28 Ekim 2018 Pazar

26 YIL ÖNCESİNDEN BİR HABER-ANALİZ; "TÜRKİYE'DEKİ JAPONYA: GAZİANTEP"


Yıl 1992. ANAP'ın uzun süren iktidarı bitmiş, DYP-SHP Hükümeti kurulmuştu. Sanayileşmeyi ülke geneline yaymak isteyen Hükümet, Devlet Planlama Teşkilatına (DPT) bir çalışma yaptırdı. Bu çalışmadan Gaziantep ve Denizli, tüm Türkiye'ye örnek olacak iki kent olarak tespit edildi. O sıralarda Ekonomik Panorama Dergisinde çalışıyordum. Bu iki kente gidilip haber-analiz yazılmasına karar verildi. Neden bu iki kent seçilmişti DPT tarafından..? Neden onlar sanayileşmişti de, diğer kentler yerinde saymıştı? Araştıracaktık yerinde... Şans bu ya Ankara Bürosu muhabirleri; Bendeniz Gaziantepli Gaziantep'e, Çiğdem Toker Denizlili Denizli'ye gittik. Ve o yıllarda ulusal basında pek sesi duyulmayan bu iki sanayi kentini okuyucuların dikkatine sunduk. İşte bu yazı; Gaziantep'le ilgili 1992 yılında yani 26 yıl önce kaleme aldığım haber-analizdir. 

Cahit UYANIK

Hemaks Makina, yurt dışından 2 milyar liraya ithal edilen halı tezgahlarının aynısını, kendi olanakları ile üretiyor ve piyasada 200-250 milyon liradan satıyor. Hemaks'ın kurucusu Emin Helvacıkara, "Helikopteri getirsinler, önce bir dağıtayım; sonra aynısını yaparım" diyor.

Özçelik Pres, Maraton yolcu otobüslerinin kapı kollarını kendi imkanlarıyla üretiyor ve ithal fiyatından daha ucuza piyasaya satıyor. Torna ustası Mustafa Diri, beş yıllık bir uğraş sonunda, halılara desen veren jakar makinasını kendi imkanlarıyla üretmeyi başarmış. Artık halı tezgahı piyasasına ithal jakar makinaları giremiyor.

Yine torna ustası Ekrem Kayalı, başta Chevrolet İmpala olmak üzere, bazı eski Amerikan otomobillerinin lastik sübaplarını yapıp Amerika'ya ihraç ediyor. Çünkü bu tip otomobillerin yedek parçaları, artık kendi ülkesinde bile üretilmiyor. Mitaş A.Ş, MKE için G-3 piyade tüfeği kasaturaları ve roket kanatları üretiyor.


Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. "Taklitçiliğin Japonya'yı aratmayacak kadar geliştiği bu yer neresiymiş?" diye sorarsanız cevap: Gaziantep. Gaziantep Ticaret Odası Başkanı (GTO) Mehmet Aslan, "Hollandalılar, tekstil fuarlarında makinalara Antepli torna ustalarını yaklaştırmıyorlar. Çünkü bizim ustalar makinadaki yeniliği hemen anlıyor ve taklitlerini yapıyorlar. Türkiye önceden, çok döviz yatırıyordu bu halı tezgahlarına... Şimdi İran'a, Suriye'ye, Irak'a ihraç ediyor" şeklinde konuşuyor.

Japon uzmanlarca hazırlanan GAP Master Planında bile övgüyle söz edilen Anteplinin bu taklit becerisi, hep kişisel çabalara dayanıyor. Devletçe iyi yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi durumunda, alınabilecek sonuçlar ise iyice araştırılması gereken bir başka konu...

(Tıklayınız) TATLI UYKU, ANTEP BAKLAVASINA FEDA OLSUN


Gaziantep'te hep taklit ürünler yok elbette... Türkiye'nin kurulu makarna kapasitesinin yüzde 70'i Gaziantep'teki 10 fabrikada  toplanmış durumda... Türkiye'nin tüm yürüyen merdiven ihtiyacını da buradaki fabrikalar sağlıyor. Komple un ve mercimek fabrikalarını "anahtar teslimi" kurabilecek teknoloji Antep'te üretiliyor. Türkiye'deki iki otomobil ampulü fabrikasından biri Gaziantep'te kurulu.

"Ben üretir, ben satarım"

Gaziantep, Güneydoğu Anadolu'da bulunan, ancak kalkınmada öncelikli yöreler kapsamında yer almayan  tek il. Bu özelliğini elbette ekonomik gelişmişliğine borçlu. İldeki üretime yönelik tek devlet tesisinin Tekel İçki Fabrikası olduğunu biz söyleyelim, yorumunu siz yapın. GTO Genel Sekreteri Mesut Ölçal, tüm kamu yatırımları içinde Antep'in payının binde 5 olduğunu söylüyor.

Peki devlet baba çevresindeki Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Adıyaman gibi illere yıllardır teşvikler yağdırıp yine de tatmin edici sonuçlar alamazken, Antep nasıl olmuş da Türkiye'nin altıncı büyük ili olabilmiş? Gaziantep Sanayici ve İşadamları Derneği (GASİAD) Başkanı Mehmet Okan bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

"Antep, İpek Yolu zamanından bu yana önemli bir ticaret merkeziydi. Sanayileşmeyi hep yakından izledi. Bundan etkilenerek "Sattığım şeyleri kendim üretemez miyim?" sorusunu kendine sordu. Müteşebbislik geleneği, ticaretten sağlanan sermaye birikimiyle birleşince bugünkü sonuca ulaşıldı. Eğer devletin elinden tutmasını bekleseydi, Antep'in şimdi çevresindeki illerden hiç bir farkı olmazdı."

