19 Nisan 2025 Cumartesi

'MEMURLAR ÇOK OLDU' TARTIŞMASI

MEMUR KADROLARI VE 'ZAM' YİNE GÜNDEMDE 

Yılmaz - Pakdemirli ekibi, yeni hükümetin 'memur stratejisi'ni saptamaya çalışırken, geçim sorunları ve yaklaşık 3 milyonluk oy potansiyeliyle memurlar gündemin üst sıralarında. Gündemde maaş ve katsayı artışının dışında bir tartışma daha var: Memur sayısı çok mu fazla?

Cahit UYANIK 

Elindeki boş fileyle umutsuzca gezinen memur karikatürleri eski sıklıkta çizilmemekle birlikte, Cumhuriyet tarihinin sabit gündem maddelerinden birini simgeler. 'Sağlam ekmek kapısı' niteliğini her dönemde koruyan ama sağladığı ekmek miktarı zamanın ve enflasyonun erozyonuna uğrayan bir kurumdur devlet memurluğu... Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'nin bakışıyla 'Yılda iki kez gündeme gelen ve Türkiye'nin tek sorunu buymuş gibi görülen memur maaş zamları, katsayı artışları' bazı özel koşullarda daha da kritik tartışmalara zemin hazırlar: Yeni hükümetler programlarını açıklarken ve seçimler yaklaşırken...

Mesut Yılmaz hükümeti, ensesinde bir erken seçim gündemiyle oluşturulurken yılların eskitemediği 'Ne olacak memurun hali?' sorusu özel bir önem kazandı. Devlet memurlarının çalışan nüfus içindeki oranının düşük olduğu ve memur sorununu bürokrasinin yapay biçimde köpürttüğü yorumları bir yana, kamu kesiminde yaklaşık 1,5 milyon memur çalışıyor. Bu, en azından 6 milyon kişilik 'zamlardan etkilenme alanı' ve yine en azından 3 milyonluk oy potansiyeli demek. Yılmaz-Pakdemirli ekibi, zam beklentileri ve kaynak arayışları eşliğinde 'memur stratejileri'ni oluşturmaya çalışırken klasik gündemin dışına çıkan bir tartışma da yaygınlık kazanıyor: Memur sayısı fazla mı, 'Az memur-Yüksek verim' sistemi tercih edilemez mi?

Akbulut hükümetindeki Dışişleri Bakanlığı görevinden önce uzun süre Maliye ve Gümrük Bakanı koltuğunda oturan Ahmet Kurtcebe Alptemoçin, bu noktadaki sorunun kadrolar oluşturulurken devreye giren sağlıksız yaklaşımdan kaynaklandığını söylüyor:

18 Nisan 2025 Cuma

TOFAŞ-STELLANTİS BİRLEŞMESİNE 'YATIRIM' VE 'DAĞITIM' ŞARTLARI İLE ONAY VERİLDİ




Rekabet Kurumu'nun X hesabından açıklama şöyle:



"Tofaş / Stellantis devralma işlemine yatırım ve dağıtım taahhütler kapsamında onay verildi.

Rekabet Kurulu Tofaş/Stellantis devralma işlemine tarihi bir kararla onay verdi. Söz konusu iznin tarafların yatırım yapma şartına bağlanması Kurum tarihi bakımından bir ilki oluşturuyor. Bu kararın, genellikle statik olarak fiyat/çıktı analizine dayalı toplumsal refah kriterinin daha geniş ve rekabetin dinamik etkilerini dikkate alan bir anlayışla ele alınması gerektiğini göstermesi bakımından uluslararası içtihat ve literatüre de önemli bir katkı sağlaması bekleniyor.

16 Nisan 2025 Çarşamba

17 NADİR TOPRAK ELEMENTİ (METALİ) HANGİLERİDİR?

Nadir toprak elementleri (NTE'ler) , 15 lantanit elementi de dahil olmak üzere 17 elementtir. 

Seryum, 

Disprozyum, 

Erbiyum,

Europiyum, 

Gadolinyum,

Holmiyum, 

Lantan, 

Lutesyum, 

Neodimyum, 

Praseodimyum,

Prometyum, 

Samaryum, 

Terbiyum,

Tülyum,

İterbiyum,

İtriyum

Skandiyum.

