIU), seçimlerden 8 ay önce Trump’ı “küresel ekonomiyi tehdit eden 10 riskten biri” olarak göstermiş ve Trump’ı risklerin önem sıralamasında Irak-Şam İslam Devletinden (IŞİD) daha önde saymıştı. 

26 Aralık 2016 Pazartesi

DÜNYANIN EN KÜÇÜK ÖZELLEŞTİRMESİNİ YAPTIK: 468 ALMAN MARKI


Cahit UYANIK

Türkiye'de özelleştirme denilince nedense  garip olayların önü arkası kesilmiyor. Bir gün Türk özelleştirme tarihi yazılırsa, bu garip olayları görüp öyle şaşıracağız ki.... İşte o zaman Türkiye'den neden Aziz Nesin gibi dünya çapında mizah yazarlarının çıktığını özelleştirme perspektifinden de baktığımızda da kolayca anlayacağız. Alın size bir örnek...

Resmi Gazete'nin 23 Aralık 1999 tarihli nüshasını dikkatle inceleyenler, özelleştirme uygulamaları garabetine bir örnek eklendiğini gördüler. Koskoca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) elinde bulundurduğu BASF-Sümerbank Türk Kimya Sanayii A.Ş.'nin 106 adet (yüz altı adet) hissesini 468 Alman Markı bedelle (yanlış okumadınız dört yüz altmış sekiz Alman Markı), Yarımca Porselen T.A.Ş'ye peşin bedelle satmaya karar vermişti. Bu 106 hisse, söz konusu şirketin binde 2'lik payına isabet ediyordu ve dolar karşılığı da 244 Amerikan Doları idi. 

29 Kasım 2016 Salı

İHRACAT AZALDI; TÜRKİYE AFRİKA VE LATİN AMERİKA’YA YÖNELDİ

Cahit UYANIK


“Alternatif piyasa şart. Rusya olayı bize bunu öğretti. Rusya’yla ani yaşanan sıkıntı, pazar çeşitliliğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha önümüze koydu. Yaygın bir pazar ağına kavuşmalıyız”. Bu sözler, Rusya’nın yaklaşık 10 ay süren ambargosundan büyük yara alan ve tarım sektörünü temsil eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e ait.

Türkiye, dünyanın önemli ülkelerinin çıkarlarının düğümlendiği Ortadoğu Bölgesinde daha fazla söz sahibi olmak istedikçe, Rusya’nın ambargosuna benzer ekonomik temelli sorunlarla (açık veya gizli) karşılaşacak gibi görünüyor. Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik yeni dış politika açılımının ihracat için üretim yapan sektörleri olumsuz etkilememesi adına, alternatif pazar arayışlarının önümüzdeki dönemde iyice hızlanması bekleniyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin ihracatta hitap ettiği gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik durgunluk havası ile dolar-euro paritesindeki oynaklıklar da ihracatın istenen hızda artmasını engelliyor. Bu sorunları aşarak ihracatı artırabilmek için Afrika ve Latin Amerika pazarına yoğunlaşılması hedefleniyor.

30 Ekim 2016 Pazar

YABANCI SERMAYENİN GÖZÜ KORKTU; TÜRKİYE'YE YATIRIMLAR YARI YARIYA AZALDI

Ekonomi yönetimi, bu yıl için Türkiye’ye 15 milyar dolarlık bir yabancı sermaye girişi beklerken, ilk 6 ayda gayrimenkul satın alımları dahil yabancı sermaye girişi yüzde 46 azalarak 3 milyar 844 milyon dolar oldu. Bu rakam 2015 yılının ilk 6 ayında ise 7 milyar 120 milyon dolardı.

Cahit UYANIK


Bundan 10-20 yıl sonra geriye dönüp bakıldığında 2016 senesi, Türkiye ekonomisinin en kritik süreçlerinden biri olarak tarihe geçecek gibi görünüyor. Çünkü yabancı gözüyle incelendiğinde Türkiye ekonomisi ışıltısını yavaş yavaş kaybeden bir manzara sergiliyor. Hemen rakamlar vererek ne demek istediğimizi anlatalım: Ekonomi yönetimi, bu yıl için Türkiye’ye 15 milyar dolarlık bir yabancı sermaye girişi beklediğini ifade etmişti. Bu hedefin tutturulması şimdilik zor görünüyor.  İlan edilen verilere göre bu yılın ilk 6 ayında gayrimenkul satın alımları dahil yabancı sermaye girişi yüzde 46 azalarak 3 milyar 844 milyon dolar oldu. Bu rakam 2015 yılının ilk 6 ayında ise 7 milyar 120 milyon dolardı. Yani Türkiye’nin hedefini tutturmak için 6 aylık süreçte 11 milyar dolarlık daha yabancı sermaye girişi sağlaması gerekiyor.

2016 yılında ekonomide kritik ortamın oluşmaya başlamasına sebep olan en önemli faktörler, doğrudan doğruya ekonominin yapısıyla ilgili değil.Son 2 yıldır, olumsuz iç ve dış siyasi koşullar ile jeopolitik gelişmelerin Türkiye açısından hep negatif yönde gelişmesi, ekonomisini de kötü yönde etkiliyor. Bu yazımızda ekonomik gidişattaki bozulmanın boyutları, yabancı sermaye yatırımlarının neden olumsuz etkilendiği ve dışarıdan bakıldığında iyice kararmaya başlayanekonomik yatırım ortamını aydınlatmaya yönelik Türkiye’nin çabalarını ele alacağız.