Mağaradan sanayi bölgesine

Antep'te ilk motorlu iplik ve dokuma tezgahları 1950'li yıllarda şehirde sıkça rastlanan mağaralarda kurulmuş. Pratik zekanın güzel bir örneği olan bu seçim sayesinde hem insanlar motorların aşırı gürültüsünden rahatsız olmamış, hem de işçiler bölgede uzun geçen yaz aylarında, çöl sıcağından böylesi "doğal klimalarla" korunabilmişler. Ama artık Antepli sanayiciler yatırımlarını mağaralarda değil,  şehrin 15 km. dışındaki Organize Sanayi Bölgesinde yapıyor.

Şu anda Birinci Organize Sanayi Bölgesinde 130 fabrika üretim yapıyor ve 20 bin kişi çalışıyor. Altyapı çalışmalarının 1993 yılında biteceği söylenen ikinci bölgedeki tüm fabrikalar üretime geçtiğinde, 30 bin kişiye daha iş imkanı yaratılacak. GASİAD Başkanı Mehmet Okan "Üçüncü bölgenin de planlarını hazırlatıyoruz. Türkiye'deki tüm yatırımcıları, mektuplar yazarak, bölgede yatırım yapmaya davet ediyoruz. Ama gelmek istemiyorlar. Yatırım yapan yine Antepli işadamı..." diyor. GTO Başkanı Mehmet Aslan ise Organize Sanayi Bölgesinin kalkınmada öncelikli yöreler kapsamına alınmasının ciddi bir üretim patlamasına yol açacağını savunuyor.

Antep, GAP teşviklerinden yararlansın

İstisnasız her sanayicinin ve işadamının şikayeti, Gaziantep'in fiilen GAP Bölgesi içinde yer almasına rağmen hiç bir teşvikten yararlandırılmaması... GTO Başkanı Aslan, ilin tüm devlet dokümanlarında "GAP'ın giriş-çıkış kapısı" olarak nitelenmesine karşın, uygulamada teşvik görmemesini, "haksızlık" olarak niteliyor. GAP'ın hayata geçmesiyle beraber, ürünlerin önemli kısmının Antep'te işlenip pazarlanacağına dikkat çeken Aslan sözlerini şöyle sürdürüyor:

"GAP illeriyle ilgili hazırlanan teşvik planından yararlanmak için, önümüzdeki günlerde yeri göğü ayağa kaldıracağız. Devlet gözünün bir ucunu bize kırpsın artık. Altyapımız, üstyapımız var. Bize mükafat olarak hiç olmazsa diğerlerine sağladığının yüzde biri kadar bir olanak sağlasın."

Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve işsizlik sigortası gibi uygulamaların Güneydoğu Anadolu'dan başlatılacağının açıklanması, Antep'te biraz sevinç, biraz buruklukla karşılanmış. İşadamları, teşvik tedbirlerinde başlarına gelen şeyin işsizlik sigortası ve asgari ücrette tekrarlanmasından korkuyorlar. Bu nedenle "Devlet, ya bölgesel bölünüşü değiştirip bizi Akdeniz Bölgesine dahil etsin, ya da Güney Doğu ili olduğumuzu kabul edip her türlü teşvikten bizi de yararlandırsın" diyorlar. Gaziantep'te GAP'la ilgili şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Genel Sekreteri Kürşat Göncü, bölgeye sağlanan teşviklerin selektif olmadığını belirtiyor. Göncü, GAP illerindeki yatırımların birbirine rakip değil, birbirini tamamlayıcı olmasının önemine işaret ediyor.

Antepli sanayicinin en önemli ihtiyaçlarından biri de, yatırım danışmanlığı hizmetleri... GAP'ın gelişim çizgisi içinde, yatırımcının hangi alanlara, ne büyüklükte yatırım yapması gerektiği sorusu hemen herkesin kafasını kurcalıyor. ANAP hükümetleri zamanında uygulamaya sokulacağı söylenen Ekonomik Kalkıma Ajansı Projesine (EKAP) merkez olarak Antep'in seçilmesi, ildeki yatırımcıları hayli umutlandırmış, ama bu kısa sürmüş. Zamanın GAP'tan Sorumlu Devlet Bakanı Kamran İnan'ın projeyi iptal etmesi, sanayici ve işadamlarında hayal kırıklığı yaratmış. Sanayici ve işadamlarının ortak görüşü, devlet öncülüğünde kurulacak bir yatırım danışmanlığı kurumunun büyük faydalar sağlayacağı şeklinde.

Bütün olarak bakıldığında Gaziantep, iktisat kitaplarına geçecek "spontane" bir gelişimi sağlamış durumda. Bundan sonra da sürdürmeye kararlı. Ama bu gelişimin hangi yöne doğru olacağını belirlemek ise devletin görevi...
(Bu haber-analiz haber Ekonomik Panorama Dergisinin 19-26 Nisan 1992 tarih, Yıl:5 Sayı:17'de yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder