26 Aralık 2023 Salı

KREDİ KARTLARINA ÇEKİ-DÜZEN

Cahit UYANIK 

Günümüzde kredi kartları artık yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Hepimizin cüzdanlarında renk renk kredi kartları arz-ı endam ediyor. Kredi kartı, özellikle son 4-5 yıldır gündelik hayatımıza çok daha fazla girdi. "Neden böyle oldu?" sorusunun ise herkesin bilmediği ancak anlatıldığında kolayca anlaşılabilecek bir sebebi var.

Bankaların önce normal, daha sonra da taksitli alışverişe imkan veren kartları yoğun bir şekilde pazarlamasının sebebi, bankacılıktaki deyimiyle 'aktif-pasif uyumsuzluğu'ndan kaynaklanıyor. Bankalar müşterilerinden ancak 1 ile 3 ay vadelerde mevduat toplayabiliyor. Bu, bankanın bilançosunun pasif tarafıyla ilgili. Ancak banka topladığı mevduatı klasik yöntemlerle yani sanayici ve tüccar kredi müşterilerine pazarlayamıyor. Çünkü bu müşteri grubu, genelde 1-5 yıl arasında kredi vadesi talep ediyor. Bu da bilançonun aktif tarafındaki beklentiyi oluşturuyor. 

Ancak bankaların en fazla 3 ay vade ile topladığı mevduatı 1 yıl, 3 yıl vade ile ticari veya sınai kredi olarak kullandırması mantığa aykırı. Bu nedenle tıpkı mevduatın kısa vadeli yapısına benzeyen kredi kartı müşterilerine doğru yöneliyorlar. Çünkü kredi kartı müşterisi 1 ay sonra ödemesini yapmak zorunda. Bu da aktif-pasif uyumsuzluğunu ortadan kaldırıyor. Bankaların zaten kredi kartı düzenlemesi konusuna hep bir ağızdan karşı çıkmalarına rağmen; 12 hatta zaman zaman 24 ay vadeye kadar çıkan taksitli kredi kartları konusunda ayrı ayrı düşünmeleri de buradan kaynaklanıyor. Pasif yapısı yani özkaynağı güçlü bankalar, genelde uzun vadeli kredi kartı taksitlendirmesine gidebiliyor. Ancak pasif yapısı daha zayıf bankalar, az önce anlattığımız uyumsuzluk sorunu yine ortaya çıkacağı için uzun vadeli taksitlendirme istemiyor. 

1968'den beri kullanılıyor ama...

Umarım bu teknik açıklama bankaların neden sokak ortasında, vapurlarda, metro istasyonlarında, büyük alışveriş merkezlerinde; beraberinde çanta-ajanda hediye ederek kart pazarlamaya çalıştığını anlatmaya yetmiştir. Önümüzdeki dönemde Kredi Kartları Kanun Tasarısı yasalaşırsa, bu tip pazarlama yöntemleri artık kullanılamayacak ama bankaların daha başka pazarlama metotlarıyla müşteriye ulaşmaya çalışacağına herkes kesin gözüyle bakılıyor. 

Bu güncel girişten sonra kredi kartının biraz tarihçesine bakalım. Kredi kartı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle ABD'deki bankaların bulduğu ve yoğun olarak dünyaya tanıttığı bir bankacılık tekniği idi. Türkiye ise kredi kartı olayı ile ilk kez 1968 yılında tanıştı. Ancak bu kartlar, ancak çok yüksek düzeydeki gelir sahibi kişilerin kullanabildiği ve onların alışveriş yapabildiği yerlerde kullanılıyordu. Bu eğilim 1990'lı yılların ortasına kadar sürdü. Türkiye'de bu yıllarda bireysel bankacılık hizmetlerinin ciddi bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkmasıyla, kredi kartı pazarlaması artmaya başladı. Ancak bankaların bir kısmı, mevduattan elde ettiği kaynakları Hazine kağıtlarına yatırdığı için kredi kartı olayına hiç girmediler denilebilir.

Hızlı gelişme sosyal olayları tetikledi 

Ancak bu konudaki ilk büyük hareketlenme 2000 yılında başladı. O yıl, uygulanan ekonomik program sonucunda faizlerin aniden düşmesi ve dövizin gelecekteki fiyatının ilan edilmesi kredi kartlarını canlandırdı. Ardından 2001 Krizi geldi ve bankacılık sektöründe bir krize girildi. Birçok banka fona alındı. Bankalar, sokaktaki vatandaşın alım gücünün düşmesi avantajını iyi değerlendirerek, tüketim düzeylerini korumaları için onlara kredi kartı pazarladıllar ve taksitli alışveriş imkanı sağladılar. Bu gelişmenin sonucunda 2000 yılında 13,4 milyon adet olan kredi kartı sayısı  26,6 milyon adete yükseliverdi. Bu kadar hızlı gelişmenin zaten düzenli olması beklenmiyordu ve ortaya çoğumuzu rahatsız eden gelişmeler çıktı. Posta kutusundan çıkan kredi kartları, işsiz insana 3-4 milyar limitli kredi kartı verilmesi gibi.

Sonuçta bu hızlı gelişme bazı sosyal olaylara da yol açtı. Kredi kartı borcu yüzünden intiharlar, cinnet olayları, cinayetler, icra vakalarının artması, ailelerin dağılması, baba ile çocuğun, koca ile karının birbirine düşman olması gibi olaylar yaşandı. Elbette bu olayların yaşanmasında bankaların yırtıcı pazarlama taktikleri kadar, kredi kartı müşterilerinin bu bankacılık ürününü kullanma kültürünü bilmemeleri de önemli rol oynadı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bu durumu "Kredi kartını hayatı kolaylaştırıcı değil, hayatı idame ettirmeye yönelik olarak kullandık" şeklinde açıklıyor.

BDDK, son 4-5 yıllık hızlı gelişimi artık belli bir düzene sokabilmek için bir Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanun Taslağını tartışmaya açtı. Taslağın yaz aylarına kalmadan Meclis'ten geçmesi bekleniyor. Peki bu taslakta neler var? Vatandaşın kredi kartı olayıyla ilişkilerine yeni düzenlemeler, yeni boyutlar ekliyor mu? Bu sorunun cevabı evet. Bu yeni boyutları başlıklar halinde şöyle sıralayabiliriz:

• Kredi kartı artık talep olmadan verilemeyecek. Kart çıkaran kuruluşlar yazılı, elektronik ortamda güvenli elektronik imza veya telefon ile talepte bulunmayan kimseler adına hiçbir suretle kart çıkaramayacaklar.

• Üst üste 3 defa karttaki asgari ödeme tutarının altında ödeme yapanlar veya 1 yıl içinde 4 defa aralıklarla bu ödeme tutarını tutturamayanlara 1 aylık süre tanınacak. Bu süre içinde durumunu düzeltmeyenlerin tüm kartları iptal edilecek ve 2 yıl süreyle kredi kartı verilmeyecek. Böylece düzenli ödeme alışkanlığı olmayanlar sistemden çıkarılacak. 

• Bir gerçek kişiye bir bankada tahsis edilecek kredi kartı limiti aylık ortalama gelirinin 3 katını aşamayacak. Ancak 1 milyar liraya kadar kredi kartı limitlerinde aylık gelirin belgelendirilmesi istenmeyecek.

• Kart hamilinin talebi olmadan kart limiti artırılmayacak. BDDK, gerektiğinde bu konuda limitlere alt-üst sınır getirecek. 

• Hesap özetinde uygulanacak faiz oranı, son ödeme tarihi, dönem borcu, asgari ödeme tutarı, BDDK'ca belirlenecek diğer hususlar yer alacak. Bu bilgiler yazılı veya istenirse elektronik ortamda gönderilecek. Bilgiler rahatça okunabilir, koyu renkli ve farklı bir yazı karakteri ile yazılacak. 

• Asgari ödeme tutarının ödenmesi halinde, kalan miktar için ne kadar faiz ödeneceği hesap özetinde ayrıca gösterilecek. Faize bırakmanın getireceği yükü, kart hamili ekstrede görecek. Yani 1 milyar liralık borcun asgari ödemesi olan 100 milyon lira ödenmişse kalan 900 milyon liraya ne kadar faiz işletileceği hesap özetinde yer alacak. 

• Kart kaybolur veya çalınırsa kart hamili yazılı, telefon veya elektronik ortamda yapacağı bildirim anına kadar hukuka aykırı kullanımın 150 YTL'ye kadar bölümünden sorumlu olacak. Bunun üzerindeki kullanımlar kart çıkaran kuruluşların sorumluluğunda olacak. Ancak bu hukuka aykırı kullanım kart hamilinin ağır kusuruna veya kastına dayanıyorsa veya bildirim derhal yapılmamışsa bu sınır uygulanmayacak ve tamamı ile kart sahibi sorumlu olacak.

• Kartlar ve ek kartlar hamiline teslim edilmiş olmak kaydıyla, kart kullanılmasa dahi yıllık ücret vs. giderler alınabilecek.

• Kart hamilinin talebi üzerine üçüncü kişilerin adına, asıl karta bağlı ve asıl kart limitini geçmemek üzere ek kart çıkarılabilecek. Asıl kart ve ek kartlar, tek kart gibi işlem görecek. Ek kart limitini de asıl kart sahibi belirleyecek.

• Kredi kartı sözleşmelerinin şekli ve içeriğinde yer alması gereken asgari şartları BDDK belirleyecek. Sözleşme hükümleri açık, anlaşılır şekilde en az 12 punto ve koyu harflerle yazılacak. Sözleşmede asgari ödeme oranı yer alacak. Asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 10'undan aşağı olamayacak. 

• Bankalar kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiç bir şekilde ödeme talep edemeyecek.

• Kredi kartı veren kuruluşlar genel müdürlük ve şubeleri dışında kredi kartı talebi toplayamayacaklar. BDDK ayrıca kredi kartlarının dış mekanda, nerelerde dağıtılabileceğini de belirleyecek. 

• Taslakta kredi kartıyla taksitli satışlar, esnekliği bozabileceği düşüncesiyle yer almadı. Ancak BDDK gıda ve akaryakıt gibi ürünlerin taksitli satışının kredi kartının ruhuna aykırı olduğunu düşünüyor. Bu harcamaların çığ gibi artabileceğini ve kredi kartı krizi ile karşı karşıya kalınabileceğini anlatan BDDK; İsrail, Fransa, Yunanistan gibi ülkelerde de taksitli kart kullanıldığını ancak vadenin 6 ay olduğunu ifade ediyor. BDDK 24 aylık ödeme planına ihtiyaç duyanlara "Tüketici kredisi kullanın" tavsiyesinde bulunuyor. 

Kredi kartıyla ilgili temel veriler

☆ Türkiye'de şu anda 27 milyon adete yaklaşan kredi kartı var. 

☆ Ortalama aylık kredi kartı harcaması 700 YTL.

☆ Geçen yıl kredi kartı ile 1,1 milyar adet işlem yapıldı. Bu işlemlerde 64 katrilyon liralık yani milli gelirin yüzde 25'i kadar ciroya ulaşıldı.

☆ 2005 Ocak ayında 37 bin 791 kişinin yaptığı 60,4 trilyon liralık işlem yasal takibe düştü. 

☆ Kredi kartı sayısında Avrupa'da üçüncü, kullanımında ise 10'uncu sıradayız. 

☆ Kredi kartı, Türkiye'de kayıt dışı ekonominin önlenmesi konusunda çok önemli bir işlev de üstleniyor.

(Bu yazı TSE'nin yayın organı Standard dergisinin Mart-2005 tarihli sayısında yayınlanmıştır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder