10 Temmuz 2015 Cuma

TEPAV: ARTAN SAĞLIK HARCAMALARI KORUYUCU HİZMETLERE DEĞİL TEDAVİYE GİTTİ

Cahit UYANIK

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), son günlerde sıkça tartışılan kamunun sağlık harcamalarının analizini yaptı. Analizde Türkiye'de sağlık harcamaları artmasına rağmen, bu harcamaların yapısındaki çarpıklığın ekonomideki mali uyumu bozacak noktada bulunduğu ifade edildi. 1999 yılından itibaren kamu sağlık harcamalarının yükselme eğilimi içinde olduğu anlatılan analizde, ancak bu artışın koruyucu değil tedavi edici hizmetlere yapılan harcamalardan kaynaklanmasının çarpık yapıyı ortaya çıkarttığı ifade edildi.

Harcamaların GSMH içindeki payı arttı

TEPAV'ın düzenli olarak yayımladığı Mali İzleme Raporlarının aralık ayındaki bütçe harcamalarını değerlendiren sayısında "Sağlık harcamalarında neler oluyor?" başlıklı geniş bir analiz yer aldı. Analizde, toplam kamu sağlık harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH) oranının 1999'da yüzde 3.2 iken, 2004 yılında yüzde 5'in üstüne çıktığına dikkat çekilerek, aslında kamunun topluma sunması gereken ve ekonomik büyüme üzerinde etkili olan sağlık harcamalarının aynı düzeyde artmadığı hatta reel olarak azaldığı anlatıldı. Bu durumun en iyi göstergelerinden birisinin koruyucu sağlık hizmetlerinin temel finansman yeri olan konsolide bütçenin hem toplam genel yönetim harcamaları içinde aldığı payın sürekli düşmesi, hem de reel olarak azalması olduğu anlatılan analizde daha sonra şöyle denildi:

"Bu anlamda mevcut sistem esas olarak koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerini teşvik eden ve ilaç tüketimini artıran bir sonuca yol açmaktadır. Bu da bizi önemli bir tespite götürmektedir. Program uygulamasında, sağlık harcamalarında program öncesine göre sağlık  harcamalarında bir düşüş yaşanmamış olmasına rağmen, harcama kompozisyonu açısından koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın düşüyor olması yapısal bir zayıflığa işaret etmektedir. Bu ise sağlık sektöründe politika oluşturma formülasyonundaki eksikliğin ve önceliklendirmedeki yetersizliğinin, yapılan mali uyumun kalitesini nasıl olumsuz etkilediğini göstermektedir."

Silinen 3.5 milyar YTL için bir öneri

Analizde bir gece yarısı kararı ile Sağlık Bakanlığı hastanelerinin bütçeden 3.5 milyar YTL'lik alacaklarının silinmesi de eleştirilerek, hükümetin aslında bir sağlık politikası olmadığı ifade edildi. 3.5 milyar YTL'nin Sağlık Bakanlığı'na ödenmesi ve doğrudan önleyici sağlık hizmetlerine (ana çocuk sağlığı, verem, kolera, kuş gribi gibi bulaşıcı hastalıklar, tıbbi araştırmalar, aşı üretimi vb.) ayrılması durumunda, bunun mevcutta çok yetersiz olan bu hizmetlere ayrılan kaynağın yaklaşık 10 katına çıkması anlamına geleceği anlatıldı. Bu harcamanın orta vadede halk sağlığını düzeltip tedavi edici sağlık hizmetlerine olan ihtiyacı azaltacağı anlatılan analizde, "Böylece çokca şikayet edilen sağlık hizmetlerinin maliyeti azalacak ve hizmetlerin kalitesi yükselecektir" denildi.

Analizde Türkiye'deki kişi başına sağlık harcamalarının Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerinin onda biri düzeyinde olduğu da bildirildi. Türkiye'de 2003 itibariyle kişi başına sağlık harcamasının 234 dolar olduğu ifade edilen analizde, OECD ve AB ülkeleri ortalamasının ise 2 bin 249 dolar olduğu anlatıldı.

(Bu haber, Referans Gazetesinin 18.02.2006 tarihli sayısında yayınlanmıştır.) 

2004 ve 2005 harcamaları 
(bin YTL)





Harcama kalemi
2004
2005
Devlet hast.
824,642,383
1,959,927,000
Serbest eczaneler)
528,152,594
2,635,550,000
İlaç firm. ve dep.
2,148,683,103
877,267,000
Üniversite hast
383,417,969
486,762,000
Gözlükçüler
56,885,909
37,128,000
Özel hast. ve dok.
500,476,637
651,700,000
Diğer giderler
317,886,378
391,916,000
Toplam
4,760,144,973
7,040,420,000


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder