Türkiye'de ekonomik kriz sonrasında gündemden düşmeyen yoksulluk sorununun sayısal boyutları devlet tarafından ilk kez dillendirildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan "Türkiye Ekonomisinin Durumu-Sorunlar ve Öneriler" raporunda, Türkiye'de yoksulluk sınırı günde 1 dolar kabul edildiğinde yoksulların nüfusa oranının yüzde 15; 1.5 dolar kabul edildiğinde yüzde 38 olduğu tespiti yapıldı. Bakanlığın yüzde 38'lik tahmini dikkate alındığında Türkiye'de yoksul sayısının 25.2 milyon kişi düzeyinde bulunduğu hesaplandı. Uluslararası sınıflandırmada Türkiye'nin de dahil edildiği Doğu Avrupa ülkelerinde yoksulluk sınırı günlük 4 dolar.
12 Ocak 2015 Pazartesi
11 Ocak 2015 Pazar
GÜL'DEN SADDAM'A MESAJ: ÜLKENİ JAPONYA YAPMAK ELİNDE
Cahit UYANIK
Başbakan Abdullah Gül'ün Irak Lideri Saddam Hüseyin'e değişik zamanlarda ve şekillerde gönderdiği mesajların ayrıntıları kamuoyuna sızmaya devam ediyor. Gül'ün Saddam'a gönderdiği mesajlardan en önemlisi, Irak Birinci Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan'la Ankara'daki görüşmesinde dile getirildi. Gül'ün Saddam'a "Ülken ve halkın yıllardır savaşıyor. İnsanlar çok yorgun ve yıpranmış. Birleşmiş Milletler kararına uyun. Silah denetçileriyle işbirliği yapın. Irak'ı bir Japonya, bir Almanya gibi refah ülkesine dönüştürmek veya savaşmak senin elinde" mesajını gönderdi.
10 Ocak 2015 Cumartesi
MALİYE VE TÜPRAŞ AKARYAKITTA TÜKETİCİYE ACIMADI
Rafineri çıkış fiyatlarına ağustos ayında ikinci defa zam yapılması, Türkiye'de akaryakıt ürünlerinin fiyatlarının belirlenme yönteminin kimin karına, kimin zararına işlediğini yeniden tartışmaya açtı. Tüpraş Genel Müdürü Hüsamettin Danış, dün herkesi petrol kullanımında tasarrufa davet ederken, akaryakıt fiyatlarına enflasyonun çok üzerinde yapılan zamların günahını çıkarmaya çalışıyor gibiydi. Çünkü dolar kuru istikrarlı seyrettiği için, çoğunlukla uluslararası piyasalardaki ham petrol fiyatlarındaki artışlar öne sürülerek yapılan zamlar aslında Tüpraş ve Maliye'ye yaradı.
KIBRIS'TA EKONOMİK MÜZAKERELERE DİKKAT
Cahit UYANIK
Kıbrıs'ta ilk aşama
bitti. Bu hafta sonuna doğru iki kesim arasındaki pazarlıklar başlayacak ve
yaklaşık 1 ay sürecek. Bu süreçte iki toplumun Annan Planı çerçevesinde
bir arada nasıl yaşayacağının ayrıntıları ortaya konulacak. Bu amaçla
oluşturulacak komitelerden birisinin de ekonomiyle ilgili görev yapacağı
belirtiliyor. Kıbrıs'ta ortaya konulan çözümün zamana karşı dayanıklılığını
belirleyecek en önemli unsurlardan birisi ekonomi. Çünkü ekonomik ilişkiler iki
toplum arasındaki çatışmaları törpüleyip, gelecek nesillerin birbirine daha
güvenle bakmasını sağlayabilir.
(Tıklayınız) KIBRIS'A "BİLİNÇSİZ GÖÇ" ÖNLENMELİ - ANNAN PLANI REFERANDUMUNUN ARDINDAN...
(Tıklayınız) KIBRIS'A "BİLİNÇSİZ GÖÇ" ÖNLENMELİ - ANNAN PLANI REFERANDUMUNUN ARDINDAN...
9 Ocak 2015 Cuma
'PİYASA MUHALİFİ' İBRAHİM TURHAN, APAR TOPAR KURUL ÜYESİ OLDU
Cahit UYANIK
Para Politikası Kurulu'na (PPK) dün toplantı öncesi
apar topar 6'ncı üye olarak İbrahim Turhan atandı. Banka meclisi kontenjanından
atanan Turhan'ın ismi mart ayında başkan yardımcılığı için de geçmiş, ancak
"piyasa muhalifi" düşünceleri olduğu ortaya çıkınca şansı kalmamıştı.
PPK'da halen 1 üyelik boş bulunuyor. Emekliliğini isteyerek izne ayrılan Başkan
Yardımcısı Şükrü Binay'ın, emeklilik işlemlerinin resmen başlamasının ardından
son üyenin de atanması gerekiyor.
SİNOP VE MERSİN-AKKUYU'DA NÜKLEER İÇİN TEKNİK HAZIRLIKLAR HIZLANDI
Cahit UYANIK
Türkiye, Sinop ve Mersin-Akkuyu'da kuracağı iki nükleer tesisin teknik
hazırlıklarını hızlandırdı. Sinop'ta kurulacak santralın tsunami ve fırtına
dalgaları karşısındaki etkilenme durumuna ait rapor bitirilirken, Mersin-Akkuyu
için ise soğutma suyu deşarj modeli oluşturuldu. Türkiye, Sinop'taki santralı
Güney Kore'ye, Mersin-Akkuyu'daki santralı ise Ruslara yaptırmayı planlıyor.
KÜRESEL KRİZ SALGINA DÖNDÜ, BDDK DENETİMDE GAZA BASTI
Cahit UYANIK
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK), ekonomik krizin tüm dünyaya yayıldığı
2008 yılında sektöre yönelik denetimlerini artırdığı belirlendi. Geçen yıl
denetim kapsamındaki kuruluş sayısında azalma olmasına rağmen, denetimler
sonucunda düzenlenen rapor sayısı fazlalaştı. 2008 yılında denetim kapsamındaki
kuruluş sayısı 313'ten 291'e inerken, denetimlere bağlı olarak düzenlenen rapor
sayısı 493'ten 630'a yükseldi. Böylece BDDK'nın denetimdeki mali kuruluş sayısı
yüzde 7 azalmasına karşın, denetimler sonucunda düzenlenen rapor sayısı yüzde
28 arttı. BDDK'nın geçen yıl hazırladığı 630 denetim raporunun 114'ünün banka
dışı mali kuruluşlar, 14'nün şube denetiminden oluştuğu bildirildi. BDDK
denetimlerinin büyük çoğunluğu banka yönetimleri üzerinde yapıldı.
8 Ocak 2015 Perşembe
DÜNYANIN YENİ GÜÇ ODAĞI G-20’LER; G-8’LERİN ESAMESİ OKUNMUYOR
Cahit UYANIK
İnsanın “Hey gidi günler” diyesi geliyor. Bir zamanlar
dünyanın patronu olan G-8 ülkelerinin toplantı yapıp yapmayacağını, en son ne
zaman bir araya geldiklerini kimse merak etmezken, dünyanın yeni patronlarını
oluşturan G-20 ülkelerinin toplantıları adım adım izleniyor. G-20’den çıkacak
veya çıkmayacak kararların dünya siyaseti, finansal piyasalar, yabancı sermaye
akımları, ekonomik korumacılık eğilimleri ile ilgisi kurulmaya çalışılıyor.
G-20 içindeki ülkelerin konumları, pozisyonları inceden inceye
değerlendiriliyor. Ve ne mutlu bize ki Türkiye de G-20 üyesi.
7 Ocak 2015 Çarşamba
MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ SÜRPRİZİ PİYASALARI ETKİLİYOR
Cahit UYANIK
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem gören hisse
senetleri, hazine bonosu ve devlet tahvili gibi menkul kıymet araçları, Merkez
Bankası'nın (MB) beklentiler doğrultusunda çıkan faiz kararlarından
etkilenmiyor. Menkul kıymetler ancak MB'den sürpriz faiz kararı çıktığında
tepki veriyor.
MB'nin yaptığı faiz ayarlamaları ve bunların menkul kıymet getirileri
üzerindeki etkisi araştırma konusu oldu. Araştırmadan, MB'nin beklentiler
doğrultusunda aldığı faiz indirim kararlarının menkul kıymet getirilerini hiç
etkilemediği, "sürpriz" olarak değerlendirilen bölümlerinin ise
getirileri çeşitli oranlarda değiştirdiği sonucu çıktı. MB, son iki ayda faiz
oranlarını yüzde 0,50 (beklenti 0.25'ti) ve yüzde 1,25 (beklenti 0,50)
indirerek iki defa sürpriz yapmıştı.
5 Ocak 2015 Pazartesi
100 SÜNNET TAKIMI VE ZAVALLI DEMOKRASİMİZ
Cahit UYANIK
Bu yazı başlığını okuyunca içinizden bazıları "Fesuphanallah! Sünnet takımı ile parlamenter, çoğulcu ve temsili demokrasimizin ne ilgisi olabilir ki?" diyebilir. Hiç acele etmeyin, ilgisi var. Hem de Anayasa Mahkemesi düzeyinde var. 100 sünnet takımı ve demokrasi ilişkisinin içinde, halihazırda iktidarın büyük ortağı olan Anavatan Partisi de bulunuyor. Nasıl mı? Buyrun sünnet düğününe...
4 Ocak 2015 Pazar
NÜKLEER SANTRAL TARTIŞMASI TAM 38 YILDIR DEVAM EDİYOR
Türkiye, bugünlerde yine nükleer santral inşa edip etmemeyi tartışıyor. Hükümet, önümüzdeki yıllarda elektrik enerjisi açığı yaşamamak ve birim başına enerji maliyetlerini aşağıya çekmek için ilk nükleer santrali 2012-2014 yılları arasında işletmeye almayı planlıyor. Bu sayı, daha sonra 3 nükleer santrale çıkacak. Türkiye'de bu sefer nükleer santral tartışmaları ulusal ve uluslararası konjonktür açısından hayli ilginç bir döneme denk geldi. Petrol fiyatlarının yakın gelecekte 50-60 dolar düzeyinden düşmesinin beklenmemesi, Türkiye'nin 2010 yılından itibaren ciddi bir enerji krizine girme tehlikesi, Türkiye'nin diğer kaynaklardan ürettiği elektriğin hayli pahalı bir ortalama maliyetinin olması, Türkiye'nin çevresindeki bazı ülkelerde nükleer teknolojiye sahip olma hevesi gibi etkenler nükleer santralin şansını artırıyor. Ancak biz bu yazıda, Türkiye'deki nükleer santral tartışmalarının geçmişi ve şu anda gelinen noktayı ele alacağız.
3 Ocak 2015 Cumartesi
RUSYA'NIN ANTALYASI SOÇİ:145 KİLOMETRE KIVRILA KIVRILA UZAYAN BİR ŞEHİR
Soçi, komünist rejim döneminde tüm Ruslar'ın gelip tatil yaptığı, tatil yaparken sağlık kontrolünden geçirildiği bir yermiş. O dönem Soçi'de 250'yi aşkın sanatoryum bulunuyormuş.
Cahit UYANIK
Yılan gibi kıvrıla kıvrıla tam 145 kilometre uzayan bir şehir... Sırtını dağlara vermiş, yüzünü Karadeniz'e çevirmiş sanki Amazon Ormanları gibi sık bitki ve ağaç dokusuyla barışık bir yapılaşma... İnsan iradesinin ve aklının doğayı tahrip etmeden, planlı bir şekilde, çirkin beton yığınları yaratmadan daracık bir kıyı bandını nasıl imar ve ıslah edebileceğinin yaşayan örneği... İşte burası Rusya'nın sayfiye kenti Soçi. Sert kuzey rüzgarlarına doğal set oluşturan dağların eteğinde kurulmuş ve tıpkı bizim Akdeniz iklimine sahip Soçi, kuşkusuz eski şaşaalı günlerinde değil.
'KIZARTILMIŞ HİNDİ ÜLKESİ'NİN VATANDAŞLARI
Cahit UYANIK
Bugün yine 1999 yılı sonundan beri alıştığımız günlerden birisi. Koştura koştura yapılan, bir kaç güne sıkıştırılan ve amiyane tabirle her birisi 'deve dişi' büyüklüğündeki yasal düzenlemelerin ardından gözümüzü IMF Merkezi'ne dikip bekleme günü. IMF'nin 24 icra direktörü sabah uyanıp, kahvaltılarını yapıp, dişlerini fırçalayıp makam arabalarına atlayıp toplantıya girecekler. Masalarına konulan gündemin ilk maddesi "Turkey" olacak.
2 Ocak 2015 Cuma
GÜNEŞ ÜLKESİ MISIR'DA VE BAŞKENT KAHİRE'DE YAŞAM...
Kahire'de sayıları binlerle ifade edilen otel var. Ancak 5 yıldızlı oteller Nil Nehri kenarına tesbih tanesi gibi dizilmişler. Nil üzerinde gece yarısına kadar büyük gemilerde yemek yenilebiliyor.
