Cahit UYANIK
Son yılların en kritik Enflasyon Raporunu açıklayan Merkez Bankası (MB), ekonomik göstergeleri bozan ve olumsuz etkileyen riskleri de daha ayrıntılı bir analize tabi tuttu. Buna göre MB, 2018 yılı için yaptığı yüzde 13,4'lük enflasyon tahminini zora sokabilecek 8 risk tespit etti.
Bu riskler arasında "Para ve maliye politikası eşgüdümünün etkinliğine dair riskler" maddesini ilk sıraya yerleştiren ve detaylarına giren MB, böylece enflasyonla mücadelede Cumhurbaşkanı ve hükümetin tavırlarının da önemli olacağını ortaya koymuş oldu. MB, bu risk çerçevesinde 'genişlemeci mali politikaların devam etmesinin ülke risk primi, kur ve faizleri artıracağı' uyarısında bulundu. MB, sıraladığı risklerin gerçekleşmesi durumunda başvuracağı 'ilave sıkılaştırma (faiz artırımı)' ve diğer tedbirleri de açıkladı. MB'nin sıraladığı riskler şöyle:
1) Para ve maliye politikası eşgüdümünün etkinliğine dair riskler
2) Fiyatlama davranışı ve beklenti oluşumunda bozulma
3) Gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının zayıflaması
4) Finansal piyasalarda yurt içi kaynaklı oynaklıkların sürmesi
5) Banka kredilerindeki arz yönlü sıkılaşmanın belirginleşmesi
6) Küresel ölçekte korumacı ticaret politikalarının iktisadi faaliyet, ticaret hacmi ve fiyatlar üzerinde olumsuz etkide bulunması
7) Ham petrol ithalat fiyatlarının yükselmesi;
8) Gıda fiyatlarındaki yükselişin devam etmesi.
RİSKLERİ DAHA
AYRINTILI ANALİZ EDEREK
PİYASANIN
ENFLASYON TAHMİNLERİNE YAKINSADIK
MB Başkanı
Murat Çetinkaya raporu tanıttığı basın toplantısında gazetecilerin enflasyon tahminlerinin
piyasa gerçekleşmelerine önceki raporlara kıyasla neden daha
yakın olduğuna ve bu trendin önümüzdeki dönemde devam edip etmeyeceğine yönelik sorusunu, daha ayrıntılı risk analizlerine dikkat
çekerek cevapladı:
"Bu raporda piyasa tahminlerine biraz daha yakınsadı
tahminlerimiz... Raporda yaptığımız değişikliklerden birisi riskler
bölümü. Bu bölüm dikkatli incelenirse önümüzdeki dönemde de enflasyon
raporunun olası bileşenlerinden birisi olacak. Tüm olası risk faktörlerini
hangi kanallardan para politikası kararlarını ve enflasyon
görünümünü etkileyebileceğini ve bu anlamda ne tarz tepkiler vereceğimizi burada
paylaşıyoruz."
Çetinkaya raporu sunuş konuşmasında aynı konuya değinerek "Para
politikasının öngörülebilirliğini kademeli artırma stratejimizin bir parçası
olarak, Raporda özellikle risk analizi çerçevesini zenginleştirmeye gayret
ettik. Bu çerçevede orta vadeli tahminlere dair riskleri ve olası para
politikası tepkisine dair değerlendirmelerimizi sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde
temel olarak fiyatlama davranışlarını, küresel risk iştahındaki gelişmeleri,
maliye politikasının dengelenme sürecine katkısını ve para politikasının
gecikmeli etkilerini yakından takip ediyor olacağız. Öngördüğümüz temel
senaryodan bir sapma olması durumunda enflasyon görünümündeki değişime bağlı
olarak para politikası duruşu gözden geçirilebilecektir" dedi.
MB Enflasyon Raporunda "Enflasyon Tahminleri Üzerindeki Temel Riskler ve Olası Para
Politikası Tepkisi" başlıklı risk analizi ile ilgili bölüm şöyle:
"Enflasyon Raporundaki orta vadeli tahminlere esas oluşturan görünüm Para Politikası Kurulunun
değerlendirme ve varsayımları etrafında şekillenmiştir. Buna karşın, bu unsurlara dair çeşitli riskler
enflasyon görünümünü değiştirerek ana senaryoda öngörülen para politikası duruşunun farklılaşmasına
yol açabilmektedir.
Orta vadeli enflasyon görünümüne dair riskler ağırlıklı olarak yukarı yönlüdür. Ana senaryoda esas alınan
görünümü değiştirme ihtimali bulunan riskler şunlardır:
GENİŞLEMECİ MALİ POLİTİKALAR, ÜLKE
RİSK PRİMİNİ, KURU VE FAİZİ ARTIRIR
1) Para politikası ile maliye politikası arasındaki eşgüdümün, ana senaryoda esas alınan çerçeveden daha
zayıf bir görünüm sergilemesi, enflasyonla mücadele ve makro ekonomik dengelenme açısından bir risk
olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu eşgüdümün iki temel bileşeni bulunmaktadır. Bunlardan ilki,
kamu tarafından yönetilen/yönlendirilen fiyatlar, vergi ayarlamaları ve gelirler politikasının, geçmiş
enflasyona endeksleme davranışının azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirlenmesidir. İkinci bileşen
ise maliye politikasının döngü karşıtı bir yaklaşımla ekonomide dengelenmeyi sağlayacak şekilde
uygulanmasıdır. Destekleyici maliye politikası tedbirlerinin yurt içi talep ve iktisadi faaliyet üzerindeki
genişletici etkisinin devam etmesi fiyatlar üzerinde talep baskısının sürmesine yol açabilecektir. Böyle bir
durum, küresel finansal koşulların sıkılaştığı bir dönemde, enflasyon ve cari işlemler açığının bulunduğu
yüksek seviyeler de dikkate alındığında, ülke risk priminin yükselmesine ve döviz kuru üzerindeki baskının
artmasına yol açarak enflasyonu düşürmek için daha sıkı bir para politikası duruşu gerektirebilecektir.
2) Önümüzdeki dönemde enflasyon görünümüne dair bir diğer önemli risk fiyatlama davranışlarındaki
bozulmanın devam etmesidir. Enflasyonun ve ülke risk priminin yüksek seviyelerde seyrettiği bir
konjonktürde, makro ekonomik dengelenme sürecinin hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçmemesi
durumunda enflasyon ve döviz kurlarına dair beklentilerin birbirini besleyerek enflasyonla mücadeleyi
güçleştirmesi söz konusu olabilecektir. Böyle bir durumda fiyatlama davranışında ortaya çıkacak ilave
bozulma enflasyonu düşürmek için öngörülenden daha sıkı bir para politikası duruşunun daha uzun süre
sürdürülmesini gerektirebilecektir.
3) Diğer taraftan, küresel para politikaları ve risk iştahındaki gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere
yönelik sermaye akımlarını azaltabilecek ve döviz kurundaki oynaklığı besleyecek riskler de mevcuttur.
Küresel likidite koşullarındaki dalgalanmalara bağlı olarak piyasalarda sağlıksız fiyat oluşumları ve aşırı
oynaklık gözlenmesi durumunda, piyasanın ihtiyacı olan döviz likiditesinin zamanında, kontrollü ve etkili
bir şekilde sağlanmasına yönelik likidite önlemleri kullanılmaya devam edilebileceği gibi, söz konusu
risklerin enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini sınırlamak amacıyla para politikasında
ilave sıkılaşmaya gidilebilecektir.
4) Önceki bölümde sunulan tahmin çerçevesinde iktisadi faaliyetin ılımlı şekilde yavaşladığı bir görünümün
esas alınmasına karşın, finansal piyasalardaki oynaklığın yüksek seyretmesi ve Türk lirasında ilave değer
kayıpları yaşanması durumunda firmaların nakit akışı ve bilançoları olumsuz etkilenebilecek ve finansal
koşullarda ilave bir sıkılaşma meydana gelebilecektir.
İNŞAAT BALONUNA MI DİKKAT ÇEKTİ?
KONUT VE GAYRİMENKUL FİYAT ARTIŞ HIZI YAVAŞLARSA...
5) Benzer şekilde, konut ve ticari gayrimenkul
fiyatlarının artış hızının belirgin şekilde yavaşlaması, firmaların kredi kullanımında gösterdikleri
teminatların değerini düşürerek daha sıkı kredi koşullarına maruz kalmalarına yol açabilecektir. Söz
konusu risklerin gerçekleşmesi iktisadi faaliyette öngörülenden daha belirgin bir yavaşlamaya neden
olabilecektir. Böyle bir durumda, finansal koşulların verimsiz bir sıkılaşma döngüsüne girmesini önlemek
amacıyla uygulanacak politika bileşimi büyük önem kazanmaktadır. Özellikle bilanço etkilerini sınırlayacak
finansal sektör politikaları ile enflasyonu gözeten para politikası arasında sağlanacak güçlü bir
koordinasyon politikaların etkinliğini artıracaktır.
6) Küresel ölçekte korumacı ticaret politikalarının iktisadi faaliyet, ticaret hacmi ve fiyatlar üzerinde olumsuz
etkide bulunması da ağırlıklı olarak dış talep kanalı üzerinden Türkiye’de enflasyonu düşürücü rol
oynayabilecektir. Öte yandan, söz konusu ticaret politikalarının küresel enflasyonda yükselişe yol açması
durumunda taraf ülkelerde para politikaları sıkılaştırılabilecek ve küresel risk iştahı gerileyebilecektir.
Böyle bir durumda Türk lirasında görülmesi muhtemel bir değer kaybı, enflasyon üzerindeki yansıması
ölçüsünde bir para politikası tepkisi gerektirecektir.
7 ve 8) Enflasyon üzerinde olumsuz etkide bulunabilecek gıda ve ham petrol fiyatlarına dair arz yönlü riskler de
mevcuttur. TCMB’nin para politikası tepkisi, söz konusu risklerin enflasyon üzerindeki doğrudan ve ikincil
etkileri değerlendirilerek, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışında gözlenebilecek bozulmayı
kontrol altında tutacak şekilde belirlenecektir.
--------------------
MB'nin yaptığı 5 puanlık enflasyon
tahmini artışının kaynakları neler?
MB, 2018 yıl sonuna dair tüketici enflasyonu tahminini Nisan Enflasyon Raporu’na göre 5 puan yukarı yönlü güncelleyerek, yüzde 8,4'ten yüzde 13,4’e yükseltti ve bu değişikliğin kaynaklarını şöyle açıkladı:
2,3 puan: Petrol fiyatları ve döviz kuru kaynaklı gelişmelere bağlı olarak Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımının yukarı çekilmesi. (Bu güncellemede, akaryakıt dışı enerji fiyatları üzerindeki petrol ve kur kaynaklı maliyet unsurlarının etkileri de dâhil edildi)
1,4 puan: Yüzde 7’den yüzde 13’e güncellenen gıda fiyatları
1,3 puan: Yılın ikinci çeyreğindeki yüksek oranlı tahmin sapması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma
0,1 puan: ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış
(-) 0,1 puan: Bir önceki Rapor dönemine göre aşağı yönlü güncellenen çıktı açığı
--------------------
MB'nin yaptığı 5 puanlık enflasyon
tahmini artışının kaynakları neler?
MB, 2018 yıl sonuna dair tüketici enflasyonu tahminini Nisan Enflasyon Raporu’na göre 5 puan yukarı yönlü güncelleyerek, yüzde 8,4'ten yüzde 13,4’e yükseltti ve bu değişikliğin kaynaklarını şöyle açıkladı:
2,3 puan: Petrol fiyatları ve döviz kuru kaynaklı gelişmelere bağlı olarak Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları varsayımının yukarı çekilmesi. (Bu güncellemede, akaryakıt dışı enerji fiyatları üzerindeki petrol ve kur kaynaklı maliyet unsurlarının etkileri de dâhil edildi)
1,4 puan: Yüzde 7’den yüzde 13’e güncellenen gıda fiyatları
1,3 puan: Yılın ikinci çeyreğindeki yüksek oranlı tahmin sapması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma
0,1 puan: ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış
(-) 0,1 puan: Bir önceki Rapor dönemine göre aşağı yönlü güncellenen çıktı açığı
Toplam: 5,0 puan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder