Cahit UYANIK
2002 Bütçe Yasa Tasarısı uzun uğraşlardan sonra Meclis'e sunuldu. Bütçe devletin izleyeceği ekonomik politikaların en önemli belgelerinden biri. Bu çerçevede baktığımızda devletin önümüzdeki yıl küçülmeye başlayacağını söyleyebiliriz. Küçülmenin en önemli göstergesi, yüzde 6,5'luk faiz dışı fazla hedefinin korunması... Yani devlet faiz harcamaları hariç tutulduğunda, giderlerine nazaran yaklaşık 15,8 katrilyon lira fazla verecek. Aslında bu küçülme sürecinin temeli, içinde bulunduğumuz yıl atılmıştı. 2001 yılında kamu mali yönetimi 12,7 katrilyon lira faiz dışı fazla vermeyi hedefliyor. Oysa bu rakam yılbaşında 11,4 katrilyon lira olarak öngörülmüştü. Yani devlet, çok yoğun eleştirilerin aksine bu yıl planlanandan daha fazla kemer sıkmış ve sıkacak gibi görünüyor.
Bütçe denilince insanların aklına hep itici rakamlar geliyor. Ama rakamların dilini anlamadan da gündelik değerlendirmelerle olaylara bakmak yanıltıcı olabiliyor. Bu yazıda rakamlardan bir parça daha fazla yararlanma yoluna gideceğim. Çünkü bazı gerçekleri ortaya koymak için, rakamların zaman serisi içindeki gelişimine göz atmamız ve bundan bazı sonuçlar çıkarmamız gerekiyor. Madem son 10 yılı ele aldık, öyle devam edelim. Herşeyden önce şu sloganın doğru olup olmadığını tespit edelim: "Türkiye'de kimse vergi ödemiyor. Onun için bu bütçe denkleşmez". Bu slogan doğru değil. Peki neden?
Maliye Bakanlığının resmi verilerine göre sabit fiyatlarla 1991 yılında 100 birim vergi toplayan devlet, 1996'da bunu 151'e, 2000 yılında ise 237,7'ye çıkartmış. Yani anlayacağınız son 10 yılda devlet, vergi geliri kapasitesini neredeyse 2,5 kat artırmış. Vergi ödememekle eleştirilen toplum son 10 yılda kamu mali sistemini elinden geldiğince finanse etmiş. Sonuçta 'vergi yükü' olarak adlandırılan vergi gelirlerinin GSMH'ya oranı 2000 yılı itibarıyla yüzde 21'e çıkmış. Bu rakam Maliye'nin ilan ettiği 1968-2000 arasındaki 32 yıllık dönem verilerinin en yüksek noktası... Son 5 yılda vergi yükü yüzde 15'in altına düşmediği gibi, ilk kez de yüzde 21'e yükselmiş. Bu rakamın anlamı şu: Devlet ülke ekonomisinin ürettiği her 100 liralık değerin 21 lirasına el koyuyor.