30 Ocak 2015 Cuma

SİYASETÇİNİN EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEMESİ NASIL ÖNLENİR?



Cahit UYANIK

Hafızalar yoklanırsa, Türkiye'nin 2001 Krizi sonrasında tartıştığı önemli konulardan birisi siyaset ile ekonomi yönetiminin birbirinden nasıl ayrılacağı idi. Türkiye, bu sorunu çözmek için kriz sırasında iki önemli adım attı. Birincisi Merkez Bankası'na bağımsızlık tanınmasıydı. Aslında 1994 Krizinden sonra adımları atılmaya başlanan Merkez Bankasının bağımsızlık kazanma süreci, 2001'de değiştirilen kuruluş kanunu ile iyice perçinlendi. Hükümetin Merkez Bankasından avans çekerek kamu harcamalarında kullanabilmesi imkanı kaldırıldı, bankanın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve korumak olduğu kabul edildi, Banka bünyesinde Para Politikası Kurulu kurularak faiz oranlarının belirlenme sürecinde teknik boyut daha çok öne çıkarıldı. Bütün bunlar, siyasetin Merkez Bankası üzerindeki etkisini iyice asgariye indirmek amacını taşıyordu.

29 Ocak 2015 Perşembe

DÜNYA NÜFUSU 9 MİLYARA, TÜRKİYE NÜFUSU 100 MİLYON KİŞİYE DOĞRU GİDİYOR

Cahit UYANIK

İçinde yaşadığımız günlerin yoğunluğu zaman zaman bizi geleceği görmekten alıkoyuyor. Hele hele ekonomik kriz dönemlerindeki belirsizlikler, insanları iyice 'miyopi'ye itiyor. Yani önümüzdeki birkaç haftadan daha ötesini göremez oluyoruz. Oysa geriye doğru dönüp baktığımızda, içinde yaşadığımız sorunların çoğunlukla geçmişte dile getirildiğini, yaklaşmakta olan büyük  tehlikelere dikkat çekildiğini anlayabiliyoruz. O tehlike anı gelip çattığında ise uzun vadeli düşünüp önlem alanlar, gününü gün edip önlem almayanlara göre nispi bir üstünlük sağlayabiliyor. İnsanlığın son yüzyılda uğraştığı en önemli sorunlardan birisi ise hızlı nüfus artışı. Hızlı nüfus artışı beraberinde ekonomiyi baskı altına alması, beslenme sorunları yaratması, güvenlik sorununun açığa çıkmasına sebep olması, yetersiz sağlık ve eğitim hizmetleri meselesiyle uğraşılması, işsizlik artışı, kentleşme ve yerleşme sorunlarının baş göstermesi, insanları iç ve dış göçe zorlaması gibi alanlarda çözümü kolay olmayan sorunlar doğuruyor. Halen içinde geçtiğimiz dönemde yaşadığımız bu sorunlar, önümüzdeki 40 yılın sonunda iyice tavana vurabilir. Şu anda bile çözmekte aciz kalınan hızlı nüfus artışıyla ilgili sorunlar, iyice içinden çıkılmaz hale dönüşüp, hiç de hesapta olmayan toplumsal sonuçlara yol açabilir.  

28 Ocak 2015 Çarşamba

YTL: PARA MACERAMIZDA 165 YIL SONRA YENİ BİR BOYUT

Cahit UYANIK

Türkiye, 2005 yılına yeni bir para birimi, yeni basılmış kağıt ve madeni paralarla girdi. Böylece 1994 yılından bu yana zaman zaman alevlenip sönen sıfır atma tartışmaları da bitti. Banknot Yeni TL'ler (YTL) ve içinde 1 YTL'nin de bulunduğu madeni para Yeni Kuruşlar (Ykr) konusunda özellikle son 1 ayda çok yoğun bir bilgilendirme ortamı yaşandı. Bu konuya birazdan biz de gireceğiz. Ama önce günlük yaşamımızın önemli unsurlarından birisi olan paranın Türkiye'deki kısa bir tarihçesine bakalım.

NÜFUS 3.3 MİLYON KİŞİ AZ ÇIKINCA, GELİR 2.375 DOLAR ARTACAK

Cahit UYANIK 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 1998 bazlı yeni milli gelir hesabına dayanarak 2007 yılı büyüme sonuçlarını bugün açıklayacak. Yeni hesaplamada birçok kayıt dışı unsur kayıt altına girdiği, daha farklı hesaplama yöntemleri kullanıldığı, daha önce hesaplara alınmayan bazı unsurlar hesaplara dahil edildiği için milli gelirin yüksek çıkarak 630 milyar dolar civarında kesinleşmesi bekleniyor. Bu durumda kişi başına milli gelir de 9 bin dolar civarında belirlenecek. Büyüme oranının ise yüzde 5 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. 

27 Ocak 2015 Salı

TÜRKİYE'DE EKONOMİK KRİZ DÖVİZ CEPHESİNDEN BAŞLAR




Cahit UYANIK

Son haftaların en çok ilgi çeken ekonomik tartışma konusu şu: Ekonomi adı konulmamış bir krize mi girdi? İnsanlar işsizlikten, firmalar iş yapamamaktan, devlet vergi toplayamamaktan şikayetçi. Türkiye, yoksa daha önce hiç görmediği biçimde sessiz bir kriz mi yaşıyor, yoksa bu 'fırtına öncesi sessizlik' gibi, büyük bir ekonomik krizin ön işaretleri mi?

26 Ocak 2015 Pazartesi

GENİŞ ŞUBE AĞINA SAHİP TÜRK BANKALARI YABANCILARIN İLGİSİNİ ÇOK ÇEKİYOR

Cahit UYANIK

Türk bankacılık sektörü uzun yıllardır sıkıntılı. 1980 öncesindeki 'rekabetsizlik' koşullarında, yapay bir ortamda yaşayan bankalar, bu tarihten sonra serbest bırakılan faizlerle yarışmaya girince ilk şoka uğramıştı. Daha sonraki yıllarda bireysel bankacılığa geçiş, Hazine'nin borçlanma ihtiyacının çok artmasıyla ona borç veren bankaların 'hormonlu' biçimde büyümesi, bankalara siyasi müdahaleler en önemli sorunlar olarak ön plana çıktı. Bu sorunlar Türk bankacılığının 'müzmin' sorunu olan özsermaye yetersizliği ile birleşince çok ciddi sorunlarla boğuşmaya başladı. Türkiye, 90'lı yıllar boyunca tüm dünyanın geçtiği yeni modeli de benimsemedi. Yani finans ve bankacılık sektörünün çalışma koşullarını, izinlerini, denetleme şekillerini düzenleyen 'bağımsız ve özerk bir bankacılık otoritesi' kurmak yolunu seçmedi. Bunun faturası da çok ağır oldu.


24 Ocak 2015 Cumartesi

MALİYE, HAPİSTEKİ TİTANCI KENAN ŞERANOĞLU'NU ARIYOR!



Cahit UYANIK

Türkiye bundan 8 yıl önce Titan Saadet Zinciri ve onun havalı patronu Kenan Şeranoğlu'nu, dillere destan bir doğum günü partisi ile tanımıştı. Lüks bir otomobille doğum gününe gelen ve lüks bir otomobil şeklindeki doğum günü pastasını kesen, tek düğmeli iki parça kumaştan dikilmiş ultra-süper ceketiyle hala hafızalardaki yerini koruyan Şeranoğlu, Titan adlı organizasyonun aslında bir "saadet zinciri" olduğu anlaşılınca gözaltına alınıp tutuklanmıştı. Daha sonra mahkeme aşamasında ortaya çıkarılan bilgilere göre Şeranoğlu, 8 ayda o dönemde hatırı sayılır bir para olan 2 trilyon lirayı cebe indirmişti. Titan organizasyonu, 30 bin kişiden 2 bin 500'er mark toplamış ve her üyeye, bir önceki üyenin parasından belli bir miktar aktarmıştı. Buna finans literatüründe "saadet zinciri" veya "Ponzi oyunu" da deniliyordu.

ENFLASYON HEDEFLEMESİNDE İLK TEST NOKTASI BUGÜN












Cahit UYANIK
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) bugün açıklayacağı mart ayına ilişkin enflasyon rakamı, Merkez Bankası'nın (MB) yılbaşında duyurduğu enflasyon hedeflemesi açısından da ilk test noktasını oluşturacak. MB, yıl sonu için belirlediği yüzde 5'lik nihai hedefe ulaşmak için, 3'er aylık dönemler halinde (mart-haziran-eylül) bir "enflasyon patikası" tespit etmişti. Bu patikaya göre, mart ayındaki tüketici fiyatları enflasyonunun (TÜFE) yıllık yüzde 7.4 düzeyinde gerçekleşmesi gerekiyor. Şubat ayındaki yıllık enflasyon rakamı yüzde 8.15 olarak gerçekleşmişti. Bu durumda yüzde 7.4'lük rakamı yakalayabilmek için, mart ayı fiyat endeksinin düşüş yönünde olması gerekiyor.

23 Ocak 2015 Cuma

İŞSİZLER "VAKTİM YOK, İŞ ÖĞRETEN KURSA GİDEMEM" DEDİ !



Cahit UYANIK 


Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Beceri’10 kurslarına ön kayıt yaptıran ancak sonrasında sistemden çıkan 1086 kişi ile telefonda yapılan ankette, işsizlerin meslek kurslarına bakış açıları ile ilgili önemli bilgiler toplandı. Kursa devam edilen her gün için 15 TL harcırah alınan ve kurs sonunda istihdam garantisi bulunan UMEM Beceri’10 Projesine ön kayıt yaptırıp, daha sonra herhangi bir kursa kayıt olmayan her 10 kişiden birinin “vakti olmadığı” gerekçesini sunması ilginç bir bulgu olarak ortaya çıktı.

22 Ocak 2015 Perşembe

AZ BİLİNEN IMF-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN GEÇMİŞİ...

Cahit UYANIK

Türkiye, Hazine Müsteşarlığı'nın 9 Mart 2010 tarihli resmi  açıklamasına göre Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 20. stand by görüşmelerini anlaşma olmadan bitirdi. Bu görüşmeler, 19. stand by'ın 2008 mayıs ayı sonunda bitmesinden bu yana sürüp gidiyordu. Yani 21 ay boyunca süren görüşmeler bir anlaşma olmadan sona erdi. Bu durum Türkiye'de günlerce tartışıldı. IMF'siz dönemin neler getirip neler götüreceği üzerinde duruldu. Ben de burada uzun uzadıya IMF olmadan Türkiye ekonomisinin performansının nasıl seyredeceği konusunda niyet okuyuculuğuna soyunmayacağım. Bunu hep beraber yaşayıp göreceğiz. Sadece şu söylenebilir: Türkiye'de IMF olmadan, kendi kendine yeten bir akış halinde, ekonomisini yürütmesi için yeterli altyapılar kurulmuş gibi görünüyor. Ancak bu altyapıların korunup, zamana ve şartlara göre geliştirilmeye gereksinimi var. Türkiye, gerek devlet ve hükümetler olarak, gerek özel sektör olarak bu konuda duyarlılık gösterirse IMF ile ilişkiler bundan sonra, 'borçlu-alacaklı' değil 'diplomatik’ düzeyde kalabilir. Aksi taktirde yine zorlu bir viraj sırasında IMF'ye muhtaç duruma düşebiliriz.

İŞTE BARZANİ'Yİ 300 MİLYON DOLARDAN EDECEK AKÇAKALE SINIR KAPISI

Cahit UYANIK  

Bu yıl nisan ayında yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında alınan kararlar gereği devlet, Irak'la ticaret hacmini azaltmadan, Kuzey Irak'taki Barzani yönetimini "güçsüz" hale getirmeyi hedefliyor. Barzani'nin en önemli gelir kaynaklarından birisi Habur Sınır Kapısı'ndan geçiş yapan tırlar ve kamyonlar. Bu araçlardan yılda 300 milyon dolarlık nakit gelir sağlayan Barzani yönetiminin gelirleri, Şanlıurfa-Akçakale'de açılacak Akçakale Sınır Kapısı ile azaltılmaya çalışılacak.

21 Ocak 2015 Çarşamba

İŞSİZLİK SİGORTASINA EL ATMAK, SSK'DA 30 YIL ÖNCE DÜŞÜLEN HATAYI TEKRARLAMAKTIR

Cahit UYANIK

Türkiye'de değişmeyen kötü siyasi geleneklerden birisi de hazır ve yıllardır biriktirilen kaynakları fütursuzca tüketmek. Türkiye bu siyasi pratiği 1970'li yıllardan sonra Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) üzerinden yaşadı. Kurulduktan sonra işçi ve işverenlerden kesilen primlerle SSK, büyük bir kaynak gücüne ulaşmıştı. 1970'li yıllardaki çocukluk yıllarımdan hatırlıyorum;  SSK hastanelerine gıpta ile bakılırdı. Bir kentte eğer SSK'ya bağlı bir hastane varsa ve siz SSK'lı iseniz şanslı bir vatandaş sayılırdınız. O kentin en iyi doktorları SSK hastanesinde çalışır, en modern tedaviler orada uygulanırdı.  Ama maalesef 1980'li yılların sonu ve 1990'lı yıllar boyunca SSK hastaneleri yeni yatırımlar yapılmadığı için en kötü sağlık kurumları olarak ünlendiler.

20 Ocak 2015 Salı

ÇOK SEVDİĞİMİZ AMA PEK TANIMADIĞIMIZ BİR YATIRIM ARACI: ALTIN

Cahit UYANIK



Altın, Türk halkının çok ama çok sevdiği; neredeyse hiç tanımadığı yegane yatırım aracı. Mesela 'karat' ve 'ons' nedir? Altının ayarları neye bağlıdır? Altın fiyatları nasıl artar veya azalır, bunları biliyor muyuz? Oysa diğer yatırım araçları öyle mi? Banka mevduatı ve döviz hakkında birçok bilgisi olan halkımız, bir zamanlar rağbet ettiği borsadan ise çok fazla teknik bilgi ve sürekli takip gerektirdiği için soğumuş görünüyor. Mevduattan ne kadar vergi alındığı, mevduat garantisinin limiti, hangi bankanın mevduata ne faiz verdiği gibi bilgilerin yanı sıra, doların, sterlinin veya euronun geleceğine yönelik düşünce ve beklentiler çoğu kişinin bilgisi dahilindedir. Altında ise 'güven' hissi, çoğunlukla altın hakkında bilgi sahibi olma çabasına baskın çıkar. Altında fiyat takibinin ötesine pek geçmeyiz. Altın belki de; somut, elle tutulabilen, değerini yitirmeyen, kriz dönemlerinde de nakite kolayca dönüştürebilen özellikler taşıdığından Türkler'in gözdesi. Altın aynı zamanda bir ziynet eşyası olarak çok rağbette. Türkler olarak, altınla süslenmeyi çok seviyoruz. 


19 Ocak 2015 Pazartesi

MB: HAM PETROLDE FİYAT ARTIŞININ ÜÇTE BİRİ AKARYAKITA YANSIYOR

Cahit UYANIK

Merkez Bankası (MB), ham petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye'deki akaryakıt fiyatlarını ne yönde etkilediğini araştırdı. MB'nin yayımladığı son enflasyon raporundaki verilere göre ham petrol fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki artış, yurt içi akaryakıt fiyatlarını 24 aylık bir dönem sonunda 3.2 puan artırıyor. Yani uluslararası petrol fiyatlarındaki bir artışın ancak 1/3'ü yurt içi akaryakıt fiyatlarına yansıyor.

ALARKO VE AKENERJİ SANTRAL KAPATIYOR





Cahit UYANIK 

Yüksek doğal gaz fiyatları nedeniyle zararda olduklarını ve elektrik üretiminden vazgeçme noktasına geldiklerini belirten özel sektör elektrik üreticileri santral kapatmaya başladı. Alarko Holding iştiraklerinden Alarko Elektrik Santralları Tesis, İşletme ve Tic. A.Ş.'ye (Altek) bağlı Kırklareli Doğal Gaz Çevrim Santralında bu ay sonunda üretim duruyor. Akkök Grubu'na bağlı Akenerji de, Bilecik-Bozhöyük’teki santralin birinci ünitesini 15 Temmuz, ikinci ünitesini 30 Temmuz’da üretim durdurma kararını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na iletti. Akenerji, mayısta 5 MW gücündeki Bursa-Orhangazi santralini kapatmıştı. Kapatılan son iki santralin kurulu gücü 81 (Altek) ve 127 (Akenerji) olmak üzere toplam 208 MW düzeyinde bulunuyor. Türkiye'deki toplam kurulu güç ise 39 bin MW düzeyinde. 

16 Ocak 2015 Cuma

TÜPRAŞ ÖZELLEŞTİRMESİ: 37.3 DOLARLIK MASRAFLA 3.6 MİLYAR DOLAR KAZANILDI



Cahit UYANIK 

Türkiye, 20 yılı aşkın zamandır süren özelleştirme macerasında mahkeme kararlarına saygı göstermeye başlamasının ödülünü Tüpraş özelleştirmesindeki ek 3 milyar 625 milyon dolarlık kazançla aldı. Hükümet, Tüpraş'ın yüzde 65.76'sını 2003-2004 yıllarında yapılan özelleştirme ihalesinde 1 milyar 302 milyon dolara Efremov-Zorlu Ortaklığı'na satmıştı. Ancak Petrol-İş Sendikası tarafından Ankara 10. İdare Mahkemesi'ne açılan davada mahkeme, işlemin iptaline karar verdi. 2 Haziran 2004'te verilen bu karar, daha sonra Danıştay tarafından da onaylanınca hükümet ihaleyi iptal etmek zorunda kalmıştı.