Türkiye, 7 Haziran 2015 tarihinde yaptığı genel seçimlerden yaklaşık 1.5 ay sonra yoğun bir terörizm dalgasının içine girdi. Son 2.5 yıldır yaşanan göreli huzur ve barış ortamı bozuldu. Karakol saldırıları, bombalamalar, yol kesme ve araç yakmalar arka arkaya geldi. Peki neden böyle oldu? Bu sorunun cevabı terörün ve terör olaylarının tanımında gizli. Jandarma Genel Komutanlığının bir çalışmasına göre terör eylemlerinin ortak özelliği; “bir ülkenin ekonomik, toplumsal, siyasal ve anayasal yapılarını sarsmak ya da yıkmak amacıyla bilerek ve kasten yapılmış” olmaları… Demek ki terör olayları ile ekonomi arasında, -en azından olumsuz etkilenme açısından- yakın bir ilişki var. Son terörist eylemlerle, Türkiye’de 3-4 yıldır hayli kararsız bir denge ve durgun bir trend gösteren ekonomik görünümün iyice bozularak gücünün azaltılması amaçlanıyor.
29 Eylül 2015 Salı
1 Eylül 2015 Salı
TÜRKİYE, 2023 YILINDA SAĞLIK TURİZMİNDEN 20-25 MİLYAR DOLAR KAZANMAYI HEDEFLİYOR
Cahit
UYANIK
Türkiye’de turizm sektörü giderek büyüyüp gelişiyor. 1960’lı yıllarda devlet tarafından ilk planlamaları yapılan sektör, özellikle 1980’li yıllardan itibaren büyük gelişme gösterdi. Öyle ki, turizm sektörü 2014 yılında 41,4 milyon turist ve 34,3 milyar dolar gelir düzeyine ulaştı. Bu yıl ise Rus turist sayısındaki azalmaya rağmen, Almanya ve Ortadoğu kaynaklı ziyaretçilerin artışıyla, yaklaşık 44 milyon turist ve 37 milyar dolar gelir hedefine ulaşılacağı düşünülüyor. Yani turizm sektörü krizlere de dayanıklı hale geldi.
29 Ağustos 2015 Cumartesi
YÖNETENLERİ YÖNETİYORLAR: ULUSLARARASI DANIŞMANLIK FİRMALARI
Uluslararası danışmanlık firmaları ve yatırım bankalarının Türkiye'deki etkileri üzerine bir yazı yazmak üzere kolları sıvadığımda, doğrusu konunun bu kadar geniş ve karmaşık boyutları olacağını hiç aklıma getirmemiştim. Beni böyle bir yazı hazırlamaya iten en önemli etken, danışman firma ve bankalar hakkında kapalı kapılar ardında anlatılan, ancak bir türlü kamuoyunda dillendirilmeyen ve kaleme alınmayan şeyleri gün ışığına çıkarmaktı. Anlatılan olumsuzlukların genel çerçevesi, danışman firma ve bankaların yerel koşullar hakkındaki derin bilgisizliklerine rağmen, Türkiye'nin kaderinde söz sahibi oldukları yönündeydi.
6 Ağustos 2015 Perşembe
FARKINDA MISINIZ, TÜRKİYE 50 YIL ÖNCE AB'YE ÜYE OLMAK İÇİN BAŞVURMUŞTU
Cahit UYANIK
Farkında mısınız bilmiyorum ama 31 Temmuz
2009 günü Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olmak için başvurusunun
50'inci yıl dönümüydü. 1959 yılında AB'nin adı Avrupa Ekonomik Topluluğu idi.
Türkiye'de Başbakanlık görevini rahmetli Adnan Menderes, Cumhurbaşkanlığını ise
Celal Bayar yürütüyordu. İsmet İnönü, ana muhalefet partisi CHP'nin başında,
şimdiki Genel Başkan Deniz Baykal 21 yaşında ve üniversitede öğrenci idi. 9.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kamuda üst düzey bürokrat; 1954 doğumlu Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan henüz 5'inci yaşını sürüyordu. Halen Cumhurbaşkanı olan
1950 doğumlu Abdullah Gül ise 9 yaşındaydı. Bütün bunlar neyi gösteriyor? Dile
kolay yarım yüzyıldır Avrupa'nın oluşturduğu resmi bir birlikte, resmi tam üye
olmak için bekliyoruz. AB'ye tam üye olmak için ilk başvuran ülkelerden birisi
Türkiye'ydi ama onlarca yıl sonra başvuranlar bile tam üye kabul edilirken biz
hala bekleme odasındayız. 2009 yılında Cumhuriyetimizin 86'ıncı yılını
kutladığımıza göre, yarıdan fazla bir süreyi AB ile görüşerek geçirmişiz
demektir.
5 Ağustos 2015 Çarşamba
CHP'YE GÖRE GEÇİCİ 15. MADDENİN KALDIRILMASI "GÖZ BOYAMA" AMAÇLI...
Cahit UYANIK
Anayasa referandumuna bir ay kala meydanlar iyice hareketlendi. Liderler, günde birkaç kenti dolaşarak seçmenleri etkilemeye çalışıyorlar. Ancak meydanlarda paketin getirdiği düzenlemelerden daha çok, ‘kişilik tartışmaları' yapılması dikkatlerden kaçmıyor. Bu, aynı zamanda Türkiye'nin genel siyasi havasının bir genel seçime çok yaklaştığının da göstergesi gibi... Anayasa paketinin en önemli maddelerinden biriyse, 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını önleyen geçici 15. maddenin kaldırılması. Ak Parti, referandum için hazırladığı broşürde bu konuya geniş yer ayırmış; ancak bu madde kalkarsa yargılama yapılıp yapılamayacağı konusunda net ifadeler kullanmaktan kaçınmıştı. Biz de bu sütunda AK Parti'nin düşüncelerine yer vermiştik.
ODTÜLÜ'DEN İLGİNÇ REKABET ŞİKAYETİ...
Cahit UYANIK
ODTÜ geçmişten bu yana, yaptığı bilimsel çalışmalar kadar, okuttuğu öğrencilerin toplumsal duyarlılığı ve eyleme dönük yüzleriyle de dikkat çeker. Son ve tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde, eski başbakanlardan Süleyman Demirel bile, bir tepki eksikliğine dikkat çekerek "Nerede bu ODTÜ'lüler?" diye sormuştu. Çünkü Demirel, başbakanlık yaptığı dönemlerde ODTÜ'lülerin yıpratıcı eylemleri ile sıkça karşılaşmıştı.
KILIÇDAROĞLU, EKŞİ SÖZLÜK AVUKATININ SAYGISINI NASIL KAZANDI?
‘Ekşi Sözlük' isimli internet sitesi, uzun zamandır yayında. Bir nevi açık sözlük niteliğinde olan site, kullanıcılarının yorumlarıyla şekilleniyor. Zaman zaman hakkında yazı yazılan kişilerin tepkisini çeken site, hukuken uygun olan yorumları yayımladıklarını belirterek kendini savunuyor.
CHP'nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Ekşi Sözlük'te hakkında en çok yorum yapılan isimlerden... Olumlu olduğu kadar, olumsuz yorum ve değerlendirmeler Kılıçdaroğlu için de yapılıyor. Ancak Kılıçdaroğlu, hakkında yorum yapılan diğer isimlerden bir yönüyle ayrılıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında dile getirilen bir iddiaya; yine aynı site üzerinden yanıt verme yolunu seçmiş ve yanıtını "Ekşi Sözlük okurlarına saygıyla duyurulur" sözleriyle bitirmiş. Kılıçdaroğlu'nun tavrı sözlük avukatlarını dahi şaşırtmış ki, ‘kanzuk' takma adını kullanan site avukatı Kılıçdaroğlu'na olan saygısının katlandığını belirten bir yazıyı siteye koymuş. Biz de avukatın konuyla ilgili değerlendirmesinden bir bölümü yorumsuz alıyor ve değerlendirmeyi size bırakıyoruz:
3 Ağustos 2015 Pazartesi
DEVLET, BATIYA GÖÇÜ FRENLEMEK İÇİN 12 KENTE YATIRIM YAPACAK
Cahit UYANIK
Devlet,
2010-2012 döneminde de doğudan batıya göçü önlemek için kamu yatırımlarını
etkin bir araç olarak kullanacak. Bunun için bir süredir devam ettirilen,
ülkenin orta ve doğusunda belirli nüfus büyüklüğüne ulaşmış "çevre
iller"in sosyo-ekonomik gelişmesinin hızlandırılması yönündeki politika
önceliği sürdürülecek. Doğudan batıya göçü kesebilecek kentler olarak
belirlenen Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Kayseri, Konya, Malatya,
Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Trabzon ve Van il merkezlerinin, cazibe merkezi
haline dönüştürülmesi politikası devam ettirilecek. Devlet, önümüzdeki 3 yılda
bu 12 ilin şehir merkezlerinin sosyal ve fiziki altyapı yatırımlarını
geliştirmeye öncelik vermeyi sürdürecek.
31 Temmuz 2015 Cuma
TÜRKİYE’DEKİ 2 MİLYON SURİYELİ, ÜLKE EKONOMİSİNİ NASIL ETKİLİYOR?
Türkiye, komşusu Suriye’de
yaşanan iç savaş sebebiyle son 2 yıldır, hiç de alışık olmadığı büyüklükte bir
mülteci sorunu ile karşı karşıya. Ülkelerinden kaçan yaklaşık iki milyon
Suriyeli, Türkiye’ye sığınmış durumda. Bu tablo gösteriyor ki, -iç savaş öncesinde
nüfusunun 22 milyon kişi olduğu düşünülürse- her 10 Suriyeliden biri artık
Türkiye’de ikamet ediyor. Suriyelilerin yaklaşık yüzde 13’ü yani 250 bini
mülteci kamplarında barındırılırken geriye kalan bölümü (Yaklaşık 1.7 milyon
kişi), ülkenin neredeyse tamamına yayılmış durumda… Ancak bunların önemli bir
kısmının Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Adıyaman, Mardin, Adana, Mersin,
Ankara ve İstanbul’da yaşadığı düşünülüyor. Türkiye’nin Suriyeli mültecileri
ağırlamak için 6 milyar dolar (16 milyar TL) tutarında para harcadığı, sırf bu
amaçla kullanılması için gönderilen dış yardımların sadece 370 milyon dolar
düzeyinde kaldığı ise en son dile getirilen rakamlar…
25 Temmuz 2015 Cumartesi
TÜRKİYE, NEDEN BUĞDAY İTHAL ETME DURUMUNA GELDİ?
Cahit UYANIK
Ankara’nın en işlek caddelerinden Milli Müdafaa’nın tam
köşesine kondurulmuş heykelde çiftçi, karısı ve çocuğu, sırtını koskoca
"T", "M" ve "O" harflerine dayayarak hasat sonu
keyfi sürer. Heykelin yer aldığı bahçenin içindeki bina ise 1938 yılında
faaliyete geçen Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) aittir. TMO, "buğdayın
anavatanı" olarak bilinen Anadolu yarımadasındaki 12 bin yıllık buğday
macerasının son ve önemli aktörüdür. Ancak bu önem, sadece kendi ülke sınırları
açısından geçerlidir. Zira buğdayın anavatanı üzerine kurulu Türkiye ve TMO,
dünya buğday piyasaları açısından çok da önemli olmayan bir aktördür. Bu durum
bizzat TMO’nun yayımladığı 2005 Yılı Buğday Raporu’nda şöyle dile getirilir:
"Türkiye 681 milyon hektar olan dünya hububat ekim alanlarının 13.5 milyon hektar alanla yaklaşık yüzde 2’sini, buğday üretiminin ise 21 milyon tonla yüzde 3’ünü karşılarken; verim ve kalite sebebiyle hububat ticaretinde etkin değildir".
Sadece bu cümle bile Türkiye’nin dünyada buğday üretimi, depolanması ve pazarlanması alanlarında, rakiplerine çok geride olduğunu göstermeye yetiyor.
24 Temmuz 2015 Cuma
MİLYONER MEVDUAT SAHİBİ SAYISI BİR YILDA 18 BİNDEN 23 BİN KİŞİYE ÇIKTI
Cahit UYANIK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) bankalardaki mevduatların büyüklüklerine göre yaptığı dağılımda 1 milyon YTL ve üzeri mevduata sahip mudiler ile 250 bin YTL-1 milyon YTL arasında mevduata sahip yarı-milyoner mudi sayısında son 1 yılda ciddi artış yaşandığı belirlendi.
Buna göre geçen yıl mayıs ayında 1 milyon YTL ve üzeri mevduat sahibi sayısı 18 bin iken, bu yılın mayıs ayında bu rakam yüzde 30'a yakın artarak 23 bine çıktı. 23 bin kişinin sahip olduğu 154 milyar YTL tutarındaki mevduat, sistemdeki toplam mevduatın yüzde 40'ını oluşturuyor. Yarı-milyonerler olarak bilinen 250 bin YTL-1 milyon YTL arasında mevduata sahip kişi ve kuruluş sayısı da yüzde 23 artarak 88 binden 106 bine yükseldi. Bu kişilerin yaklaşık 53 milyar YTL'ye ulaşan mevduatı da toplamın yüzde 14'ünü oluşturdu.
10 Temmuz 2015 Cuma
ÇİN PAZARINDA TUTUNMAK İÇİN SABIR VE DANIŞMANLIK HİZMETİ ŞART
Cahit UYANIK
Türkiye'nin Çin Büyükelçiliği, bu ülke pazarına girmek isteyen girişimciler için bilgi notu hazırladı. Notta Türklerin ne istediklerini bilmeden ve yeterince araştırma yapmadan Çin'de iş yapmak istedikleri vurgulandı.
Türkiye'nin Çin Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği, bu ülke pazarına girmek isteyen girişimciler için samimi uyarılar içeren bir bilgi notu hazırladı. "Bu ülkeyi Batı dünyasının değerleriyle anlayabilmek imkân dahilinde bulunmamaktadır" uyarısı ile başlayan notta, şu ana kadar Çin'le kurulan iş ilişkilerinde yaşanan bazı olaylar bu görüşü desteklemek için örneklenerek anlatıldı. Notta Çin'le uzun vadeli ilişkiler kurabilmek için profesyonel danışmanlık hizmeti alınması gerektiği belirtilerek bu amaçla ayrı bir bütçe ayırmak zorunluluğu olduğu anlatıldı.
TEPAV: ARTAN SAĞLIK HARCAMALARI KORUYUCU HİZMETLERE DEĞİL TEDAVİYE GİTTİ
Cahit UYANIK
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV),
son günlerde sıkça tartışılan kamunun sağlık harcamalarının analizini yaptı.
Analizde Türkiye'de sağlık harcamaları artmasına rağmen, bu harcamaların
yapısındaki çarpıklığın ekonomideki mali uyumu bozacak noktada bulunduğu ifade
edildi. 1999 yılından itibaren kamu sağlık harcamalarının yükselme eğilimi
içinde olduğu anlatılan analizde, ancak bu artışın koruyucu değil tedavi edici
hizmetlere yapılan harcamalardan kaynaklanmasının çarpık yapıyı ortaya çıkarttığı
ifade edildi.
9 Temmuz 2015 Perşembe
TÜRKİYE, ÇİN'LE BÜYÜK BİR ORTAKLIĞA GİTMEK İSTİYOR
Cahit UYANIK
Son 10 yıldır dünyada bir Çin
fırtınasıdır esiyor. 1970 ve 80'li yıllarda gazetelerde yayımlanan "Uyuyan
Dev: Çin" başlıklı köşe yazıları ve dizi yazılar gerçek oldu. Uyuyan dev
uyandı. Çin'in uyanma dönemi Türkiye'nin de ekonomisini dışa açma ve enflasyon
belası ile mücadele etme dönemine rast geldi. Daha 2 yıl önce vitrinlerine
"Ne alırsan 1 YTL" diye yazılan ve Çin malı satan mağazalar hepimizin
akıllarında. Çin, tüm dünyadan sermaye çeken, çektiği sermaye ile üretim
yaparak bunu yeniden tüm dünyaya satmaya çabalayan adeta dev bir 'pompa'yı
andırıyor. Pompanın en önemli güç kaynağını ise bir hesaba göre 1.3, bir hesaba
göre de (kayıtsız nüfus nedeniyle) 1.4 milyar kişiye ulaşan nüfus ve ucuz
iş gücü oluşturuyor. Çin'in nüfusu, dünya nüfusunun neredeyse yüzde 20'sine
karşılık geliyor.
30 Haziran 2015 Salı
20 YILLIK GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI DEĞİŞTİRİLİYOR
Takvimler 31 Temmuz 1959’u
gösterdiğinde Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) tam üye olmak için
başvurdu. Yani içinde bulunduğumuz 2015 yılından tam 56 yıl önce… Bu yazıdaki
amacımız artık tüm boyutlarıyla incelenmiş ve irdelenmiş AB-Türkiye
ilişkilerini anlatmak değil.
Türkiye’nin yarım yüzyılı
geçen Avrupa Birliğine (AB) tam üyelik macerasında bir başka önemli tarih ise 5
Mart 1995’ti. Yani 20 yıl önce… Bu tarihte alınan karar uyarınca Türkiye ile AB
arasındaki Gümrük Birliği, 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğe girdi. İlgimizi
çeken şey, 20 yıldır uygulanan işte bu Gümrük Birliği anlaşmasının revize
edilmesine karar verilmesi…
AB ile Türkiye arasındaki dış
ticareti ikiye katlaması beklenen değişiklik çalışması, 12 Mayıs 2015
itibarıyla resmen ilan edilerek başlatıldı.
4 Haziran 2015 Perşembe
G-20, “GAZİANTEP-20” OLAMAZ MIYDI?
Gaziantep, üretim ile pazarlama süreçlerindeki bu başarısını ve becerisini, artık “Gaziantep-20” ruhundaki uluslararası çaptaki önemli toplantılara ev sahipliği yaparak gösterebilmeli...
Cahit UYANIK
Cahit UYANIK
Türkiye, 2015 yılının G-20 dönem
başkanı. Yıl boyunca Türkiye’nin değişik kentlerinde G-20 ile ilgili değişik
konuları içeren toplantılar yapılacak. Bunların bazıları düzenlenmeye başlandı
bile… Toplantılar İstanbul, İzmir ve Ankara’da yoğunlaşıyor. G-20’nin zirve
toplantısı ise Kasım ayı içinde Antalya’da gerçekleştirilecek.
“Bunun Gaziantep olarak bizimle ne
ilgisi var?” diyebilirsiniz. G-20’nin resmi açık adı Group of 20… Bir an durup
düşünelim: Gaziantep, baş harfin aynı olmasının da desteğini yanına alarak,
G-20’nin toplantılar dizisinin birine “Gaziantep-20” adıyla ev sahipliği
yapamaz mıydı?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)