15 Nisan 2025 Salı

MICROSOFT, SKYPE'IN FİŞİNİ ÇEKİYOR; TEAMS'E GEÇİŞ ÖNERİYOR

İDeğerli Skype kullanıcısı

Ücretsiz tüketici iletişimleri teklifimizi kolaylaştırmak için 5 Mayıs 2025 tarihinde Skype’ı kullanım dışı bırakarak modern iletişim ve işbirliği merkezimiz Microsoft Teams’e odaklanacağız.


Teams, insanların iş yerinde ve evde iletişim ve etkileşim halinde kalmalarına yardımcı olur. Teams kullanıcıları, Skype’ta yer alan birebir çağrılar, grup çağrıları, mesajlaşma ve dosya paylaşımı gibi temel özelliklerin bir çoğuna erişebilirler. Ek olarak Teams; toplantı düzenleme, takvimleri yönetme ve topluluklar oluşturma ve bunlara katılma gibi gelişmiş özellikler de sunar ve tümü ücretsizdir.

Peki bu ne demek?

Ücretsiz olarak Microsoft Teams’e geçiş yapabilirsiniz: Bugünden itibaren Skype kimlik bilgilerinizi kullanarak desteklenen herhangi bir cihazdan Microsoft Teams (ücretsiz)’de oturum açabilirsiniz ve kişileriniz ve sohbetleriniz otomatik olarak aktarılır. İlerleyen günlerde bu işlemi gerçekleştirmeniz için Skype uygulamasından da bir bildirim gönderilecektir.

5 Nisan 2025 Cumartesi

EKONOMİ, FİNANS, VERGİ VE BORSA FIKRALARI / SÜLEYMAN DEMİREL'DEN İBRETLİK 'KARAKUŞİ KADI' FIKRASI

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den ibretlik bir 'Karakuşi Kadı' fıkrası: 


Demirel'e ülkenin durumu hakkında ne düşündüğü sorulmuş...

Demirel de soruyu yönelten kişiye:

- "Bak sana bunu bir fıkrayla anlatayım da pazar neşesi olsun" demiş. Demirel'in anlattığı fıkra şu:


"Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var... Karakuşi Kadı, fırıncıya:

- 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:

- 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp:

- 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor...

Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı'nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş...

3 Nisan 2025 Perşembe

ANKARA NOTLARI / ORTADOĞU'YA 'BARIŞ' ELEKTRİĞİ

Cahit UYANIK 

Türkiye uzun yıllardır Ortadoğu barışının bölgedeki tüm ülkelerin faydasına olacağını savunuyor. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bu bölgeyi baştan başa geçecek ve Türkiye'deki su kaynaklarını bu ülkelere ulaştıracak bir boru hattı önermişti. 'Barış Suyu' olarak bilinen proje, uzun yıllar gündemde kalmasına rağmen Arap ülkeleri buna yanaşmak istememişti.

'Barış Suyu' bu durumdayken, Türkiye'nin Ortadoğu'daki güç ve etkinliğini iyice artıracak bir başka proje anlaşmayla sonuçlandı. Uzun yıllardır görüşmeleri devam eden Mısır, Irak, Ürdün, Suriye ve Türkiye'nin enterkonnekte elektrik sistemlerini birbirine bağlayacak anlaşma Bakanlar Kurulu tarafından onaylandı. ANAP iktidarları zamanından bu yana birçok Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının emeğinin geçtiği anlaşmayı Resmi Gazete'de görmek ise Veysel Atasoy'a nasip oldu.

Anlaşmanın adı 'Mısır, Irak, Ürdün, Suriye, Türkiye Arasında Elektriksel Enterkonneksiyon İçin Genel Alışveriş Anlaşması' olarak kondu. Bu anlaşma sayesinde Ortadoğu'nun iki önemli su kaynağı Nil ve Fırat, elektriksel açıdan birbirine bağlanmış olacak. Ayrıca bölgenin iki önemli ülkesi Türkiye ve Mısır, Ortadoğu barışında stratejik bir rol üstlenecek. Anlaşmanın teknik gerekçesiyse,  'Elektriksel güç sağlanmasında güvenilirliği artırmak, güç fazlasının mübadelesi ve acil durumlarda yardımlaşma' olarak açıklanıyor.

EKONOMİ HİKAYELERİ / İRLANDALILAR'IN BULDUĞU BİR EYLEM BİÇİMİ: 'BOYKOT' NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Yüzbaşı Charles Cunningham Boycott, toprak sahibi bir aristokrat olan Lord Erne'nin kahyası olarak 1880 ylında İrlanda'nın batısında Mayo Bölgesi'ne atanmıştı. Mahsül düşük olduğu için köylüler Boycott'tan kiralarda yüzde 25 indirim yapmasını istedi. Ancak Charles Boycott bunu kabul etmedi ve kirasını ödemeyenleri evlerinden atacağını söyledi.

Bunun üzerine Charles Stewart Parnell, bölgedekileri topladı ve "Evinden atılan birinin evine yerleşenlere ne yapalım?" diye sordu. İrlandalılar "Öldürelim" diye bağırdılar.

Parnell "Çok daha iyi bir yolu var. Size daha Hıristiyanca ve hayırsever bir yolu göstermek istiyorum. Bu, kendini kaybetmiş bir adama (Boycott) tövbe etme fırsatı da verecektir" dedi. Parnell "Kim kirasını ödeyemediği için eviden atılan birinin evini kiralarsa, kimse onunla konuşmasın, kimse ona bir mal satmasın" diye bir direniş hareketi başlattı.

31 Mart 2025 Pazartesi

DPT'NİN 'KİT SORUNU' DEĞERLENDİRMESİ: KİT TABLOSU KAPKARA

Kendi yağıyla kavrulan KİT'ler  (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) bile bu yıl zarar etti. Neden mi? DPT araştırması bu sorunun cevabını arıyor.

Cahit UYANIK 

Türkiye Özerkleştirme, Yeniden Yapılandırma ve Özelleştirme Kurumu (TÖYÖK), KİT Müsteşarlığı ve İnter- KİT gibi yeni kurumlaşmaların KİT'lerin gittikçe artan sorunlarına ne ölçüde çare oluşturacağı henüz meçhul. Ortada olan gerçek ise KİT'lerin zarar batağına her geçen gün daha kötü bir biçimde saplanmaları...

43 işletmeci KİT'ten 26'sı 1990 ve 1991 yılını zararla kapattı. Bu rakam 1989'da sadece 16 idi. Zarar eden işletmeci KİT  sayısındaki bu artış otomatikman global kar-zarar rakamlarına da yansıyor. İşletmeci KİT'ler 1989'u 1 trilyon 102 milyar lira karla kapatmıştı. Oysa 1990'da bilançolar 876 milyar lira zararı gösteriyordu. Geçen 1991 yılı ise başlı başına bir felaketti. Revize edilmiş rakamlara göre işletmeci KİT'lerin zararları 6,5 kat artarak 6 trilyon 633 trilyon liraya yükseldi.

Gerçekten de bir süre 'kendi yağlarında kavrulma'yı beceren, 'kar' gösteren bilançolar sunabilen KİT'lere son iki yılda ne oldu böyle...? Birden bire neden trilyonlarla zarar etmeye başladı..? Bu konuda ne yazık ki kapsamlı bir tahlile dayanan bir değerlendirme bulmak hiç de kolay değil. Ancak Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) 1992 Yıllık Programında yapılan bir değerlendirme bu eksiği bir ölçüye kadar giderebiliyor. DPT'nin değerlendirmesine göre 'bugünkü sorunların kaynağı'nı toplu iş sözleşmelerinde aramak gerekiyor.  Planlama'ya göre, 'sendikaların yeniden güçlenmesi başlamasıyla' 1989'da imzalanan toplu iş sözleşmeleri işletmeci KİT'lerin üzerinde 'ağır bir maliyet baskısı' oluşturuyor. 

29 Mart 2025 Cumartesi

İŞ BANKASINA KAYYUM ATANMA SÖYLENTİSİNİ KİMLER ÇIKARIYOR?


İŞ BANKASI: KAYYUM SÖYLENTİSİNİ SADECE MAL VARLIĞI HAKKI VEREN KURUCU İNTİFA SENEDİ EDİNEREK KAR PAYI İSTEYENLER ÇIKARIYOR 



Türkiye İş Bankası sosyal medyada yer alan 'İş Bankası'na kayyum atanıyor' iddialarını yalanlayarak, bu söylentilerin kurucu intifa senetlerini edinen ve kar payı dağıtımı konusunda mahkemelik olunmuş bir grup tarafından çıkarıldığını bildirdi. İş Bankası, 1927 yılına kadar sınırlı sayıda çıkarılmış kurucu intifa senetlerinin sahibine sadece malvarlıksal hak tanırken genel kurula katılım, oy verme gibi haklar sağlamadığını ifade etti. Banka, Atatürk'e ait payların temettülerinin ise TDK ve TDK'ya ödendiğini vurguladı.  

Türkiye İş Bankası, sosyal medya mecralarında son dönemde Banka'nın itibar ve şöhretine kasteden, yatırımcıların karar ve davranışlarını etkilemeye yönelik spekülatif, aynı zamanda sermaye piyasası mevzuatı ve bankacılık mevzuatı tahtında da suç teşkil eden gerçek dışı beyan ve iddialara itibar edilmemesi gerektiğini bildirdi. 

İş Bankası'ndan yapılan açıklamada, Banka'nın kurucu intifa senetleri üzerinden Atatürk’ün vasiyetnamesinin ihlal edildiği, vasiyet yararlanıcısı olan kurumların bilerek zarara uğratıldığı ve Banka'nın hukuka aykırı davrandığı yönündeki maddi ve hukuki gerçeğe aykırı iddia ve söylemler nedeniyle hissedarlar, müşteriler, yerli ve yabancı yatırımcıların doğru olarak bilgilendirilmesi amacıyla basın açıklamasının yapılmasının uygun görüldüğü ifade edildi. Açıklamada şöyle devam edildi:


"Bankamız Esas Sözleşmesi’nin 22’inci maddesinde düzenlenmekte olan kurucu intifa senetleri hukuken pay senedi mahiyetinde olmayıp intifa senedi niteliğindedir. Kurucu intifa senetleri,  hukuken sermayede herhangi bir payı temsil etmemekte, sahibine genel kurula katılma hakkı, oy hakkı gibi pay sahipliği hakları bahşetmemekte, sadece mal varlıksal haklar sağlamaktadır. 


Nitekim Bankamız Esas Sözleşmesinin anılan maddesinde kuruluşta çıkarılacak hisse senetlerinden bir defada 100 adet alanlara bir adet kurucu intifa senedi verileceği ifade edilmektedir. Aynı madde, bu hakkın dört milyon sermayeye kadar mevcut olduğunu, sermayenin bundan fazla artırılması halinde kurucu intifa senedi verilmeyeceğini de düzenlemekte olup 1927 yılında sermayenin bu tutara ulaşmasından sonra artık kurucu intifa senedi verilmemiştir. 


Bankamızın 31.05.1991 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda o dönemdeki hissedarları tarafından alınan karar ile sermaye artırımına gidilmiş ve yasal mevzuat ile Yüksek Mahkeme içtihatlarına uygun bir şekilde Esas Sözleşmemizin 58 inci maddesinde değişiklik gerçekleştirilerek, kurucu intifa senedi sahiplerine dağıtılacak kar payı ödemeleri “ödenmiş sermayenin 250 Bin TL’lik bölümü” ile sınırlandırılmıştır. Anılan Esas Sözleşme değişikliği tescil de edilmek suretiyle Bankamız açısından hukuken uygulanmakla yükümlü olunan bir hüküm haline gelmiştir. Dolayısıyla ilgili tarihten itibaren yapılan kar dağıtımları, tescil edilmiş bu Esas Sözleşme değişikliği dikkate alınarak, Bankamızın tabi olduğu kanunen yetkili otoritelerin bilgisi ve denetiminde uygulanmıştır.  Kaldı ki kurucu intifa senedi sahipleri sermaye artışına iştirak etmediklerinden artırılmış sermayeden temettü almamaları hakkaniyete de uygun bir işlemdir. 


28 Mart 2025 Cuma

VERGİ YOLUYLA ŞİRKETLER KREDİ KULLANMAKTAN NASIL CAYDIRILIR?

KREDİ FAİZLERİ GİDER YAZILAMAYACAK 

Şirketlere sürpriz. 1994'te hazırlanan vergi yasasına göre 1997'den itibaren kredi faizlerinin yüzde 25'i gider yazilamayacak. Bakanlar Kurulu bu oranı yüzde 100'e kadar yükseltmeye yetkili.

Cahit UYANIK / Yaşar BAKAN

Refah Partili Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in geçen ay yaptığı konuşmada tepki toplayan pasajlardan birisi, 'kredi faizlerinin gider yazılamayacağı' yönündeki niyetti. Oysa 1994 yılında çıkarılan bir vergi yasasına göre Maliye Bakanlığının -sınırlandırılmış bir şekilde- kredi faizlerini gider yazdırmama yetkisi bulunuyordu. Bu konudaki düzenleme 1997 yılı başından itibaren 1996 yılı hesaplarını kapsayacak şekilde uygulanacak. Peki bu düzenlemenin ayrıntıları nasıl?

5 Nisan Kararları sonrasında DYP-SHP Hükümeti tarafından çıkarılan 4008 Sayılı Kanunla Gelir ve Kurumlar Vergisi yasalarında ciddi düzenlemeler yapılmıştı. Buna göre 1996 yılı başından itibaren imalat sanayisi, bankalar, sigorta şirketleri ve finans kurumları dışında kalan işletmeler, kullandıkları yabancı kaynakların faizlerinin yüzde 25'ini gider yazamayacaklar. Bu oranı yüzde 100'e kadar çıkarmaya ise Bakanlar Kurulu yetkili. Yasanın nasıl uygulanacağı konusundaki yetki ise Maliye Bakanlığında bulunuyor. Yani Maliye'nin bu konuda daha ayrıntılı bir tebliğ çıkararak mükellefleri aydınlatması gerekiyor. Bu düzenlemenin 3-4 ay içinde yapılması zorunlu. Çünkü mükellefler Kasım ayından itibaren yıl sonu envanter çalışmaları için kolları sıvıyor.

26 Mart 2025 Çarşamba

BORSADA MÜŞTERİ BAZINDA MERKEZİ TAKAS SAKLAMA VE KAYDİ SİSTEME NASIL GEÇİLDİ?

SPK BAŞKANI KARACAN: EKİM'DE BAZI ARACI KURUMLAR ZORA DÜŞEBİLİR

SPK Başkanına göre takas saklamaya geçilmesiyle kötü niyetliler engellenecek.

Cahit UYANIK 

İMKB, önümüzdeki Ekim ve 1996-Ocak ayında iki önemli yeniliğe hazırlanıyor. Artık tüm kazanç-kayıp hesapları, bu iki oluşuma göre yapılmak zorunda. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali İhsan Karacan, Ekim başında müşteri bazında saklamaya geçildiğinde endeks ve işlem hacminin düşebileceği uyarısını yaptıktan sonra ekliyor: "Bazı aracı kurumlar da zora girebilir..." Karacan 1996 başında hisselerde fiziki dolaşımdan kaydi dolaşıma geçildiğinde insider trading ve manipülasyon olaylarının asgariye ineceğini de belirtiyor: 

- Son günlerde ardı ardına aracı kurum ve acente kapatma, faaliyetine ara verme olaylarıyla karşılaşıyoruz. Neden?

Karacan: Teorik olarak düşünüldüğünde aracı kurum veya acente yatırımcının malı üzerinde kişisel tasarrufta bulunmuyorsa, mevduat kabulü benzeri işler yapmıyorsa zor duruma düşmemesi gerekir. Ama bu konuda bazı aracı kurumların yeterince titiz davrandığını söyleyemem. Müşterinin malını alıp kullanmak, açığa işlem yapmak, mevduat kabulü benzeri faaliyetler nedeniyle zor duruma düşebiliyorlar. Piyasada işlem hacmi küçüldüğü, endeks düşüşe geçtiği zaman sorunlar varsa hemen ortaya çıkıyor. Nasıl ki enflasyon birçok kişi ve kurumdaki temel hastalıkları gizliyorsa endeks de bu tip sorunları gizliyor.

- Müşteri bazında saklama bunu azaltabilecek mi?

Karacan: Ekim başında müşteri bazında saklamaya geçeceğiz. Zaman zaman bu sürenin uzatılabileceğini bekleyenler var. Açıkça söylüyorum bu süre uzatılmayacak. Eğer biz müşteri bazına geçmezsek ne olur? Bizim aracı kuruma müşteri bazına geçme talimatımız var. Piyasada denetim mekanizmaları tek yönlü değil, çok yönlü. Aracı kurumları ve acenteleri denetliyoruz. Aracı kurumlar kendi acentelerini denetliyor ve gözetliyor. Bir de müşteri, aracı kurum ve acentesini gözetliyor. Bunlar birbirini tamamlayan şeyler. Hepsi iyi çalıştığı sürece riskleri azaltmış oluruz. Sistemden biri çalışmadığında yine sorunlar olabilir. Ekim'de her halükarda aracı kurumlarımızı müşteri bazında saklamaya geçiriyoruz. Müşterinin de aracı kurum ve acentesini bu açıdan gözetlemesi gerekli. Kendisinin hesaplarının müşteri bazında saklanıp saklanmadığını kontrol etmesi lazım.

25 Mart 2025 Salı

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISI AKIN GÜRLEK KİMDİR?

1982 yılında Nevşehir'de doğan Akın Gürlek, 2005 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Hâkim olarak çeşitli il ve ilçelerde görev yapan Gürlek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütmekteyken 01/06/2022 tarihinde Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısı olarak atandı.
Gürlek, 02/10/2024 tarihi itibarıyla ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandı. 
Akın Gürlek, evli ve 1 çocuk babasıdır.
(Kaynak: Adalet Bakanlığı web sitesi be ANKA Haber Ajansı) 

24 Mart 2025 Pazartesi

EKONOMİ, FİNANS, VERGİ VE BORSA FIKRALARI / RİSKLERİ ÖNEMSEMEMEK VEYA BOĞULAN PAPAZ VE TANRIYA SİTEMİ

Göl kenarındaki bir kasabada herkes yaklaşan sel baskınını ve fırtınayı konuşuyormuş, köyün papazı; "Tanrı bizi korur, korkmayın" diyormuş. 

Göl yükselmeye başlamış, kilise de gölün hemen kıyısındaymış. Yerliler kasabayı terk ederken kiliseye uğramışlar, papazı dua ederken bulmuşlar ve "Papaz efendi, gel araçlarımızda yer var, seni de götürelim." demişler. Papaz; "Tanrı bana yardım eder, ben ona inanırım, dua ederim" demiş. 

22 Mart 2025 Cumartesi

VELİ SARITOPRAK: TÜRKEŞ'İN YANINDA YETİŞMEK ŞEREFTİR

Veli Sarıtoprak 

Sarıtoprak, "1995'in ilk yarısı itibarıyla ekonomik göstergeler iyi değil" diyor. Ankaralı iş adamı Veli Sarıtoprak, bugünlerde siyasetle meşgul. Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) Başkanı iken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcılığına  geçen Sarıtoprak, kadınları MHP'de siyasete dahil etmekle görevli. Sarıtoprak'la 'MHP'de siyaset yapmak' üzerine konuştuk: 

 Cahit UYANIK 

- Niye MHP'yi seçtiniz? 

Sarıtoprak: Bir toplantıda siyaset ve iş adamına ilişkin ateşli bir konuşma yaptım. Orada Sayın Alparslan Türkeş de vardı. Elimden tuttu, "Her yerde iş adamları siyasete girsin diyorsun. MHP'ye gel, birlikte çalışalım; sana MYK'da, yanımda görev vereyim" dedi. MHP'ye 2 bin 500 sanayici ve iş adamı ve iş kadınını yanıma alarak kayıt oldum. Ben Afyonluyum, bir Anadolu çocuğuyum. Hayatım mücadele içinde geçti. Örf ve adetlere bağlıyım. Oldum olası ülkenin birliğini, dirliğini, ağız tadını savundum. Ülkemiz varsa biz varız. Bizim varlığımız ülkenin ve devletin varlığına bağlıdır. Dolayısıyla MHP'de yabancılık çekmedim. Hepsi de dürüst, kaliteli Anadolu çocukları. İçlerinde yolsuzluğa bulaşmış kimse yok.

- Yakın zamanda Türkeş'in yıldızının yükselmesinden etkilenmiş olmalısınız...

Sarıtoprak: MHP karizmatik bir lidere sahip. Sayın Türkeş'e büyük saygı ve sevgim var. Gerçek bir devlet adamı. Sayın Türkeş bir lider. Lider ile genel başkan arasındaki fark şu: Genel başkan gelecek seçimleri düşünür, liderler ise gelecek nesilleri... Türkeş'in yanında yetişmek, partiye hizmet etmek benim için gerçekten bir şeref. Son derece isabetli davranmışım.

20 Mart 2025 Perşembe

EKONOMİ HİKAYELERİ / ABD BAŞKANLARININ BEYAZ SARAY'DAKİ TÜM KİŞİSEL HARCAMALARI MAAŞLARINDAN KESİLİR

Ronald ve Nancy Reagan

1981 yılında ABD Başkanlığı görevine başlamasından yaklaşık bir ay sonra dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşi Nancy Reagan, Beyaz Saray’da akşam yemeğini yedikten sonra hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaşırlar.

Görevli garson yemeğin hesap faturasını getirmiştir. Baş kahyanın bir garsonla gönderdiği hesap faturasında sadece o akşamın değil son bir ayın bütün yemeklerinin hesabı da yer almaktadır.

Sadece yemekler de değil… 

Ağırladıkları kişisel misafirlerin, bir aydır kullandıkları kuru temizleme hizmetinden, diş fırçası, diş macunu, temizlik ve parfümeri malzemelerine kadar bütün kişisel malzemelerin ücreti de miktarlarıyla beraber kaydedilmiştir.

Ronald Reagan, hesabın büyüklüğüne şaşırsa da görevlinin getirdiği faturayı gülümseyerek alır ve muhasebeye maaşından ödenmesi talimatı verir.

Kocasının aksine Nancy Reagan’ın şaşkınlığı çok daha büyüktür. Anılarında, ‘kimse bize Başkan ve Eşinin Beyaz Saray’da yaşarken yedikleri yemeklere ve kullandıkları günlük malzemelere para ödemek zorunda olduklarından bahsetmemişti’ diye anlatıyor o şaşkınlık anını.

ABD eski Başkanı Bill Clinton’un eşi Hillary Clinton‘ın, bu yıl yayınlanan “Hard Choices” kitabının tanıtım ve imza gezilerinden birinde, Beyaz Saray’dan ayrıldıkları zaman, ‘borç içinde ve beş parasız olduklarını’ söylemesi, sosyal medyada büyük yankı yapmıştı.

Hillary Clinton, sekiz yıl kaldıkları Beyaz Saray’dan taşınınca Washington DC’de ve New York’ta mortgage kredisiyle iki ev aldıklarını, bu kredi ile kızları Chelsea’nin Stanford Üniversitesi parasının kendilerini, 2001 kışında 12 milyon dolar borcu olan olan bir aile haline getirdiğini anlatacaktı.

Peki, 8 yıl boyunca yıllık ortalama 500 bin dolar maaşı olan ve kira gideri olmayan bir aile niçin Beyaz Saray’dan beş parasız ayrılacaktı?

ABD Başkanları Beyaz Saray’a kira ödemez ama onun dışındaki herşey maaşlarından kesilir.

KULİS / 'BEYANSIZ' BAKAN'IN YENİ ŞİRKETİ

Hüsamettin Örüç 


Cahit UYANIK 

Mesut Yılmaz Kabinesinde bakanların peşpese 'mal beyanı' açıklaması, neresinden bakarsanız bakın kamuoyu için 'ilginç' oldu. Ancak hala beyanda bulunmayan bakanlar var. Bu halleriyle 'fark ediliyorlar'...

Örneğin Bayındırlık ve İskan Bakanı Hüsamettin Örüç. 'Milyarlık projeler'i ihaleye açıp sonuçlandırmak gibi... Kendine göre 'özellikleri' olan bir bakanlık koltuğu bu... Ancak... Sayın Örüç 'mal beyanı' yapmasa da... Merak edip araştıranların 'bilinsin' diye anlattığı bir şey var: O da Bursa'da kurulan bir inşaat şirketinin yüzde 30'una Sayın Örüç'ün (150 milyon lira sermaye koyarak) sahip olduğu...