Cahit UYANIK
Cahit UYANIK
Mısır'ın başkenti Kahire 20 milyon nüfuslu dev bir kent. Trafiği gece gündüz demeden işliyor. Caddelerden ve sokaklardan sürekli otomobil seli akıyor. Trafik bu kadar sıkışık olunca, çözüm alt ve üst geçitlerin inşasında bulunmuş. Caddelerde trafik lambalarının yerini, binaların 2-3'üncü katına kadar yükselen üst geçitler almış. Bu kadar büyük bir trafik akımı, beraberinde Nil'in iki yakası ve Nil'in oluşturduğu adacıkların ana hatlara bağlanması sorununun da köprülerle çözülmesi sonucunu doğurmuş. Halk, köprülerin yoğunluğu nedeniyle Mübarek'in cumhurbaşkanlığını "köprüler dönemi" olarak tanımlıyor.
Kahire trafiğinden birkaç not daha: Bu kentte doğru dürüst otobüs durağı yok. İsteyen istediği yerde otobüse binip iniyor. İnilirken ve binilirken otobüslerin fren yapmadığını, insanların hoplayıp zıplayarak bu işi hallettiğini gözlerinizle görüyorsunuz. Trafikteki birçok araç yamuk yumuk. Çarpışmalardan sonra vurulan birkaç çekiç darbesi, kaportayı düzeltmeye yetiyor anlaşılan.... Anlayacağınız Kahire'de ciddi bir kaporta ve oto boyası tamirat pazarı bulunduğu söylenebilir! Ama önce bu işleri yaptıracak müşterileri bulmak gerekiyor.
(Tıklayınız) MUHTEŞEM PİRAMİTLERİN YÜKÜ ALTINDA İKİ BÜKLÜM HAYAT: KAHİRE
Kahire trafiğinden birkaç not daha: Bu kentte doğru dürüst otobüs durağı yok. İsteyen istediği yerde otobüse binip iniyor. İnilirken ve binilirken otobüslerin fren yapmadığını, insanların hoplayıp zıplayarak bu işi hallettiğini gözlerinizle görüyorsunuz. Trafikteki birçok araç yamuk yumuk. Çarpışmalardan sonra vurulan birkaç çekiç darbesi, kaportayı düzeltmeye yetiyor anlaşılan.... Anlayacağınız Kahire'de ciddi bir kaporta ve oto boyası tamirat pazarı bulunduğu söylenebilir! Ama önce bu işleri yaptıracak müşterileri bulmak gerekiyor.
(Tıklayınız) MUHTEŞEM PİRAMİTLERİN YÜKÜ ALTINDA İKİ BÜKLÜM HAYAT: KAHİRE
1 Ocak 2015 Perşembe
ÖZELLEŞTİRME, CALP VE SOSYAL DEMOKRASİ
Cahit UYANIK
Sosyal demokrasinin "sat-sav-kurtul" mantığıyla yürütülen özelleştirme çalışmalarına en ciddi eleştiriyi yönelten ismi Necdet Calp öldü. Ekranın siyah-beyaz aydınlandığı günlerdi. Bir gece televizyona 4 adam çıktı. Açık oturumu yöneten gazeteci Hüsamettin Çelebi, Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) Genel Başkanı Turgut Sunalp, ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, Halkçı Parti (HP) Genel Başkanı Necdet Calp. Herkes "askerin adamı" Sunalp'in gecenin yıldızı olacağını beklerken, tartışma Özal'la Calp arasında geçti.
IMF'YE BORCUNU TAMAMEN ÖDEYEN ÜLKELER VE TÜRKİYE
Cahit UYANIK
Türkiye'de olumlu ekonomik gelişmelerle birlikte, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkiler yeniden tartışılmaya başlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 13 milyar doları aşan borcun istenirse bir kaç taksitte kapatılabileceğine, ancak bunun yapılmayacağına ilişkin sözleri "IMF ile ilişkilerde yeni bir döneme mi girilmek isteniyor?"değerlendirmelerine sebep oldu. Bu tartışmaların zamanlaması belki tartışılabilir. Çünkü bu konudaki görüşlerin açıklandığı tarihler, aynı zamanda dünya piyasalarında gelişmekte olan piyasalardan fon çıkışlarının yaşanmaya başlandığı bir döneme denk geldi. Çünkü gelişmiş ülkelerin merkez bankaları ya faiz artırıyorlardı ya da enflasyon korkusuyla faiz artırımını ciddi ciddi düşünüyorlardı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)