Ekonomi gazeteciliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ekonomi gazeteciliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Eylül 2018 Cuma

MOODY'S KURUCUSU JOHN MOODY KİMDİR? GAZETECİLİK YETENEĞİ YÜKSEK BİR FİNANSAL ANALİST


John Moody (1868 - 1958), güçlü bir girişimci güdüsü, yatırımcıların ihtiyaçları hakkında ciddi bir inanca ve önemli bir gazetecilik yeteneğine sahip, kendi kendini eğiten bir reformcu idi. Piyasadaki ihtiyaçları değerlendiren John Moody & Company, şirketin kuruluş yılı olan 1900 yılında "Moody'nin Endüstriyel ve Muhtelif Menkul Kıymetler El Kitabı"nı (Moody's Manual of Industrial and Miscellaneous Securities) yayınladı.

El kitabı finansal kurumların, devlet kurumlarının, üretimin, madencilik, kamu hizmetlerinin ve gıda şirketlerinin hisse senedi ve tahvilleri hakkında bilgi ve istatistik sağladı. İki ay içinde yayının tümü satılmıştı. Moody El Kitabının 1903'te tirajı adeta patladı ve yayın tüm ülkede biliniyordu. Borsa 1907'de düştüğünde, Moody's şirketinin hayatta kalabilmek için yeterli sermayesi yoktu ve bu  işini satmak zorunda kaldı.

8 Şubat 2018 Perşembe

EKONOMİ VE FİNANS GAZETELERİ NEDEN SOMON RENGİ KAĞIDA BASILDI?


Cahit UYANIK


Financial Times (FT) kurulduktan 5 yıl sonra 1893 yılında; rakibi Financial News adlı gazeteden ayırt edilebilmek için somon rengi kağıda basılmaya başlandı. 

22 Aralık 2017 Cuma

2003'TEN KALMA CEVAPLAR: TÜRKİYE'DE İŞSİZLİK YAPISAL BİR SORUNA DÖNÜŞÜYOR, ÇÖZÜMÜ GİDEREK ZORLAŞACAK



Cahit UYANIK-Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Başkanı 

TÜRK-İŞ Dergisi: Son dönemde ekonomik göstergelerde görülen olumlu değişimler ve ekonominin iyiye gittiği varsayımı üzerine düşünceleriniz nelerdir?

Cevap: Bir ekonomi politikasının gidişatı, genelde 2 göstergeye bakılarak değerlendirilebilir. Bunlar fiyat istikrarı ve istihdam düzeyindeki değişimdir. Bu iki gösterge, sokaktaki adamdan en üst düzeydeki şirket yöneticisine kadar herkesin kararlarını ve içinde yaşadığı ekonomik ortama ilişkin düşüncelerini şekillendirir. Çünkü insanlar ekonomiden, bir iş sahibi olmak ve kazandıkları gelirin istikrarlı olmasını beklerler. Bu çerçeveden bakıldığında, Türkiye ekonomisinin gidişatı "Sana bir iyi, bir de kötü haberim var" diye başlayan doktorlu fıkraları hatırlatmaktadır. Enflasyondaki düşüş trendi ve gelecekte enflasyonda ciddi bir artış yaşanmayacağına ilişkin beklentiler tablonun aydınlık tarafını oluşturmaktadır. Fiyat artışlarının dizginlenmiş olması, halkın fiyat etiketi takibinden kurtulup satın alacağı mal ve ürünleri kalitesine göre sınıflandırması sonucunu doğuracaktır. Yine benzer şekilde TL'nin güç kazanması, hepimizin şikayetçi olduğu dolarizasyona (tüm ekonomik değerlerin döviz cinsinden belirlenmesi) son verecektir. Türkiye'nin 2004'te yüzde 12, 2005'te ise muhtemelen yüzde 7 düzeyinde bir enflasyonu hedefliyor olması, emeğin fiyatı olan ücret konusunda da bazı yeni açılımları beraberinde getirecektir. Eskiden sırf enflasyon farkının telafi edilmesi üzerine gelişen ücret pazarlıkları, artık refah payı ve sosyal yardımlar üzerine yoğunlaşacaktır.

REKABET KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİNDE EKONOMİ BASINININ ROLÜ NEDİR?


REKABET KÜLTÜRÜNÜN GELİŞMESİNDE EKONOMİ BASINININ ROLÜ

Cahit UYANIK (Ekonomi Muhabirleri Derneği-EMD Başkanı)

(15.11.2005  tarihinde Rekabet Derneği toplantısında yapılan  konuşma)

Türkiye'de "ekonomi basını" ile "rekabet hukuku" aynı kaderi paylaşıyor. Ekonomi basını 1980'den sonra gelişmeye başladı. Rekabet hukuku da 1990'dan sonra... İkisi de sayıca çok geniş olmayan bir grup tarafından anlaşılmaya, uygulanmaya çalışılıyor. Söz gelimi biz ekonomi gazetecilerinin sayısı Ankara ve İstanbul olmak üzere toplam 500-600'ü geçmiyoruz. Türkiye'deki rekabet hukukçularının sayısı hakkında net bir fikrim yok ama, şu kesin ki her iki grup da çalışmalarıyla toplumdaki geniş kitleleri yakından etkiliyor.

Türkiye'de rekabet denilince nedense hemen 24 Ocak 1980 Kararları akla gelir. Ünlü "Bırakınız Yapsınlar, Bırakınız Geçsinler" anlayışının Türkiye'ye bir ekonomik kriz sonrasında girişi hatırlanır. Devletin ekonomik hayattan çekilmeye karar vermesi ve fiyatların serbest şekilde belirlenmeye başlanması bu kararların odak noktasıydı. Ancak zaman geçtikçe, serbest piyasayı ve rekabeti "kuralsızlık" ve "kural tanımazlık" olarak görmeye başladık. İşte o zaman "Bu rekabet denilen olayın bir kuralı, bir hukuku yok mu?" diye sorduğumuzda önümüze rekabet hukuku çıktı. Oysa bu konu gelişmiş piyasa ekonomisine sahip ülkelerde 100 yılı aşkın maziye sahipti. Meraklıları özellikle ABD'deki devlet eliyle şirketlerin parçalara ayrılmasıyla rekabet hukukunun nelere kadir olabileceğini çok iyi biliyorlardı. Türkiye ise hukuka uygun rekabet olabileceği ile 1990'larda tanıştı. Geç mi kalındı? Bence hayır. Çünkü zaten Türkiye, 1980'e kadar serbest piyasayla ilgili bir ülke değildi. Sanayileşmeye, gelişmeye çalışıyordu.

20 Nisan 2017 Perşembe

TİCARET GAZETESİ 75. YAŞINA GİRDİ


Cahit UYANIK

İzmir'de 20 Nisan 1942 yılında ilk sayısını yayınlayan Ticaret Gazetesi, bugün 75'inci yıl sayısını yayınladı. Ticaret, en uzun süredir Türkiye'de aynı aile (Tükel Ailesi) tarafından yayınlanmaya devam edilen tek gazete. Aynı zamanda Türkiye'nin yayın hayatını sürdüren en eski ekonomi yayınlarından biri. 

Ticaret, "75 Yılı Geride Bırakırken" başlıklı yazıda, Basın İlan Kurumu'nun yeni yönetmeliğine göre artık "ticari gazete" kavramının kabul edilmemesi ve satışlarının yarısının bayiden gerçekleştirilmesi şartını eleştiriyor. 

6 Ocak 2017 Cuma

TİCARET VE EKONOMİ GAZETELERİNİ ZORA DÜŞÜREN DÜZENLEME DEĞİŞMELİ


Cahit UYANIK

Ticaret, 2012'de 70'inci Yaşını Kutladı
Ekonomi gazeteciliğinin öncülerinden "Ticaret" İzmir'de 1942'den bu yana yayınlanıyor. 

Seda Gök kardeşimiz de sağ olsun bana ulaştırma nezaketini gösteriyor.

Yeni yılla birlikte Ticaret'in sayfa sayısı arttı ve 8'den 12'ye çıktı.

Titizlikle hazırlanan Ticaret'in sayfa artırması beni memnun etti ama "neden böyle oldu?" diye düşünmeden de edemedim...

Malum, artık kağıda basılan gazeteler büyük maliyet baskısı altındalar... 

22 Ocak 2016 Cuma

HANİFE ŞENYÜZ'ÜN KALEMİNDEN: BİR BÜTÇE BÖYLE GEÇTİ


Hanife ŞENYÜZ-Dünya Gazetesi Ekonomi Muhabiri

Bir ay boyunca, milletvekillerinin deyişiyle "modern hapishane" olan TBMM'deyim. 1993 mali yılı bütçe tasarısını, küçücük, şimdi bana daha da sevimli görünen büroma bile gelemeden Plan ve Bütçe Komisyonunda izledim. Bir gazeteci arkadaşıma göre "naklen yayın" yaptım. Ama, okurlar hakkımı teslim edeceklerdir ki, TRT'nin yayınlarından daha iyiydi.

31 Aralık 2015 Perşembe

2003 YILINA; AK PARTİLİ VE TAYYİP ERDOĞANLI YILLARA GİRERKEN FİNANSAL FORUM'A YAZDIĞIM YENİ YIL MESAJI

Türkiye, 2002 yılı Kasım ayı ortasında bir seçim yapmış ve Ak Parti tek başına iktidara gelmişti. Recep Tayyip Erdoğan, anayasadaki siyasi yasaklılık maddesi kapsamına girdiği için milletvekili adayı olamamış ve seçilememişti. 

Partinin diğer doğal lideri Abdullah Gül, ilk Ak Parti Hükümetini kurmuştu. Biz 2003 yılına girerken "Ak Parti ve Abdullah Gül" ile dolu yıllara hazırlandığımızı düşünürken; Erdoğan, CHP Lideri Deniz Baykal'ın desteğini arkasına alarak anayasayı değiştirtmiş ve kendisine milletvekili olmanın yolunu açmıştı. 

Derken; bir köy, hiç bir şekilde seçmen kütüğüne yazılmadığı için Siirt'te seçimler iptal edildi ve Recep Tayyip Erdoğan aday olarak milletvekili seçildi ve ikinci Ak Parti hükümetini kurarak Başbakanlık görevini üstlendi. Böylece (2016 yılına girerken de yaşadığımız gibi) Ak Partili ve Tayyip Erdoğanlı yıllar başlamış oldu.  

26 Aralık 2015 Cumartesi

GÜNGÖR URAS KÖŞESİNDE HABERİMDEN NASIL BAHSETMİŞTİ-2?

EFTA İLE ANLAŞMA TÜRKİYE'YE NELER GETİRİR?

Güngör URAS


Türkiye için önemli olan Avrupa Topluluğu (AT) pazarıdır. Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) pazarı değil... Bunu anlamak için 1990 yılı ithalat ve ihracat rakamlarına bakmak yeter: 

24 Aralık 2015 Perşembe

GÜNGÖR URAS KÖŞESİNDE HABERİMDEN NASIL BAHSETMİŞTİ-1? EMLAKBANK'IN BİLANÇOSU NASIL MAKYAJLANDI?


Kamu Bankalarının Özelleştirilmesinde Emlakbank Modeli

GÜNGÖR URAS


Emlakbank, her hükümet kuruluşunda bir bakana emanet edilir. Emlakbank'tan sorumlu her bakan, bankaya bir genel müdür atar. Her yeni genel müdür atandığında eskisi ve takımı mahkemeye verilir. Bankanın ne büyük zararla karşılaştığı, bilançosunun gerçek olmadığı, batan paranın miktarı açıklanır. Sonra bankanın düzeldiği müjdesi verilir. Derken zarar eden bankanın nasıl kâra geçtiği anlatılır. Sonra hükümet değişir. Bütün bunlar sil baştan... Olur.

24 Ekim 2015 Cumartesi

EKONOMİ DERGİCİLİĞİ "FIRSAT KAPAKLARI" KISIR DÖNGÜSÜNDE...



Cahit UYANIK

Türkiye'de özellikle 1980 sonrasında ekonomi gazeteciliğinin çok büyük aşamalar kaydettiği su götürmez bir gerçek. İthal ikameci ekonomik politikaların geçerli olduğu 1980 öncesinde, gazetelerdeki ekonomi haberleri zam, enflasyon, tarımsal destekleme, memur ve işçi zamları etrafında dönüp duruyordu. Zaman zaman Maliye Bakanlığının kapalı yapısı aşılarak elde edilebilen ekonomik raporlar, bu durağan seyri hareketlendiriyordu.

Günlük gazetelerde bile ekonomi sayfasının bulunmadığı bir ortamda elbette ekonomi dergileri "lüks" sayılıyordu. Sadece haftalık haber dergilerinde seyrek de olsa ekonomi haberlerine ve ekonomik makalelere rastlanıyordu. Aslında Cumhuriyetin kuruluş yıllarından sonra Kadro Hareketinin dergisi Kadro'da ciddi ekonomik haber ve makaleler yer almıştı. Ama belki de, etkileri 1980'lere kadar hissedilen devletçilik uygulamaları yönünde tavır konulması, dolaylı bir şekilde olsa da Türkiye'de 'ekonomi dergisi' kavramının yerleşmesini engellemişti.

8 Nisan 2015 Çarşamba

"İKTİSAT İŞLETME VE FİNANS DERGİSİ" 30. YAŞINI KUTLUYOR...



Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Eski Başkanlarından Kıymetli Büyüğümüz Ali Bilge’nin insanüstü bir gayretle bugünlere getirdiği "İktisat İşletme ve Finans Dergisi" 30.yılını çok güzel bir konferansla kutluyor. Günümüzün seçkin iktisatçılarını bir araya getiren ilginç bir konferans olacak. Konferans 21 Nisan 2015 tarihinde ODTÜ Kongre Kültür Merkezinde... 
"İktisat İşletme ve Finans Dergisi"nin nice 30 yıllara ulaşması dileği ile...


31 Aralık 2014 Çarşamba

'UNUTULMAZ' 2001'E GİRERKEN FİNANSAL FORUM'A YAZDIĞIM YENİ YIL MESAJI

Cahit UYANIK



Türkiye'nin yakın dönem ekonomi geçmişinde en önemli yıl olan ve ekonomisinde büyük yapısal dönüşümlerin başladığı 2001 yılına girerken, gazete yönetiminin görevlendirmesi ile yazdığım ve 31.12.2000 tarihinde yayınlanan yeni yıl mesajı aşağıda yer alıyor. 

Ben, aradan geçen 14 yıla rağmen hala bu güzel dileklere ulaşamadığımızı düşünüyorum. Bilmem siz ne düşünürsünüz?

"YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN

Anlam ve önemlerini giderek daha fazla hissettiğimiz IMF, Dünya Bankası ve bilumum yabancı kredi derecelendirme şirketleri ile kol kola geçireceğimiz şimdiden belli olan 2001 yılında;

- Ekonominin sırf  'ana para ve faiz' demek olmadığı, 
- Bütçenin sosyal refah yaratma aracı olduğu,
- Ulusal ekonominin adaletli paylaşarak güçleneceği,
- Ekonomi yönetiminin nihai hedefinin insanı mutlu etmek olduğunun iyice anlaşıldığı

sağlıklı, neşeli ve başarılı günler geçirmenizi dileriz.

28 Aralık 2014 Pazar

YERİ DEĞİŞSE BİLE MERKEZ BANKASININ BASINLA MESAFESİ DEĞİŞMEZ

Cahit UYANIK

Ekonomi muhabirliğine ilk başladığım 1988 Nisan ayında, tecrübeli gazeteci büyüklerimle izlediğim ilk toplantı Merkez Bankası Genel Kurulu idi. O zaman Rüşdü Saracoğlu Merkez Bankası Başkanıydı. Şimdi Ankara Şubesi olarak kullanılan Ulus'taki taş binanın birkaç kat altına inip bir toplantı salonuna girdik. Tıka basa doluydu. Genel Kurul divan üyelerinin oturacağı uzun masanın arkasına iki taraflı Türk bayrağı ile Atatürk posteri asılmıştı. Okuldan yeni mezun bir genç olarak o ortam (İstanbul'daki deyimle ambians) bana bir film setini andırmıştı. Bir sürü ciddi ve asık suratlı insan, kendi aralarında bile konuşmadan saatin 14.00 olmasını bekliyordu.