4 Ekim 2021 Pazartesi

GAZETECİLER İÇİN TOPLUMSAL FİNANSAL OKURYAZARLIK (FOY) NEDİR?

Cahit UYANIK

Finansal Okuryazarlık (FOY) son 10-15 yıldır gündemde. Dünyadaki ekonomiyle ilgili önemli kuruluşlar bu konuya sahip çıkmış durumda. Bu, önünde-sonunda Türkiye'ye de gelmiş, bizi de etkilemiş bir mevzu. 

FOY'a girmeden önce 'finans' sözcüğü hakkında bilgi vermek ve Türkçe'de karşılık geldiği düşünülen kavramları ele almak istiyorum. "Finans", gelecekle ilgili bir şey;  'muhasebe' ise geçmişle ilgili, yapılmış finansal işlemlerin defterlere kaydedilmesi ile ilgili bir kavram... Yani yapılmış, bitmiş bir işlemi nasıl kayıt edeceğimiz anlatıyor 'muhasebe'... 'Maliye' ise Türkçe'de devletin finansmanı ve vergi boyutuyla ilgili bir kavram. "Finans" kavramını Türkçe'de karşılayabilecek en yakın sözcük "mali", "mali işler" kavramları ki, yine de yetmiyor.

(Tıklayınız) EKONOMİ DERGİCİLİĞİ "FIRSAT KAPAKLARI" KISIR DÖNGÜSÜNDE...

Fransızca kökenli olan bu 'finans' sözcüğü, son 50-60 senedir hem kişisel hem şirketler hem de devletler bazında gelecekle ilgili kullanılıyor daha çok... Yani bir insanın kendi gelirinin geleceğini nasıl yöneteceği; bir şirketin bir projeyi ortaya koyduğunda, bunun parasını yani finansını nasıl bulup gerçekleştireceği, bir devletin giderleriyle gelirleri arasındaki dengeyi nasıl bulması gerektiği gibi... Hep böyle gelecekle bağlantılı bir kavramdan bahsediyoruz. 

(Tıklayınız) OKUDUĞUM KİTAPLAR / BABİL'İN EN ZENGİN ADAMI / GEORGE S. CLASON

FOY, tasarruf ve enflasyon bilinciyle doğrudan ilgilidir


Önümüzdeki yıllarda hayata atıldığınızda ekonomi gazeteciliği yapacaklar vardır, yapmayacaklar vardır. Bu mesleğe komşu meslekleri yapacaklar vardır; halkla ilişkiler, televizyonculuk gibi...  FOY ne zaman başlıyor? Hayata atılmamışken, öğrenci iken bile elinize bir kağıt alıp, bir tarafa gelirler bir tarafa giderler yazıp, önümüzdeki ay veya önümüzdeki 6 ay ne olacak dediğinizde FOY başlıyor. Önümüzdeki 6 ay benim hangi gelirlerim var? Genelde insanların gelirleri de giderleri de bellidir. Sadece beklenmeyen giderler devreye girebilir. 

"Ben bu önümüzdeki 6 aydaki gelirlerimden ne kadar tasarruf edebilirim?" sorusu ikinci aşamada devreye giriyor. Tasarruf ettiğim parayı enflasyona karşı korumak ve artı olarak enflasyonun üzerinde gelir sağlamak için hangi yatırım araçlarına yönlendirmeliyim? Ne gibi yatırım araçları var? gibi sorulara cevap aradığımız şeye çok basit anlamda FOY diyoruz. Gelirlerim giderlerimi karşılıyor mu? Giderlerimin bir kısmını borçlanarak mı karşılıyorum? Borçlanırken faiz ödüyor muyum? Yoksa gidip akrabalarımdan, annem-babamdan -ekonomi gazeteciliğindeki deyimle- gelir transferinde mi bulunuyorum? Yani mali destek mi alıyorum? Bunun benim önümdeki 6 aydaki yaşamımı etkileme durumu nedir? Dar anlamda FOY, hayatınızı bilinçli bir şekilde finanse etmeyi anlama ve anlamlandırma çabasıdır. 

Tek kuruş harcamadan FOY hakkında bilgi edinebilirsiniz

Peki nasıl FOY olunur? Bu konuda tek kuruşluk masraf yapmadan önemli bilgiler almak, eğitim sunumlarını internet üzerinden takip etmek mümkün. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneğinin (FODER), Merkez Bankasının, Borsa İstanbul'un (BİST), Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) sitelerinde yayınlar, sunumlar, videolar var. 

Niye yapmalısınız bunu? Şimdi öğrencisiniz, bundan 5 yıl sonra çalışansınız. Geliriniz arttı, ama evinizin masrafları da arttı. Bütün bunları dengeleyebilmek,  gidişatını görebilmek ve esas amacımız tasarruf edebilmek... Mesela çalışmaya başladığınızda sizin maaşınızdan bireysel emeklilik sigortası (BES) kesintileri yapılıyor ve çeşitli yatırım fonlarında değerlendiriliyor. Bu yatırım fonlarının içinde düşük getiri sağlayan devlet kağıtlarına yatırım yapanlar da var, daha yüksek getiri sağlayanlar da var. Finansal okuryazarlığın bir ileri aşaması olan yatırımcı okuryazarlığına sahipseniz, BES kesintilerini enflasyonun üzerinde getiri sağlayan fonlara da yatırabilirsiniz. Sistem size bu tercihi yapma imkanı veriyor. 

FOY'u kazanabilmek haftalar süren bir eğitimle ve kişisel merakla mümkün olabilir. Bunun için FOY üzerine çalışmanız, okumanız, yoğunlaşmanız gerekiyor. İyi bir FOY düzeyine bence 20-25 saatlik derinleşmiş bir okuma ve çalışma ortamı ile ulaşılabilir. 1 ay boyunca günlük 1-2 saat çalışılarak, bir finans uzmanını dinlediğinizde söylediklerini daha fazla anlıyor hale gelebilirsiniz. 

Bir gazetecinin FOY düzeyi sokaktaki insandan daha fazla olmalı

Bir gazetecinin, -gazeteciliğin hangi alanında çalışırsa çalışsın- FOY'u sokaktaki insanlarla kıyaslandığında daha fazla olmalı. Bir gazetecinin üreteceği haberler açısından,  kendi mesleğini yaparken (kendi kişisel finansal çerçevesinin ötesinde) ne zaman, nasıl bir boyutta FOY ihtiyacını duyacağını bilemeyiz. O sebeple temel FOY'un birkaç adım ötesinde bir şeye ihtiyacımız var ki, gazeteciler olarak FOY'u biraz daha ayrıntılı öğrenmemiz gerekiyor. Bu söylediğimi karşılamaya FOY kavramı yetmiyor; bize 'Finansal Okur Anlar ve Yazarlık" gerekiyor. Hayat sizi ekonomi muhabirliğine doğru yönlendirdiyse,  'Finansal Okur Anlar ve Yazarlık"'tan daha fazla bir düzeye ulaşmanız gerekiyor. 

Yani örnekleyeyim: Forex piyasası nedir? Normal döviz piyasasından farkı nedir? Çünkü komşunuz, cep telefonuna forex uygulaması indirmiş, cayır cayır döviz alıp satıyor. Sizi asansörde görüyor. Ne iş yapıyorsun diye soruyor. Ekonomi Muhabirliği yapıyorum dediğinizde, ben de forex piyasasına girdim, para batırdım, para kazandım, senin bu piyasa hakkındaki düşüncen nedir gibi sorularla karşılaşan bir ekonomi muhabirinin buna cevap verememesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu konularda ciddi düzeyde bilgi sahibi olmak gerekiyor. Ben bu piyasalarda oynamanız gerekiyor demiyorum. Ama buralarda ne olup bittiği hakkında bilginiz olması gerekiyor. 

Haber, ortalama vatandaşın anlayacağı düzeye indirgeyerek yazılmalı 

Bir adım daha ileri götüreyim: Finans muhabiri olduğunuz varsayalım. Borsa, banka haberleriyle uğraştığınız düşünelim. O zaman bu konuları ekonomi muhabirinden daha fazla bilmeniz gerekiyor. Finans muhabirinin FOY'un ötesinde yatırımcı okuryazarlığına sahip olması gerekiyor. Yani sizin düzeyiniz bir finans uzmanına yakın olmalı. Bir banka genel müdürü veya genel müdür yardımcısı ile sohbet ettiğinizde onun dilini anlamak, onun dilinden konuşmak, onların jargonlarına hakimiyet sağlayıp, sonra da bununla ilgili haberinizi ortalama vatandaşın anlayacağı düzeye indirgeyerek yazabilmek gibi bir sorumluluğunuz var. 

FOY'da yeni bir boyut: Dijital FOY

Şimdi artık kripto paraların ortaya çıkması ile daha farklı bir FOY, yatırımcı okuryazarlığı daha gerekiyor ki, ben buna 'Dijital Finansal Okuryazarlık" diyorum. Çünkü normal finansal ilişkilerin dışında, çok daha farklı bir dünya oluşuyor giderek... Yani finans kavramının reel ekonomiyle bağının çok değiştiğini gösteren bir şeyden bahsediyoruz. Bitcoin'in bir şekilde reel ekonomiyle bağını kurmak gerek diyenler var. Ama bunu zaman gösterecek. 11 sene önce ilk çıktığında 1 cent bile olmayan bir şeyin, 63 bin dolara yükselmesinin sebepleri üzerine kafa yormalıyız ve ne yapılması gerektiğine karar vermeliyiz. Yatırım işinde 1 günde yüzde 300-500 kazanmak mantıklı bir şey değil. Devletler önünde-sonunda bu işe el atacaklar ve bunlar gerçek değerlerine doğru (yukarıya veya aşağıya) hareket edecektir. Kripto paraların merkez bankaları veya düzenleyici otoriteler üzerinden reel ekonomiyle bağlantısını kurmamız gerekiyor.   

Gazeteci aslında "Toplumsal FOY" olmalı

Bir gazeteci "Finansal Okur Anlar Araştırır Yazarlık" becerisini nasıl kazanır? Bunun normal gazetecilik mesleğinde bir konuda uzmanlaşmaktan bir farkı yok. Merak edeceksiniz, merakınızı yenmek için de bilgi sahibi olacaksınız. Uzun bir süreci kapsayacak, adım adım gidilecek bir merakınızı yenme çalışmasıdır bu. Benim "Merak etmek, araştırmak, öğrenmek, sindire sindire derinleşmek" şeklinde bir akışım var kendi açımdan... Temel konuları geçtikten sonra, meseleler üzerine yoğunlaştığınızda 'mantık kullanmak' ve 'muhakeme etmek' yöntemlerine başvuracaksınız ki, bunları şüphe ederek, bilgiye başvurarak iyi bir şekilde etkinleştirebilirsiniz. Bunları yaptığınızda finansal konularda görüş veren uzmanları daha kolay anlayacağınızı göreceksiniz. Bir süre sonra onlara soru sorabilecek düzeye geleceksiniz.   

Bir gazetecinin FOY'nın niteliği ve özellikleri daha geniştir. Normal bir vatandaş gelecek kaygısı ile FOY kazanmaya çalışabilir. Bunu yaparken kendi ilgi alanı üzerine yoğunlaşabilir. Sadece altına veya yatırım fonlarına yatırım yapıyorsa onun üzerinde durup, bu konuyu iyi öğrenmem lazım diyebilir. Veya "Gelir ve giderimi dengelemek için mevcut finansal davranışımın dışında neler yapmalıyım?" sorusunun üzerinde yoğunlaşabilir. 

Ama sizin gazeteci adayları veya gazeteciler olarak bundan ötede bir FOY'a ihtiyacınız var. Yani "Toplumsal Çıkarların Sınırlarına Göre Belirlenmiş FOY"a ihtiyacı var gazetecinin... Buna kısa bir şekilde "Toplumsal FOY" da diyebiliriz. Mesela "Toplumsal FOY" ekstra olarak bir devlet bütçesi bilgisini gerektiriyor. Yani bütçe açığı nedir? diye sorulduğunda çoğu insan devletin gelirleri ile devletin giderleri arasındaki dengesizliğin yansıması olduğunu bilir... Devletin giderleri gelirlerinden fazlaysa bütçe açığı oluşur, tersiyse bütçe fazlası oluşur, bu başa baş da olabilir. Bu olayı çoğu kişi düşünerek bulabilir ama biraz ayrıntısına girdiğimizde, "Toplumsal FOY" gerekir.  

Bu bütçe açığını devlet neden verdi? Devletin giderlerinin ayrıntıları nelerdir? Devletin giderleri içinde faiz ödemelerinin payı nedir? Dış ülkelere yapılan faiz ödemelerinin payı nedir, iç borçlanma sebebiyle yapılan faiz ödemelerinin payı nedir? Faiz ödemesi okul, yol, hastane yapabileceğiniz, istihdamın gelişmesini destekleyici programlara bütçeden kaynak aktarmak yerine, borç aldığınız yerlere onların paralarını kullanma karşılığında karşılıksız bir kaynak aktarmak demektir. Bu, -devletin verdiği hizmetler çerçevesinde- daha az öğretmen, daha az doktor, daha az polis çalıştırmak demek; daha bakımsız yollarda seyahat etmek demek...  

Ama faiz ödemesini azaltırsanız, bizim teknik deyimle mali alan dediğimiz bir olay ortaya çıkıyor. Devletin fonksiyonlarını yerine getirmek için harcayacağı kaynaklar elinde kalıyor. Bunu faizleri düşürerek, daha az borçlanarak yapabilir devlet... Daha az faiz ödemek, devlet hizmet ve yatırımlarının daha etkin ve kaliteli bir şekilde karşılanması demek. 

Bunu siz her ay Maliye Bakanlığının açıkladığı Bütçe Uygulama Sonuçlarından öğrenebilirsiniz, görebilirsiniz. Buradaki rakamları oranlamak veya bu bütçe uygulama sonuçlarını izleyip değerlendiren, raporlandıran başka kurumları takip etmek "Toplumsal Çıkarları Korumak Adına Yapılan FOY" demektir.  

EMD Etik İlkelerine göre gazetecinin borsada portföy yönetmesi yasaktır

"Toplumsal FOY" çerçevesinde biraz mesleki bir konuya girmek istiyorum. Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Etik İlkelerinden konuyla ilgili olabilecek bir maddeden bahsedeceğim. EMD Etik İlkelerinin 2. maddesinde "EMD Üyesi, menkul kıymetler borsalarında portföy yönetemez" deniliyor. 

Az önce finans muhabirlerinin finans uzmanları ve bankacılarla muhatap olabilmek için çok üst düzey FOY ve yatırımcı okuryazarlığına bilgi birikimine sahip olduklarını belirtmiştik. Bu maddenin kapsamına göre, gazeteci kimliği ile borsada sektör analizlerine bakıp portföy (cüzdan) oluşturmak ve yönetmek yasaktır. Yani çeşitli sektörlerden şirketlerin hisselerinden alıp portföy oluşturmak, bu portföyü zaman zaman değiştirmek, yani alıp-satmak (yönetmek) bu maddeye göre yasak... Sizin bu alandaki bilgi ve becerinizi portföy yönetmek amacıyla kullanmanız yasak. Portföy yönetme kendi adınıza da olabilir, bir başkası adına da olabilir. 

Siz bir hisse senedi aldınız, unuttunuz. Arada bir bakıyorsunuz param ne oldu? Veya almanıza yardımcı olan aracı kurum yetkilisi arada bir arayıp bilgi veriyor size... Buna doğrudan bir yasak yok.  Bir başka boyuta göre ise finans muhabirleri diğer finans uzmanlarından, bankacılardan veya başka bir şekilde bazı gizli bilgiler edinebilirler, borsadaki hareketlerin (manipülatif veya spekülatif) içinde olmak isteyebilirler.  Ancak 2. madde bunu da yasaklıyor.

Tavsiyem tasarrufunuzu hisse senedine değil yatırım fonuna yönlendirmenizdir 

Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin (TGC) Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesinde bununla ilgili daha ayrıntılı bir madde yazılmış. Diyor ki: Siz bir şirketin hissesine yatırım yaptıysanız ve sizden o şirketle ilgili bir haber yapmanız isteniyorsa, bunu gidip müdürünüze söylemelisiniz. "Ben bu şirketin hissesine yatırım yapmıştım; beni bu habere gönderme, bir başkasını gönder..." demelisiniz.  Bu ikrarı yapmak durumundasınız... 

Ama bu tartışmaları geride bırakmak adına, gazeteci iseniz, değeri bu kadar hızlı artan, azalan hisse senetlerine, insanı hızla zenginleştiren veya fakirleştiren, üzerinde bu kadar laf-sözün döndüğü hisse senetlerine yatırım yapmamanızı ben tavsiye ediyorum. Buradaki portföy yönetme yasağını geniş yorumlamanızı istiyorum. İlla ki hisse senedine yakın bir şeye yatırım yapmak istiyorum diyorsanız, o zaman gidin yatırım fonu alın. Bunlar profesyoneller tarafından yönetilen, sizin etki edemeyeceğiniz, yatırım aracı-gazeteci ilişkisi açısından düşünüldüğünde daha dolaylı bir ilişki türüdür ki daha sağlıklı ve doğrudur.

(Bu yazı, 27 Haziran 2021 tarihinde Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Medya Okulu "2. Ekonomi Muhabirliği Eğitim Programı" kapsamında Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine yapılan 'Finansal Okuryazarlık' sunumun özetlenmiş halidir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder