Cahit UYANIK
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV),
son günlerde sıkça tartışılan kamunun sağlık harcamalarının analizini yaptı.
Analizde Türkiye'de sağlık harcamaları artmasına rağmen, bu harcamaların
yapısındaki çarpıklığın ekonomideki mali uyumu bozacak noktada bulunduğu ifade
edildi. 1999 yılından itibaren kamu sağlık harcamalarının yükselme eğilimi
içinde olduğu anlatılan analizde, ancak bu artışın koruyucu değil tedavi edici
hizmetlere yapılan harcamalardan kaynaklanmasının çarpık yapıyı ortaya çıkarttığı
ifade edildi.
Harcamaların GSMH içindeki payı arttı
TEPAV'ın düzenli olarak yayımladığı Mali İzleme
Raporlarının aralık ayındaki bütçe harcamalarını değerlendiren sayısında
"Sağlık harcamalarında neler oluyor?" başlıklı geniş bir analiz yer
aldı. Analizde, toplam kamu sağlık harcamalarının Gayri Safi
Milli Hasıla'ya (GSMH) oranının 1999'da yüzde 3.2 iken, 2004 yılında yüzde 5'in
üstüne çıktığına dikkat çekilerek, aslında kamunun topluma sunması gereken ve
ekonomik büyüme üzerinde etkili olan sağlık harcamalarının aynı düzeyde
artmadığı hatta reel olarak azaldığı anlatıldı. Bu durumun en iyi
göstergelerinden birisinin koruyucu sağlık hizmetlerinin temel finansman yeri
olan konsolide bütçenin hem toplam genel yönetim harcamaları içinde aldığı
payın sürekli düşmesi, hem de reel olarak azalması olduğu anlatılan analizde
daha sonra şöyle denildi:
"Bu anlamda mevcut sistem esas olarak koruyucu
sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerini teşvik eden ve ilaç
tüketimini artıran bir sonuca yol açmaktadır. Bu da bizi önemli bir tespite
götürmektedir. Program uygulamasında, sağlık harcamalarında program öncesine
göre sağlık harcamalarında bir düşüş yaşanmamış olmasına rağmen, harcama kompozisyonu
açısından koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın düşüyor olması yapısal bir
zayıflığa işaret etmektedir. Bu ise sağlık sektöründe politika oluşturma
formülasyonundaki eksikliğin ve önceliklendirmedeki yetersizliğinin, yapılan
mali uyumun kalitesini nasıl olumsuz etkilediğini göstermektedir."
Silinen 3.5 milyar YTL için bir öneri
Analizde bir gece yarısı kararı ile Sağlık Bakanlığı
hastanelerinin bütçeden 3.5 milyar YTL'lik alacaklarının silinmesi de
eleştirilerek, hükümetin aslında bir sağlık politikası olmadığı ifade edildi.
3.5 milyar YTL'nin Sağlık Bakanlığı'na ödenmesi ve doğrudan önleyici sağlık
hizmetlerine (ana çocuk sağlığı, verem, kolera, kuş gribi gibi bulaşıcı
hastalıklar, tıbbi araştırmalar, aşı üretimi vb.) ayrılması durumunda, bunun
mevcutta çok yetersiz olan bu hizmetlere ayrılan kaynağın yaklaşık 10 katına
çıkması anlamına geleceği anlatıldı. Bu harcamanın orta vadede halk sağlığını
düzeltip tedavi edici sağlık hizmetlerine olan ihtiyacı azaltacağı anlatılan
analizde, "Böylece çokca şikayet edilen sağlık hizmetlerinin maliyeti azalacak
ve hizmetlerin kalitesi yükselecektir" denildi.
Analizde Türkiye'deki kişi başına sağlık
harcamalarının Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği
(AB) üyesi ülkelerinin onda biri düzeyinde olduğu da bildirildi. Türkiye'de
2003 itibariyle kişi başına sağlık harcamasının 234 dolar olduğu ifade edilen
analizde, OECD ve AB ülkeleri ortalamasının ise 2 bin 249 dolar olduğu
anlatıldı.
(Bu haber, Referans Gazetesinin 18.02.2006 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)
2004 ve 2005 harcamaları
(bin YTL)
|
||
Harcama kalemi
|
2004
|
2005
|
Devlet hast.
|
824,642,383
|
1,959,927,000
|
Serbest eczaneler)
|
528,152,594
|
2,635,550,000
|
İlaç firm. ve dep.
|
2,148,683,103
|
877,267,000
|
Üniversite hast
|
383,417,969
|
486,762,000
|
Gözlükçüler
|
56,885,909
|
37,128,000
|
Özel hast. ve dok.
|
500,476,637
|
651,700,000
|
Diğer giderler
|
317,886,378
|
391,916,000
|
Toplam
|
4,760,144,973
|
7,040,420,000
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder