30 Temmuz 2020 Perşembe

DÜNYADA 40,3 MİLYON 'MODERN KÖLE' VAR VE DAHA FAZLA MÜCADELE GEREKİYOR


Cahit UYANIK

“1750 ilkbaharı başlarında, Batı Afrika’nın Gambiya kıyılarından içeri doğru nehir boyunca dört günlük yol çeken Juffure köyünde, Omoro ile Binta Kinte’nin bir oğulları oldu” diye başlıyor ünlü siyahi yazar Alex Haley’in Türkçe’ye Kökler (Roots-The Saga of an American Family) ismiyle çevrilen romanı… Doğan çocuğa Kunta Kinte adı verildikten 216 yıl sonra Haley, 1966 yılında kendi ailesinin köklerini araştırmaya ve ulaşacağı bilgilere göre romanını yazmaya karar verdi. 

Haley, 10 yıl süren araştırma ve romanı yazma sürecinde; 7 kuşak geriye gidebildiğinde karşısına Toby adlı bir köle çıktı. İşte Toby, Haley’in kuşaklar öncesinden büyük dedesi, köle tacirlerince kaçırılıp Lord Ligonier adlı gemiyle Annapolis’e (Maryland) getirilip köle olarak satılan Afrikalıdır. Satın alan beyaz adam, bir müslüman olan Kunta Kinte’nin ismini Toby olarak değiştirmiştir hemen… Köle Toby, yaşamı boyunca dört kez esaretten kurtulmaya çalışmış; sonuncusunda, bir daha kaçmaya yeltenmesin diye, ayağı acımasızca kesilip topal edilmiştir.

Toby, kölelik yapması için kaçırılan 12,5 milyon Afrikalıdan (Bunlardan 10,7 milyonu zorlu okyanus yolculuğuna dayanabildi; 1,8 milyonu öldü ve denize atıldı) sadece biriydi. Şanslı olan Haley Ailesi, 200-250 yıl geriye yani Kunta Kinte’ye kadar giden köklerini öğrenmelerini yazar olan oğulları Alex’e borçluydu. Ancak 25 Mayıs 2020 tarihinde Minneapolis kentinde beyaz bir polisin diziyle boğazına basıp nefessiz bıraktığı George Floyd ve ailesi, atalarının Afrika’nın neresinden getirilip köle yapıldıklarını hiçbir zaman bilemeyeceklerdi. ABD’de kölelik dönemi,  1619 yılında ilk Afrikalı insanların getirilmesiyle başladı ve 1866 yılında köleliğin kaldırılmasıyla tam 247 yıl sürdü. Siyahiler ABD’de, daha sonraki 154 yılda sözde özgürdüler ancak bu zaman diliminin üçte ikisini, ikinci sınıf vatandaş olarak geçirdiler. 1960 ve 1970’lerdeki büyük mücadeleleri sonrasında ‘kağıt üzerinde de olsa’ beyaz ırkla tıpatıp aynı haklara sahip oldular. 

George Floyd’un acımasızca katledilmesi, sadece ABD değil tüm dünya çapında ırkçılığa karşı büyük protesto eylemlerine sebep oldu. Bu eylemler, siyahilerin ABD’deki kölelik geçmişlerini yeniden anımsamamızı da sağladı. Ünlü köle tacirlerinin heykelleri kaidelerinden sökülüp sokaklarda sürüklendi; isimleri kütüphanelerden, sergi salonlarından, amfilerden silindi. Ancak dikkatli zihinler; köleliğin günümüzde de dünyanın dört bir yanında değişik formlara bürünerek devam ettiğini, kölelik hakkında önemli raporların yayınlandığını; buna karşılık kölelikle mücadelenin de günümüz koşullarına uyum sağlayarak, -tatmin edici olmasa da- bir şekilde sürüp gittiğini hemen anımsadı. Geçmişte insanlar ekonomik üretim ve bedava hizmet etmeleri için şiddet uygulama tehdidiyle köleliğe zorlanıyorlardı. Günümüzde de yaşanan milyonlarca kölelik olayında ekonomik gerekçeler hep başrolde iken, arka planında şiddet ve tehdit unsuru bulunuyor.

Dünyada kölelik, modern formlarıyla o kadar yaygın ki; merkezi Avustralya’da bulunan Özgür Yürü Vakfı (Walk Free Foundation-WFF), BM’ye bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ile ortaklaşa Global Kölelik Endeksini  (GSI) düzenli olarak yayınlıyor. GSI 2018 Raporuna göre, dünya genelinde 40,3 milyon ‘modern köle’ bulunuyor. Modern kölelik tabiri, ‘Tehdit, şiddet, zorlama, hile, gücün suistimal edilmesi gibi nedenlerle kişilerin istismar edildikleri duruma karşı koyamaması ve mevcut durumlarını terk edemediği’ koşulları tanımlamak için kullanılıyor. Modern kölelik kurbanlarının yüzde 71'ini kadınlar ve kız çocukları, yüzde 29'unu ise erkekler ve erkek çocukları oluşturuyor. Modern kölelerin 15,4 milyonu zorla evlendirilenler; 24,9 milyonu ise zorla çalıştırılanlar…

WFF’nin raporuna göre günümüzde konfeksiyon, madencilik, tarım ve balıkçılık gibi sektörler başta olmak üzere modern kölelik birçok alanda oldukça yaygın. Tayland'da balıkçılık sektörü, Kuzey Kore'de kömür madenciliği, Fildişi Sahili'nde kakao üretimi, Brezilya'da sığır otlaklarının yanı sıra; modern kölelik örneklerine Avustralya'da bazı diplomatların evlerinde ve İngiltere'de araba yıkama sektöründe rastlamak mümkün.

Geçmişte kölelik belasından çok sıkıntı çekmiş olan Afrika ülkeleri, şimdilerde ise kendi içindeki kölelikten muzdarip. WFF’ye göre Afrika'da 9 milyon 240 bin modern köle bulunduğu tahmin ediliyor. Bu rakam dünya genelinde toplam modern köle sayısının yüzde 23'üne tekabül ediyor. Burada modern kölelerin yüzde 37'si zorla çalıştırılıyor, yüzde 67'si ise zorla evlendiriliyor. Kıtada 400 bin kişi ise cinsel sömürü mağduru. Afrika'da modern kölelik en yaygın Eritre, Burundi ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde varlık gösteriyor. Mesela Gana’da çocuklar ebeveynleri tarafından satılarak, balıkçılıkta köle gibi çalıştırılmaya zorlanıyor.

Dünyanın en yoksul ülkelerine ev sahipliği yapan Asya Pasifik ise aynı zamanda modern köleliğin en yaygın olduğu bölge. Dünya genelindeki modern kölelerin yaklaşık 25 milyon ile yüzde 62'si Asya Pasifik'te yaşıyor. Bu bölgedeki kölelerin yüzde 66'sı zorla çalıştırılıyor, yüzde 34'ünün ise zorla evlendirildiği biliniyor. Bölgede modern kölelik en çok Kuzey Kore, Afganistan ve Pakistan'da görülürken; modern köle sayısı en çok Hindistan, Çin ve Pakistan gibi kalabalık ülkelerde bulunuyor.

Kuzey ve Güney Amerika'da ise yaklaşık 2 milyon modern köle bulunduğu tahmin ediliyor. Bu da dünya genelindeki köleliğin yüzde 5'i demek. Amerika'daki modern kölelerin yüzde 66'sı zorla çalıştırılırken, yüzde 34'ü zorla evlendiriliyor. Modern zaman köleliği bu kıtada en fazla Venezuela, Haiti ve Dominik Cumhuriyeti'nde yaygınken modern köle sayısı en çok ABD, Brezilya ve Meksika gibi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bulunuyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerine ev sahipliği yapan Avrupa'da ve Orta Asya'da modern köle sayısı 3,5 milyon civarında. Bu da dünya genelindeki modern kölelerin yüzde 9'unun bu bölgelerde yaşadığı anlamına geliyor. Bu bölgelerde zorla evlendirilme yüzde 9 gibi çok az bir oran iken modern kölelerin yüzde 91'i zorla ve kötü koşullarda çalıştırılıyor. Avrupa ve Orta Asya aynı zamanda dünya genelindeki cinsel sömürü vakalarının yüzde 14'üne sahip. Avrupa ve Orta Asya'da ise Belarus, Türkmenistan ve Makedonya modern köleliğin yüksek oranda görüldüğü yerler olarak öne çıkıyor.

İğneyi biraz da kendimize batıralım… WFF’ye göre Türkiye'de ise 509 bin modern köle bulunuyor. Raporda sebebi belirtilmese de bu sayının önemli kısmının, Türkiye’de bulunan ve sayıları 7 milyona yaklaşan yasadışı göçmenlerden kaynaklandığı düşünülüyor. Ayrıca Türkiye, G-20 ülkeleri arasında satın aldığı ürün ve hizmetlerin zorla çalıştırılan kişiler tarafından üretilme riski bulunması karşısında önlem almayan 12 ülkeden birisi olarak gösteriliyor. Türkiye'nin ithal ettiği mallar arasında elektronik eşyalar, giysi, kakao, pamuk ve pirinç modern kölelik yoluyla üretilmiş olma riski taşıma sıralamasında en üst basamakta yer alıyor. Bu beş ürünün yıllık ithalat miktarının 5 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. Türkiye modern kölelikle mücadelede sekiz kategoriden oluşan sıralamada B notu alarak Tayland, Nijerya, Lüksemburg, Uganda, Mısır ve Senegal gibi 4. gruptaki ülkeler arasında yer alıyor. Kölelik İndeksi 2016'dan 2018 yılına kadar Türkiye'de hükümetin modern kölelikle mücadelede ilerleme kat etmediğine işaret ediyor.

Gelelim modern kölelikle mücadeleye… WFF modern köleliğin sınırları, sektörleri ve yargıyı aşabilen karmaşık ve genellikle gizli bir suç olduğunu belirterek, bunu sona erdirmek için güçlü ve çok yönlü bir yaklaşımın gerekli olduğuna inanıyor. Modern kölelikle mücadele; sağlam bir bilgi tabanı oluşturmayı, kilit ülkelerdeki mevzuat değişikliğini teşvik etmeyi, iş ve inançların gücünü kullanmayı içeriyor. WFF, önde gelen tüm küresel ekonomilerin köle emeğinin tedarik zincirlerinden kaldırılması için proaktif adımlar atmaktan sorumlu tutulması gerektiğini belirtiyor. WWF, modern kölelikle mücadelede elle tutulur gözle görülür bir bilgi kaynağı olması adına, Küresel Kölelik Endeksini geliştirdiğini vurguluyor.

Nottingham Üniversitesinden Sosyolog Prof. Dr. Kevin Bales de hayatını dünyadaki modern kölelik formlarıyla mücadeleye adamış bir isim. Bales’in  "Yeni Kölelik: Kullanılıp Atılanlar" (Disposable People: New Slavery in The Global Economy) adlı ünlü kitabı Türkçe’ye de çevrilip yayınlandı. Bales kitabında büyük şirketlerin gelişmemiş ülkelerdeki fabrikalarında aşırı düşük maaş ile çalıştırılan işçilerinden değil; yasal maskelerin ardında, zincirlere vurulmuş şiddet uygulanarak köleleştirilmiş insanlardan yani günümüzün gerçek kölelerinden söz ediyor. Bales; beş ülkede yaptığı saha araştırmaları ile şahsen tanık olduğu köleliğin yeni formlarını gözler önüne seriyor. Artan nüfus oranları, sömürgeci ekonomik küreselleşme ve modern tarım yöntemlerinin yaygınlaşmasıyla köleliğin büründüğü yeni formda kölelerin, sahipleri tarafından ‘kısa vadeli bir yatırım’ olarak görüldüğünü izah eden Bales, “Metalaştırılmış bu insanların hasta olmak, yaşlanmak gibi lüksleri yok; piknikte kullandığınız plastik bir bardak gibi kullanılıp atılıyorlar, çünkü yerini yeni bir köle ile değiştirmek en az o kadar masrafsız ve kolay” diyor. Bales bir TEDX konuşmasında ise, bazı yatırımcıların modern köle statüsündeki işçilerinden kısa vadeli yatırım diye bahsettiği tv programı görüntülerini dinleyicileriyle paylaşıyor. Dinleyicilerin şaşkınlıktan ağızları bir karış açık kalıyor.

Yazımın son bölümünde size artık hayatta olmayan Pakistanlı, 12 yaşındaki kölelik karşıtı çocuk aktivist Iqbal Masih’ten söz etmek istiyorum. Pakistan’ın en yoksul bölgelerinden birisi olan Mudrike’de doğan Iqbal, 4 yaşına geldiğinde tüm akrabaları gibi 600 rupi yani yaklaşık 16 dolar karşılığında halı dokuma fabrikasında çalışmak üzere satıldı. Çünkü ailesi ağabeyini evlendirmek için tefeciden borç almıştı. Ödeyemeyince halı fabrikasında çalışmaya zorlandı. Yüksek faizli borç bitmek bilmedi ve burada haftanın 7 günü 14 saat çalıştırıldı. 10 yaşına geldiğinde sadece 27 kiloydu. Çünkü en pahalı halıları ancak o küçücük parmaklar dokuyabiliyordu. Kötü beslenme şartları ve iki büklüm saatlerce oturmanın sonunda Iqbal bir türlü gelişemedi. 10 yaşındayken hala 5 yaşında bir çocuğun kilosuna ve boyuna sahipti. Omurgası yamulmuştu ve ömrünün sonuna kadar böbrek sorunlarıyla mücadele edecekti.

Iqbal bir gün kasabada Bonded Labor Liberation Front (BLLF) adlı aktivist bir grubun toplantısı olduğunu duydu ve katıldı. Orada 10 yaşındaki Iqbal Pakistan devleti tarafından köleliğe temel sağlayan tefecilik borcunun yasadışı ilan edildiğini öğrendi. Derneğin lideriyle konuşup yardımını isteyen Iqbal kısa sürede onu köle taciri patronlarının elinden kurtaracak gerekli evrakları hazırladı ve kurtuldu. Iqbal, evine döndü ama birçok çocuğu da kölelikten kurtardı ve hayatının geri kalan 2 yıllık kısmında ülkesinde ve tüm dünyada kölelikle mücadele etti. Iqbal 1995 yılında, henüz 12 yaşında iken netameli bir cinayete kurban olarak hayata veda etti. Bu acı öyküyü anımsayınca “Yetişkinler çözüm bulamadığına göre, belki de dünyada köleliğe son vermek için yeni Iqbal Masih’lere ihtiyaç vardır; kim bilir” diye düşündüm. Sanırım bana katılırsınız.

(Bu yazı Diplomatik Gözlem Dergisinin Temmuz-2020 tarihli sayısında yayınlanmıştır) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder