1 Kasım 2021 Pazartesi

1990'LI YILLARA DAMGASINI VURAN SPK-KOMBASSAN SAVAŞI (4)

Başkentten Yansımalar / Cahit UYANIK

SPK, ANADOLU'DA ÖRGÜTLENMELİ

Geçen haftanın en önemli gündem maddelerinden birisi, SPK'nın Kombassan'a ilişkin aldığı kararlardı. SPK, Kombassan Olayını toplumun gündemine dahil ederek önemli bir görevi yerine getirdi. SPK'nın, ordunun isteği ile Kombassan'ın üzerine gittiği yolundaki görüşlere pek katılamıyorum. Çünkü aylardır gazetelerin iç sayfalarında SPK'nın bu konudaki raporları yayınlanıp duruyordu. Türkiye'de kökleri Galata Bankerleri ile 1800'lü yıllara kadar giden sermaye piyasalarında, çoğu zaman devletin basiretsizliği sonucu önemli krizler yaşandı. 1980'lerdeki Bankerler Faciası ve 1994'teki aracı kurum iflaslarının hatıraları hafızalarımızda henüz çok taze. Bu krizlerdeki ortak payda, tasarruf sahiplerinin yüksek kazanç veya faiz beklentisini kötüye kullanan bir takım üçkağıtçılara devletin göz yumması olmuştu.

Yüksek faiz beklentisinin kaynağı ise toplumdaki her türlü yozlaşmanın baş aktörü durumundaki enflasyondur. Kombassan ve benzerlerinin yükselmeye başladığı dönemle, Refah Partisine (RP) teveccühün artmaya başladığı dönemin kesişmesini dikkatlerinize sunmak isterim. Demek ki RP, gözler önünde enflasyon karşıtı değişik söylemleriyle oy toplarken; Kombassan tipi şirketler iş dünyasının gizlilik prensiplerinden yararlanarak 'kendilerine özgü' bir halka açılma modeli yarattılar.

1990'da başlayan bu eğilimin ancak 1997'de SPK'nın gündemine gelmesi çok ama çok düşündürücüdür. SPK, o günden bu yana tam tamına 3 başkan değiştirmiştir. Değişen Başbakan sayısı ise 5'tir. Bu konuda idarenin tam bir aymazlık içinde bulunduğu rahatça söylenebilir. Peki bu olay büyük bir krize neden olabilir mi? Kombassan ve benzeri şirketlerin yöneticilerinin üçkağıtçı olup olmadıklarını zaman gösterecek. Unutmayalım ki batan bankerler ve iflas eden aracı kurum sahipleri de, 12'ye 5 kala toplumda 'saygın kişi' muamelesi görmeye devam ediyorlardı.

1990'LI YILLARA DAMGASINI VURAN SPK-KOMBASSAN SAVAŞI (3)

Haşim BAYRAM

KOMBASSAN'DAN GÜNEŞ ENERJİSİ PROJESİ

Cahit UYANIK  

Alanya- Son günlerde tartışmaların odağında bulunan Kombassan Holding, Antalya'nın Alanya ilçesinde kurduğu tesislerle ay sonundan itibaren güneş enerjisinden elektrik üretmeye başlayacak. Türkiye'nin en fazla güneş ışığı alan ikinci bölgesi olan Alanya'daki tesislerin resmi açılışının Temmuz ayı sonunda yapılması planlanıyor.

Kombassan Holding, Ankara ve İstanbul'dan 120 gazeteci ve bilim adamının katıldığı bir gezi ile Alanya'daki solar projesini tanıttı. Projenin tanıtımı sırasında, güneş enerjisinin toplandığı paraboloid aynaların başında açıklamalar yapan Kombassan Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, tesislerin çevreye saygılı enerji üreteceğini ifade ederek benzeri çanakların 1.000 tanesinin tüm Akdeniz'in ihtiyacını karşılayabileceğini bildirdi. Projenin tüm patent ve lisans haklarının Amerikan Cummins şirketinden alındığını aktaran Bayram, 1988'den bu yana projeye harcanan kaynağın 50 milyon dolar olduğunu bildirdi.

1990'LI YILLARA DAMGASINI VURAN SPK-KOMBASSAN SAVAŞI (2)

Ali İhsan KARACAN

SPK Başkanı Ali İhsan Karacan:

"KOMBASSAN'DA ADIM ADIM İLERLİYORUZ"

Cahit UYANIK 

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali İhsan Karacan, yaklaşık 1 haftadır kamuoyunu meşgul eden Kombassan Olayında adım adım ilerlediklerini belirterek "Bankalardan Kombassan'ın hesaplarına ilişkin yazılar yavaş yavaş elimize ulaşmaya başladı. Bu yazıların sonucunda bundan sonra ne yapacağımıza karar vereceğiz. Bir adımı tamamen bitirmeden, ötekini düşünmek istemiyoruz" dedi.

SPK Başkanı Karacan, Finansal Forum'a yaptığı açıklamada bankalara SPK'nın istediği bilgileri vermeleri için makul bir süre tanıdıklarını bildirdi. Sürenin dolmasından sonra Kombassan'ın durumunun yeniden gözden geçirileceğini ve istenen ödemeleri yapıp yapamayacağının ortaya çıkacağını ifade eden Karacan, şirketin taşınmaz mal varlıklarına haciz konulması konusunda herhangi bir karar almadıklarını, bu konudaki yasal incelemelerinin sürdüğünü ifade etti. Karacan "Şirketin taşınmazlarına el koyma yetkiniz var mı?" şeklindeki sorumuzu "Bir adımı tamamen bitirmeden ötekini düşünmek istemiyoruz" diyerek üstü kapalı şekilde olumlu yanıt verdi. Karacan Konya'ya gönderdikleri SPK yetkililerinin de gerekli işlemleri yürüttükten sonra Ankara'ya döndüklerini kaydetti. 

1990'LI YILLARA DAMGASINI VURAN SPK-KOMBASSAN SAVAŞI (1)

İSLAMİ SERMAYEYİ DANIŞTAY ÇÖZECEK

Cahit UYANIK

Türkiye'yi 2 yıldır meşgul eden İslami Sermaye olgusunun hukuki boyutunu Danıştay çözecek. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), İslami Sermaye çerçevesinde ilk takibe aldığı şirket olan Kombassan Holding'le ilgili başlattığı hukuki prosedürü Danıştay'a götürdü. Kombassan'ın geçen Eylül ayında Ankara 5. İdare Mahkemesinden SPK kararları aleyhine çıkarttığı kararın hemen ardından, Kurul da konuyu Ocak ayında Danıştay'da temyiz etti. Danıştay'ın vereceği karar, İslami Sermayenin Türk Hukuk Sistemi içindeki yerinin belirlenmesi açısından kritik önem taşıyor. 

Finansal Forum'un edindiği bilgilere göre Kombassan Holding geçen Kasım ayı sonunda SPK'ya başvurarak 1997 yılında alınan Kombassan hisselerinin Takasbank eliyle dağıtılması işlemlerinin büyük ölçüde tamamlandığını belirtti. Hisse dağıtım işlemlerinin getirdiği para ve iş yükü nedeniyle Kombassan Holding'in 2 yıldır sermaye artırımı yapamadığı anlatılan yazıda, bazı siyasi içerikli mesajlar da verildi.

"Ülkemizde iş adamı geçinen birçok rantiyecilerin ve kravatlı çetelerin ülke kaynaklarını iç edip sömürdüğü ortamda Kombassan'ın yatırım, üretim, istihdam demesinin önüne geçmeye çalışma en hafif deyimiyle iyi niyetle bağdaştırılamaz" görüşü savunulan yazıda, şirket sermayesinin 29 trilyon 980 milyar liradan 100 trilyona yükseltilmesine izin verilmesi istendi. 

31 Ekim 2021 Pazar

EKONOMİ FIKRALARI: OLSA VERİRDİM!

 İki kişi bir terasta sohbet ederken, biri diğerine soruyor:

“10 dairen olsa, birini bana verir misin?”

“Elbette veririm, niye vermeyeyim?”

“10 araban olsa, birini verir misin?”

“Elbette!..”

“Peki 10 gömleğin olsa, birini verir misin?”

“Vermem”

“Niçin?”

“Çünkü 10 gömleğim var..”

(Anonim)

26 Ekim 2021 Salı

NETFLIX'İN SQUID GAME DİZİSİ İZLENMELİ Mİ?


Squid Game adlı ünlü diziyi izleyip bitirdim

Baştan şunu söyleyeyim,

Netflix nam yayın platformunda 

Kendime uygun dizi bulmakta zorlanıyorum

Ama SG benim için istisna oldu

SG'in 9 bölümlük ilk sezonu, sert bir kapitalizm eleştirisi.

Güney Kore bundan 60 yıl önce çok fakir bir tarım toplumuydu

Şimdi dünyanın ilk 10 gelişmiş ülkesi arasında bulunuyor

Tabii bu hızlı kapitalistleşme süreci insanları ve aile kurumunu adeta sersemletmiş

Bir fabrikada çalışırken toplu şekilde işten çıkarılan grupta yer alan dizi kahramanımız,

Grev yoluyla hak ararken hükümetin abartılı müdahalesi ile başarılı olamamış

Bu tür bir ekonomik sabıka sebebi ile düzenli işlere girememiş

24 Ekim 2021 Pazar

EKONOMİ FIKRALARI: HOSTES ÇAĞIRMA DÜĞMESİ İLE OYNAYAN KARGA VE EŞEK

Eşek ile karga, uçakla seyahat ediyorlarmış. Oturdukları koltuklarda 'hostes çağırma düğmesi' varmış. Karga basmış düğmeye... Hostes gelmiş, "Buyrun, ne istemiştiniz?" diye sormuş. Karga da "Hiçbir şey istemiyorum. Öylesine bastım düğmeye" demiş.

Aradan 5 dakika geçmiş, karga yine basmış düğmeye. Hostes gelmiş, "Buyrun?" Karga "Hiiiç, öylesine bastım işte  düğmeye". Üçüncüde de yine aynı diyalog, "Öylesine çağırdım sizi..."

Bunun üzerine hostes bu sefer soluğu pilotun yanında almış, demiş "Böyle böyle". Pilot da "Bir daha yaparlarsa bana haber ver, uçaktan atayım bunları".

Hal böyleyken; eşek de kargaya özenmesin mi? Bu sefer eşek basmış düğmeye... Hostes gelmiş,"Buyrun Eşek bey?" Eşek pis pis sırıtarak "Bir şey yok, işte öylesine bastım düğmeye". Bu sefer hostes pilota bir işaret çakmış, pilot da düğmeye basıvermiş.

Eşekle karganın oturdukları koltukların altındaki kapak açılmış, iki kafadar da kendilerini boşlukta süzülürken bulmuş. Tabii karga hemen başlamış kanat çırpmaya, ancak eşek serbest düşüşe devam... Can havliyle bağırmış eşek; "Karga kardeş, yardım et bana! Ne yapacağım ben şimdi?" Karga hiç oralı olmamış, eşeğe de cevabı yapıştırıvermiş: "Kanatların yoksa, gıcıklık yapmayacaksın!"

(Anonim)

21 Ekim 2021 Perşembe

PROF. DR. KAVCIOĞLU'NUN BAŞKAN OLMADAN 40 GÜN ÖNCE YAYINLADIĞI "ENFLASYON, FAİZ VE DÖVİZ KURU" BAŞLIKLI YAZISI

Türkiye yıllardır enflasyon, faiz ve kurun birbirine olan etkisi yüzünden bir türlü ekonomide istediği sonuçları alamadı. Özellikle doksanlı yıllarda üçünün de yüksek seyretmesi ülkemizde arka arkaya krizlerin gelmesine neden olmuştu. 2002 yılından sonra ise hem 2001 kriziyle başlayan uygulamalarla hem de 2003 yılından sonra oluşan siyasi istikrarla üçünün de düşüşe geçtiği bir dönemi yaşadık. Ancak, bu süreç içerisinde bugün de hep konuştuğumuz düşük kurun yani TL’nin gereğinden fazla değerlenmesinin topuzunu kaçırdık.

Süreç içerisinde yapısal reformların sadece bir kısmını gerçekleştirmiş olmamız nedeniyle, büyüyen ve güçlenen Türkiye ekonomisinde de kırılganlıklar oluştu. Özellikle ödemeler dengesindeki problemler ve cari açığın kapanması için yapılması gerekenler eksik yapılınca, Türkiye ekonomisindeki döviz kuru, enflasyon ve faiz hastalığı tekrar nüksetti.

TCMB’nin enflasyonda bir gevşeme görülünceye kadar faizleri düşürmeyeceğini hatta artırabileceğini açıklaması, hisse ve swap girişlerinde yeni bir artış dalgası başlattı. Yani sıcak para ve portföy yatırımların da artış gerçekleşti. Bu da gösteriyor ki bunların derdi alabilecekleri en yüksek faizi alabilmek.

EKONOMİ FIKRALARI: BIRAK DAĞINIK KALSIN

Berber adamın saçlarını düzelmeye çalıştıkça, adamın zaten dökülmekte olan saçları daha da dökülmüş.

Artık son kalan bir kaç tel saç için adamcağız berbere üzülerek:

“Bırak dağınık kalsın” demiş...

(Anonim)

18 Ekim 2021 Pazartesi

2007 YILINDAN BERİ AK PARTİ'DE SİYASET YAPAN PLANLAMACI: HAZİNE VE MALİYE BAKANI LÜTFİ ELVAN KİMDİR?

Lütfi ELVAN

1962 yılında Karaman’ın Ermenek İlçesinde doğdu.

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesini bitirdi. İngiltere Leeds Üniversitesi’nde Maden ve Yöneylem Araştırması alanında Yüksek Lisans Eğitimini 1986 yılında tamamladı. 1995 yılında ABD’de Delaware Üniversitesi’nde Ekonomi alanında ikinci yüksek lisansını bitirdi.

1987-1989 yılları arasında ETİBANK Genel Müdürlüğü Yöneylem Araştırma Grubunda mühendis olarak göreve başladı.

1989 yılında Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatına Uzman Yardımcısı olarak girdi.

1996-2002 yılları arasında Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğünde Kalkınmada Öncelikli Yöreler Dairesi Başkanlığı görevini üstlendi. Aynı zamanda 1999 yılından 2002 yılına kadar OECD Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü.

2002-2007 yılları arasında DPT Müsteşar Yardımcısı olarak görev yaptı.  Ayrıca aynı tarihler arasında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve AB Müzakere İzleme ve Yönlendirme Komitesi Üyeliği görevlerini de icra etti. 

2007 Genel Seçiminde Adalet ve Kalkınma Partisi Karaman Milletvekili seçildi.

10 Ekim 2021 Pazar

ESKİ BANKACI VE AK PARTİ ESKİ MİLLETVEKİLİYDİ: PROF. DR. ŞAHAP KAVCIOĞLU KİMDİR?


23 Mayıs 1967'de Bayburt'ta doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Muhasebe Enstitüsünü Denetim Uzmanı olarak bitirdikten sonra, Hastings College'ta İşletmecilik üzerine eğitim gördü. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünde yüksek lisansını ve doktorasını tamamladı.

Esbank TAŞ'de Müfettiş Yardımcısı, Müfettiş, Şube Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptıktan sonra Türkiye Halk Bankası A.Ş.'de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldı.

1 Kasım 2015 genel seçimlerinde 26. Dönem AK Parti Bayburt Milletvekili olarak seçilen Kavcıoğlu, bu görevi süresince TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi ve Parlamentolar Arası Birlik (PAB) Türk Grubu Üyesi olarak çalışmalarda bulundu. Kavcıoğlu, Ağustos 2018’den sonra T.VakıfBank T.A.O. Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve T.VakıfBank T.A.O. iştiraklerinden Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur.

20 Mart 2021 tarihinde Naci Ağbal görevinden alınıp, yerine Kavcıoğlu Merkez Bankası Başkanı olarak atanmıştır. Görevden alma ve atama  375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 35'inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'inci maddesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.

5 Ekim 2021 Salı

MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ: TERÖRÜN EKONOMİYE MALİYETİ 36 YILDA 2,3 TRİLYON DOLAR

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 05 Ekim 2021 tarihli Meclis Grup Toplantısında, 36 yılda (1984-2020) terörün Türkiye ekonomisine maliyetini yaklaşık 2,3 trilyon dolar olarak açıkladı. Ancak Bahçeli bu hesaplamanın nasıl yapıldığı veya kaynağı hakkında bilgi vermedi. Bahçeli'nin bu açıklaması uzun zamandır önemli bir ağızdan yapılan ilk terörün ekonomik maliyeti açıklaması olma özelliğini de taşıyor. Bahçeli'nin konuşmasının konuya ilişkin kısmı şöyle: 

(Tıklayınız) TÜRKİYE, TERÖRLE EKONOMİK AÇIDAN ZAYIFLATILMAYA ÇALIŞILIYOR

"Terörle mücadelede çok ağır bedeller ödenmiştir.

Lütfen dikkat buyurunuz; 1984-2020 yılları arasında asker, polis, güvenlik korucularımızdan mülhem olmak üzere 8 bin 123 güvenlik görevlimiz şehit olmuştur.

Yaralanan güvenlik görevlimiz ise 25 bine yaklaşmıştır.

Bu dönemde PKK’nın hunhar saldırıları sonucunda 6 bin 21 sivil ve masum vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

1984’den 2020 yılına kadar 84 bin terör saldırısı gerçekleşmiştir.

Yine bu dönemde terörle mücadeleye harcanan para, altını çizerek ifade ediyorum, 898 milyar 522 milyon dolardır. 

Ölüm ve yaralanmalara bağlı insani maliyet 309 milyar 426 milyon dolardır.

Demem odur ki, terörün doğrudan maliyeti 1 trilyon 207 milyar dolardır.

(Tıklyanız) TERÖRÜN TÜRKİYE'YE 35 YILLIK FATURASI 3 TRİLYON DOLARA YÜKSELMİŞ OLABİLİR

4 Ekim 2021 Pazartesi

GAZETECİLER İÇİN TOPLUMSAL FİNANSAL OKURYAZARLIK (FOY) NEDİR?

Cahit UYANIK

Finansal Okuryazarlık (FOY) son 10-15 yıldır gündemde. Dünyadaki ekonomiyle ilgili önemli kuruluşlar bu konuya sahip çıkmış durumda. Bu, önünde-sonunda Türkiye'ye de gelmiş, bizi de etkilemiş bir mevzu. 

FOY'a girmeden önce 'finans' sözcüğü hakkında bilgi vermek ve Türkçe'de karşılık geldiği düşünülen kavramları ele almak istiyorum. "Finans", gelecekle ilgili bir şey;  'muhasebe' ise geçmişle ilgili, yapılmış finansal işlemlerin defterlere kaydedilmesi ile ilgili bir kavram... Yani yapılmış, bitmiş bir işlemi nasıl kayıt edeceğimiz anlatıyor 'muhasebe'... 'Maliye' ise Türkçe'de devletin finansmanı ve vergi boyutuyla ilgili bir kavram. "Finans" kavramını Türkçe'de karşılayabilecek en yakın sözcük "mali", "mali işler" kavramları ki, yine de yetmiyor.

(Tıklayınız) EKONOMİ DERGİCİLİĞİ "FIRSAT KAPAKLARI" KISIR DÖNGÜSÜNDE...

Fransızca kökenli olan bu 'finans' sözcüğü, son 50-60 senedir hem kişisel hem şirketler hem de devletler bazında gelecekle ilgili kullanılıyor daha çok... Yani bir insanın kendi gelirinin geleceğini nasıl yöneteceği; bir şirketin bir projeyi ortaya koyduğunda, bunun parasını yani finansını nasıl bulup gerçekleştireceği, bir devletin giderleriyle gelirleri arasındaki dengeyi nasıl bulması gerektiği gibi... Hep böyle gelecekle bağlantılı bir kavramdan bahsediyoruz. 

(Tıklayınız) OKUDUĞUM KİTAPLAR / BABİL'İN EN ZENGİN ADAMI / GEORGE S. CLASON

3 Ekim 2021 Pazar

YILLIK ORTALAMA ENFLASYON ÜZERİNDEN KONUŞMAYA ALIŞMALIYIZ

Enflasyon; eylülden eylüle %9,26; doğrudur. Ama hep ihmal ettiğimiz şey ise ortalama enflasyondur. 
Yani son 12 aydaki yıllık enflasyonları toplayıp, 12'ye böldüğümüzde durum nedir?

İşte orada gerçek durum ortaya çıkıyor: %18,27 (TÜİK verisi)
Bunun için ki; enflasyonun 1-2 aylığına çift hanenin altına gerilemesi, kimsede bir rahatlama etkisi yapmıyor. 39C ateşle yatan bir hastanın birkaç saatliğine hararetinin 37,5'a düşmesi gibi tıpkı. Oysa hasta olduğundan beri ateşi ortalama 38.5C'dir. Bilmem anlatabildim mi?

Ekonomi muhabirleri olarak acilen enflasyon haberi yazma tekniğimize bu ayrıntıyı eklememiz lazım ve şu kısa tabloyu okuyucunun önüne koymalıyız:

TÜFE Artış/Azalış (2003=100)
(Yüzde olarak)

Eylül 2019: 0,99
Ocak-Eylül 2019: 8,42
Yıllık: 9,29
Yıllık (Ortalama): 18,27
(Bu yazı 03 Ekim 2019 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)

2 Ekim 2021 Cumartesi

ENFLASYON İLE HAYAT PAHALILIĞI AYNI ŞEY MİDİR, BİRBİRİNDEN FARKLI MIDIR?

 Enflasyon nedir? Hayat pahalılığı nedir?

Aynı şeyler midir?
Hayır aynı şeyler değildir.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyindeki sürekli ve kalıcı artıştır
Eğer ücretlere, sosyal yardımlara, emekli maaşlarına enflasyon (namusluca hesaplanmış) kadar artış yaparsanız pek sorun olmaz
İnsanlar satın alma güçlerini korurlar
Ancak bir de enflasyona komşu bir kavram vardır; herkes onu çok iyi bilir, hisseder, konuşmalarında kullanır.
Ona "hayat pahalılığı" denir ki,
Enflasyonist ortamlarda dar gelirlilere fiyat artış hızından daha az zam yapılınca dillere pelesenk olur.

1 Ekim 2021 Cuma

ELEKTRİK FİYATLARINA ZAM 3 AYDA BİR; DOĞAL GAZ ZAMMI HER AY GÖZDEN GEÇİRİLİYOR

Bugün zam fırtınası esti durdu ortalıkta...

Elektriğe zam gelmedi, sevinildi; doğal gaza ise tüketiciyi ilgilendirmeyen bir zam yapıldı
Otogaz zammı ise -utangaç da olsa- benzin istasyonu kuyrukları doğurdu 41 yıl sonra...
Merkez Bankamız enerji fiyatlarını dışlayan çekirdek enflasyonu kullansa da, yani konu beni ilgilendirmez pozu takınsa da...
Vatandaş manşet enflasyona bakıyor.
O nedenle önemliydi bugün
Peki bundan sonra elektrik ve doğal gaz zamlarıyla aramız nasıl olacak?
Elektriğe zam yapılıp yapılmayacağı
3 ayda bir değerlendiriliyor ki
daha 01 Temmuz 2021 tarihli zammın
Dumanı tüterken, yeni bir zam cahil cesareti olurdu
Ama 01 Ocak 2022 itibarıyla
Yüklü bir zamma hazır olun elektrikte...
Doğal gaz zamları ise her ay ele alınıyor
Ona da 01 Kasım 2021 itibarıyla hazır olun.
Barajlar iyice boşaldı ve
Türkiye'de bu kış elektriğin yüzde 40'ının
Doğal gazdan üretileceği düşünüldüğünde işler giderek zorlaşacak zam cephesinde...
Hazır olun her şeye yani...
Ne kadar hazır olunabilirse artık
(Bu yazı 30 Eylül 2021 tarihinde Facebook sayfamda yayınlanmıştır.)